Gelin Size Bir Anımı Anlatayım

Biraz uzun kusura bakmayın

Aylardan Haziran, okullar kapanmaya yakın bir kız arkadaşım olmuştu. İlk defa bir kız arkadaşım oluyordu. Haliyle ne yapacağımı vs. Pek fazla bilmiyordum. Başlarda iyi gidiyordu. Hergün düzenli olarak günaydınlaşıyor, gün içindede uzun uzun konuşuyorduk. Daha sonra buluşmaya başladık. Buluşmalarımız da gayet iyi gitmişti. Buluşmaların ardındanda epey bi konuştuk. Neyse işte aradan bir 10 gün geçti. Hala konuşuyoruz herşey iyi gidiyor falan derken temmuz boyunca memlekette olacağımızı öğrendim. Resmen yıkılmıştım. Sonuçta ilk defa yaşadığım bişeydi ve bukadar uzun bir ara vermek istemiyordum. Ama iş işten geçmişti bile. 2 gün sonra memlekette idik.
Türkiyenin öbür ucundaydık resmen. Ecel terleri döken 3 gb lik mobil internetim ile kıza yazmaya devam ettim. Cevap vermemeye başlamıştı. Aniden bildirim geliyordu ama bildirimi gönderen kız değil, “tarifeniz bitmek üzere, yeni bir tanesine geçmek istermisiniz?” Diye mesaj atan orospu çocuğu Vodafone idi. Tabiki bu uykularımı kaçırmaya başlamıştı mesajlarıma cok geç cevap vermesi canımı sıkmaya baslamıştı. Bunu onada belirttim tabi. Bana gün icinde çok meşgul olduğunu telefona bakmaya pek vakit bulamadığını falan söyledi. Bende anlayışla karşıladım. 10 saat ara ile mesajlaşmaya devam ettik. Bunada razıydım. Sonra bi gün gündüz vakti bildirim geldi. İçimden “amk vodafonu, müşteri temsilcisini arayıp şu mesajı kapattırayım…” dedim fakat bildirim vodafone dan değildi, whatsapp tan gelmişti. Hemen whatsappı açtım, yazan kız arkadaşımdı. Mesajında artık buna devam etmek istemediğini, uzaktan olmayacağını ve uzun süredir bi başkasından hoşlandığını yazmiş özür dilemiş ve beni engellemişti. Bir anda neye uğradığımı şaşırdım. Noluyodu amk. Ben az önce ne okumuştum ki içim bi tuhaf olmuştu? Mesajı defalarca tekrar okudum. Ama değişen birşey yoktu. Aynı mesaj karşımda duruyordu. Yıkılmıştım. Zaten karamsar yapım iyice karamsara bağladı. İlk gece yatağa yattığımda hem kafamdaki düşünceler hemde sıcaktan dolayı uyuyamadım, sabahladım. Evdekilerin bi skten haberi yoktu zaten kimseye birşey çaktırmamıştım. Günüm o mesajı düşünerek geçti. Ben ne yapmiştım amk. Neyse aradaki zamanın çogu böyle düşünceler ile boş boş geçti. Yaklaşık bi 10 gün sonra dedeme bir telefon geldi. Bir iş teklifi için aramışlardı. Uzun uzun konuştular. Ne dediklerini tam anlamıyordum ama iş için aradıklarını anlamıştım. Sonra birden konuşmada benim adım geçti. Noluyor amk diye içimden geçirmeye başladım. Tam böyle düşünceler içindeyken kapı açıldı. Dedem beni içeriye çağırdı. Kafamdaki bin bir düşünce ile içeri girdim. Bir köşeye oturdum. Bir iş teklifi geldiğini kendisinin gideceğini benimde gidip gitmek istemediğimi, zaten evde boş boş yattığımı hiç değilse gelip birkaç lira kazanmak isteyip istemediğimi sordu. Bende düşünmeye başladım. Evet 10 gündür evde bi boktan bir sinek uçurmuyordum. 3 gblik sakat internetimde bitmişti üstelik. Parasını sordum ve duyduğuma inanamadım. Günlüğü baya fazlaydı. Üstelik sadece 5 saat çalışacaktım. Ulaşım araba ile olacaktı. Bizzat iş veren kendi arabası ile gelip alacak, iş sonrasıda evin önüne bırakacaktı. Bu imkanları duyunca hemen kabul ettim. Dedemde cevabımdan memnun, iş vereni arayıp geleceğimi söyledi. Yüzü gülüyordu, elbette benimde. İş salı günü başlayacaktı. Pazartesim çarktan kazandığım 1 gb internet ile redditte dolaşarak geçmişti sabah erkenden kalkacağım için yatağıma yattım. Aklıma günlerdir aklıma gelmeyen eski kız arkadaşım gelmişti. Fakat artık okadar umursamıyordum hemen onu unutup yerine gay sex düşünmeye başladım ve 15 dk içinde uykuya daldım.

Sabah saat 5.30 da harika bi uyku çekmiş şekilde uyandım. Güzel bir kahve yapıp güneşin doğuşunu seyrettim. Kahvaltıyı iş yerinde yapacağımız için kahvaltı yapmadım. Saat 6 ya gelirken dedemde kalkmış ve hazırlanmıştı. Ben bir kahvede yanımda götürmek için yaptım. Dedemide unutmadım ve bir tanede ona yaptım. Artık saat 6.30 lara gelirken iş veren arabası ile kapının önüne geldi. Bizde hemen dışarı çıktık. Araba fena değildi. Arabalardan pek anlamam ama geniş ve gayet güzel bir arabaydı. İçeride biz hariç 2 işçi daha vardı. Adamın bir tanesi 30 lu yaşlarda uzun boylu , kafasında pek fazla saç kalmamış bir adamdı. Diğeri ise 12. Sınıf öğrencisi idi. Hemen tanıştık yolumuz çok uzun değildi. Yaklaşık 10 dk sürede iş yerine varmıştık. İşten önce kahvaltı edecektik. Saat artık 7 ye yaklaşıyordu. Kahvaltıda börek vardı. Nedendir bilmem ama o börek çok lezzetli gelmişti. Belki hayatımda yediğim en iyi börekti. Yanıma aldığım kahve ile bir ziyafet çektim resmen. Sonra hiç acele etmeden çalışacağımız yere yürümeye başladık. Yürürken yine sohbet ediyorduk. 12. Sınıf ögrencisi olan haftaya Almanyaya gideceğini söyledi bu işede hem zaman öldürmek hemde bikaç kuruş para kazanmak için geldiğini söyledi.
Yani gelme amacımız aynıydı. Yapacağımız iş, traktörün çıkardıgı patatesleri toplamaktı. İş çok basitti. Sizi gözeten yok, istediğiniz zaman su, toalet ihtiyacınızı karşılayabiliyorsunuz ve saat 12 de işi bitirip eve gidiyorsunuz. Ve parası harikaydı. Hiç kaytarmadan çalışmaya başladım. İlk günün nasıl geçtiğini anlamamıştım bile. İş 4 gün sürecekti. Salı – cuma arası her sabah 5.30 da kalkıp işe zevkle gittim. 4 günün sonunda 2000 tl nin üzerinde param vardı. Çok zevk almıştım. İlk hafta bizimle çalışan iki kişi ertesi hafta gelmeyeceklerini söylediler ve aramızdan ayrıldılar. Buda haftaya başka birileri ile tanışıcağım anlamına geliyordu. Cumartesi – pazar tatildi. Tatilimi galerime indirdiğim filmleri izleyerek, müzik dinleyerek ve Jetpack Joyride oynayarak geçirdim. İş yine salı başlayacağı için biraz canım sıkılmıştı. Çünkü ben pazartesiye kendimi çoktan hazırlamıştım. Tekrardan o sabah kahvaltılarını yemek için can atıyordum. Ve sıcacık kahveleri sabah serinliğinde içmeye. Ama bir gün daha beklemem gerkecekti. Pazartesini dışarda geçirmeye karar verdim. Çıkıp parka gittim. Kimsecikler yoktu. Zaten öğlen sıcağında kim dışarı çıkardı ki amk. 1 saat boyunca gölgedeki bir bankta mal mal oturdum. Çünkü artık geri dönmek için çok geçti. Güneş tam tepedeydi ve hava 37 derece idi. Evde pek yakın değildi. Ben öylece otururken birden parka bi kız geldi. Ama öyle böyle bir kız değil. Siyah saçlı, beyaz tenli, göğüsleri orta büyüklükte güzel bir bele ve kalçaya sahipti. Hızlıca bir süzdükten sonra yalnız başına öğlen sıcağında burda ne yaptığını merak ettim. Gerči ben ne yapıyordum amk. Kendimde aynı durumdaydım. Belki 10-15 dk geçti. İkimizde boş boş otururken bari gidip selam vereyim dedim. Banktan kalktım ve yavaşça yanına gitmeye başladım. Az sonra fark etti başını kaldırıp beni kısaca bir süzdü. Hafif bir gülümsemeyle bana selam verdi. Bunu beklemiyodum açıkçası. Biraz şaşkın halde bende gülümsedim ve bende selam verdim. Sohbet etmeye başladık. İsmi ezgiydi. Burda böylece ne yaptığinı sordum. Ailesi ile tartıştiğini ve yalnız kalmak için buraya sık sık geldiğini söyledi. Oda benim ne yaptığımı sordu. Günümün boş olduğunu ve zaman öldürdüğümü söyledim. Birlikte takılabileceğimizi söyledi. Bende hemen kabul ettim. Zaten yapacak bir şeyim yoktu. Üstüne bir kızla vakit geçirmek gibi bir fırsat elime geçmişken bunu kaçırmazdım. Birlikte yürümeye başladık. Genel olarak sohbet ediyorduk ama bazen 5 dakika boyunca hiç konuşmadığımızda oluyordu. Ama bu sessizlik süresince göz göze geliyorduk. Bana o güzel gülümsemesi ile bakıyordu. Gördüğüm en güzel kızlardan biri olabilirdi belki. Merkeze kadar birlikte yürüdük. Artık baya samimi davranıyordu. Ne yapmak istersin diye sordu. Ben de yanlış anlamamasını ama aklımda gerçekten hiçbir şey olmadığını o ne yapmak isterse okey olduğumu söyledim. Oda gülümsedi ve sinemaya ne dersin diye sordu. Bende neden olmasın dedim. Spider verse hala sinemalarda mevcuttu. Ben o filmi internetten 1xbet izlemiş olsamda birkerede sinemada 4k izlemek istiyordum. Ama tabiki bunu kıza nasıl söyliyecektim? “Çocukmusun amk?” Gibi bi tepki verir diye çok korkuyordumki aniden “Aa spider verse ün 2. Si gelmiş buna girelimmi nolur” dedi. Bir anda okadar mutlu oldumki anlatamam. Bunu dışa vurmamak için zor duruyordum resmen. Hemen bilet almak için sıraya durduk. 2 adet bilete 260 lira ödedim. Bi yandan içimden küfürler ederken kızın mutluluğunu gördüm. Bu gerçek saf mutluluktu. Ve küfretmeyi bırakıp anın tadını çikarmaya karar verdim. Kız önden hızlıca gitti bir anda. Dedim noluyor amk. Bende ilerleyince kızın 2 mize mısır aldıgını gördüm. Bu kız harikaydı amk. Mısır için teşekkür ettim oda bilet için teşekkür etti. Birbirimize gülümseyerek salonumuza girdik. Koltuklarımız 2 kişilik ve birleşikti. Çok rahat koltuklardı. Film başladı. Tabi ben bir yandan kıza bir yandan filme odaklanamıyorum. Ama filmde çok heyecanlı gidiyor. Bir ara kendimi kaptırmışım. Filmi pür dikkat seyrediyorum. Buarada alakasız ama film harikaydı hepinize tavsiye ediyorum. Neyse işte bir sahneye geldik gwen milesın omuzuna yaslandı. Bir anda kız da omuzuma kafasını koydu.

Ben o an okadar mutlu oldumki amk. Bende elimi kızın omzuna attım. Filmi 2 saat boyunca sarılarak izledik. Hayatımın en iyi 2 saatiydi. Aralarda bile kıpırdamadan birbirimize baktık. Ve 2 saat sonunda film bitti. Biz after credits falan vardır diye salonda bekliyoruz. Herkes ayaklanıp gitti aq. Dedim ne enayiler var herşeyi kaçırıyolar. Sonra film bitti. After credits falan yok amk. Kızla bakıştık kız hafif bi güldü. Ben biraz utandım falan. Sonra kız doğruldu. Ve biraz gözlerime baktıktan sonra beni öptü. Belki 10 dk aralıksız öpüştük. İlk defa öpüsüyordum ve ne kadar iyiyim bilmiyodum. Ama kız memnun gibiydi. O yüzden çokta takmadım. Sonra geri çekildi. Ve “burda devam etmeyelim bence çünkü birazdan kovucaklar” dedi. İkimizde güldük. Salondan sarılarak çıktık. Avmde biraz yürüdükten sonra çıkısı bulabildik. Hava artık serindi ve kararmaya başlamıştı. Sahile gidelimmi dedi. Bende olur dedim. Tekrar yürümeye başladık yine pek konuşmuyorduk ama el ele yürüyorduk. Tekelden birkaç bira aldım ve denizin önünde bir banka oturduk. Güneşin batışı eşliğinde biraları devirdik. Biraz sohbet ettikten sonra kucağıma uzandı. Ben bundan çok hoşlanmıştım. Tüm sohbetimiz boyu sürekli gülümsüyordu. Daha bugun tanistigim kizla sevgili olmuştum. Bu nasıl birşeydi anlayamadım. Ama başima gelen en iyi şeydi. Son biraları da içtikten sonra artık hava iyice karardığı için eve gitmeye karar verdik. Ve eve doğru yola koyulduk. Yoldada hep el eleydik. Belki size klişe gelebilir ama çok güzeldi. Kısa süre sonra tekrar parktaydık. Ayrılma vakti gelmişti. Son kez öpüşüp ayrıldık. Parktan eve dogru yürürken çok mutluydum ama bir anda durdum. ANANI SİKEYİM. KIZIN NUMARASINI ALMAMIŞTIM. BİR DAHA NE ZAMAN KARŞILAŞIRDIK KİM BİLİR. Artık parktanda fazlasıyla uzaktim. Dönmenin bi anlamı yoktu. Yarı mutlu yarı üzgün eve döndüm. Yarın yine iş bası yapacaktım. Gelir gelmez duşa girip soğuk bi banyo yaptıktan sonra yatağa atladım ve geçirdiğim günü düşünerek mutlu mutlu uyudum. Ertesi sabah saat 5.30 da Better call saul main theme zil sesli alarmım uzun uzun çaldı. Kalkıp yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçalayıp kahvemi yaptım. Yanıma koymak için bir tane yapmayıda unutmadım. Güneşin doğusu eşliğinde kahvemi yudumlarken kgb de gezindim. Saate baktım 6 yı 45 geçiyordu. Şaşırmıştım. Her sabah 6.30 ta kapıda olan araba 15 dk gecikmiş idi. Ama sonra aklıma değisen iki kisi geldi. Belkide evleri uzak olduğu icin araba geç kalmıştı. 5 dakika geçmeden araba göründü. Araba park tarafından gelmişti. Demekki yeni işçiler parkın oralarda oturuyordu. Araba yanaştı. Dedemde kapıdan çıkınca ikimizde arabaya binmek üzere dış kapıdan çıktık. Arabanın kapısını açtım. İçeri oturdum. Ve soluma baktım. İnanamıyordum ezgi tam solumda duruyordu. Kader bizi tekrar buluşturmuştu anlaşılan. Ama biraz üzgün gibiydi. Karşıya somurtmuş bir biçimde bakıyordu. Birden kafasını sağ çevirdi. Beni görünce o somurtmuş yüzünde birden çok güzel bi gülümseme belirdi. Uzun süre bakıştık. Ama onun burada ne işi vardıki? Hemen ön koltuktaki adama baktım. Günaydın dedi. Bizde günaydın dedik. Bize “kusura bakmayın, bizim kız gelmek istemedide 20 dakika onunla uğraştık” dedi. O an anlamıştım. Dünün tartışmasının cezasını çektiriyordu ezgiye. Hemen ezgiye sorun yok anlamında bi işaret yaptım. Birbirimizi tanıdığımızı bilmiyorlardı tabiiki. Bizde bunu fark edip devam ettirdik. Kahvaltıda yine o sıcacık böreklerden vardı. Ezginin babasıyla dedem erkenden bitirip konuşmak için başka bir yere doğru yürümeye başladılar. Bizde böylece yalnız kalmış olduk. Vakit kaybetmeden ezgiden numarasını istedim. Oda hemencicik verdi. Dün akşam istemeyince korkmuş. Bende dün akşam istemeyi unuttuğumu söyleyip özür diledim. Sorun yok diyip gülümsedi. Hemen ezgiye burda yaptıklarımızı kısa bir özet geçtim ve anladınmı diye sordum. Hı hı diyip kimseye fark ettirmeden yanağımdan öptü. Bende onu öptüm. Sonra çalışacağımız yere doğru yürümeye başladık. Sonra bianda kulağıma eğildi ve ” öğlene doğru tuvalete gideceğim fark ettirmeden peşimden gel 🙂 ” diye fısıldadı. Tabi ben bunu duyunca zevkten çıldırdım dışa vurmamaya çalışıyordum ama pek becerememiştim. Sonra çalışmaya başladık. Heyecandan işi pek iyi yapamıyordum. Titriyordum resmen. Saat 8 oldu, 9 oldu. Yok. Gelmiyor bu öğlen. Arada buz gibi suyumdan içim sakinleşmeye calisiyorum ama hala çok heyecanlıyım. Ezgide fazla bekleyememiş olucakki saat 11.25 gibi tuvalete doğru yürümeye başladı. Yürürken arkasını dönüp bana göz kırptı. Tabiki aptal gibi hemen peşinden gitmeyecektim 10 dakika boyunca normal şekilde čalısmaya devam ettim. Sonra 5 dakika boyunca dedem ve ezginin babasını seyrettim. Tamamen dalmişlardı. Ben onlardan baya bir uzak noktadaydım. 15. Dakikanın sonunda arkamı kontrol ede ede tuvalete doğru yürümeye başladım. Ve görev başarılıydı. Tuvalete ulaşır ulaşmaz ezgi dudaklarıma yapıştı. Resmen dillerimiz dans ediyordu. 5 dakika öpüstükten sonra. Boynuna doğru inmeye başladım. Tam o anda aklıma şu kgb nin efsane floodlarından olan kadını orgazm etme rehberi geldi. Bu adımları uygulamaya karar verdim. Rehberin her bir kelimesi aklımdaydı. Önce boynundan aşağı inerken yavaşça soymaya başladım. Göğüslerinin ortasına kadar gelmişken sütyenini çıkarttım. Göğüsleri harikaydı. Meme uçları gergin ve topluydu. Göğüslerini emerken ellerim bacaklarındaydı. Kızı yatırıp tamamen soydum. Amı pürüssüz ve pespembeydi. Tek kelimeyle mükemmel. Rehberdeki gibi tüm vucudunu gezmeye başladım. Ve işe yarıyordu. Ezgi uçuyordu. Amı okadar ıslanmıştıki suları bacaklarından süzülüyordu. Amına geldiğimde amının çevresine hafif öpücükler kondurdum. Tam yukarı ezgisi öpmeye çıkacaktımki ezgi ilk orgazmını yaşadı.

Rehber işe yaramıştı ve kız çıldırıyordu. Lütfen devam et diye bağırmaya başlamıştiki elimle susturup devam edeceğimi söyledim. Tekrar göğüslerinden amına doğru yavaşça indim. İnlemeleri beni okadar tahrik etmiştiki yarrağım vibranyum olmuştu. Amının dudaklarına geldim ve yavaşça yalamaya başladım. Özellikle yavaş yapıyordumki daha fazla zevk alsın. 5 dakika yavaş yaptıktan sonra artık hızlanmaya ve içine girmeye başladım. Dilimle hızlı darbeler atarak ezgiyi boşalttım. Artık sıra bana gelmişti ezgi tatmin olmuş şekilde kalkıp vibranyumdan yarrağima baktı. Bir eli ile kavrayıp baş kısmını ağzına aldı. Çok güzel yalıyordu. Adeta ölüyordum. Sonra tamamını ağzina almaya kalktı ama ilk denemesi başarısız oldu. Biraz utanmış sekilde takrar denedi ve bu sefer başardı. Döllerim ağzına doluştu. Tükürür diye düşünürken tek yutkunmada hepsini yutup bana gülümsedi. Sonra kaldırıp doggy pozisyonuna geçirdim ve o ıslak, sıcacık amını sikmeye başladım. Okadar sıcaktıki, adeta sikim pişmişti. Amı çok ıslak olduğundan resmen daracık amında kayıyordum. Yaklaşık bi 10 dk ka siktikten sonra boşalacağımı anladım. Ve kalkmasını söyledim. Ağzı açik şekilde bana mastürbasyon yapmaya başladı. 1 dk icinde tüm yüzüne boşaldim. Sikimin üstüne sıçrayan dölleride yalayarak temizledi. 2 mizde orgazm olmuş şekilde giyindik. Ve sonra fark ettikki işi unutmuştuk. Dedem ve ezginin babası ortalıklarda yoktu. Zaten işte çoktan bitmişti. Az biraz bakındıktan sonra su içtiklerini gördüm. Ezgiye burda oturmasını , aynı anda gitmememiz gerektiğini sôyledim. Ezgi başıyla onaylayıp beklemeye başladı. Dedemlerin yanına doğru giderken dedem “nerdesin yarım saattir?” Diye bağırdı. Bende ona isal olduğumu ve işimin biraz uzun sürdüğunü söyledim. Dedemde Haaa diyip başıyla tamam işareti yaptı. Ezginin babasıda bana “Benim kızı gördünmü? Ortalıklarda yok 1 saattir” diye sorunca korkudan titremeye başladım. Ama hiç bozuntuya vermeden ” aa evet evet ağaçların orada oturuyordu” dedim. Babasıda kalkıp onun yanına gitti. Saat artık 1 e geliyordu ve gitme zamanı gelmişti. Günlükler dağıtıldı. Hazırlandık ve kapıya çıktık. yol boyunca ezgiyle ara sıra bakıştık. Artık eve gelmiştik önce biz indik. Fark ettirmeden ezgiye el salladim oda gülümsedi. Yarın yine işe gideceğiz. Buda bôyle bir anımdı umarim okurken keyifli vakit geçirmissinizdir. Geçirmediysenizde sikimde değil zaten. Herkese iyi akşamlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir