Ben Cansu 1

Nuranın gelişi haberi ikimizide sevindirdi. Uzun zamandır onu görmemiş, özlemiştik. Mert ailesinden birini tekrar görmenin heyecanına tutulmuştu. Bense onlar için ideal bir oda hazırlamıştım. Ne de olsa bu ev Nuranın da eviydi. Bu akşam geleceklerdi. Her şeyi ayarlayınca arabayla onları almaya çıktık.

Yarım saat sonra Nuranlar gelmişti. Kendisi pek değişmemişti ama kocasını ikimizde ilk defa görmüştük. İri yarı, esmer, yapılı biriydi. Nuranı herkesten sahiplenen tavırlarıyla yanımıza geldiler.

M: hoş geldiniz, gözümüz yollarda kaldı

N: hoş bulduk, ancak geldik. Sizi Kadirle tanıştırayım, Mert ve eşi Cansu, sana bahsetmiştim hani.

Otoriter tavrıyla bize bakıp selamlaştı. Bu adam otoriterin ta kendisiydi. Nuran bile onun izniyle hareket ediyor, ondan çekiniyordu. Bizi bakışlarıyla eziyordu sanki. Mertin aksine sert, kabadayı bir tavrı vardı. Tabi aklımdan geçenleri bir kenara bıkarıp bavullara yardım ettim. Tam o sırada Kadir elimdeki bavulları aldı.

K: iki tane erkek varken sana bavul taşıtmak olmaz, ver ben taşırım.

Bavulları yerleştirip eve geçtik. Sofrayı ben kurarken onlarda odalarına yerleştiler. Mardinden baya hediye getirmişlerdi. İçkiyi seven bi adamda Kadir. Şişe şişe getirmişti içkiden, bu gece içinse Mertle beraber içmek için masaya getirmişti. Mertle eskiden içerdik ama bu kadar sert bişey içmemiştik. Biz zaten içmemiştik içkiden Nuranla. Mert ayıp olmasın diye Kadire eşlik ediyordu. Ama baya ağır geldiği her halinden belliydi. Ondan aşağı kalmamak için içtiği her halinden belliydi.

Yemek bitip sofrayı kaldırınca Mert sızdı. Kadir hala ayıktı. Merti odasına götürüp yatırdım. Bize birer kahve yapıp geldim. Nuranında uykusu gelmişti. Kadir hala ayıktı, içki tesir etmemişti. Ne zaman gözümü ona çevirsem bakışlarını üstümde görüyordum. Odağımı Nurana verip ona bakmadım.

Nuranın kaldığı evin sahibiymiş Kadir sonrasında kaynaşmışlar ve evlenmişler. O ara bizim üniversitenin sınavları derken düğünlerine gidememiştik. Nuran sitem etsede pek bir şey demedi. Kadirin ailesi bu evliliği pek istemese de kabul etmişlerdi. Ailesiyle arası açılmış, hem çalışmaya hemde uzaklaşmak için gelmişlerdi buraya.

Herkesin uykusu gelince odalara çekildik. Sabah olunca mutfaktaki seslere kalktım. Nuran uyanmış kahvaltı hazırlıyordu. Üstümü değiştirip yardıma gittim. O sırada Kadirin sesiyle irkildim.

K: Nuran nerde bu tuvalet, kafam kazan gibi bulamadım.

Nuran yumurta soyuyordu abla sen dur ben gösteririm diyip gittim. Kadir siyah atlet ve boxerıyla kapıda yarı uykulu duruyordu.

C: günaydın enişte ben göstereyim gel.

Beni görünce irkildi. Kafasını sallayıp peşime takıldı. Göremesemde gözleri bendeydi. Kaslı vücudu her halinden belliydi. Uyku sersemi hali onun sert halini bile yumuşatmaya yetmiyordu.

K: saol, senin karşında da böyle don atletim ama idare et

C: olsun canım, akrabayız şunun şurasında. Rahatsız olma. Kendi eviniz burası sizin.

O tuvalete girince odaya geldim. Mert hala içkinin etkisindeydi. Ne kadar seslensemde kıpırdamadı. Son çare sırkalayıp kaldırdım. Üstünü giyinip sofraya geldi. Hep beraber masaya geçip kahvaltı ettik. Mert işe gitmek için çıktı. Kadir buradaki arkadaşlarının yanında çalışacakmış, onların yanına geçti. Nuran evin bahçesindeki çiçeklere bakmaya çıktı. Bende evi toparlamaya başladım.

Her yer toplu olsada gözüme karmaşık gelirdi. Odamdaki kıyafetleri toparladım. Mertin dolabı çok düzenliydi. Her şeyi düzenler bana yardım ederdi. Onun yanında yorulmazdım. Birkaç kirliyi alıp çıktım odadan. Kirli sepetide dolmuştu zaten. Sepeti boşaltıp makineyi doldurdum, tam o sırada bir şey dikkatimi çekti. İç çamaşırlarımdam bazıları ıslaktı. Islak hiçbir çamaşırı sepete atmazdım. O sırada kırmızı sütyenimin yanında beyaz bir leke gözüme çarptı. Yapış yapış yumuşak bir sıvı. Aklıma bazı akılalmaz şeyler gelsede inanmak istemedim. Yumuşatıcı döküldüğünü varsayarak makineyi çalıştırdım. Ama bu varsayımım ilerde beni yanıltacak düşünmekten bile utandığım şeyler gerçeklik kazanacaktı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir