Yeni Ev- Bölüm Dört; ‘Gece Baskını’

Merhabalar herkese bu bölümde biraz daha karakterlerin iç dünyasına odaklanmak istedim cinsel içerik tabii ki mevcut ama karakterlerin ruh hallerinin hikayenin merkezinde olması tabu olan bir ilişkiyi yaşarken ne hissettiklerini anlamamız açısından bu konuya önem verdim. Okuduğunuz için şimdiden teşekkür ediyorum güzel yorumlarınız için ayrıca bir teşekkür ediyorum. Eleştirilerinizi ve düşüncelerinizi belirtin lütfen benim için önemli. Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere!

Gece karanlığı en kötüsüydü. Her ne kadar odasının penceresinden sokak lambaları ve ay ışığı odasını bir nebze de olsa aydınlatsa da gecenin karanlığı tüm düşünceleri ile baş başa kalmasını sağlayan bir duvar gibi örüyordu etrafını. Kaçışı yoktu ne hislerinden ne düşüncelerinden ne de arzularından. Ailesinin kısa balayı son bulmuş ve geri dönmüşlerdi. Her ne kadar o, olabildiğince evde Özge ile tek başına kalmak istese de “Hatta bir ömrü öyle geçirmek” istese dahi bu pek mümkün değildi. Henüz on dokuz yaşındaydı ve kendisine ait kararların tamamını verebilecek ne maddi güce ne de manevi yeterliliğe sahipti. Yaklaşmakta olan sınav stresinin yanına bir de hiç aklından çıkmak bilmeyen bir dert daha eklemişti “Özge..”.

Gecenin karanlığında odasının tavanını izliyor aklından geçen düşünceler sanki bir sel gibi akıp gidiyordu. O ise bu sele kapılmış bir düşünceden diğerine savruluyor nefes aldıkça sanki kalbini biri elleriyle kavrayıp sıkıştırıyordu. Nefes almak bile zaman zaman güçleşiyordu. Gözünün önüne Özge’ye dokunuşları onunla sevişmeleri onun vücudu geliyordu. Çıplak vücuduna dökülen simsiyah saçları ve zevk alan o yüz hali sanki aklına çivi ile kazınmış gibi duruyordu. Hep oradaydı her nefes alışında her başka bir şarkı dinleyişinde de her derin düşüncesinde her şeydeydi. Düşüncelerinin içinde kayboluyordu. Sanki bir vahşi kuşun çamura bulanmış hali gibiydi. Karanlık düşünceleri her tarafını sarmış ağırlık yaratıyor ve uçup gitmesine engel oluyordu .Derin bir nefes aldı ve iç çekti. Yanı başında duran telefonuna eline aldı ve saate baktı “1:37” yazıyordu. “Acaba uyumuş mudur?” diye içinden geçip . Telefonun ekran kilidini açtı. Telefonun ışığı birden yüzüne vurdu gözlerinde acı hissetti uzun süredir uykusuzdu ve karanlıktaydı. Telefonunda Whatsapp’ı bulup Özge’yi buldu. Özgenin profil fotoğrafına uzun süre bakıp yazmaya karar verdi. “Belki o uyuyamıyordur” diye içinden geçirip bir anda cesaretini toplayıp yazdı “Uyanık mısın?..”

Özge hemen online olmaya başladı Tunç ekrana baktıkça kalbinin hızı istemsizce artıyordu bu ne cinsel arzu ne de kaçamağın verdiği adrenalindi bu başka bir şeydi. Belki hayatta ilk kez hissettiği bir şeydi tam olarak adlandıramıyordu ama hissettiği şeyin hazzı tamamen farklıydı.

Yazıyor…yazıyor…yazıyor.. “Hadi be kızım ne yazıyorsun roman mı? “ diye geçirdi içinden gelmek bilmeyen cevabı beklerken içinden.

-Özge-

Hayır

Uyku tutmadı bir türlü

Sen de uyumamışsın yarın erken kalkıp ders çalışman gerekmiyor muydu?

Neden uyku tutamamıştı acaba Özge’yi. Aklına bin türlü şey getirmişti Tunç bir çoğu onunla ilgiliydi ama aklına istemediği senaryolarda getirmişti. Aklında ki düşüncelere kapılıp telefonun ekranına boş boş baktı bir süre. Baş parmakları havada telefonu iki eliyle kavramış şekilde telefona baktıktan sonra aklından geçirdiği şeyi cesaretini toplayarak parmaklarıyla aklından geçenleri tuşlamaya başladı

-Tunç-

Normalde evet ama uyuyamadım işte.

Yanına geleyim mi? Uykusuzluğu paylaşırız.

Mesajı yolladıktan sonra ne kadar salakça bir laf ettiğini fark etti. “Uykusuzluğu paylaşmak mı? Kaç yaşındasın sen 11 mi?” diye kendine kızdı ve kalbinin atışlarının cevabı beklerken daha da hızlı atmaya başladığını fark etti.

Yazıyor..yazıyor..yazıyor

-Özge-

Bizimkiler duymasın sonra? Çok ses çıkartma ama.

Tunç gelen mesajı okur okumaz yataktan fırladı mesaja cevap dahi vermeden dikkatlice odasının kapısını açıp parmak ucunda yürüyerek yan odaya girdi. Özge yatağında yatıyor ince yorganını üstüne bile örtmemişti. Yazın sıcağı onu da bunalmıştı belliydi. Giydiği şortu ve askılıyı karanlıkta zar zorda olsa seçebilmişti. Odada ki tek ışık kaynağı Özge’nin telefonundan çıkan ve yüzüne vuran ışıktı .Tunç hemen usulca koşar adımlarla yatağa Özge’nin yanına girdi . Özge onun geldiği görmüş ama kafasını çevirmemişti hala telefonun ekranını bakıyordu. Tunç’un gözü ister istemez Özge’nin askılı bluzunun içinden görünen memelerine kaydı “Çok güzeller diye” geçirdi içinden”. Bir anlık sessizlikten sonra Özge hala telefonuna bakar şekilde sessizliği fısıltısıyla bozdu

(Ö)- Eee delikanlı neden uyumadın anlat bakalım? Porno mu izliyordun doğruyu söyle diyip hafif bir gülümseme sesi çıkardı. Yüzüne dağılan gülümsemeyi izledi Tunç gamzesinin güzelliğine ve gülüşünün sadeliğine kaptırdı bir an kendini hafifçe iç çekti ve Özge’nin büyüsünden kendini kurtarıp sorduğu soruya cevap verdi;

(T)- Yooo takılıyordum öyle İnstada, Twitterda uyuyamadım bir türlü sıcaktan her halde dedi. “Ne kuyruklu yalan ama..” diye geçirdi içinden yatağa girdiği her saniye Özge’yi düşündüğünü onunla ilgili hayaller kurduğunu söyleyemezdi tabii

(T)- Sen izliyorsun herhalde bu saate ayakta olduğunda göre herhalde? Kaçıncı turdasın sen doğruyu söyle.

Özge duyduğuna az seslide olsa bir kahkaha çıkardı içinden. Odaya geldiğinden beri ilk kez kafasını Tunç’a çevirip baktı. Gözleri gözlerine değiyordu Tunç’un kalp atışları ritmi giderek hızlanmıştı. Onun çevresinde sanki dünya daha yavaş dönüyor zaman daha yavaş akıyordu. Bir kara delik gibi kendini içine çekiyordu.

(Ö)- Yok be çok sıcak hava nefes dahi alamıyorum. dedi hemen ardından başını tekrar telefona çevirip

(Ö)- Bak ne göstereceğim sana. diyip Twitter’da bir şeyler aramaya başladı. Bir kaç saniyenin ardından telefonun ekranını ona çevirdi. Sevimli bir kedi capsiydi

(Ö)- Çok tatlı değil mi ya

“Senin kadar değil be güzelim” diye geçirdi içinden.

(T)- Aynen pek tatlıymış dedi Tunç. Özge Twitterda gezerken onu izledi Özge ara ara durup beğendiği şeyleri gösterip beraber güldüler sessizce bir yaz akşamı karanlıkta. Tunç bu anlar hiç bitmesin istiyordu. Tüm dünyada zaman dursun ve sadece onlar devam etsinler istiyordu.

Özge Twitter ana sayfasını hızla aşağı kaydırırken Tunç’un gözüne bir kaç porno çarptı. Özge sanki bir haber veya komik bir gönderiymiş gibi hiç aldırış etmeden bazılarını izliyordu pornoların bazılarını direk geçiyordu. Tunç’un varlığı onu rahatsız etmediği gerçekti. Bir kaç dakika böyle sürdükten sonra Özge bir pornoda durdu bir kaç saniye izlemekten fazla bakmıştı. Tunç da izlemeye başlamıştı. Videoda ki kız bir nevi Özge’ye de benziyordu. Dizlerinin üzerine çökmüş okul kıyafetleriyle adamın sikini ıslak ıslak yalıyordu. Özge hiç çıt dahi çıkarmadan izlemeye başladı. Tunç daha iyi görebilmek için biraz daha Özge’ye sokuldu. Özge’nin mis kokusu tamamen içine çekebiliyordu. Tunç biraz daha ileri giderek başını hafifçe Özge’nim omzuna doğru koyup pornoyu izlemeye başladı. Özge tek kelime etmeden ekranı büyültüp yatay konuma getirdi telefonu ve izlemeye başladılar. Olayların her seferinde böyle başlaması biraz garibine gitse de Tunç şikayet edecek değildi. Özge pornoyu izledikçe hafifçe dudaklarını ısırıyor eli yavaştan bacaklarının arasına doğru kayıyordu. Tunç bunu gördü ve Özge’nin elini yakaladı ve kulağına fısıldadı

(T)- Ben hallederim.. dedi.

Özge bir an duraksadı ve elini yavaşça yukarıya çekti Tunç’un elinin şortuna girmesine izin verdi. Tunç elini kızın iki bacağının arasına yavaşça soktu yumuşak tenini hissetti önce daha sonra parmakları hali hazırda ıslanmış amına doğru ilerledi. Özge çoktan ıslamıştı amı sıcacık ve ıslaktı. Ya Tunç gelmeden önce izlemişti ya da Tunç’u düşünerek ıslanmıştı. Tunç ikinci seçeneği düşünmek istiyordu. Özge’nin de onu istemesini arzulamasını aklının içinde her santiminde olmayı istiyordu. Beynin içinde ki hayal dünyasının her sokağında adı yazsın istiyordu. Onu sadece bedenen değil her anlamıyla istiyordu. Özge Tunç’un parmak hareketleriyle yavaş yavaş zevk alıyor ufakta olsa inlemeler çıkarıyordu. Tunç orta parmağının başını yavaşça içine sokmaya başladı Özge’nin. Bir yandan da pornoyu oda izliyordu. Pornoda Özge’ye benzeyen kız bacaklarını havaya kaldırmış kendinden biraz daha yaşlı olan adama amını yalatıyordu. Özge’nin o pozisyonu ne kadar çok sevdiğini biliyordu. Tunç orta parmağını santim santim içine sokarken Özge birden kendi elini Tunç’un eline götürdü ve zevkle karışık bir sesle hafif inleme içeren bir tonla

(Ö)- Hepsi olmaz yapma..

Tunç bunun ne anlama geldiğini hemen anlamıştı. Tek kelime etmeden parmağını yavaşça ıslak amından çıkarmış ve klitorisi ile oynamaya devam etmişti. Özge bakireydi. Bu aslında onun yaşında ki bir kız için çok normaldi ama ona ondan önce başka kimsenin dokunmadığı düşüncesi bile içine rahatlık vermişti. Tunç parmaklarıyla Özge’nin amıyla oynarken bir yandan da kalkan sikini yavaşça Özge’ye doğru sürtüyordu eşofmanın altından. Tunç bir hamle yapıp bluzunun altında ki memeleri sıyırdı Özge’nin ve sol memesinin ucunu emmeye başladı. Hafifçe ucunu ısırınca Özge normalden yüksek bir sesle inleme çıkardı ve hemen kendi eliyle ağzını kapattı. Anne ve babasının onları duymasını istemiyordu. Tunç’ta istemezdi olası bi yakalanmalarında ev halini düşünemiyordu neler olurdu neler yaşanırdı bilemezdi. Yerin dibine girmek daha anlamlı olurdu Tunç için o utancı yaşamaktansa. Ama bunu zevkli kılanda buydu zaten. Gizlice yaşanılan bu cinsel deneyim yasak olan bu kadın her şeyi daha zevkli kılıyordu. Seks başlı başına muhteşem bir şeydi tek başına bitirilebilecek bir pasta gibiydi. Ama Özge’nin dokunulmaz olması bunun gizli oluyor olması üstünde ki çilek gibiydi tadını daha da güzelleştiriyordu. Tunç Özge’nin memesini emerken bir yandan da hızlıca amıyla oynuyordu Özge’nin. Tunç’un içinde uyanan garip hislerden biri de Özge’nin zevk alması kendi zevkinden daha önemli gibi geliyordu. Onu boşaltmak kendinin boşalmasından önde gibi duruyordu aklında. Tunç parmaklarını giderek sertçe ve hızlıca bastırmaya başladı. Memesinin ucunu daha sert emiyor bazen ısırarak sündürüyordu. Özge giderek ıslanıyor ve inlemeleri fısıldama tonunu geçiyordu. İkisi de artık yakalanmayı umursamıyor gibiydi. Özge elinde ki telefonu bir kenara bıraktı ve Tunç’un vücuduna dokunmasına izin verdi. Tunç elini Özge’nin bacaklarının arasından çekti ve şortunu ve giydiği tangayı çıkarıp yatağın ucuna attı Özge refleksle bacaklarını ayırdı ve Tunç, Özge’nin iki bacağının arasına geçti. Her ne kadar amını yalamayı sevse de bu sefer çok azmıştı ve Tunç hiç beklemeden eşofmanını çıkarıp Özge’nin üzerine doğruldu. Özge sanki daha önce bu anı yaşamışlar gibi direk bacaklarını Tunç’un omuzlarına doğru koydu. Tunç, Özge’ye eğilerek onu yatakla kendi arasında sıkıştırmış bacaklarını resmen esnetmişti. İki bacağının arasından Tunç Özge’nin dudaklarına uzanıp onları uzun uzun öpmeye alt dudağını ısırmaya başladı. Tunç’un siki azda olsa yavaşça Özge’nin ıslanmış amına değiyor Özge’nin sıcaklığını hissediyordu.. Tunç hafifçe geriye çekilip sikini eliyle yavaşça Özge’nin amına değdirtmeye sürtmeye başladı.

Amının dudakları arasında siki bir aşağı bir yukarı doğru gidiyor altında ki Özge kaşlarını zevkten çatarak düşük seste inlemeye çalışıyor çok zevk aldığı yerde ağzını kendi kapatıyordu. Tunç eliyle sikinin başını nazikçe Özge’nin amına doğru getirip ittirmeye başladı. Özge hafif bir endişeyle ona doğru baktı Tunç anlamıştı. Hepsini sokacağından korkmuştu belliydi. Zevkten nefes nefese olan Tunç fısıldayarak;

(T)- Sadece başını azıcık sokacağım beni hissetmeni istiyorum.

Özge sadece başını sallamıştı. Tunç’a güvendiğini hissettirmişti . Tunç asla bu güvene ihanet etmezdi. Her ne kadar sikini tamamen içine sokup onun sıcak amının içinde dakikalarca kalmayı istese de Özge’ye olan hisleri kendi zevkinden çok ama çok öteydi..Tunç sikinin başını yavaşça Özge’nin amına sokup sokup çıkarıyordu bir kaç santim bile olsa onun amını hissetmek Tunç’u kendinden geçiriyordu. Özge zevkten yatak çarşaflarını tutuyor arada başını kaldırıp sikinin nasıl onun amına sürttüğünü izliyordu. Tunç her teni onun tenine değişinde zevkten öte şeyler hissediyordu. Özge hafif başını uzatıp Tunç’un dudaklarına yapıştı. Bir eliyle Tunç’un sikini alıp kendi amına hızlı hızlı sürtmeye başladı. Özge zevk aldıkça Tunç’un dudaklarını ıssırıyor ve sikiyle elini daha sert bastırıyordu amına. Özge’nin bacakları artık titremeye başlıyordu boşalmaya yakın olduğu belliydi. Zevkle beraber daha dahi hızlanıyor daha da sertleşiyordu.

Tunç’a karşı. Özge istemsizce yüksek sesli bir inleme kaçırdı ağzından. İkisi de bir saniyeliğine göz göze geldiler ve devam ettiler. Özge Tunç’un sikini kendi amının ıslaklığı ile bürümüştü. Tunç’un sikinin başı tamamen ıslaktı. Tunç inanılmaz zevk alıyordu .Özge istemeyerek ikinci bir inleme çığlını ağzından kaçırmıştı. Artık ikisi de önemsemiyordu evde tek başlarına gibiydi. Tunç gözlerine baktı ve Özge’nin ve kelimeler ağzından döküldü.

(T)- Seni çok istiyorum Özge ya

Özge sanki duymamazlıktan gelmiş eliyle sikini amına sürmeye devam etmişti. İnlemeler odalarında yankılanıyordu sadece Özge’nin değil Tunç’un inlemeleri de sessizliği bozuyordu .Özge birde Tunç’u bir eliyle kendinden uzaklaştırdı ve kafasını odasının kapısına çevirdi. Tunç odaya girerken kapıyı kapatmamıştı. Özge’nin suratına pencereden vuran loş ışıktan yüzünde ki korku ve heyecan okunabiliyordu .Özge’nin suratı hızlıca Tunç’a döndü ve onu üstünden attı ve fısıldayarak korkmuş bir ses tonuyla

(Ö)- Çabuk çık biri geliyor dedi.

Tunç alelacele eşofmanını ve boxerını karanlıkta bulup odadan koşar adımlarla çıktı. Şortunu giymeye yeltenmemişti bile .Odadan çıkarken Özge’nin karanlıkta fısıldayarak kendi kendine söylendiğini duyabiliyordu. Kendi odasına parmak uçlarında koşar adımlarla geçerken gerçekten merdivenlerden birinin çıktığını duydu .Hemen odasına gitti ama kapıyı kapatıp ses çıkarmadı aralık bıraktı ve elinde eşofmanı direk yatağının içine ışınlandı ve yorganı kafasının üstüne çekti.

“Allah’ım ne olur yakalanmayalım” dedi. Aklından binlerce düşünce geçiyordu kalbi o kadar hızlı atıyordu ki hem korkudan hem adrenalinden yerinden çıkabilirdi. Nefes nefeseydi ve sanki yeterince nefes almıyor gibiydi. Boğulmak üzere gibiydi. Panik atak bile geçiriyor olabilirdi.

Merdivenlerden biri çıktığını duydu. Kimdi bilemiyordu kafasını yorganın altına almış uyuyor numarası yapıyordu. Hala eşofmanını giymemişti tabiri caiz ise dal taşsak yatıyordu. Birinin odasının kapısına doğru geldiğini duydu biri hafifçe kapıyı araladı ve kontrol etti onu. Bir kaç saniye sonra yan odaya gidip aynı şeyi yaptığını duydu ayak seslerinden. Daha sonra bir kaç saniye daha onun kapısında dikilip kapısını tamamen çekti “Klik” sesini duydu kendi kapısının kapandığı ve kafasını hemen yorganın altından çıkardı ve kalbi küt küt çarpıyordu. Nefesini topladı ve doğruldu bir kaç düşünce geçirdi aklından. Neler olabileceğine dair. Arından başını yastığına serbest bir şekilde bıraktı. Sabaha kadar sürecek olan yeni düşünceler seli başlamıştı. Özgeye yazamazdı çünkü en ufak ses en ufak şey onları yakalatabilirdi. Artık sabahı bekleyecekti. Gecenin başladığı yerine geri dönmüştü. Özge’ye karşı arzuları ve hislerinin yanına bir de yakalanma korkusu eklenmişti. Düşüncelerle olan yolculuğu kaldığı yerden devam ediyor ve bu sefer sabaha kadar sürecek gibi duruyordu. Bir an tavanı izlerken gülümsedi ve şöyle düşündü;

“Her şeye rağmen yine çok güzeldi..”

Sonra derin bir nefes aldı ve iç çekti. Özge’ye sahip olmanın ona dokunabilmenin aslında ne kadar kendisini şanslı hissettirmesi gerektiğini düşündü bir an. Ne kadar mutlu olması gerektiğini düşündü. Bir çok insan böyle bir şeyi hissedemeden ömrünün yarısına geliyor ve tüm duyguları törpüleştiğin de birilerine dokunabiliyorlardı. O ise gökyüzünde hepsi bir biriden parlak yıldızlardan bir tanesini kendine tutup alabilmişti. Kolay olmamıştı ve hatta oluş şekli de kimisine göre güzel değildi . Ama onundu. Onun düşünebileceği biri vardı geceleri düşüncelerinde bile yıllarca yalnız olan Tunç endişe ile bile olsa düşünebileceği hayal kurabileceği biri vardı. Aklında ki tüm endişeleri teker teker sıraya sokup kurşuna dizdi. Aklında ise sadece Özge’nin gülümsemesi vardı. Derin bir nefes daha çekip yastığına kafasını iyice gömdü ve aklında ki düşünceleri teker teker raflarına kaldırdı. Yarının uğraşları artık bu gece diye düşündü Gözlerini kapattığında onu orada bulacaktı. Karanlıkta artık yalnız değildi. Aklına birden çok sevdiği yazar Hakan Günday’ın bir lafını geldi gözlerini kapattı. Hayallerini, korkularını, endişelerini ve gelecek kaygısını üstüne örttü bir yorgan gibi ve aklında tek bir düşünceyle uykuya daldı.. “Özge..”

“Korkma. Sağlamdır yerin. Üstüne gökyüzü çökse, yıkılmaz zihnin.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir