Şahsen bir soğuk hava insanı olduğum için, kar yağmasına karşı büyük bir ilgi ve sevgim var. Ancak şu an içinde bulunduğum durum, kar ve kış ile ilgili en sevmediğim şeydi – açıkçası bir bakıma yazla ve sıcakla da ilgisi vardı- çünkü Şubat ayındaydık ve Ocak ayı boyunca yağan karların üzerine ılık ılık güneş vurmaya başlamıştı. Vıcık vıcık kar çamurcuklarının içerisinden güvenli bir şekilde sıyrılarak, hızlı adımlarla eve varmaya çalışıyordum. Vizelerimizin başlamasına daha epey bir vakit varken, işleri sıkı tutmak amacıyla sabahları erkenden okula giderek derslere katılıyor ve kütüphaneyi kullanıyordum. Bugün de, o günlerden birisi olacak ki, akşam güneşinin eşliği ile birlikte evimizin sokağına adım atmış bulunuyordum. Aslında epey hızlı yürüyor sayılırdım. Evet, bu hazzetmediğim havanın da hızlı yürümemde etkisi vardı ancak asıl sebep, kendimi tatmin etme noktasındaki yeni bir keşfimdi.
H: ”Ben geldim!” diye bağırdım eve girer girmez.
S: ”İyi yemeği ısıııt!” şeklinde bir geri dönüt aldım kız kardeşimden.
H: ”Yuh! Daha yeni geldim, bi’ zahmet kalk da sen ısıt. Daha üstümü başımı falan çıkartacağım.”
S: ”Uuufff…!!” diye bir serzeniş yaptıktan 3-5 saniye sonra odasının kapısını açtı ve hala koridorda montumu çıkartmakta olan abisinin yanından büyük bir hışımla geçerek mutfağa girdi.
Biliyorum, bazılarınız ”Bu ne biçim abi kardeş ilişkisi lan? Kavga falan mı etmişler acaba?” diye düşünüyorsunuz. İçiniz ferah olabilir, bunlar bizim normal insanlar gibi iletişim kurduğumuz zamanlar.
Banyoya gittim, ellerimi yıkadım. Gözüm kirli sepetine takılsa da, karnımın açlığı biraz daha ağır bastı. Hem bilgisayarımda merakımı perçinleyen o keşfim de beni bekliyor olabilirdi. O yüzden hızlıca ellerimi kuruladım ve mutfağa gittim;
H: ”Eee naptın bugün?” göz kırparak alaycı bir tavırla Serena’ya takıldım.
S: ”Napmış olabilirim abi? Okuldan geldim ders çalışıyorum işte. Bu arada ısınmıştır yemek, ben alacağım.”
H: ”Daha şimdi koymadın mı ocağa? Soğuktur bence?” dediğim sırada üst raflardaki tabaklardan birine erişerek yemeğini aldı.
S: ”Hadi sen bekle öyle yanana kadar..” dedi ve arkasını dönerek mutfaktan çıkıp odasına doğru gitti.
O bel ve kalça. Gerçekten inanılmaz. Kız kardeşim her arkasını döndüğünde gözüm onun kalçasına takılmasın diye çok çabaladım ama bana inanın, gözünüzü alabilmeniz imkansıza yakın.
CISSSSSSSSSS
Bir yüzü yanmakta olan et, Serena’nın kalçalarına dair daldığım hayalden çıkmamı sağlayan araç oldu. Yemeğimi aldım, odama geçtim ve Reddit’e girdim. Yeni keşfim olan bir fanteziye dair beklediğim bildirim hala gelmemişti. Yemek yemeli ve dizi izlemeli bir saatin ardından, Reddit sekmesinin yanıp söndüğünü gördüm. ”Oh be!” diyerek bildirime tıkladım. Evet, mesaj gelmişti ve yazan ”f”idi.
Şimdi ”f kim?” diye meraklanan arkadaşlar için kısa bir açıklama yapayım. f, Amerikan bir Reddit kullanıcısı. Kullanıcı adını hatırlamadığım için kendisinden gizemli f diye bahsediyorum. Ensest hakkında bilgi almak ve diğer ensestler ile konuşmak için girdiğim bu web sitesinde tanıştığım yirmili yaşlarının sonlarında bir arkadaşım olur kendisi. Yabancı dilim iyi seviyede olduğu için, İngilizce subredditlerden gördüğüm diğer kardeşine ensest insanlarla konuşuyordum ki bir gün f‘ye denk geldim. Bana, bir önceki bölümde uyguladığım masaj tavsiyesini veren kişi, f’nin ta kendisiydi. (Doğal akışı bozmamak adına onunla olan konuşmalarımızı yazarken Türkçe kullanmaya devam edeceğim.)
f: ”Kanka naber, lütfen başarabildiğini söyle!”
H: ”Benim için biraz zor ve tuhaf oldu ama evet, kalçasının fotoğrafını çekebildim.”
Kız kardeşim hakkında başka birisiyle özgürce konuşabilmek beni rahatlatmıştı, bu rahatlığın verdiği güvenle de kız kardeşimin yüzünü sansürleyerek vücudunun olduğu bir iki fotoğrafı aylardır konuştuğum sırdaşım f’ye göndermiştim. İlk başta, benim nasıl bir kardeşe sahip olduğuma dair kafasında bir görüntü canlansın istemiştim. Ancak o ilk iki fotoğrafı attıktan sonra onun kız kardeşimi beğenmesi, ilginç bir şekilde hoşuma gitmişti. O yüzden bugün kardeşim mutfakta yemeğini alıp arkasını döndüğü anda kalçasının fotoğrafını çekmiş ve f’ye göndermek için hızlıca yemeğimi alıp odama geçmiştim.
Kendimi iğrenç hissetmem gerekmiyor muydu? şeklinde cümlelerle beni darlayıp duruyordu içimdeki ses. Aslında bu ses, haksız da sayılmazdı. Kız kardeşimin vücudundan hoşlanıp ona karşı çekim hissetmem ayrı, onun başkalarını etkilemesinden haz almam apayrı bir şeydi. Sonuçta isimleri ”cuck” ya da güzide dilimizdeki karşılığıyla ”gavat” olmak gibi bir fantezim daha önce asla olmamıştı. Peki, bu aldığım haz neye dayanıyordu?
*medya gönderildi.*
f: ”İnanılmaz… Bu kalçaya sahip biriyle aynı evde yaşadığına inanamıyorum. Ayrıca bu ”kişinin” kız kardeşin olması işleri daha da azdırıcı yapıyor oğlum! Muhteşem lan! Nasıl dayanıyorsun bu görüntüye
amk?”H: ”Yani, beni tanıdığın kadarıyla bir ”ucube” olmadığımı fark etmiş olman gerekirdi. Kız kardeşime karşı bir ilgim var evet ama ben hala onun abisiyim ve bile isteye onu rahatsız etmek istemem. Hatta şu anda sana bu fotoğrafı hiç göndermemem lazımdı.”
f: ”Tamam tamam, sakinleş. Sadece, şuna kıza bi baksana…
Sikeyim! Semsert oldum lan! Tribute ister misin?”H: ”O tam olarak ne oluyor?”
*yazıyor…* ibaresinin kalkıp da sonunda ”tribute” kelimesini ne manada kullandığını öğrendiğim an, tıpkı kız kardeşimin bana çoraplarını ilk fırlattığı gündeki gibi bir heyecan hissettim. Vücudum ısınmaya başladı ve tribute yapmasının fikri bile beni yarı sertleştirmeye yetti.
H: ”Yani doğru mu anlıyorum? Sen kız kardeşimin fotoğrafını tabletinde açacaksın ve üzerine kalkmış aletini koyup fotoğraf mı çekeceksin?”
f: ”Bir önceki mesajımda tam olarak bunu söyledim, evet.”
…
f: ”Zorlamak istemem. Eğer istemezsen yapmam tabi ki, hoşuna gidebileceğini düşündüm.”
H: ”Beş dakikan var. Acele et. TİK TAK..”
f: ”Adamım be!”
O beş dakikanın nasıl geçtiğini size anlatabilmem çok zor. Sadece düşüncelere dalmıştım. Kendimi ”cuck” olarak sınıflandırmalı mıydım? ”Hmm.. Ama ben mesela eşim hakkında, hatta flörtüm hakkında bile bir kişiyle asla böyle konuşmak istemem ki.” diye içimden geçirdim ve farklı bir bakış açısı sahibi olduğumu fark ettim. Ek olarak, klasik ”cucklar” gibi aşağılanmaktan, ezilmekten ya da hakaret yemekten hoşlanmıyordum; lakin kız kardeşimi kendi istediğim birisine göstermek ve o kişinin de kız kardeşimi beğenmesi kesinlikle göz ardı edilemeyecek bir seviyede hoşuma gitmişti. ”Daha demin yeni bir cinsel kategori mi buldum lan ben?”
Bütün bu kafa karışıklığının yaşandığı sırada zihnimdeki sesleri bir anda bıçak gibi kesen bir bildirim geldi. Evet, f sözünü tutmuş ve 4 dakika sonra bana içerisinde kendi aletinin ve kız kardeşimin olduğu bir fotoğraf göndermişti. Ateşim gitgide yükselmeye, elim aletimin çevresinde dolaşmaya ve onu sıvazlamaya başladı.
f: ”Benim için bir zevkti (lol). Şimdi çıkmam lazım, işe yetişmeliyim. En azından emeklerime saygı duy ve bir posta patlat şu fotoğrafa. Bye!”
f’nin yazdıklarını okurken elim sertleşmiş aletimi kavramış ve hızlanarak okşamaya devam ediyordu zaten. Azgınlığım yine tavan yapmıştı. Acilen rahatlamam gerektiğini düşündüm. Peki neye boşalacaktım? İnternetten, tanımadığım, kardeşimden yaşça epey bir yabancının; kız kardeşimin fotoğrafına kaldırdığı aletiyle yaptığı tribute’e bakarak mı boşalacaktım? Bu, biraz fazla olmaz mıydı? Evet, bu artık çok fazlaydı. Pişmanlığım artmaya başlamıştı. Tüm konuşmayı silmek üzere chat’e tekrar baktım.
Yapamadım. Fotoğrafı indirdim, telefonuma aktardım. Odamdan çıkıp kolidorda ilerlerken, aynı anda kardeşim de kendi odasından çıktı.
S: ”Ufff ben girecektim!”
H: ”…” daha demin yaşananlardan ötürü sesimi çıkartmadan, yüksek bir kalp atış ritmiyle Serena’ya bakıyordum.
S: ”Telefonunu da almışsın, şimdi saatlerce çıkmazsın ya!” dedi, elimdeki telefonu arkama doğru saklama çabamın yetersiz olması sonucu.
H: ”Ç-Çabucak biter işim, s-söz!..” utangaç, kıpkırmızı ama hafif dikbaşlı (kelime şakasını yakalayan küçük Ricky Gervaisler, gözümden kaçmadınız) bir şekilde kendimi banyoya attım.
Daha demin yüz yüze baktığım kız kardeşimin, bir yabancı tarafından aletiyle birlikte çekilmiş fotoğrafına bakarak mastürbasyon yapıyordum. Hayatın bana ve kız kardeşime daha neler getireceğinden habersiz bir biçimde büyük bir zevkle boşalıyordum.
