Yeni Ev- Bölüm 1.

“Hiç kimse anne ve babasını kaybetmeden tamamen büyümez.” demişti ona Hüseyin hoca müdürün odasında annesinin vefat haberini aldığı gün. Her şeyi çok net bir şekilde hatırlıyordu o güne dair. İlk teneffüsün ardından müdürün odasına çağrılmış yine acaba ne diye azar işeteceğiz derken babasının az önce Hüseyin müdüre verdiği acı haberi kendisine söylediği anları odanın bunaltıcı sıcaklığını dünyanın sadece o odaya kadar küçüldüğünü ve içinde eve gidince artık göremeyeceğini bildiği annesinin boşluğu vardı. Yaşı henüz 14 idi.

İnsanoğlunun en büyük laneti alışmaktı ve o da zorda olsa annesizliğe alışmıştı.. zorda olsa. Annesinin yokluğuna alışan sadece kendisi değildi babası da zamanla tuttuğu yasa bırakıp hayatına devam etmeye karar vermişti. Ona göre eşi de öyle isterdi hatta bunu konuşmuşlardı bile. Tabii Tunç bunları onun yeni biriyle konuştuğunu duyduktan sonra öğrenmişti. O bunu yeni öğrense de işler bir kaç sene içinde ciddiye binmiş ve hatta hayatlarını birleştirme noktasına kadar gelmişlerdi. Kadının adı Mineydi o kocasını bir trafik kazasında kaybetmemişti ama onu ve kızını çok ufak yaşta bırakıp yurt dışına kaçmıştı adam. Zamanla babasıyla tanışıp anlaştıklarına karar verip hayatlarını birleşmek istemişlerdi.

Her hangi bir şekilde düğün falan olmaması iyi diye geçirdi içinden Tunç “Bu yaşta bir de babamın düğününe katılamam” diye düşündü. Babası bu süreç boyunca hep şeffaf olmuştu ve aynı evde yaşayacaklarsa buna Tunç’un da içinin sinmesinin önemini hep belirtmişti. Tunç için farklı bi kadını anne olarak görmek çok zordu hatta imkansızdı fakat babası iyi bir insandı ve mutluluğuna engel olmak kesinlikle istemezdi bu yüzden her ne kadar gönülsüz olsa bile bir çok şeye ses çıkarmamıştı. Onun için başka bir insanla aynı evde yaşamakta sorun değildi fakat kadının Tunç ile akran bir de kızı vardı.“Nasıl olacak şimdi” diye aklından geçiriyordu “Nasıl davranacağım ben bu kıza” aklında farklı sorular vardı hep.

Kendi yaşıtı başka bir kızla aynı evde yaşamak farklı bir duyguydu. Tunç mezuna kalmış ve derslerine odaklanması gereken bir dönemdeydi kız ise lise sonda anlatılana göre çok zeki ve sınavda yüksek puan alması bekleniyordu. Ailelerin kaynaşması için bir kaç kez buluşup tanışılmıştı kız orada görmüş ve azda olsa sohbet etmişti pek konuşkan olmayan bir tipti. ismi Özgeydi siyah çerçeveli gözlüklerinin arkasında masmavi gözleri vardı siyah saçları ve kumral teni ile çok alımlı bir kızdı. İnce bir fizik yapısı vardı çekici bir kızdı açıkcası ama artık onun için kardeşti “Böyle düşünmemem gerek” diye geçirdi içinden. Yemekte ister istemez arada gözü kızın ufakta olsa göğüs dekoltesine kaymıştı ve kız bunu yakalamıştı. Biraz utansa da bozuntuya vermeden babası ile üvey annesi olmak üzere olan kadının sohbetine dahil olmuştu. Tunç kızla iyi anlaşabileceğini düşünmüyordu ama bu düşünce çokta önemli değildi. Çünkü aklında bu seneyi sıkı bir çalışma temposunda geçirip başka bir şehirde üniversitede yaşamak vardı bir sene aynı evde olmaya katlanabilirdi.

Yeni tutulan ev eski evlerinden büyüktü doğal olarak. Dört oda bir salon olan evleri dubleksti. Kadının maddi durumu babasından iyiydi ama bu konu pek sorun olmamıştı aralarında. Mine ve babası üst katta ki iki odayı Özge ve ona vermişti. Alt katta ki odalardan birine kendileri geçmiş bir diğerini misafir odası yapmışlardı. “Harika bir de bunla yan yana oda paylaşacağız” diye geçirdi içinden. Odasına eşyalarını yerleştirirken kutulara koyduğu posterlerini arıyordu. Her yer her yerdeydi farklı bir ev tanımadığı insanlar kalbini sıkıştırıyordu artık. Yan odadan aniden yüksek sesle bir müzik sesi yükseldi. Son ses rock müzik çalıyordu “Müzik zevklerimiz bile uyuşmuyor mükemmel” diye geçirdi içinden

Babası için tahammül edecekti başka yapabilecek bir şey yoktu. Odasını yerleştirmeye devam etti ve müziği duyumsamazlıktan gelmeye çalıştı. Kulağına kulaklığını takıp kendi dünyasına geçme vakti gelmişti. Kulaklığını takıp en sevdiği şarkılardan birini açıp yan odadan gelen müziğin sesini bastırmaya çalıştı..

“Sansar Salvo- Ağır Roman”

Gün yorucu geçmişti evdeki herkes tüm gün boyunca eşyaları yerleştirmekle uğraşmıştı akşama kadar. Yemek bile dışardan söylenmişti. Odasını tam istediği gibi olmasa da düzenleyebilmişti. Pencerenin yanında yatağı kapının hemen soluna çalışma masası ve bilgisayarını koymuş odanın diğer tarafında ise geçen sene aldığı puf koltuklar ve kitaplığı vardı. Son kutuları da boşaltırken saatin çok geç olduğunu fark etti kolunda ki saate baktı “1.22”. Uyurken her zaman yanına bir şişe su alırdı son kolide ki kıyafetleri de dolabına yerleştirdikten sonra aşağıya mutfağa su almak için indi. Merdivenlerden inerken Özge’nin odasından ışık geldiğini fark etti. Tüm gün boyunca toplasan beş kelime bile

etmemişlerdi birbirlerine. “Böylesi daha iyi” diye geçirdi içinden.

Mutfaktan suyu alıp yukarı çıkarken Özge’nin odasının kapısının aralık olduğunu fark etti garip bir kaç ses geliyordu odasından Özge’nin. Parmak uçlarında adımlar atarak sessizce yaklaştı kapıya. “Ne meraklı Melahat’ım bende ya” diye geçirdi içinden acaba ne yapıyor diye hafifçe kapı aralığından baktı. Özge bir yanında laptopı duruyor eliyle ise pijamasının içinden kendisini okşuyordu. Tunç’un kalbinin ritmi bunu görür görmez birden artmaya başladı. Özge mastürbasyon yapıyordu. Tunç gördüklerine inanamamış gibi pür dikkat izliyordu. Kızın suratını laptoptan çıkan ışık aydınlatıyor ve görüyordu. İzledikçe dudağını ısırıp eliyle daha hızlı ve daha sert yapmaya başlamıştı. Tunç ister istemez sertleşmişti. Bu yaptığı doğru değildi üveyde olsa kardeşiydi Özge. Kızın inlemeleri izlediği pornoyu bastırmaya başlamıştı Tunç’un eli istemsizce sikine gitmişti ve yavaşça o da kendini okşayamaya başlamıştı. Kapı aralığına doğru biraz daha eğildi daha iyi görmek için parmaklarının ucundaydı. Tam o sırada bastığı parkeden bir ses geldi “ÇAT!”. Özge apar topar elini pijamasının içinden çekip laptopu kapattı ve karanlığa seslendi

(Ö)- Kim var orada!

Tunç hızlıca odasına kaçmasıyla yorganın altına girmesi bir oldu. “Ah ulan ne yapıyorsun geri zekalı” diye kendini azarladı içinden kalbi yakalanmanın ve Özgeyi mastürbasyon yaparken izlemenin verdiği heyecanla hazla küt küt atıyordu. Gördükleri hala aklındaydı. Özgenin inlemesi ,eliyle inlemesi ve zevk aldıkça gözlerini kapatarak dudaklarını ısırması… Siki hala dimdikti gördüklerinden dolayı. Kafasını yorganın içinden çıkardı kendi kapısı hala aralıktı ama gelen giden yoktu. Herhalde Özge onun olduğunu anlamamıştı. Yavaşça kalkıp odanın kapısını kapadı ve çalışma masasının üzerinde durak ıslak mendilden bir yaprak alıp yatağa geçti. Hala dimdik olan sikini indirmesi gerekiyordu ve düşünmesi gereken şeyi az önce görmüştü…

Sabah olduğunda dün gece yaşananların heyecanıyla uyandı. Kahvaltıya indiğinde herkes çoktan uyanmış ve sofra masasındaydı. Herkese günaydın dedi. Özge ile göz göze geldi bir an Özge hafif bir tebessümle ona beklemediğinden bir içtenlikle

(Ö)-Günaydın kardeşim! dedi.

Babam, Mine’ye dönüp alaycı bir sesle

(B)- Bak ne güzel anlaşıyorlar dedi.

Tunç, Özge’nin sesinin altında ki o hafif küstahça kinayenin sebebini biliyordu. Dün kesinlikle o sesi çıkaranın o olduğunu anlamıştı. Tunç’un suratına birden utançtan ateş basmıştı .“Nasıl yüzüne bakacağım artık bu kızın” diye düşündü. Kahvaltısını alelacele bitirip odasına çıktı. Aklında hala Özge vardı kahvaltı masasında suratına öyle bakması ve gece mastürbasyon yaparken gördüğü o anlar aklında dönüp duruyordu. “O senin kardeşin be!” kendi kendine kızıyordu.

Ama Özgeyi ‘de öyle düşünmekten kendini alamıyordu. Yatağa yüz üstü kendini attı bu düşünceleri kafasından çıkarmak için kulaklıklarını tekrar taktı ve gözlerini kapatıp playlistine tıkladı ve dinlemeye başladı..

“Sagopa Kajmer – Düşersem Yanarım”

Tam müziğin ritmine kendini kaptırmışken omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Gözlerini açtı ve sırıtarak onu izleyen Özge’yi gördü karşısında .Tunç birden sıçradı yatağından Özge hala karşısında gülüyordu eliyle kulaklığını işaret etti. Tunç kulaklığı çıkardı ve şaşırmış bir ifadeyle Özge’nin suratına gözlerini dikti. Kalbi tekrar küt küt atmaya başladı “Umarım dünkü mevzuyu konuşmaya gelmemiştir” diye düşündü içinden. Eğer öyle olursa yerin dibine bile girse kurtulamazdı.

(T)- Bir şey mi oldu?

(Ö)- Korkmana gerek yok (sesinde ki alaycı ton hafif kahkaha ile birleşiyordu). Bizimkiler dışarı çıktılar sana seslendiler ama cevap vermedin. Film izleyeceğim beraber izlemek ister misin?

Tunç hala aptal aptal kızın suratına bakıyordu

(Ö)- Biliyorum fazla konuşamadık ama aynı evde yaşayacağız artık en azından birbirimizi tanımalıyız diye düşündü.

Tunç Özgeye baktıkça daha da etkileniyordu.

(T)- Ta-Tabii haklısın.

(Ö)- Hadi gel o zaman odamda izleyelim Wifi gayet güzel çekiyor benim odada . Filmi ben seçerim ben bu arada!

(T)- Olur ne olursa izlerim zaten ben

“Ne olursa izler miyim?! Aptal adam bu ne ezik konuşmalar” diyip içinden kendini azarladı.

Yatağın bir tarafına Özge bir tarafına o geçti ortalarında ki laptopta hali hazırda bulduğu filmi açtı ve izlemeye başladılar.

Yatağın bir tarafına Özge bir tarafına o geçti ortalarında ki laptopta hali hazırda bulduğu filmi açtı ve izlemeye başladılar . Özge’nin açtığı filmin adı ‘Love’ 2015 yapımı bir filmdi. Bir genç çiftin başından geçtiklerini anlatıyordu ve baştan sona erotik bir filmdi .Film ilerledikçe sevişme sahneleri artıyor hatta resmen bir pornoya dönüşüyordu. Tunç gözünün ucuyla Özge’ye bakıyordu bir yandan da kalkan sikini eliyle gizlemeye çalışıyordu. Bilerek açmış olmalıydı bu filmi. Dün gece yaşananlardan sonra “Bu kızın amacı ne ya!” diye düşünüyordu içinden . Özge de izlediklerinden etkilenmiş gibi görünüyordu sarılmak kucağına aldığı yastık bacaklarının arasına sıkıştırmış ve kıvranıyormuş gibi duruyordu. Özge elini yavaşça sanki Tunç yanında yokmuş gibi şortunun içine soktu ve ve amıyla oynamaya başladı. Tunç ne diyeceğini bilemiyordu dün gece karanlıkta gizlice izlediği sahne resmen yanı başında tekrar yaşanıyordu .Özge sanki Tunç yokmuş gibi davranmaya devam ediyor elini bile gizlemeye çalışmıyor açık açık yanı başında mastürbasyon yapıyor hafifçe inlemeye başlıyordu. “Ne olacaksa olsun” diye içinden geçirdi Tunç ve pijamasını hafifçe indirip sikini dışarı çıkıp o da mastürbasyon yapmaya başladı. İkisi de sanki birbirinden haberi yokmuşçasına laptopun ekranına bakarak mastürbasyon yapıyordu. Tunç’un gözleri Özgenin vücuduna ve göğüslerine kayıyordu ara ara. Bir an özgeyle göz göze geldiler ve Özge direk sikine doğru baktı ve elini yavaşça Tunç’un sikinin üzerinde ki eline götürdü ve eliyle bir aşağı bir yukarı sikiyle oynamaya başladı. Tunç tek kelime bile etmedi ve yaşadığı zevke kendini bırakmaya karar verdi. Tunç’ta cesaretini toplayıp elini Özgenin şortunun içine sokup ıpıslak amına dokunmaya başladı. Filmde ki sevişme sahnelerin dozu arttıkça birbirlerine dokunmaların şiddeti giderek artıyor Özge’nin inlemeleri Tunç’a inanılmaz bir haz veriyordu. Tunç’un parmakları ıpıslak olmuştu Özge’nin zevk aldığı çok belliydi. Özge’nin eli artık daha hızlıca sikiyle oynuyordu bir aşağı bir yukarı hızlıca gidip geliyordu. Tunç dudaklarını ısırıyor ve o da zevkle inleyerek Özge’ye eşlik ediyordu. Bir noktadan sonra filmi izlemeyi bırakıp birbirlerini izlemeye dalmışlardı. Özge bacakları titreyerek sımsıkı kıvrandı ve Tunç’un eline boşaldı Özge nefes nefese idi bunu gördüğü an Tunç’ta dayanamayarak boşaldı. Pijamanın üstünü hep döl yapmıştı. Tunç neler yaşandığını anlamaya çalışırken alt kattan kapının açıldığı sesi geldi acele şekilde elini Özge’nin şortundan çekip pijamasını üstüne çekip hızlıca tek kelime etmeden odasına koştu ve kapısını kitledi . Özge’nin de kapısının kitlendiğini duydu arkasından. “Biz ne yaptık böyle!” diye geçirdi içinden. Daha önce hiç bir kıza dokunmamıştı ve parmakları Özge’nin amı sayesinde ıpıslak olmuştu. Tunç çok fazla zevk almıştı .Özge’nin de çok zevk aldığını gözleriyle görmüştü . “Ama o senin kardeşin!” diye geçirdi içinden ama hemen ardından başka bir ses “Ama üvey..” diye savundu onun düşüncelerini . Pijamasını acele şekilde kirli sepetine attı odasında ki ve iç çamaşırını değiştirdi. Ders çalışması gerekiyordu ama yaşananlardan sonra buna odaklanamazdı tekrar kulaklığı takıp yatağına uzandı gözlerini kapatıp ve yaşananları ve yaşanabilecekleri üzerine hayaller kurmaya daldı.

Kulaklığında çalan şarkı ; ” Onur Uğur – Kafamın İçini Görsen Ne Güzel Olurdu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir