Kimsin Sen? [2. Bölüm]

Uyandığımda saat 11’i geçmişti. Bir iki müşteri görüşmesi, ekipten birileriyle toplantı derken saat 2 olmuştu. Dün gece aklıma geldi, telefonuma baktım. Bu sefer benim mesajıma çift tıklayan o olmuştu.

Heyecanlandım. Ne zaman online olduğunu bilmiyordum, ne zaman “like” ettiğini bilmiyordum. Sadece mesajımı beğendiğini bilmek hoşuma gitmişti.

Günü müşteri sunumuyla bitirdik. Akşam yemeği, hanımla biraz film izlemece derken sonrasında Fenerbahçe’nin Euroleague maçına denk geldim. Barcelona deplasmanı. Maç bitti, yenildik. Hem de pisi pisine. Uykum yine kaçmıştı. Çok yorgundum ama uyuyacağıma emin olmadan da yatağa geçmek istemedim. Biraz yeni alışkanlıklarıma, instagram hesabıma bakındım. Eşlerinden azar yiyen arkadaşlarımdan biliyordum ki, kimi takip ettiğin, kimle mesajlaştığın çok önemli. Neyse ki, eşim benim aktif sosyal medya kullandığımı bile düşünmüyordu.

Yeni arkadaşımdan (arkadaş diyebilirsek buna) yeni bir mesaj daha vardı.

– Günün nasıldı?

Belli ki, sohbet etmek istiyordu. Anlattım. Sunumu, yorgunluğu, beni dün gece yorduğunu…

– Senin sabah ki mesajında tüm gün boyunca ıslak gezmeme sebep oldu. Kaç kere boşaldım bilmiyorum beni izlediğini düşünerek. Emin ol, ben de çok yorgunum.

İşte yine yapıyordu. Henüz ikinci mesajda konu yine seks. Bu kadar açık konuşan bir kadın beni aşırı tahrik ediyordu. Mesajı like ettim. Hemen ardından bir fotoğraf geldi. Bu sefer öncekilerden farklıydı. Direkt olarak sohbet penceresinde görebiliyordum. Parlayan dudakları arasına alınmış iki parmağı ve dili belli belirsiz dışarı. İstediğim zaman bakabileceğim bir fotoğrafım olmuştu.

– Başkalarını izlesen bile, en sonunda bana bakarak boşalmanı tercih ederim. Dudaklarıma…

Haklıydı. Sikimi parmaklarının yerine koymak ve o parlayan dudakları ve ağzını sikmek istiyordum.

+ Anlaştık! Bakalım sana benzeyen kızla yeniden denk gelebilecek miyiz?

yazdım. Dün akşam izlediğim kızın ona benzediği falan yoktu muhtemelen. Sadece ufak diri göğüslü ve güzel dudakları olan bir kızdı. Bir foto daha geldi. Hala çok karanlık bir ortam ama belli ki odası. Detayların hiç birisi gözükmüyor ama telefonu dik şekilde yere koyup, önüne geçip, parmak uçlarında yükselmiş ve hafifçe bacaklarını aralamıştı. Sırtına düşen saçları belli ki açık renkti. İnce beli, küçük ama yuvarlak bir poposu vardı ve upuzun bacakları. O bacaklara benzerlerini çektiğimiz reklamlarda kullandığımız modellerde görürdünüz.

– Bana benzeyen kıza bak bakalım, bana gerçekten benziyor mu?

Haklıydı. Kendisinin farkındaydı. Bana etkisinin de farkındaydı ama başka birisine gitmem hoşuna gitmemişti. Dün “karını bile sikme” derken muhtemelen bunu düşünmüştü.

+ Götü senin kadar güzel ve fit değildi kesinlikle, suratıma otursa muhtemelen nefes alamazdım.

yazdım. Oysa ki en sevdiğim şeydi, karımın suratıma oturması ve nefesim kesilene dek amını götünü bana yedirmesi. Şimdi düşünüyorum da, bunu bildiği için mi dün suratına oturmayı isterdim yazmıştı. Tanıdık birisi olabilir miydi?

– Oh öyle mi! Merak etme, zamanı geldiğinde ben de nefesini keseceğim. dedi.

Like ettim. fotoğraf geldi. Tek sefer bakabileceğim türden. Az evvel ıslak dudaklarının arasındaki parmaklar bu sefer ıslanmış amının dudaklarının arasındaydı. Bu kız beni delirtecekti.

Like ettim. Bir fotoğraf daha. İşaret ve orta parmakları ikinci boğumlarına kadar içinde, belli ki dizlerini çekmiş kendine doğru. Göt deliği belli belirsiz, fotoğrafın bir köşesindeydi. Fotoğraf kapandı.

Like ettim. Bekliyordum, bir şey gelmesini. Saniyeler dakikalar geçti ama bir şey gelmedi. Beynime kazınmış fotoğraflar ve bakabildiğim tek fotoğraf olan dudaklarına bakarak sikimi okşuyordum. Yeni bir fotoğraf gelse, eminim ki anında patlayacaktım. Hiç bir şey gelmedi. Son fotoğrafın üstünden yaklaşık 5 dakika geçmişti. Beynimdeki kan sikime hücum ettiği için düzgün düşünemez olmuştum resmen. Bir karar verdim, sikimi boxerımın içine koyup, avucumun içinde sımsıkı tuttum. Yanlış anlaşılmasın, çok büyük bir sikim yok ama başı gövdesine göre anormal şekilde iridir.

+ Sıra bende mi yoksa? yazdım ve fotoğrafı yolladım.

**Kahretsin.** Nasıl tek kez bakılacak fotoğraf atacağımı bilmiyordum ve işte orada boxerımın üstünden sikimi kavradığım fotoğraf sohbetimizin tam ortasındaydı. Yüzüm vs belli değildi ama yine de panikledim.

Like etti.

– Harika gözüküyor ama dışarı çıkma zamanı gelmiş. Yakından görmek bakalım ne zaman mümkün olacak. Bacaklarının arasına girip, o dolu taşaklarını emerken, yüzümde dolaşması çok hoşuma gidecek.

Like ettim. Açık şekilde Fotoğraf geldi. Belli ki bana fotoğraf göndermediği aralıkta amını parmaklamaya devam etmişti. Fotoğrafta ıslanmış üç parmağı vardı sadece. Biliyordum ki bu ıslaklık tükürük değildi. Like ettim bir kez daha.

Benimle konuşurken, ben görmesem de tatmin olması aşırı tahrik ediciydi. Sikimi daha hızlı şekilde okşamaya başladım. Boxerımdan çıkarttım ve göğsüme doğru, tüm t-shirtümün üstüne boşaldım. O boşalma anından sonra, ne yapacağınızı bilemediğiniz bir an vardır ya, onu yaşadım. Boxerımın dışında hala sert olan sikimi ve neredeyse tamamı ıslanmış olan tshirtümün fotoğrafını çekip yolladım. Bu sefer tek seferliğine bakılacak şekilde yollamayı başarmıştım. Baktı, Like etti.

– Diğer kıza bir şey kalmadı galiba taşaklarında. Tüm yüzümü kaplayacaksın belli ki. Hadi bu gece dinlen biraz…

yazdı. Yorgundum ama daha devam etmesini istiyordum. Like etmedim. Bir şey yazmadım. Gecenin 2’si olmuştu. Sohbetimize baktığımda ise, sadece 30 dakika mesajlaşmıştık ama sanki tüm geceyi birlikte geçirmişiz gibi hissettirmişti. Eşim porno bağımlılığımı bildiği için üstüne boşaldığım tshirtü dert etmezdi. Kirliye attım, duşa girip akabinde de uyudum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir