Evin Erkeği 19

Hep birlikte salonu görmek için yola çıktık. Büyükçe bir otoparkı vardı. Açıkçası beklediğimden daha güzel bir yerdi. Neden sattıklarını merak etmiştim. Ablam ve annem mekanı ağzı açık şekilde inceliyorlardı. Salon hala açıktı yani işletiliyordu. Ancak içerde pek müşteri yoktu. Salonun sahibi bize etrafı gezdirdi. Spor aletleri yeterince iyi değildi. O yüzden almaya gerek yok diye düşündüm. Tüm salonu gezdikten sonra adamın ofisine geçtik. Dükkan sahibi Erol Bey gayet iyi bir adamdı. Ablamdan da gözlerini alamıyordu.

B: Erol Bey salon gayet yeterli büyüklükte anlaşabilirsek bu mekanı almayı isteriz ancak istediğiniz fiyatı avukatım ve tüm işlerimi yürüten Seda Hanım ile konuşmuşsunuz. Bu kadar büyük bir yatırım için sizin burayı neden sattığınızı öğrenmek isterim.

E: uras bey benim bu yeri açmam bile farklı bir hikaye ancak size şöyle söyleyebilirim bu iş benim işim değil. Ben kauçuk üreticisiyim. Yurt dışında 2 fabrikam var. Türkiye de de 4 tane. Yanımda çalışan yaklaşık 5000 kişi var. Burayı açma işine gelirsek komik gelecek ama burayı sadece bir iş karşılığında aldım yani ben açmadım. Uğraşmak istedim hatta kendim bile spor yapmak istedim ancak diğer işlerimi çok aksatmaya başladım. Sporu azaltıp fabrikalara yöneldim burası da salon müdürüne kaldı ancak mekan çok güzel ve heba olsun istemiyorum. Buraya layıkıyla bakacak biri olursa fiyatta da anlaşabileceğimizi düşünüyorum. Benim paraya ihtiyacım yok. Ama yurtdışına çıkıp orda devam edeceğim işlere. Türkiye de işim bitiyor. Fabrikaların dışında tek bu yer var. Diğer yerleri elimden çıkardım. Evim de dahil. Başımı ağrıtmak istemiyorum başka işlerle.

U: anladım.

E: yanlış anlamazsanız sorabilir miyim siz ne işle meşgulsünüz?

B: niye yanlış anlayayım tabiki sorabilirsiniz. Ben yazılımcıyım. Ayrıca bi şirketin de küçük çaplı ortağıyım.

E: hangi şirket sorabilir miyim?

Şirketimin adını söylediğimde ağzı açık kalmıştı. Erol bey kimle muhattap olduğunu daha iyi idrak etmişti. Hal ve hareketleri değişti. Şimdi daha dikkatliydi.

B: erol bey sözü çok uzatmayacağım. Zaten uzatacak zamanım da pek yok o yüzden bana öyle bir fiyat söyleyin ki ben de size ne sunabileceğime bir bakayım.

E: anladım Uras Bey. Siz yazılımcıların işi karmaşık ve zaman isteyen işler. O yüzden madem bu kadar açıksınız ben de son fiyatımı söyleyeyim. Bu salonu size 90 milyon tlye verebilirim.

B: içindekiler dahil mi?

E: evet

B: gayet yeterli bir indirim ancak hazırda sadece 45 milyon TL var. Geri kalanını 6 ay sonra almak şartı ile bir sözleşme imzalabiliriz isterseniz. Avukatım ikimizin de haklarını koruyacak şekilde bir sözleşme hazırlayabilir. Ancak bunda onun komisyonu yok. Yani ikimiz de komisyon vericez. Çünkü bu yeri bize o buldu. Bilirsiniz bu işleri.

Erol bıyık altından güldü.

E: bilirim bilirim. Komisyon sorun değil. Ancak şöyle bir durum var. Vade süreniz çok uzun. İçerde bıraktığınız 45 milyonu sadece sizin şirketinize yatırsam 6 ayda o para 90 milyon tl olur. Size verebileceğim maksimum süre 15 iş günü olur ve bu da şirketinizin 45 milyonluk lot değeriyle eşit olması şartıyla. Yani 45 milyona alacağım lot atıyorum 20 bin ise 15 iş günü sonra şirketinizin lot fiyatından parayı isterim. Düşmesi durumda ise net 45 milyon talep ederim. Yapabileceğim bu.

B: anlıyorum. Tamamdır anlaştık.

Ü; ne anlaştık mı?

S: uras bey bi düşünseydik.

A: oğlum emin misin?

Ben Erol Beye kitlenmiş durumdaydım. Göz gözeydik ve ikimizde adamın haklı olduğunu biliyorduk.

B: Erol Bey yeterince iyimser hanımlar. Hem fiyatta ciddi bir indirim yaptı hem de bize süre verdi. Bunu değerlendirmemek aptallıktır. Sedacım Erol Beyin haklarını koruyan bir sözleşme hazırlaman ne kadar sürer?

S: Erol Bey avukatlarınız benimle iletişime geçsinler lütfen buyrun kartım. Yarın bu saatlerde sözleşmeyi hazır edeceğimi düşünüyorum.

B: sözleşmenin imzalandığı günün ertesinde zamanımız başlar. Anlaştık mı?

E: peki anlaştık. Bu kadar yapıcı olduğunuz için buna ses çıkaramam.

El sıkışıldı. Kahveler söylendi. Artık ondan bundan konuşma zamanıydı.

B: erol bey şirketinizi niye borsa sokmadığınızı sorabilirmiyim?

E: ihtiyacım yok açıkçası. Tek sahibim ve holdingleşmeye ya da yeni yatırımcıları istemedim hiç. Tırnaklarım ile kaza kaza bu seviyeye getirdiğim şirkette başkasının söz sahibi olmasını istemiyorum da diyebiliriz. Ben öldükten sonra çocuklar istediklerini yapabilir.

Dedi gülümseyerek.

B: anlıyorum. Akıllıca ancak daha da büyüyebilirsiniz. Ürettiğiniz şeylere şu an dünya da git gide daha çok ihtiyaç duyuluyor.

E: pardon ürettiğimiz şeylerden bahsettiğimi hatırlayamadım.

B: anlaşılmayacak pek bişey yok. Şirketlerinizin adı bisiklet lastiklerinde var ayrıca yanılmıyorsam prezervatif de üretiyorsunuz ya da ham madde sağlayıcısısınız.

E: çok zekisiniz uras bey. Türkiyenin en büyük bisiklet lastiği üreticilerinden biriyim. Yurt dışında da hammaddeyi işleyip satıyoruz.

B: orası daha çok kazandırıyordur tabi

Dedim gülerek. Erol bey de gülümsedi.

E: evet. Yurtdışında daha çok kazandığımı söyleyebilirim. Burdaki fabrikalar da yurtdışına üretim yapıyor ancak vergiler ve hammadde fiyatlarından dolayı yeterli getirisi yok. O yüzden yurtdışına çıkmak daha mantıklı geliyor.

B: tahmin etmiştim. Hakkınızda hayırlısı olsun. Şirketinize yatırım yapmak isterdim açıkçası.

E: bir gün belki. Dedim ya ben ölürsem. Siz gençler o zaman neler yaparsınız kim bilir?

S: bölüyorum kusura bakmayın. Uras Bey fon çıkışınız gerçekleştirildi. Para hesabınızda. Yarın transfer için hazır.

B: peki o zaman yarın görüşmek dileğiyle biz müsadenizi isteyelim.

E: müsade sizin ne demek buyrun.

Tokalaşıp hepimize hayırlı olsun dileklerinden sonra eve doğru yola çıktık. Araca biner binmez kadınlarım hemen başladı. Bu meblağı 15 günde nasıl ödeyeceksin gibi bi sürü tantananın arasında Sedaya gözüm kaydı. O gayet rahattı.

B: anne bi susun. Sakin. Sedacım konuş.

S: biliyordun değil mi?

Ü: neyi?

S: urasın fondaki parası şu an 105 milyon. Yani para hazır.

Ü: nasıl olur yaa.

B: basbayağı olur. Yatırım yapılan fon kripto varlıklardı. Ve son 5 günde kripto borsası nerdeyse yüzde 45 kazandırdı. Fon getirisi ise yüzde 60 mı?

S: 62

B: yani para zaten çoktan hazırdı. İlk başta fona ne kadar aktarmıştık seda

S: 65 milyon

B: eee hemen hemen istediğim kıvama gelmişti. Zaten satacaktık. En azından bi yerde kullanabiliyoruz.

A: oğlum madem para hazır niye adama yarısını şimdi yarısını sonra veriyorsun. Ver gitsin kurtul.

B: annecim 45 milyon tllik altın alıcaz ve bakalım bize 15 günde ne kadar kazandıracak altın. Acelemiz nedir?

S: senin aklına şaşırmamak elde değil.

Ü: ağzım açık dinliyorum şu anda.

A: oğlum ya düşerse.

B: düşmez annecim düşmez. Yaz ayındayız. Düğün sezonu. Ayrıca gelişmeleri takip ediyorum ben. Zarar edeceğim işe girmem. Tek sıkıntı paramız azaldı onu da yerine 15 günde koyabileceğimi düşünüyorum. Aplikasyonlarla ilgili görüşme halindeyim. Testler iyi gidiyor. Beta sürümlerine talep fazla. O yüzden siz bunlara kafanızı yormayın. Hadi bakalım eve gidiyoruz.

Eve geçip bişeyler söyledik. Hep birlikte yemekten sonra annemler bahçeye çıkıp açık havada oturdular biz ise Sedayla odamın girinti ve çıkıntılarını ölçmek için içeri geçtik.

S: aşkım anlayacaklar dur.

B: anlasınlar bebeğim bişey olmaz. Özledim seni.

S: ben de seni özledim ama gerçekten utanıyorum.

B: utanma

Diyip dudaklarına yapıştım. Dudaklarından boynuna ordan da göğüslerine indim. Gömleğinin düğmelerini çözmeye başladığımda seda kendini çoktan koyvermişti. Saçlarımı okşuyordu. Göğüslerini ortaya çıkardım. Uçlarının dudaklarımın arasında yumuşatırcasına içime çekip bırakıyordum. Leblebi tanesi büyüklüğünde olan göğüs uçları doğrudan yukarı bakıyordu. Geriye çekilip güzelliğe baktım. Sonra tekrar göğüslerine yumuldum. Dudaklarına kadar dilimi gezdirerek geldim.

S: ahhh aşkım çok özlemişim.

B: ben de aşkım ama çok yorgunum. Zamanımız da dar o yüzden sadece seninle ilgileneceğim.

S: ama o zaman sen kalırsın.

B: bişey olmaz. Yarın da sen benimle ilgilenirsin. Gerçekten çok yorgunum.

S: aşkım bugün bişeyler yapmak zorunda değiliz.

B: biliyorum bebeğim ama beni ne kadar özlediğinin de farkındayım. Niye seni göz ardı edeyim ki.

S: aşkım benim. Sen mükemmelsin.

Dudaklarına tekrar yapıştım. Altındaki kumaş pantolonunun düğmelerini yavaşça çözdüm. Dudaklarımızı hiç ayırmamıştık. Eğilip göğüslerine sonra göbeğine ve en aşağıdaki adem elmasına kadar bütün her yerini dilimle keşfettim. Sonra yavaşça bacağının birini kaldırıp arasına girdim. Dilim makine gibi çalışıyor bir elim kalçasını sıkıyor bir elim ise göğüsünü okşuyordu. Çok geçmeden kasılarak boşaldı. Nefes nefese kalmıştı. Kasılmalar sırasında aşkım aşkım aşkım diye diye iç çekiyordu.

S: bitirdin beni resmen.

B: sakın bitme yarın bitircem ben seni esas.

Peki diyip kendini bana bıraktı seda. Yerde oturmuştuk. Bacak aramda uzanıyorud. Üstünde önü açık gömleği ve yana kaymış sütyeni vardı. Külot ve pantolonu yerdeydi. Nefesi düzene girene kadar oturduk. Sonra kalktık ve içeri geçtik. Tabi önce benim ağzımı yüzümü yıkamam gerekiyordu. Her yerim sedanın sıvaları ile kaplıydı.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra bahçeye çıkıp annemlerin yanına oturduk.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir