Bağımsız – 14

Banyoya girdiğimde bayılmak üzere gibiydim. Yüzümdeki ağrı kendini hissettirmekten, kendini unutulmaz bir acıya dönüşmüştü. Üzerine bir de yorgunluk eklenince dayanmak çok zordu.

Bir elimle lavaboya tutundum ve soyunmaya başladım. Tişörtü çıkarmıştım ama alttımdakilere geçmek ölüm gibiydi. Şortumla boxerımı tutup yavaşça sıyırmaya başladım. Sikim de benim gibi bayılmış, sakin sakin yatıyordu. Halime gülüp bir bacağımı çıkarmak için kaldırmaya çalışıyordum ki yere kapaklandım.

Ev düşmemin çıkardığı sesle yankılanmış, annem ve Yasemin abla banyonun kapısında belirmişlerdi. Annemin ‘’Buğra!’’ diye çığırması,iki kadının koşarak yardıma gelmesini ve bu iki kadının kolumdayken sikimin meydanda olmasını saymazsak, ayağa kalkmış; kendime gelebilmiştim.

Kafamı çevirip ikisine de baktığımda; Yasemin ablada suçluluk duygusunu, annemde ise saf öfkeyi görebiliyordum.

Kendi başıma ayakta durabildiğimi kanıtladıktan sonra refleks gösterip sikimi kapatmıştım. Oysa iki kadının da eline misafir olmuştu. Annem ellerimi tutup sikimden çekti ve ‘’Tutun bakayım şu lavaboya.’’ diyip arkamı döndürdü. Şimdi çıplak götüm meydanda, annemin ve Yasemin ablanın önündeydi. Annem eğildi ve yarım kalan şortumu tamamen çıkardı.

Annem ‘’Gerisini ben hallederim Yasemin, iyice yoruldun bugün. Sen git yat, dinlen iyice.’’ dedi Yasemin ablaya dönüp. Yasemin abla yardım için ısrar etse de annem baskın gelmiş ve banyoda başbaşa kalmıştık.

‘’Ah be oğlum, neden dikkat etmiyorsun kendine.’’ diyip arkamdan sarıldı birden. Ufak bir sümük çekme sesinden sonra anladım ki annem ağlıyordu. Biricik oğluna bir şey olmasından korkmuştu. ‘’Ben göstereceğim ona gününü.’’ diyordu yarı ağlamaklı bir sesle.

‘’Şş, sakin ol bakayım. Bir şeyim yok, ufak bir sıyrık.’’ desem de sesindeki öfke dinmiyordu. Kollarını sarmalamayı bırakıp ‘’Hem sen niye eve dönmeyip ev ev dolaştın böyle?’’ diyince döndüm ve ‘’Bana iş için güvendiğini bildiğim için annecim, ayrıca dediğim gibi o kadar da önemli değil.’’ dedim. Bunu dememle azalan ağlama sesleri çoğaldı ve ‘seni seviyorum’larla sarılmaya devam etti.

Ayaktaki garip sekansımızı bitirdikten sonra küvete doğru yöneldik. Vücudumda Emine ablanın yaptığı sargı dışında herhangi bir kumaş parçası yoktu. Küvete çıplak bir şekilde oturup ağrıdan tavana bakar bir şekilde bekliyordum.

Kafamı anneme doğru çevirdiğimde annem üzerindeki tişörtü ve sütyeni çıkarmış, memelerini serbest bırakmıştı. Altındaki kısa şortu çıkarmasıyla birlikte çırılçıplak kalmıştı.

Bana bakıp merhametle gülümsedi ve banyo kapısına doğru bir adım attı. Kapıyı açtı ve kapatmadan çıktı. Anlam verememiştim. Anlam veremediğim bir şey daha varsa o da bu kadar acı içinde kalkmaya başlayan sikimeydi.

Ben elimle sikimi tutmuş, anlam vermeye çalışırken annem banyoya tekrar geldi. Saçlarını kalitesiz bir tokayla at kuyruğu yapmış, elinde de sargı ve birtakım tıbbi malzeme vardı. Emine ablanın pansumanı için yolun sonu demekti bu. Gülümseyerek kaderime boyun eğdim.

‘’Çıkaralım bakalım yüzündekini.’’ diyip yavaşça çekip çıkardı yüzümdeki pamuk yığınını. Yüzümün halini görmesiyle birlikte çeşitli ‘hiiih’ sesleri çıkardıktan sonra eline aldığı şişelerin birinden eline biraz döküp yüzümü ovmaya başladı. Acıyordu ama annemin her hareketinde sallanan memeleri, bacaklarıma temas eden bacakları; bu acıyı katlanabilir kılıyordu. Acı, haz arasında gidip gelirken annem dizime oturdu yavaşça.

Şimdi bacağımda sıcak amını hissediyor, her hareket edişinde am dudaklarını daha net hissediyordum. Sargıyı unutmuş, annemin memelerini süzüyordum. Memelerine baktığımı gördü ve ufak bir gülümseme atıp devam etti tedavime.

‘’Yepyeni oldu, ellerim de marifetli hee.’’ dedi ve devam etti ‘’Şimdi bana olayları baştan anlatmanı istiyorum Buğra, ne oldu bugün?’’

Anlatmaya başladım. Enişte piçini, dediklerini ve son olarak Emine ablanın (daha doğrusu kafedeki çocukların) söylentisini… Bu son söylediğimle birilkte bacağımdan kalkıp baş parmağını ısırarak dolaşmaya başladı banyoda. ‘’Ben demiştim bu herifte iş yok diye, ne diye böyle oldu ki her şey, göstereceğim gününü ben ona.’’ diyor ve ağzından çıkan her kelime de elini daha da kemiriyordu. Bu haline daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım. Banyodan çıktım ve suyu açtım. Annem sonraki turunun tamamlamak için arkasını döndüğünde arkasında beni görmeyi beklemiyordu. ‘’Sakin ol birtanem, tamam. Günün sonunda hepimiz birlikteyiz bak. Daha fazla sinirlenmen şuan bir işimize yaramayacak.’’ dedim ve sarıldım. Ellerini beline atmış, kafamı omzuna bastırıyordum. Benim bu hareketimle kollarını omzuma attı ve kendini bana doğru çekti. Bunu yapmasıyla birlikte sikim karnına baskı yapmaya başlamış, bütün hissettiğim o yorgunluklar yavaş yavaş kendi köşelerine çekilmeye başlamıştı.

Kafamı omzundan kaldırıp ufak bir öpücük kondurdum annemin ufak burnuna. İlişkimiz ne durumda olursa olsun, bunu her yaptığımda utanır gibi cilve yapardı annem. Yine aynı yüz ifadesine bürünüp daha falzasını bekler gözlerle bana bakıyordu. Belindeki elimin birini kalçasına attım ve kendime çektim. Bu hareketimle birlikte annem ufak bir ah çekmiş, omzumdaki kollarını boynumda buluşturmuştu.

Annem yapacağım sonraki hamleyi sessizce beklerken geri çekildim ve kalçasındaki ellerimi bıraktım. Elinden tuttum ve bir ayağımı dolmakta olan küvete attım. Annem yapacağım şeyi anladı ve tuttuğum elini serbest bırakıp küvete girmeme yardım etti.

Küvete oturdum ve elimle annemi davet ettim. Gülen gözlerle bana baktı ve sırtı bana dönük olacak şekilde kucağıma oturdu.

Bir elimle suyu kapattım ve aynı elimle şampuan şişesini aldım. Elime bolca döktükten sonra annemin memelerine yedirmeye başladım. Annem kucağımda, amı sikime duvar olmuş bir şekilde her temasımda farklı sesler çıkarıyordu.

Memelerini bırakıp elime tekrardan bolca şampuan döktüm. Bu sefer hedefim alt kısımlar olacaktı. Ellerimi birbirine sürterek şampuanı iki elime de yaydıktan sonra ellerimi suya, annemin bacaklarının yanına soktum. Dizlerinden başlayarak kaygan ellerimle yukarıya doğru yol almaya başladım.

Dizleriyle başlayan ellerim, baldırlarına gitmiş, oradan da amıyla kavuşmuştu. Temas ettiğim gibi ürperen annem sırtını göğsüme bastırmaya başlamış, bu da sikim ile amım arasındaki sürtünmeyi arttırmıştı. Bir elimle yanaklarından tutarak kendime bir giriş yolu yarattım ve diğer elimin baş+orta parmağını birleştirip içine yavaşça soktum.

Bu hareketim, beklemediğim bir tepkiyle karşılandı. Annem birden ayağa kalktı. Dürüst olmam gerekirse korkmuştum. Fazla mı ileri gitmiştim gibi salakça bir soru bile sormuştum kendime. Yutkunup annemin ne diyeceğini/ne yapacağını izlerken annem ‘’Bugün yeterince çalıştın sen, daha fazla çalıştırmak olmaz.’’ diyip önünü döndü. Şimdi tam kafa hizamda annemin amı, çırılçıplak bir şekilde teşhir ediliyordu. Kafamı daldırmak için öne doğru hareketlensem de annem eliyle durdurdu. Ağzından şunlar döküldü: ‘’Ama ne diyorum ben sana? Hizmet sırası bende…’’

Yavaşça dizlerini kırdı ve omuzlarımdan güç alarak kucağıma oturmaya başladı. Sikime temas ettiğini hissettiğinde benim yaptığımı yapıp şampuan şişesinden bolca eline bocaladı ve sikimi okşamaya başladı.

Şimdi eli ve amı arasında sikimi tost yapıyordu annem. Arada burnumu hafifçe ısırıyor, sonrasında dudaklarımı öpüyordu. Aynı zamanda eliyle amı arasına sıkıştırdığı sikimi vücuduyla ovalıyor, beni zevkten zevke sokuyordu. Ellerimi kalçasına atıp ivmesini hızlandırdım. İkimiz de tek nefes olmuş, aynı ivmeyle hareket ediyorduk. Bir süre böyle devam ettikten sonra annem, aşağıda bir şeyleri değiştirmeye başladı. Birazcık yükseldi ve birden sikimi içine aldı.

Derin bir oh çekecektim ki annem eliyle ağzımı kapattı ve diğer eliyle de ‘şş’ hareketi yapıp hareket etmeye başladı. Aldığım zevkle kafamı sağa sola çeviriyor, kendimden geçiyordum. Birkaç dakika kadar önce ayakta zor duran ben, şimdi enerji ile dolup taşmış, dağı taşı sikme isteği duyuyordum.

Annemin ağzımı kapatan elini kenara çekip memelerine doğru eğildim ve bir meme ucunu ağzıma aldım. Bu hareketimle benim ağzıma tıpa olan elini, kendi ağzını kapatmak için kullanmaya başladı annem. Bir sağ memesine, bir sol memesine saldırıyor, meme uçlarını ezberlercesine yalıyordum. Bu sırada annem hareketlerini hızlandırmış, bu gelgitlerle küvetteki suyun taşmasına neden oluyordu.

Boşalmaya yaklaştığımı hissettim ama bitmesini istemiyordum. Memelerini istemeyerek de olsa bırakıp elimi annemin kalçasına attım. Yavaşça kaldırdım ve ters döndürdüm. Annem ne yapmak istediğimi anlamış, elleriyle küvetin mermerine tutunup kalçasını dışarıya vermişti. Oturduğum yerden hevesle kalktım, sikimin üstüne zayıf bir tükürük atıp annemin üstüne yüklendim.

Sikimi kökünden tutup amını ararken annemden çok sessizce ‘’Sok’’ emri geldi. Benim için hizmet eden annem keyfini bölmemi istememiş, bana ‘sok’ emri veriyordu. Vücudumdaki bütün kan sikime pompalanıyor olsa da, sikimi sokma konusunu geciktirmeye karar verdim. Üzerinden yavaşça kalkıp dizlerimin üstünde durdum. Ve boşta duran götünü yalamaya başladım.

Annemden ‘’Buğra zamanı değ..’’ ifadesi gelse de, cümlesini tamamlayamadan susturulmuş bir ‘’Oh’’ sesi geldi. Yanaklarını ellerimle kavradığım götünü biraz araladım ve kılsız kalan göt deliğini yalamaya başladım.

‘’Orasını miden nasıl alı..’’ sorusu gelmeye çalıştı annemden. Cümlelerini tamamlamakta zorlanan annemi duydukça daha da azıyor, daha iştahli bir şekilde yalıyordum.

Yalamayı bıraktım ve baş parmağımın ucunu yavaşça göt deliğine soktum. Annemden ‘ıh’ sesi gelse de devamında tepki göstermedi. Yavaşça ilerletmeye, sikim için annemin götüne giden yolları açmaya çalışıyordum. Birazını daha sokmuştum ki ‘’Bugün olmaz, çok ses çıkarırım, bugün olmaz.’’ dedi annem. Sevinmiştim, çünkü sadece ‘’bugün olmaz’’ idi.

Durum böyle olunca parmaklamayı bıraktım. Doğruldum ve sikimi elimle hedefleyip annemin amına yavaşça soktum. Sokmamla birlikte kafasını zevkten kaldırmış olan annem, benim hareket etmeme izin vermeden kendisi hareket etmeye başladı.

Kendini bana doğru bastırıyor, ara ara hızlanıyordu. Bir süre hareket etmesine izin versem de daha fazla dayanamadım, omuzlarını sıkıca tutup liderliği almaya başladım. Annem hızlanmamla birlikte kontrolü tamamen bana bırakmış, aldığı zevkle inliyordu.

Güç aldığım ellerimden birini bıraktım ve annemin ağzını kapattım. Annemin çıkardığı sesleri biraz olsun bastırsa da, çıkardığı sesler gerçekten fazlaydı. Bir ihtimal diyip ağzını kapattığım elimin orta parmağını ağzına soktum. İlk önce tepkisiz kalsa da parmağımı emmeye, ses çıkarmak yerine ‘ımmh’ sesleri çıkarmasına neden oldu.

Ses problemini de çözdükten sonra aynı ivmeyle ileri geri yapmaya devam ettim. Annem parmağımı emiyor, benim ritmimde kalçalarını hareket ettiriyordu. Ten uyumu kavramını icat edercesine sikişirken boşalmaya yakın olduğumu anladım, ‘’Anne b…’’ diyordum ki annemden ‘’Ben de, beraber boşalalım..’’ dedi ve boşalmaya başladık.

Annem boşalmanın etkisiyle ağırlığını üzerime verdi, boşalmıştık ama hala içindeydim. Sikim henüz sönmemiş, annemin içinde boy göstermeye devam ediyordu. Annem hareketsiz bir şekilde beklerken bacaklarını kavradım ve dizlerimden güç alarak ayağa kalktım. ‘’Bir yerini acıtacaksın.’’ Söylemlerini görmezden geldim ve kucakladığım annemin içinde gidip gelmeye başladım. İçindeki sikimden sönme sinyallerini alana kadar devam etsem de, bu manasız hareketimden keyif alan biri vardı: annem.

Bir süre sonra içinden çıktım ve ‘’Anne ben yoruldum da bi tık.’’ diyip kendimi tekrardan küvetin içine bıraktım.

Bu aşamadan sonra duşumuzu alıp annemin yatak odasına tek havluyla gittik. O önde ben arkada, karşılıklı cilvelerimizle yatağa girdik. Bir süre günden, biraz da Yasemin abladan konuştuktan sonra sarılıp uyuduk.

Sabah uyandığımda kafamda inanılmaz bir ağrı vardı. Hani bazen güne başlamak istemeyeceğiniz kadar ağrır ya, işte öyle bir ağrıydı. Doğruldum, yatakta yalnız olduğumu farkedip bu doğruluşun anlamsızlığını düşündüm.

Duştan çıktığımız gibi yattığımız için çıplaktım, altıma giyecek bir şeyler arasam da bulamadım. Belime bir havlu sarıp odadan çıktım.

Mutfakta olmalılardı bizimkiler. Sesleri neşeden uzak, daha çok sessizce konuşuyorlardı. Parmak uçlarımla mutfağa yürüdüm.

A: Yasemin hayır, o herifin yanına gitmeni istemiyorum. Çocuğa yaptığına baksana.

Y: Abla laf oluyor mahallede ama.

A: Lafına başlarım ama ha. Yıllarca bana da orospu dediler. Ne oldu şimdi? İş alan bile oldu benden. Umursama kızım umursama.

Y: Ama abla anneme dokunuyor ucu ya. Yediremiyorum.

A: Senin bu durumda olmana sebep olan da o değil mi?

Y: Hem seninle Buğra’ya da yük oluyorum. Çocuk odasına giremiyor.

A: Ya sen onun şikayet ettiğini gördün mü? Hem mutlu senin burada olmandan o. Hem benimle yatmasının seninle alakası yok ki. Sen yokken de biz beraber yatarız.

Y: Ya tamam ama..

A: Aması maması yoook. Hem bir sürü işimiz var. Buğrayı da normalde çok görmüyorsun, böyle abla-kardeş gibi oluyorsunuz, benim de hoşuma gidiyor.

Dinlemek için yeterli olduğunu düşünüp odama geçtim. Altıma bir boxer geçirip mutfağa döndüm.

Kahvaltı, sohbet vs derken yemeğimizi yemiş, salonda bulmuştuk kendimizi. İş başı demekti bu.

İki tane makinemiz olduğu için sırayla yapıyor, üçüncü kişinin dinlenmesine izin veriyorduk. 2-3 saat kadar yapmıştık, annem bana döndü ve ‘’Şu klimayı biraz daha açsana Buğra, ölüm gibi. Bu ne sıcak ya…’’ dedi. Kumandası olmadığı için koltuğa çıktım ve üzerindeki derece tuşuna basarak derecesini düşürmeye başladım. En düşüğe getirmeye niyetleniyordum ki birden ‘’dııııııt’’ sesi geldi ve klima kendini kapattı.

Gerilip manuel açma tuşuna bastım, herhangi bir hareketlenme yoktu. Kafamı çevirip anneme durumu anlattım. Anlam veremeyip inmemi istedi. Sonrasında benim yaptıklarımın aynısını sırayla annem ve Yasemin abla da yaptı. Ama nafile…

Annem aceleyle mahallenin klimacısını aradı. Telefonu açan klimacı, pandemi nedeniyle birkaç gün içinde gelebilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Birbirimize durumumuza acır şekilde bakakaldık.

Birkaç klimacıyı daha arasak da sonuç aynıdı: hazin. Annem hem kendine hem bana kızıyordu. ‘’Klima zaten eskiydi, ne diye kurcalattım ki ya.. Başka bir şeye basmadın dimi?’’ dese de sorusunun cevabını klimanın üzerindeki 3-4 tuşa bakarak vermiştim.

Önemsemeyip işe devam etmeye çalışsak da herkes iyice terlemiş, annem ve Yasemin ablanın üzerindeki tişörtler su içinde kalmıştı. Annem dışarıda kalan kişinin gidip soğuk bir duş alabileceğini ve birkaç gün böyle idare etmemiz gerektiğini söyledi.

Öyle de yaptık ama Yasemin ablanın kıyafet yetersizliği boy gösteriyordu. Annem altında iç çamaşır üstünde ince bir penye ile dururken Yasemin abla benim oversize tişörtlerimi giyiyor, o tişörtler de ona olduğundan daha da oversize duruyordu. Annemle sabahki konuşmalarının bir benzerini daha yaptıktan sonra evine kıyafet almak için gitmeye karar verdi.

Bana da dönüp ‘’Beraber gidin, taşımasına yardım edersin.’’ diyip gözünü kırptı. Sanırım sabah onları dinlediğimi farketmişti, kafamla onaylayıp odama üzerime bir şeyler giymeye gittim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir