Barışma Sonrası Kabak Koyu – Bölüm 2

Can ile Dila’nın çadırı, oturup takıldığımız köşeden 5-6 metre ilerideydi. Dila’nın inlemeleri arasında Ebru ile öpüşmeye başladık. Ebru yazlık bir bluzun altında şortla ben ise tişört ve şortla takılıyordum.

Ebru, beklenmedik şekilde elini doğrudan şortumun üstüne attı. Ortamın etkisiyle aşırı derecede sertleşmiştim ve sevgilimi oturduğumuz yerde belinden kavradım, elimi şortunun içine doğru götürdüm ve kadınlığına yaklaştırdım. Sadece ilişkimizin ilk zamanlarında olduğu kadar ıslak olduğunu fark ettim. Öpüşürken hafif hafif oynamaya başladım ve ardından parmağımı yavaşça içine soktum. Artık çadırdan gelen Dila’nın inlemelerine ek olarak Ebru’nun hafif hafif inlemeleri de karışmıştı.

Birden çadırın fermuarı açıldı ve biz toparlandık. İlk olarak Dila çıktı, üstünde bikinisi vardı. Ardından Can sadece şortuyla çıktı ve ikisi de rahatlamış görünüyordu.

Onlar yanımıza gelirken diğer ikili de ormandan dönüyordu. Tekrar altı kişi bir araya geldik ve yarım saat kadar sohbet ettik. Ardından sevgilimle birlikte ortamdan ayrılıp kendi kampımıza döndük ve alkolün ve yorgunluğun etkisiyle hemen uyuduk.

Sabah güneşin vurmasıyla uyandık, kahvaltı ettik ve güneş tepeden inmeye başlayana kadar mis gibi miskinlik yaptık. Sonrasında plaja indik. Bizim dörtlü de oradaydı ve artık birlikte takılıyorduk. Akşam yemeği için ayrıldık ve gece 9 gibi hep birlikte oturmak için sözleştik.

Yemekler yendikten sonra saat 9’a doğru plaja indik. Biz geldikten 5-10 dakika sonra Can vodkalarla ortaya çıktı ve yine ay ışığında keyifli bir gece geçirdik. Ortamdakilerin sohbeti iyiydi, herkes gayet güvenilir ve kibar insanlardı.

Ancak bir problemimiz olacak gibiydi. Ebru, bir sene öncesine kadar alkol kullanmayan biriydi ve yüksek alkollü içkilere alışık değildi, hızlı gidiyordu.

Bir saat içinde Ebru midesinin bulandığını söyledi ve kusmak istediğini belirtti. Ormana doğru gittik, bekledik ve Ebru’nun midesi düzeldi gibi oldu, ancak zor yürüyordu.

Cenk – “Aşkım, istersen kampımıza dönelim.”

Ebru – “Hayır, aşkım, ben iyiyim. Düzelirim kısa sürede.”

Tekrar arkadaşların arasına döndük ve gece 12’ye kadar eğlendik. Can – “Hadi, bizim kampın oraya gidelim.”

Feyza – “Evet, hadi gidelim.”

Herkes ayaklandı.

Cenk – “Arkadaşlar, biz müsaadenizi istiyoruz. Ebru pek iyi değil.”

Ebru – “İyiyim aslında, gelebiliriz.”

Ebruya emin misin der gibi baktım, başını sallayıp onayladı.

Hep birlikte onların kamp alanına döndük, ama giderken Ebru yan basa basa kızlarla birlikte şarkı söyleyerek gitti.

Kampa geldik, hep birlikte oturduk ve ilk defa sohbet cinsellik üzerine dönüyordu. Benim tuvaletim sıkıştırmaya başlamıştı.

Birden Feyza beklenmedik bir şey söyledi.

Feyza – “Mesela, Ahmet’in penisi Can’ınkinden büyük, ama bence ikisinin de tadı ayrı güzel.”

Anlaşılan ortamda herkes birbiriyle oluyordu. Feyza bunu söyledikten sonra Can’ı elinden tutup “Hadi gel” dedi ve ormana doğru gittiler. Dila da onların peşinden ormana doğru gitti.

Onlar gittikten sonra Ahmet kendi halinde telefonla takılıyor, Ebru uyuyordu, benim de tuvaletim iyice sıkışmıştı. Ebruyu uyur halde Ahmetin yanında bırakmak istemiyordum ama gitmem gerekiyordu. Hızlıca işimi hallettim, işimi bitirdikten sonra ileriden sesleri duydum.

Can yere uzanmış, Feyza üstünde zıplarken, Dila da Can’ın suratına oturuyordu. İçimden “Ne kadar şanslı piç” diye geçirdim. Onları orada 5-6 dakika kadar izledim ve iyice sertleştiğimi fark ettim. Kampa dönüp Ebruyu kaldırıp götürüp ne halde olursa olsun sikip rahatlamak istiyordum.

Kampa doğru yürüdüm, geldiğimde kimse yoktu. Beynime kan sıçradı bir anda ve çadırların içlerine baktım, kimse yoktu. Telaşlandım, Ebru diye bağırdım. Yaklaşık 20 saniye sonra Ebru seslendi.

Ebru – “Burdayız aşkımmm.”

Yanlarına doğru gittim. Ebru – “Aşkım, burada manzara güzelmiş, onu göstermeye getirdi Ahmet.

Ebru – aşkım burda manzara güzelmiş onu göstermeye getirdi Ahmet beni.

Ebrunun pek yürüyecek hali yoktu acaba nasıl götürdü onu oraya diye düşündüm.

Cenk – hadi biz gidelim aşkım.

Ebru – tamam sevgilim.

Ahmetle sorun olmasın diye kibarca vedalaştıktan sonra Ebrunun koluna girdim ve kamp alanımıza doğru yola çıktık.

Ebru – neden dönmen uzun sürdü.

Cenk – Anlamadım

Ebru – Kampa dönmen diyorum baya uzun sürdü ben nedenini biliyorum da sen söyle.

Anlaşılan onları izlediğimi biliyordu.

Cenk – Madem biliyorsun sen anlat.

Ebru – Sen gittikten sonra Ahmet geldi senin onları izlediğini söyledi sonra gel sana daha güzel bir yer göstericem dedi ben de sana kızdığım için onunla gittim.

Cenk – Umarım bir şey olmamıştır.

Ebru – Olmadı bir şey. biraz konuştu sadece.

Cenk – Ne konuştu?

Ebru – Ne kadar güzel olduğumu söyledi.

Cenk – Bu kadar mı?

Ebru – Yani ne fark edicek.

Cenk – Ebru söylediği her şeyi anlat

Ebru – Ya pek kibar biri değil biliyosun kendi tarzında övdü işte.

Cenk – Ebru uzatma anlat.

Ebru – Götüme hasta olmuş. istersen şuracıkta sikebilirim dedi.

Cenk – Orospu çocuğu. Sen de hala o herifin yanında duruyorsun.

Ebru – Off cenk sakin olsana ya. sen de elalemin nasıl sikiştiğini izledin orda bi saat.

haklıydı…

Cenk – başka ne dedi ?

Ebru – Benim sikim biraz büyük dedi çıkartıp gösterdi.

Cenk – yuh Ebru yuh sana.

Ebru – ulan sen orospuları izliyodun o sırada.

bir şey diyemedim.

Ebru – Dua et emmedim sikini.

yoksa başka bir şey mi yapmıştı..

Cenk – İnanmıyorum sana ya ne yaptın.

Ebru – off sadece elime aldım. o sırada sen bağırdın zaten.

Cenk- Tamam sabah dönüyoruz.

Ben bunu söyledikten sonra Ebru suspus oldu yine klasik konuşmama tribine başlamıştı kamp alanına gitmeden önce oturduk konuşturamadım zaten yeni ayrılık eşiğinden dönmüştük tekrar sorun olsun istemiyordum ve bir şekilde gönlünü aldım 3 gün daha kalma konusunda anlaştık.

Devam Edecek…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir