Karantinanın Hayatıma Getirdikleri 2

Arife günü pek kayda değer bir şey olmadı. Bayram sabahı kalkıp birlikte kahvaltımızı yaptık. Züleyha şakayla elimi öptü, ben ona harçlık verdim falan, böyle şakalar komiklikler… Annemleri arayıp bayramlaştık bütün gün telefonda halaydı, dayıydı, enişteydi falan filan… Akşam oldu ve TV karşısına geçtik.

Züleyha mutfaktan elinde iki şişe birayla geldi. Şaşkınlıkla ona bakıyordum. Birini bana uzattı, sonra geçip karşıma oturdu ve bacak bacak üstüne attı. Ona şaşkın bir şekilde bakmaya devam ediyordum.

“Ne var ya, sen geçen içirdin bana zaten…”

“Yok ya iç tabi kızım, şaşırdım sadece…”

“Of günaha girdik zaten bir kere… Battı balık yan gider” dedi ve birasından bir yudum aldı. “Ay bunun tadı kötüymüş ya” dedi sonra. Yüzünü ekşitti.

“Limon sık içine limon…”

“Aa güzel fikir bak. Tadı güzel olur sanki öyle.”

“Güzel oluyor aynen.”

O gece Züleyha’yla oturduk havadan sudan muhabbet ettik, bira içtik… Züleyha gevşedi, iyice sarhoş muhabbetine bağladı. Bir duygusallaşıyor, bir dünyanın en eğlenceli insanı oluyordu. Sonra o duygusal anlardan birinde yanıma geldi ve beni yanağımdan öptü.

“Biz nasıl yetiştik böyle abi ya… Abimi öpmekten utanmışım yıllarca…”

“Onların da doğrusu o işte abicim… Yapacak bir şey yok…”

“Senin için hava hoş tabi… Yapacak bir şey yok…”

“O ne demek?”

“Sen kurtardın kendini… Baksana mis gibi evin var, istediğini içiyorsun, istediğin gibi giyiniyorsun…”

Züleyha haklıydı, bu korona süreci bittiğinde yeniden o zindana dönecekti.

“İstediğinle sevgili oluyorsun…”

Bunu alkolün etkisiyle söyleyip hemen susmuştu. Birasından bir yudum daha aldı. Bir sigara yaktım ve koltukta geriye yaslandım. Onu da kendime çekip göğsüme bastırdım. Sigaramdan derin bir nefes çektim.

“Sen kimle sevgili olmak isteyip de olamadın bakiyim?”

“Abi özür dilerim ya…”

“Kızmadım canım benim… Sen de insansın, senin de duyguların var. Gayet tabi hoşlanabilirsin birilerinden, aşık olabilirsin…”

“Ya sen nasıl bir adamsın ya? Sen nasıl muhteşem bir abisin?”

Bir kez daha başını kaldırıp yanaklarımdan öptü. Arada iltifatlar ederek öpmeye devam ediyordu, boynumdan, yanaklarımdan, alnımdan öpüyordu beni. Çıldırmak üzereydim. Başımı biraz geri çekip ona doğru baktım.

“Seni seviyorum, canım abim benim” dedi.

“Ben de seni seviyorum, canım kardeşim” dedim. Uzanıp yanağından öptüm. Uzun uzun öptüm ama… Sonra elimdeki sigarayı elimden çekti ve ağzına götürdü. Derin bir nefes çekip tekrar bana uzattı.

“Ee, anlat bakalım. Kimle sevgili olmak istedin de olamadın?”

“Ya lisede oldu bir şeyler işte…”

“Nasıl şeyler?”

“Abiye anlatılmayacak şeyler…”

“Ama ben öyle bir abi miyim?”

Tekrar boynumdan uzaklaşıp gözlerimin içine baktı. “Sen muhteşem bir abisin!” dedi ve bir kez daha yanaklarımdan öptü. Bu kez dudağıma çok yakın bir yerden öpmüştü.

“E anlat o zaman” dedim.

“Ama muhteşem abilere de anlatılmaz” dedi gülerek. İyiden iyiye sarhoş olmuştu.

“O zaman şöyle yapalım… Abin Süleyman gitsin, arkadaşın Süleyman gelsin. Arkadaşına anlat, olur mu?”

“Hmmm… Arkadaşa anlatılır aslında.”

“Tamam o zaman abi gitti…”

“Arkadaşım mısın sen şimdi?”

“Evet…”

“Abi değilsin yani. Süleymansın…”

“Evet, Süleymanım…”

“Sülooooo”

Kahkahalar atarak konuşmaya devam ediyorduk.

“Ya işte lisede bir çocuktan hoşlanmıştım. O da benden hoşlanıyordu. Ama işte günah diye sevgili olamadım.”

“Lan bu muydu?”

“Buydu işte, ne olacaktı ya?”

“Ne bileyim, böyle kavuşamayan aşıklar, unutulmaz bir aşk hikayesi falan…”

“Of abi yaa… Nerde bizde öyle hikaye? O evde…”

“Canım kardeşim benim, hala çok gençsin. Aşık olacaksın, seveceksin, sevileceksin… Merak etme…”

“Nereye aşık olucam abi? Biri gelecek görücü, annem babam beğenecekler, diyecekler ki bu senin kocan olacak.”

“Orda bi duracaklar. Senin burada kapı gibi abin var. Seni istemediğin biriyle evlendirecek değiliz herhalde…”

Bir kez daha boynumdan kalkıp gözlerimin içine baktı. Gözleri dolu dolu, sevgiyle bakıyordu gözlerimin içine.

“Ya abi yaa…” dedi duygusal bir şekilde. Uzanıp onu dudağına çok yakın bir yerden öptüm. Boynuma sarılıp ağlamaya başladı. “Sen muhteşem birisisin abi, çok seviyorum seni…” diye boynumda hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Bir yandan da boynumu öpüyordu. Bu öpücüklerden çok etkilenmiştim. Zaten ufak ufak hareketlenmeye başlayan sikim, bu hareketlerin de etkisiyle iyiden iyiye erekte olmaya başladı. Olası bir kazanın önüne geçmek için kalkıp tuvalete gittim. Kısa bir mastürbasyonun ardından yine Züleyha’nın o süt beyaz göğüslerine boşaldığımı hayal ederek boşaldım.

Salona döndüğümde kanepede yatmış vaziyette televizyon izlediğini gördüm. Gidip yanına oturdum. Ben gidince tekrar kalktı ve boynuma sarıldı.

“Çok üzülüyorum bazen” dedi.

“Neden?”

“Korkuyorum hatta… Evlendiğimde… Yani hiç tanımadığım bir adam… Evlenene kadar el ele bile tutuşmayacağız muhtemelen. Sonra…”

“Sonra ne?”

“Ya ben düğünde nasıl dans edeceğimi bile bilmiyorum… Düşünsene, evlenene kadar hiç dans etmemiş olacağım.”

“Hop! Abin ne güne duruyor burada?”

Aniden ayağa kalktım ve onu da elinden tutup kaldırdım. Dans etmeye başladık. Ama Züleyha kahkahalarla gülüyordu. Ben de onun bu haline gülüyordum. Şakayla karışık ona dans etmeyi öğretiyordum. O ise sarhoşlukla kendini bana yaslamış, bana ayak uydurmaya çalışıyordu.

Bir süre sonra gülüşmeler kesildi ve birbirimize sarılıp sallana sallana salonun ortasında dönmeye başladık. Arada boynumu öpüyor ve “Seni çok seviyorum abi” diyordu. Ben daha fazla dayanamadım ve yeniden erekte olmaya başladım. Kendime hakim olamıyordum. Züleyha boynumdan öptükçe o sıcacık nefesi beni bulutların üstüne çıkarıyordu adeta.

En sonunda sessizliği bozdum ve “Bak, dans etmek o kadar da kafaya takılacak bir şey değilmiş dimi abicim?” dedim.

“Evet, değilmiş… Ama dansla bitmiyor ki” dedi.

“Başka ne var?” dedim.

Başını boynumdan kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu.

“Ben hiç kimseyle öpüşmedim mesela” dedi.

Adeta donmuştuk. Kaç saniye o şekilde hareketsiz durduk bilmiyorum. Birbirimizin gözlerinin içine baktık, uzun uzun baktık… Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Başımızı biraz öne uzatsak, dudaklarımız yapışacaktı birbirine. Ama öylece bekliyorduk. Sonra bir an, Züleyha başını utanç içinde çevirdi, şu an hayatının en romantik anlarını yaşıyordu ve bunu abisiyle yaşadığını fark etmişti. Başını sağa sola çevirdi ve elimden kurtulmaya çalıştı. Onu sertçe kendime çektim, vücutlarımız birbirine yaslandı. Erekte olan sikim, göbeğinin altına doğru baskı yapmıştı. Tekrar yüzü bana döndü. Gözlerimin içine bakıyordu.

“Onda da korkulacak bir şey yok” dedim fısıltıyla. “Tıpkı boynumdan öptüğün gibi… Tek farkı… Dudaklarımdan…” Daha fazla dayanamazdım. Uzanıp dudaklarımla dudaklarına dokundum. Elektrik çarpılmış gibi irkildi, gözleri büyüdü. Gözlerimin içine bakıyordu. Bir kez daha uzandım, gülümseyerek… Dudaklarına değdim tekrar. Karşılık vermedi, bekledi…

En sonunda alt dudağını iki dudağımın arasına alıp emmeye başladığımda, bana acemi hareketlerle karşılık vermeye başladı. 10 yıldır saçlarını bile görmediğim öz kardeşimle, salonun ortasında ayakta birbirimize sarılmış, deliler gibi öpüşüyorduk. Onu kanepeye çektim ve oturarak öpüşmeye devam ettik. Hiç konuşmadan dakikalarca öpüştük.

Kaç dakika, belki de kaç saat öpüştüğümüzü hala bilmiyorum. Dudaklarımız yanmaya, morarmaya başlamıştı. Hiç konuşmadan öpüşmeye devam ediyorduk. Dakikalar geçtikçe, Züleyha benden öğrendiklerini uygulamaya başladı. Dilini kullanıyordu artık. Daha cesur hareketler sergiliyordu. Beni ensemden tutup kendine çekiyor, daha iştahlı öpüşüyordu benimle.

Çok çok uzun bir süre oturarak öpüştükten sonra onu kanepede sırtüstü yatırdım ve üzerine yattım. Şimdi sikim tam olarak vajinasının üzerindeydi. Öpüşmeye devam ediyorduk. Belimi ileri doğru ittirip sikimle vajinasına baskı yaptığımda ağzından istemsiz bir inilti kopuverdi. Gözleri kaydı… Sonra gözlerini açıp gözlerime baktı…

“Abi…” dedi fısıltıyla.

“Züleyha” dedim, aynı şekilde… Fısıltıyla…

“Abim…”

“Züleyham…”

“Abi napıyoruz biz?”

“Öp beni Züleyha… Seviş benimle…”

Züleyha’nın pişmanlık yaşamasına izin vermemeliydim. Sikimle bir kez daha vajinasına baskı uyguladığımda aldığı zevkle beni ensemden tutup dudaklarıma yapıştı. O şekilde sürtünmeye devam ettik. Aradan birkaç dakika geçtiğinde, bir kez daha pişman olacak gibi oldu. Elimi göğüslerinin üzerine getirip mıncıklamaya başladığımda, bu pişmanlık atağı da geride kaldı. Birkaç dakika boyunca bir elim göğsünde, sikim vajinasının üzerinde, dudaklarım dudaklarında sürtündükten sonra, kasılarak boşaldım. Şortumun ön tarafı sırılsıklam olmuştu. Kendimi Züleyha’nın arkasına bırakıverdim. Ona arkadan sarıldım. Kanepede o şekilde hiç konuşmadan sarıldık…

Bir süre yattıktan sonra kalkıp kanepede oturduk. Bir sigara yaktım. Saçımız başımız dağılmış, az önce sevişmiş iki sevgili gibi, iki kardeş kanepede sessizce oturup sigara içiyorduk. Şortumun önü spermlerimle sırılsıklam olmuştu. İkimizin de içini ufak bir pişmanlık dalgası kaplamıştı. Sigaram bittikten sonra kalkıp yatak odasına doğru yöneldim. Kapıyı kapatmadan doğruca şifonyere yöneldim. Şortumu ve iç çamaşırımı çıkarttım. Kirli sepetine attım. Ardından şifonyerden bir iç çamaşırı çıkartıp giydim. Şort almak için gardıroba yöneleceğim sırada, kapıda Züleyha’yı gördüm. Kapının aralığında durmuş, bana bakıyordu. Muhtemelen az önce beni çıplak görmüştü.

O şekilde ona doğru yürüdüm. O da bana doğru geldi. Kollarımı açtım, gelip bana sarıldı. Onu kollarımla sardım. Sonra yüzünü tutup kendime çevirdim. “Ne yaptık biz abi?” dedi utanç dolu bir yüzle. Ben ise onun utanmasına izin vermeyecektim. Gülümseyerek gözlerine baktım ve uzanıp dudaklarından öptüm. İlk başlarda çekinse de, ısrarla öptüm. Kalçalarını yoğurmaya başladığımda, bana az önce salondakinden geri kalmayan bir iştahla cevap verdi. Oracıkta yatağa devrildik ve yeniden sevişmeye başladık. Bu kez benim şortum yoktu, sadece iç çamaşırı vardı altımda.

Bir süre yatakta yine birbirimize sürtündükten sonra, yavaşça tişörtünü yukarı çekiştirmeye başladım. Başlarda anlamsızca gözlerime baktı. “Korkma” diye fısıldadım gülümseyerek. Ürkek hareketlerle izin verdi, kollarını yukarı kaldırdı. Tişörtünü çekiştirerek çıkarttığımda, bembeyaz vücudu, süt beyaz göğüsleri karşımdaydı. Aramızdaki tek engel ise sutyeniydi. Uzanıp boynundan, omuzlarından iştahla öpmeye başladım. Sikim de vajinasının üzerinde gidip gelmeye devam ediyordu.

Elimle göbeğini, çıplak tenini hissederek okşuyordum. Tişörtümü tek hamlede çıkarıp attım ve tekrar Züleyha’nın üzerine bıraktım kendimi. Çıplak tenlerimiz birbirine değiyordu. Yavaş yavaş elimi yukarı çıkardım, sutyenin altına değdiğinde elimi biraz zorlayarak sutyenin altına soktum ve çıplak göğüslerine temas ettim. İnlemeleri artmış, hırıltılara dönüşmüştü. Diğer elimi zorlanarak sırtının altına soktum ve tek elimle kopçayı çözmeye çalıştım. Ancak pozisyon itibarıyla çok zorlanıyordum. Züleyha belini havaya kaldırdı, bir elini arkasına getirdi ve tek hareketle sutyenin kopçasını çözüverdi. Ardından elini tekrar öne getirdi ve sutyeni çekip fırlattı. Artık, Züleyha da o göğüslerle aramda hiçbir şey olmasını istemiyordu.

Eğilip o kahverengi göğüs uçlarından birini ağzıma aldım. Züleyha’nın çıkardığı seslerden orgazma çok yakın olduğunu anlayabiliyordum. Sikimle bastırabildiğim kadar vajinasına bastırdım, dilimle göğsünün ucunda daireler çizdim. Züleyha kasıldı, kasıldı ve en sonunda orgazm olmaya başladı. Biricik kardeşim, altımda kıvranarak orgazm oluyordu. Dilim göğüslerinde, sikim vajinasında… Orgazm kasılmalarını sikimin ucunda hissedebiliyordum.

En sonunda gevşedi ve kendini yatağa bıraktı. Ben de kendimi onun yanına bıraktım. Üzerimde sadece bir boxer vardı. Züleyha’nın ise altında şort ve içinde iç çamaşırı… Onu tutup kendime çektim ve dudaklarına yapıştım tekrar. Nefes nefese öpüyordu dudaklarımı. Bu kez pişmanlık krizine girmesine fırsat vermeyecektim. Uzun uzun öpüştük yatakta. Birkaç dakika öpüştükten sonra onu yatakta üzerime çektim. Üzerime oturduğunda sikim yine vajinasının üzerine denk gelmişti.

Belinden tutup sikimin üzerinde bir yukarı bir aşağı hareket ettirmeye başladım. İsteğimi anladı ve sikimin üzerinde kaymaya başladı. Yerimde doğrulup oturdum ve göğsünü yalamaya başladım. Elimi uzatıp kalçasından sıkarak sikimin üzerinde bir aşağı bir yukarı yönlendirdim. O şekilde bir süre sürtündük. Ardından elimi şortundan içeri soktum ve kalçalarının arasından kendime yol bularak göt deliğine ulaştım. Parmağımla göt deliğini okşamaya başladım. Züleyha yeniden zevk iniltilerine boğulmaya başladı.

Bir süre o şekilde devam ettik. Ardından yeniden sırtüstü kendimi bıraktım ve kalçalarımı kaldırarak boxerımı aşağı doğru çekiştirdim. Züleyha da kalçalarını kaldırarak boxerımı serbest bıraktı. Artık biricik kardeşimin altında çırılçıplaktım. Onu çevirip sırtüstü yatağa bıraktım ve yeniden üzerine geçtim. Züleyha göz ucuyla aşağı, sikime doğru bakınıyordu. Ben ise çıplak sikimi onun şortuna sürtmeye devam ediyordum. Dudaklarımız dillerimiz yine birbirine karışmıştı.

Bir süre sonra yavaşça aşağı doğru kaymaya başladım. Önce boynuna, oradan göğüslerine geldim. Sonra daha aşağı, göbeğine doğru indim. Öpmeye, yalamaya devam ettim. Parmaklarımı şortunun kenarına geçirdim ve aşağı çekiştirdim. Züleyha bir an utançla şortunu tutup bana engel olmaya çalıştı. Ona gülümseyerek baktım ve “Korkma abicim” dedim fısıltıyla. Tekrar çektim aşağı, Züleyha’nın parmaklarından kurtardım ve tek hamlede hem şortunu hem iç çamaşırını çekip çıkardım. Şimdi Züleyha da benim gibi çırılçıplaktı. Eliyle vajinasını kapattı, görmemi istemiyordu. Ama durmaya hiç niyetim yoktu.

Bacaklarının arasına girdim ve dilimle parmaklarının arasından kendime yol bulup vajinasına ulaştım. Dilim vajinasına değdiğinde, derin bir nefes aldı. Ellerini tutup kenara çektim ve vajinasına dilimle daldım. Kokusu başımı döndürüyordu, dilimle etrafındaki ıslaklığı temizleyerek bir yukarı bir aşağı yalıyordum. Züleyha artık kendini tamamen olayların akışına bıraktı ve çılgınlar gibi inlemeye başladı. Çok geçmeden de bütün sularını ağzıma bıraktı. Çılgınlar gibi kasılmıştı…

Ben ise hiç durmadan yalamaya devam ettim. Dilimi arada sırada aşağıya, göt deliğine getirip orayı yalıyordum. Züleyha artık boşaldığı için kendini yatağa bırakmış, derin derin nefes alıyordu. Onun yanına çıktım ve yanına uzandım. Dudaklarına yapıştım. Bana iştahla karşılık verdi.

“Seni istiyorum” dedim fısıltıyla.

“Ama abi…”

“Merak etme… Bekaretine zarar vermem. Arkadan…” dedim yine fısıltıyla…

“Olur mu?”

“Sen istersen olur…”

“İstiyorum ama… Korkuyorum…”

“Korkma abicim, sana asla zarar vermem…”

Züleyha’nın da beni istemesinden cesaret aldım ve onu yatağa yüz üstü yatırıp arkasına geçtim. Götünün deliğini uzun uzun yaladım ve dilimle yumuşattım. Ardından sikimi de iyice tükürükleyip arkasına geçtim.

“Kasma kendini abicim. Başlarda biraz acıyacak, ama sonra çok zevkli olacak. Güven bana…” dedim. Sikimin başını arkasına dayadım. Yavaş yavaş hareketlerle içine girmeye çalıştım. Ama deliği çok dardı, girmem imkansızdı. Üstelik neredeyse bir saattir sevişiyorduk ve boşalmak üzereydim. Sikimin henüz başı girmişti ki, kasılmaya başladım. Götünün deliğine doğru spermlerim fışkırmaya başladı. O an aldığım zevkle kendimi Züleyha’nın götüne doğru bastırdım. Spermlerin de kayganlığıyla sikim aniden köküne kadar Züleyha’nın götüne girdi ve son damlaları onun götünün derinliklerine fışkırttım…

Züleyha acıyla çığlık atmıştı. Ama sonra hemen sesine hakim olmaya çalışarak sustu. “Çok acıyo abi çok acıyo…” dedi acıyla. Kardeşime zarar verdiğimi düşünerek çıkmak için yataktan destek aldım. Ama elini uzatıp kalçamdan tuttu ve kendine doğru bastırdı. “Sakın çıkarma” dedi nefes nefese… “İçimde kalsın… Onu hissetmek istiyorum” dedi… Eğilip baktım, sikim kardeşimin götündeydi, taşaklarıma spermlerim bulaşmıştı. Bu iğrenç görüntü, bana inanılmaz bir haz veriyordu. Az önce boşalmıştım ve sikim yumuşamaya başlamıştı. Ama hala inanılmaz bir zevk alıyordum. Kendimi onun üzerine bıraktım ve uzanıp boynunu, kulaklarını öpmeye başladım. Züleyha belini hareket ettirerek zevk almaya çalışıyordu.

Bir elimi uzatıp altına soktum ve klitorisini bulup okşamaya başladım. Züleyha da belini oynatarak içindeki sikimi hissetmeye devam ediyordu. Tam olarak yumuşamadan yeniden sertleşmeye başladım. Ardından küçük hareketlerle içine girip çıkmaya devam ettim. Birkaç dakika sonra sikim yeniden taş gibi olmuştu ve kardeşimin içine girip çıkıyordum.

Yaklaşık yarım saat boyunca o şekilde kardeşimin içine girip çıktım, Züleyha artık tamamen alışmış, deliler gibi zevk aldığı her halinden belli oluyordu. Bense kardeşimin götünü sikiyor olmanın zevkiyle bulutların üzerindeydim. Ancak yorgunluktan artık hareket bile edemiyordum. Ne kadar uğraşsam da boşalamamıştım. En sonunda pes ettim ve kendimi yatağın üzerine bıraktım. Züleyha da hiç hareket etmeden, ayakları yatağın dışında yerde, yüz üstü yatağa uzanmış halde öylece kaldı.

Orada öyle ne kadar yattık bilmiyorum. Sızmışız… Gece bir ara uyandım, Züleyha’yla çırılçıplak sarılmış uyuyoruz. Hissettiğim heyecanı anlatmam mümkün değil. Züleyha’yı uyandırmadan kalkmaya çalıştım. Ama uyandı ve bana gülümseyerek baktı.

“Abicim” dedi uykuyla karışık bir tonda.

“Canım?” dedim fısıltıyla.

“Gitme sakın…”

“Gitmiyorum canım benim, su içip geri gelicem.”

“Geri gel… Sarıl bana…”

Su içip geri yatağa döndüm, yatakta çırılçıplak uyuyan, o bembeyaz kıza baktım. Biricik kardeşime… Onu yeniden istiyordum… Eğilip direk vajinasına yumuldum ve iştahla yalamaya başladım. Züleyha dil darbelerimle uyandı ve inlemeye, başımı vajinasına bastırmaya başladı. Bir süre yaladıktan sonra “İçime gir abi… Tadını alamadım az önce” dedi inleyerek. Ayağa kalkıp sikimi tuttum ve “Ama bunun biraz kayganlaşması lazım” dedim. Kolundan tutup kaldırdım ve sikimi ağzına doğru tuttum. Biraz iğrenerek, biraz merakla ağzını açtı ve kardeşimin ağzından içeri sikimi soktum.

Acemi hareketlerle yalamaya çalışıyor, biraz ileri gitsem hemen öğürüyordu. Bir dakika kadar yalattıktan sonra kardeşimin bacaklarını tutup kaldırdım, omzuma aldım ve göt deliğine sikimi hizaladım. Birkaç saat önce sikmiş olmama rağmen, yeniden daralmıştı. Biraz zorlanarak, yavaş hareketlerle içine girdim. Züleyha’nın götü iyice alıştıktan sonra hızlı hareketlerle gidip gelmeye, kardeşimi bağırta bağırta sikmeye başladım.

Çıldırmış gibi inliyorduk ikimiz de… Bu muhteşem bir histi… Bir yandan kardeşimin götüne girip çıkıyor, diğer yandan elimle klitorisini okşuyordum. Züleyha’nın hareketlerinden orgazma yaklaştığını hissettim. Daha sert girip çıkmaya, elimle daha hızlı okşamaya başladım. Züleyha çığlık atmaya, kasılmaya başladı. Öyle bir kasıldı ki… Hayatımda hiç bu kadar kasılan bir kadın görmemiştim. Bir çığlık koptu ağzından, ardından vajinasından sular fışkırmaya başladı. Bir kısmı yüzüme gelmişti. Kasılmalarının etkisiyle sikimi götünde mengene gibi sıkıştırmıştı, ben de daha fazla dayanamazdım… Kardeşimin götünün derinliklerine bütün spermlerimi boşaltmaya başladım.

Hayatımın en şiddetli orgazmını yaşamıştım. Züleyha’nın da aynı şeyi yaşadığına hiç şüphe yoktu. Ben Züleyha’nın götünden çıkar çıkmaz, götünden oluk oluk spermlerim dışarı aktı. Temizlik düşünecek durumda değildik. Kendimi yatağa bıraktım. Züleyha’yı da kendime çektim. Göğsüme başını yasladı ve küçük küçük öpmeye başladı. Öylece yeniden uyuduk.

Ertesi sabah uyandığımızda, ikimiz de ilk başta hiç konuşmadık. Dakikalarca yatakta çırılçıplak uzanıp tavanı seyrettik. En sonunda sessizliği Züleyha bozdu.

“Abi.”

“Efendim abicim”

“Pişman mısın?”

Eğilip gözlerine baktım. Gerçekten pişman mıydım, bilmiyorum. Züleyha ürkek, utangaç bir şekilde gözlerime bakıyordu.

“Bilmiyorum” dedim fısıltıyla.

“Ben değilim” dedi aniden. Tekrar ona döndüm. Uzanıp dudaklarımdan öptü.

“Başta çok pişman oldum” dedi sonra. “Ama şimdi pişman değilim… Hayatımın en mutlu gecesini yaşadım. Hiç pişman değilim”

Birbirimize sarıldık.

“Ne olur sen de pişman olma” dedi sonra fısıltıyla. “Bana bunları yaşattığın için minnettarım. Sakın pişman olma…”

Sonra çırılçıplak bir şekilde yataktan kalktı… Barış Manço’nun “Bugün Bayram” şarkısını mırıldanarak odanın içinde çırılçıplak yürüdü. Gözlerimle onu takip ettim. Eğilip iç çamaşırını buldu ve üzerine geçirdi. Ardından sutyen giymeden tişörtünü de üzerine geçirdi. Bir yandan şarkı söylemeye devam ediyordu. Bana doğru baktı, yavaş yavaş dikleşen sikime doğru… Gülümsedi… “Hadi kalk, kahvaltı yapalım abicim” dedi ve odadan çıktı… Yaşadıklarım hayal gibiydi…

Yataktan kalkıp üzerime sadece bir boxer geçirdim ve o şekilde mutfağa gittim. İki sevgili gibi sarılarak, aralarda öpüşerek kahvaltımızı hazırladık ve neşe içinde yedik… Benim 14 yaşında kapanan, hayatında hiç özgür olamamış biricik kız kardeşim, ilk defa özgür bir kadın gibi yaşıyordu, özgürce davranıyordu… Onun mutluluğuyla gurur duyuyordum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir