KonK Kıtası 3.Bölüm

Sonunda uzun zamandır hazırlandığım gün gelmişti, bu gün ortak buluşmaya gidecektik. Sabah henüz gün ışımadan kalkmış ve temizlenmiştim, ilk defa vücut kıllarımı bıçakla temizlemiş tam bir erkek haline gelmiştim. Banyoda ki aynada kendimi bir süzmüştüm, tıpkı babalarım gibi bacaklarım, göğüslerim ve karnım kaslanmıştı, bacaklarımın arasından sarkan kamışım ise Gurt babam ilk ellediğinden bu yana büyümüş ve güçlenmişti. Artık eskisi kadar kolay boşalmıyordum, e tabii bu durum içinde Orion’un o güzel götüne teşekkür etmeliyim.

Yola çıkmadan evvel babalarımla vedalaşarak, Temsil salonuna geçtim ve temsilci hazretlerini beklemeye başladım, bekleme esnasında Orion yanıma geldi;

T: Heyecanlı mısın Orion? Ben çok heyecanlıyım, sonunda bir kadınla birlikte olabileceğim.

O: (Hafif gergin ve titrek bir ses tonuyla) E-evet bende heyecanlıyım

T: Neyin var, canın sıkkın gibi?

O: (Etrafı süzerek, kimsenin bizi dinlemediğinden emin olunca biraz daha yaklaşarak) Bir sorunum var, kalkmıyor!

T: Nasıl yani?

O: Bildiğin kalkmıyor, Arka deliğimi okşayınca hareketleniyor ama kamışımı okşayınca olmuyor!

T: Doktora göründün mü?

O: XeX adına, Hayır! Babama söyledim, eğer doktora gidersem temsil kurulu öğrenir ve seni göndermezler dedi. Gitmek istiyorum!

T: Belki orada kadın görünce düzelir, heyecandan olabilir!

O: Umarım öyledir, değilse ne yaparım?

T: Merak etme gerekirse seni orada da siker o kamışı kaldırırım ben…

Anlaşılan zevk için Orion’un kamışı sakat bırakmıştım ama nedense umurumda bile değildi, Netice de Orion her zaman bana aitti. Bizim konuşmamızın bittiği sıralarda yaşlı temsilci hazretleri elindeki bastonu yere sürüye sürüye gelmişti, bu adamı her gördüğümde yaşlanıyordu…

Temsilci hazretlerinin konuşması tamamlandıktan sonra hepimiz temsil salonundan çıkıp sırayla 4 kişilik at arabalarına binip toplam 80 kişi Ortak alana geçtik, yaklaşık 3 saat süren bir yolculuğun sonunda varmıştık. Araçlardan inmeden önce hepimizin gözleri bağlandı, bunun sebebi görmemiz gereken ilk kadınının XeX in seçtiği partnerimiz olması gerektiğindenmiş. Başka kadında göreceğiz elbette… Onları görmüyorduk ancak bizimle yan yana giderken, seslerini duyuyordum, bizlerin ses tonuna göre çok daha yumuşak ve inceydi sesleri, çok tatlı bir tona sahiplerdi.

Bizleri bir orman yolu üzerinden yürütmüşlerdi bir süre sonra beni ve bir kişiyi daha kolumuzdan tutarak, bir yere sokmuşlardı “gözlerinizi açabilirsiniz” diyen bir kadın duyulmuştu. Gözlerimi açtığımda bir odanın içinde olduğumu fark ettim, pencereden dışarı baktığımda oldukça geniş yeşil bir alanda kurulu evler vardı, her ev iki katlıydı yani iki kişi gelmemizin sebebi buydu, alt katta ben üst katta ise bir başkası vardı acaba kim?

Çok uzun olmayan bir süre sonra kapı açıldı ve içeri sarı saçları olan bulut gibi beyaz bir tene sahip bir kız içeri girdi. Boyu hemen hemen bana yakındı, güzel mavi gözleri ve küçük bir burnu vardı. Bizden farklıydı, göğüsleri büyüktü ama kas değildi, vücudu inceydi, bizim kuklalar gibiydi ama çok önemli bir fark vardı, koku! Nedense inanılmaz güzel kokuyordu… Ben düşüncelere dalmışken o söze girdi;

N: M-merhaba, Ben Nova!

T: Merhaba, ben de Theron. Sen çok…

N: Çok ne?

T: Güzelsin. Ş-şey yani bize kadınları anlattılar, kuklalar vardı o yüzden az çok biliyorum ama sen gerçekten çok güzelsin…

N: Öyleyim… Özür dilerim heyecandan saçmaladım. Bizimde erkek kuklalarımız var yani bende sizi biliyorum ama farklısın.

T: Mesela, nasıl bir fark?

N: Hmm, göğüslerin (ellerini göğüslerime atmıştı) kuklanın ki düzdü ama seninki şişkin ve sert benim ki gibi değil, sonra kolların ve hatta vücudun tamamen iri, saçların var, ben sizi kel zannederdim (ikimizde gülmüştük). Sonra gözlerin, bakışların çok keskin…

Bu konuşma olurken Nova dibime kadar girmişti, kafamı elleri arasına almış ve gözlerime bakıyordu. Daha fazla dayanamadım ve güzel ince dudaklarına bir öpücük kondurdum. Nova, önce şaşırarak kendini geri çekti, daha sonra gözlerini gözlerime dikip beni öpmeye başladı. Eğitimde öğrendiğimiz gibi dillerimiz ağzımızda dans ediyordu, onun sıvısı ile benim ki tamamen karışmıştı, artık öpüşmüyorduk birbirimizi yiyorduk, uzun bir öpüşmenin ardından ikimizde soluk soluğa kalarak ayrıldık ve kendimizi yatağa attık. Bir müddet sessizlikten sonra;

N: Demek bir erkekle öpüşmek böyle oluyormuş

T: Kadınlar kendi arasında öpüşmez mi?

N: Öpüşürüz ama kadın kadına farklı, böyle farklı… Siz?

T: Her şeyi yaparız.

N: Daha önce hiçbir erkekle ile seviştin mi?

T: Evet, sen daha doğrusu siz ne yaparsınız?

N: Bizlerinde ağaçtan yapılma kamışları var, Büyükler onu kullanır, bazen bizlerde ama önden sokmamız yasak orayı sizin, senin açman lazım…

Yattığı yerden yine şehvetli gözlerle bana bakıyordu, hem öpüşmekten hem konuşmadan hem de o bakıştan artık sertleşmiştim. Yataktan ayağa kalkarak, önce üstümde ki tişörtü, ardından altımdan pantolonumu ve son olarak ta altımdan donumu çıkartarak, yatağın ucuna geldim. Nova yattığı yerden kalkarak yatağın ucuna oturdu ve kamışımı okşamaya başladı.

“Bizim ağaçtan kamışlarımız bu kadar değil” diyerek kamışımın ucuna bir öpücük kondurdu sonra diliyle gövdesini yalamaya başladı. Sonra ucuna tekrar bir öpücük kondurarak ağzını açtı ve kamışımın kafasını ağzına aldı, yavaşça ileri geri yaparak kamışımı emmeye başladı. Acemi olduğu belliydi, dişleri zaman zaman kamışıma değiyor ve canımı acıtıyordu, bir müddet sonra alışmıştı ve elim ile kafasını desteklemeye başlamıştım. Git gide daha fazlasını ağzına sokuyordum, öğürmeye başlamıştı incitmek istemediğimden kamışımı ağzından çıkardım, nefes nefeseydi…

Novanın ağzından salyası akarken, yüzü kıpkırmızı olmuştu, durmam lazım mıydı emin değilim ama kamışım durmamamı söylüyordu. Novanın ucu belinde olan tişörtünden tutarak üstünü çıkarttım, memelerini ilk defa çıplak görüyordum, onu kibarca yatırarak, göğüslerini okşamaya başladım. Özellikle irileşmiş uçlarına her dokunduğumda ağzından çıkan inleme sesleri artıyordu, göğüslerini ağzıma alıp emmeye başladım da ise çığlık atarmışçasına inlemeye başladı. Biraz bu şekilde devam ettikten sonra geri çekilerek, altında ki pantolonu ve içinde ki donu çıkarttım.

Kadınlık organı, amı ıpıslaktı, önce işedi sandım ama sonra derslerimiz aklıma geldi, bu ıslaklık zevk aldığını gösteriyordu. Eğilerek derste öğrettikleri gibi amını yalamaya başladım, inlemeler yine giderek arttı, kendimi amından çekerek yukarı süzüldüm, dudaklarından öperek kamışımı amına hedefledim, ucunu bir anda içine soktum. İnanılmaz gür bir çığlık attı, kulağım patlayacaktı… Geri çekildiğimde kamışımın ucunun kan olduğu gördüm. O esnada kapı açıldı ve içeri bir kadın girerek ucu kanlı kamışımı tuttu ve kanı kontrol ederek dışarı çıktı. O esnada Nova yavaş yavaş kendine gelmiş ve titrek bir sesle “d-devam et…” demişti. Kamışımı tekrar ama bu sefer daha yavaş olacak bir şekilde içine soktum, sadece kafası girdiğinde bile inanılmaz gerilmiş ve kasılmıştı. Derste anlatılanları yapmaya başladım, Kulaklarını boynunu, göğüsleri öpüp yalamaya başladım. Bunu yaparken hafif hafif gir çık yapıyordum ki ben fark etmeden kamışım dibi bulmuştu. Nova yüzü domates misaliydi, göğüsleri hem an şişip küçülüyordu. Hareketlerimi artırmaya ve git gide gide hızlanmaya başladım. Her vuruşumda çığlıklar artıyordu, Nova ellerini boynuma sarmış ve mis kokusunu iyice burnuma dayamıştı, boynundan akan terler yüzüme sürüldükçe afrodizyak etkisi yapar gibi beni daha da çok gaza getiriyordu. Ne kadar oldu bilmiyorum ama o kadar dolmuşum ben ne olduğunu anlamadan boşalmaya başladım…

Nova’yı yani ilk kadınımı döllemeyi başardım, yatakta sırt üstü amından akan beyaz döllerim ve kızarmış bir suratla kafası düştü ve derin bir uykuya daldı ama ben bitmedim…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir