Ertesi gün çok güzel bir uykunun ardından alarm sesi ile uyanmıştım.Yatağımdan kalkıp hemen üzerimi giyinmeye başladım çünkü servisin gelmesine çok az kalmıştı.Gardıropun karşısına geçip hemen dünkü giyindiğim kıyafetleri giyinip parfümümü sıkıp direk kapıya koştum.

Çantamı sırtıma takıp ayakkabılarımı giyindim.Ardından kapıyı açtığım gibi karşımda servisi görmem bir oldu.Hemen koşup servise bindim ve bir oh çektim.Eğer servise gecikirsem daha uzun bir yoldan zor şartlar ile gitmek zorunda kalacaktım.

Nefesimi düzelttikten sonra servisin içerisine bir göz gezdirdim.Arkada Buse ve Simay dedikodu yapıyorlardı.Biraz daha Simay ve Buse’ye göz gezdirdiğimde Buse’nin üzerinde kırmızı karnı açık bir tişört yine fazla dar olmayan siyah bir pantolon ardından Simay’a baktığımda üzerinde beyaz bir tişört altında dar siyah bir pantolon bulunuyordu.Onlar haricinde serviste kimsecikler yoktu.Normalde Ahmet benden önce servise biniyordu.Demek ki Ahmet gelmeyecekti.Herşeyi bir kenara bırakıp serviste cam kenarına otrurup dışarıdaki sağanak yağışı izlemeye derin düşüncelere dalmaya başladım.

Bir yandan gökgürültüsü çakıyordu.Bu dışarıyı daha da güzel yapıyordu.

Ben yine düşüncelerime dalmışken servis bir anda durdu.Sanırım gelmiştik.Simay ve Buse ayaklanmış kapıya doğru gidiyordu.Bende hemen arkalarından ayaklandım.

Yağmur yağdığı için koşa koşa gitmemiz gerekiyordu.Servisten inip koşa koşa içeriye girdik.Biraz ıslansakta umurumuzda değildi.Hemen sınıfa doğru geçtik.

Bu sırada dikkatimi çeken birşey olmuştu Simay giyindiği beyaz tişört yüzünden yağmur damlaları tişörtüne işlemiş sırtına yapışıyordu.Sortına yapıştığı için altında bulunan beyaz sütyenin kopçaları ortaya çıkmıştı.Ama bunu haricinde daha belirgin bir şey görmüyordum.

Ardından öğretmenimiz bizim hemen arkamızdan kapıyı kapattı.

Üçümüz arka arkaya oturmuş kalorifer sayesinde kurulanıyorduk.Dersimizi işleyip bitirdikten sonra tenefüsümüze çıktık.

Teneffüse çıktığımız dediğimde içeride telefona bakıp konuşmak normal hayattan sudan konuşuyorduk üçümüz.

Biz sohbet ederken bir anda içeriye Dershane Müdürü girdi.

Biz daha ne olduğunu anlamamış ne yaptık acaba diye düşünürken.

Müdür:Arkadaşlar Gelen Özel Öğretmeniniz kaza yapmış o yüzden gelemiyor.Ama bundan 2 saat sonra başka bir dersiniz olduğu için burada kalmak zorundasınız.

Ben:Tamam hocam.

Bunun ardından Müdür sınıftan çıkmış biz sevinçler yaşıyorduk.

Sohbetimizi ederken herkesin sınıfına girdiğini ve ders işlediğini fark ettik.Artık telefona bakmaktan cidden sıkılmaya başlamıştık.Ne yapsak ne yapabiliriz diye düşünürken birden aklımıza doğruluk ve cesaretlik oynamak geldi.

Simay:Acaba Dc mi oynasak ne dersiniz?

Buse:Yani olur.

Ben:Telefona bakmaktan eğlencelidir.

Buse:Ama bokunu çıkarmayın ha.

Ben:Eee boku çıkacak ki Dc olsun Buse en baştan pes mi ediyorsun.

Buse:Offff peki tamam.