Evet Kocamı Boynuzladım – 2

“Evet canım, evlisin. Evli olduğunu biliyorum. Ama sen de gecenin bu saatinde beni evine çağırırken işin bu noktaya geleceğini biliyordun. Nurum… Sen evli bir kadın değilsin. Mutsuz bir kadınsın. Pezevenk kocanın mutlu edemediği, yalnız bıraktığı bir kadınsın Nurhayat… Biliyorum, sen de istiyorsun. Aşka, sevgiye susamışsın. Bırak kendini bana… Sana mutluluğu tattırayım. Seveyim seni… İtiraz etme…”

İtiraz etmek ne kelime? Erimiş, bitmiş vaziyetteydim artık… Nihat sağ eli ile eteğimin altına girdi ve bacaklarımı, bacak aramı okşamaya başladı. Küloduma kadar ilerledi. Sonra birden dudaklarımı öpmeye başladı.

Ne yapacağımı bilmiyordum, dilini ağzımın içine sokup öpüyordu beni. Alt dudağımı emip, elini külotumun içine sokunca, hazla titredim, içimden sular aktı. Utancımdan yerin dibine geçecektim, ama Nihat normalmiş gibi devam etti amımı ellemeye…

Uzun uzun öpüştükten sonra beni kucaklayıp bir kat yukarı, yatak odama götürdü. Bir yandan öperek, bir yandan okşayarak çırılçıplak soydu. Göğüslerimin arasına kafasını sokup, göğüslerimi ve uçlarını ustaca öpüp emiyordu.

O göğüslerimle ilgilenirken bir kez daha titreyerek boşaldım. İçimden, amımdan sular aktı. Bu yaşımda ilk kez bu gece ve şu an ikinci kez boşalmış ve orgazm dedikleri şeyi tatmıştım.

Göğsümden yalayarak göbeğime, ordan da bacak arama indi. Aman Tanrım, ne yapıyor bu demeye kalmadan, kafasını bacak arama sokup amımı yalamaya başladı. Amımın ıslak olması umurunda değildi.

Öyle yalıyordu ki, resmen uçuyorum sandım. Bir yandan yalıyor, bir yandan da parmaklarını amıma ustaca sokup çıkarıyordu ki, kaç kez boşaldığımı hatırlamıyorum.

Bir saat am yalanır mı? İnanın yaladı! Yalamakla kalmıyor, parmakları sürekli iki deliğimde birden çalışıyor, zevkten kıvrandırıyordu beni… Perişan oldum iyice… Sonunda birden doğrulup sırtüstü yattı. Geriye doğru çekilip sırtını karyolanın baş kısmına yasladı ve,

“Sıra sende bir tanem!” dedi. Yüzüne aval aval bakakaldım. Gülmeye başladı,

“Ne o? Hiç sik yalamadın mı sen?” diye sordu. Yatakta çırılçıplaktım. Erkeğim dakikalarca amımı yalamış, defalarca orgazm olmuştum ama direkt “sik” demesinden utanmıştım nedense… Başımı eğip fısıltıyla,

“Hayır, ne yaladım, ne de bu yaşıma kadar amım yalandı!” dedim. Nihat birden,

“O kocanın aklını sikeyim Nurhayat… Kadınıyla sevişir de amcığını yalamadan bırakır mı bir erkek? Salak herif, seni hiç adam gibi, erkek gibi sikmemiş desene!” dedi.

Kocamdan hiç duymadığım sözcüklerdi bunlar… Onun bu argo konuşmasından daha da bir etkilendim. Bu sefer ben onu soymaya başladım. Pantolon, gömlek, atlet derken külodunu da indirdim sabırsızlıkla… Çırılçıplak kaldı sonunda…

Kalbim deli gibi atıyordu. Evimin yatak odasında, kocamla seviştiğimiz yatakta yabancı bir erkekle, ikimiz de çırılçıplak, yalnızdık. Hem de ne erkek… Öyle bir kocaman yarağı vardı ki, kocamınkinin en az iki katı uzun ve bileğim kadar kalın!

Gözüm fal taşı gibi açıldı. Sikinin başını öpüp kenarlarını yalamaya başladım. Öyle tatlı bir tadı ve öyle temiz bir siki vardı ki, bir tane kıl yoktu.

“Bebeğim başını ağzına al, dondurma yalarmış gibi!” dese de, başı ağzıma zor giriyordu. On dakika kadar yaladım ve beni yukarı çekti,

“Gel sana ata binmeyi öğreteyim!” diye gülerek üzerine aldı ve, “Aşkım ağzına almada zorlandığına göre, amına da zorlanırsın. Sana bırakıyorum, alışa alışa al içine!” dedi.

Amım zaten seller sular gibi akmış, yarağını amıma denkleyip üzerine oturayım dedim, ama nerde? Başı bile girmiyor. Ama Nihat öyle sabırlı, öyle tatlıydı ki, mecburdum onu almaya…

Kendimi rahat bırakıp sürekli denedim. En sonunda kafası biraz girdi, ama gözümden de yaş aktı. Ben zorlayıp almaya uğraşırken,

“Aşkım zorla deneme, bırak o kendiliğinden girer!” dedi ve beni öpmeye başladı. Boynumu, göğüslerimi ve dudaklarımı öpüyordu. Yarağının kafasına resmen akıyordum.

Dediği gibi, kendiliğinden yavaş yavaş girmeye başladı. Sanki kızlığımı bozuyordu, resmen içim yırtılıyor sandım. İnanın, baya sürdü, ama en sonunda içime alınca, kocaman bir ‘Ohhh!’ çekip boynuna sarıldım.

“Bak aşkım, aldın sonunda! Şimdi işi akışına bırak, kendin in kalk!” dedi. O koca yarak içimi doldurmuş, ben ardı ardına orgazm olurken, dayanamadım başladım inip kalkmaya…

Ya bir erkek bu kadar kendine sahip olabilir mi? Kocam üç dakikada biterdi. Nihat beni bir saate yakın, her pozisyonda kanırta kanırta sikti, perişan etti. Son sözü,

“Korunuyor musun aşkım?” oldu. Ben de,

“Korunuyorum canım, korunmasam bile doldur içimi döllerinle, kurban olsun Nurhayat bu yarağa!” dememle, sanki hortumdan su akar gibi içime sıcak sıcak döllerini fışkırttı.

O boşalırken, ben de son kez gelip dudaklarına yapıştım. Sonra o koca yarağından inip göğsüne yattım. Dünyalar benim olmuştu.

“Nihat, yalvarırım, beni kötü bir kadın sanma, kocamdan sonra ilk defa seninle böyle bir şey yaşadım, ama inan ki pişman da değilim!” dedim ve sikini bir daha ağzıma alıp, o kol gibi yarağın içinde bir damla döl bırakmadım…

Sonra beraber kalkıp duşa girdik. Ama yürüyüşüm değişmiş, bacaklarım birbirinden ayrık yürüyordum. Nihat gülerek,

“Merak etme aşkım, sabaha bir şeyin kalmaz!” dedi ve götümü okşayarak, “Sen daha benim bu yarağı arkana bile alacaksın zamanı gelince!” diyerek gülüyordu.

Sabaha kadar amımı iki kez daha o koca yarağına doyurdu. Sabah beraber kahvaltı yaptık ve Nihat da evine döndü.

O da evli ve çok şanslı bir karısı var. Ben onun evliliğine göz dikmiş bir kadın değilim. Tanrı onun yuvasını bozmasın, ama beni de yaraksız bırakmasın.

O günden beri Nihat’la sürekli buluşup sevişiyor ve sikişiyoruz. Yakında onun o koca yarağını arkamdan da alacağım. Bu yaptığımdan pişman değilim, kocam bunu hak etti…

Kendinize iyi bakın! Beyler, hanımlarınızı ihmal etmeyin!