Ben Beyza

Senelerdir hikaye okurum bir çok kez de yazdım paylaştım sildim fakat ayda yılda 1 güzel hikaye çıkıyor. Muhtemelen uzun soluklu bazen hızlı bazen yavaş gideceğimiz bir hikayeye başlıyoruz. Aslında bu remastered bir hikaye olacak. Yazım hataları noktalama hataları olacaktır. Keyfimin istediği gibi devam edebilirim fakat tavsiyeleriniz olursa dilerseniz alttan dilerseniz dmden görmek istediklerinizin fikrini verebilirsiniz. Baştan söyleyeyim bu maratonumuzda teşhşrcilik, aldatma ve ensest bir yerde olacak. Kimi yerlerde zamanda ileri geri gidip geleceğiz.

Bölüm 1

Selamlar ben beyza. Tesettürlüyüm. 4 kardeşiz 2 kız 1 erkek kardeşim var. 25 yaşındayım, evliyim. Kocamın adı Ahmet doktordur. Aslında pratisyen hekim. Ben de bankacıyım. Ankarada yaşıyoruz. 150 cm boyunda 45 kiloyum. Asla yaşımı göstermem gören halen beni 18 19 sanar. Şarap rengi omuzlarımın biraz altında saçlarım (boya tabii ki) kahverengi gözlerim, buğday rengi tenim, hafif çekik gözlerim,75b gögüslerim var. Aslen yozgatlıyım kocam da amasyalı. Arada yazları birbirimizin köylerine gideriz. Kocam benim ilk aşkım lise döneminde tanıştık aynı liseye gidiyorduk saygılı güzel bir ilişkimiz oldu üniversitemiz bitince de evlendik. Çocuk yapmak istemedik ilişkilerimizde korunuruz. Çevremde hep gözler üzerimdedir bundan kimi zaman nefret eder kimi zaman bayılırım hormonal değişiklikler diyelim buna.

Hayatımın dönüm noktaları oldu bunlardan birisi pandemi zamanında yaşandı, birisi üniversite bitince diğeri de 2022de birazdan anlatacağım durum yaşandığında.

Mevsim kıştı. Eşimle birlikte güzel bir akşam geçirdik evlilik yıldönümümüzdü. Çılgınlar gibi dans ettik, içtik, sızdık, seks yaptık. Sabah kalktığımda eşimin çıktığını fark ettim ve işe neredeyse geç kalacağımı. Başım ağrıyor ve acele ediyordum geceliğimi falan çıkarıp dolabımı açtığımda giyecek doğru dürüst bir şey bulamadım ben de elime gelen ilk elbiseyi giydim. Diz hizamda sarı renkli daha önce hiç giymediğim tatlı bir elbiseydi olur diyip giydim. Hemen saçlarımı yıkayıp biraz makyaj yapıp türbanımı bağlayıp, yanlardan bel kısmına kadar kesik pançomu giydiğim gibi çıktım dışarı. Ankaralı olanlar bilir ankaray diye bir tren var sanki sovyetlerden kalma çürük kokan leş bir trendir. Ona binip bir yerden aktarma yapıp otobüsle bankama geçtim. Birtakım işlerle uğraşıp bana işe girdiğimden beri sarkıntılık yapan bir çok kez başımdan savdığım müdürüm gelip beni darladı. Amacını hep biliyordum ama bir şey yapamazdım. Malum bu ekonomide müdürünüzü karşınıza alırsanız işsiz kalmayı geçtim başka bankalarda da iş bulamazsınız. Çoğu banka müdürleri birbirini tanır. O sıralar gelen giden herkes kredi çekip ya araba ya ev alırdı. Çoğuna da çıkardı krediler. Saat 4 gibi 2 tane taşralı olduğu 3 kilometreden belli olan 2 amca geldi. Kızım şöyle kızım böyle derken onlara kredi çıkmadı. Sinirlendiler küfrettiler içlerinden birisi “ben 10 yıl hapis yattım seni de siker bi 10 sene daha yatarım” diyip üzerime de yürüdü. Tabii araya güvenlikler girdi adamları tekme tokat dışarı çıkardı. Eşimi aradım durumu ona da anlattım çok korkmuştum. Çıkış saatimde geleceğini beni alacağını her şeyin geçtiğini söyledi. Sonrasında gün boyu stresli bir şekilde geçirip çıkış saatimi bekledim. Müdürüm tabii ki onlarca kez beni eve bırakmayı, yanımda olduğunu, onlara gününü göstereceğini falan söyleyip durdu.

Nihayet çıkış vaktim geldi ama kocam ortalıkta yoktu. Banka kapanmış olabilir ama içeride halen sayımlar ve başka işler olduğundan oturup bekledim. Güvenlik çay getirdi içtim bekledim derken kocam gelmek bilmedi aradım açmadı. En son tam çıkacakken kocamın koşarak geldiğini gördüm.

B: sevgilim nerede kaldın bekliyorum ne zamandır A: hayatım zincirleme trafik kazası olmuş acile çektiler beni tüm ankarada trafik kilit. Hem trafikten hem de bu durumdan geç kaldım. B: tamamdır sevgilim çok yoruldum eve geçelim mi başım çatlıyor ayakta duracak halim yok A: geçelim hayatım

Bir süre trafikte taksi bekledik fakat tüm taksiler doluydu. Biz de artık son çareyi otobüse binmekte bulduk. Durak kalabalıktı otobüsler de tıklım tıklım. Orta kapıdan zar zor bindik arkamızdan da birileri zar zor bizi ittire ittire bindi otobüse. Akşam vaktiydi içerisi havasızlıktan çok kötü kokuyordu. Camlar nefeslerden dolayı boncuk boncuk olmuş dışarısı veya içerisi belli olmuyordu. Arkamdan birisi “kızım bizim şu kartları da uzatır mısın?” dedi. Arkama dönüp kartları almak istedim fakat sağım ve solumdaki öğrencilerin çantasından dolayı kımıldamak neredeyse imkansızdı. Zar zor kolumu uzatıp kartları aldım kocamın arkası bana dönüktü ona verdim o da öndekilere uzattı basıldı kartlar ve geri geldi kocam da arkasını dönemedi koluyla uzattı bana ben de arkamdaki amcalara bir fırsat bulup dönüp verdim kartı ama o sıra arkamdakilerin kim olduğunu tanıdım. Bunlar gündüz problem çıkartan amcalardı.

Sol eliyle kartları elimden yavaşca alırken sağ elindeki bıçağı belime doğru dayadı. Ne diyeceğimi bilemedim. Yavaşca kulağıma yaklaşıp “bankada orospuluk yaptın şimdi de orospuluk yapacaksın ani bir harekette seni de yanındaki adamı da delik deşik ederim” dedi. Gözlerim doldu nutkum tutuldu. “Ne istiyorsun benden” diyebildim zar zor. “Seni” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir