Sorumluluk Sınavı – 16

Müdür yardımcısı bilgisayarında youtubedan video falan izleyip zaman geçiriyordum. Derken bir kapı tıklatma sesinden sonra içeri Sema Hoca girdi , bir anlık göz göze geldik. Sırıtmaya başladım , “Cafer , oğlum ne işin var burada?” diyordu şaşkın bir yüz ifadesiyle. “Gelin hocam” dedim , “Gelin göstereceklerim var”.

S: Oğlum bu duruş ne böyle , ayakları uzatmış masaya. Kalk ordan hemen!

-Sakin kız, gel şöyle ekrana bak.

S: Bak seni fena yaparım çocuk , hocan var karşında terbiyesiz.

*Sema Hoca saydırmaya devam ederken aldırmadan bilgisayarda masaüstüne sürükleyip bıraktığım videoyu açtım*

Videodan “Karım şüpheleniyor geç gidince eve , nabayım?” şeklinde ses gelince o da tıpkı Muharrem gibi mos mor oldu , devamında “Kılıbık herif seni” ve “Konuşma aç amını , delirmek üzereyim” şeklinde sesler geldi. “Kapat hemen onu!” diye hafif çığlıksı sinir bozucu bağırmasını yaparak yanıma doğru koştu. Hafiften kafasını ekrana çevirince videoyu gördü ; gözlerinden yaş geliyor , yüzü ise kıpkırmızıydı.

S: Nasıl buldun bunu , kim çekti.

-…

S: Sen tabi sen , acıdım bir de sana. Kızma dedim Muharreme , Cafer iyi çocuktur dedim.

-Eeee acıma yetime-

S: Bu videoyu birine gösterdiysen eğer…

-Göstermedim , ama sen üst perdeden konuşm-

S: Kes sesini , katil edeceksin beni. Utanmadan cevap veriyor bir de.

-Sen benimle böyle konuşacak durumda değilsin , bilgisayarımda da var video telefonumda da. Hadi atın okuldan da her yere yayayım videonuzu. Sonra ömrün boyunca iş bulamazsın herkese rezil olursun.

*1 dakika sessizlikten sonra yutkunarak konuşmaya başladı*

S: Ne istiyorsun , para falan mı?

-Hayır , seni istiyorum. O Muharrem piçinin sana dokunması beni sinir ediyor.

S: Utanmaz , kaç yaş var aramızda. Annen yaşındayım senin.

-Varsa var sikimde mi sence?

S: Kendine gel , terbiyeni takın. Ne olursa olsun benimle küfürlü konuşman hiç hoşuma gitmiyor.

-Ulan elimde ifşan var , kariyerini bitiririm istesem. Hala dert ettiğin şeye bak.

S: Yaptığın suç biliyorsun değil mi?

-Video yayılırsa pek bir önemi kalır mı? Ayrıca Muharrem hoca evli ha evli haberin olsun.

S: Nasıl bir duruma düştüm Allah belanızı versin. O buruşuk herifinde senin de.

-…

*Sinirle masadaki kalemliği yere fırlattı ve saçlarını tutarak tavana baktı. Bunu yaparkende bir kaç tur atıyordu odanın içinde , her adımında kocaman memeleri hareket hop hop ediyordu ve gözümü oradan alamıyordum. Dev gibi bir şey olmuşlardı , ayrıca sinirliyken çok daha seksi gözüküyordu. En sonunda odanın köşesindeki bir bitkinin yanında diz çöktü , gözyaşları süzülmeye başladı.*

S: Düştüğüm duruma bak , kafayı yicem ne istiyorsun benden.

*5 saniye falan bekleyip yanına yürüdüm*

-Muharreme vermen beni deli ediyor deli , buruşuk küçük bir tane siki var ne anlıyorsun ki ondan?

S: Başka yolu yoktu ki ne yapayım , benim içinde zor kaç yıldır yalnızım.

-Ben varım artık , boşver o it oğlu iti.

S: Heee senin için demesi kolay tabi , seninle olduğum anlaşılırsa başıma neler gelir biliyor musun?

-Ya anlamazlarsa?

S: Ama çok riskli , tamam yakışıklı çocuksun falan ama hiç içime sinmiyor.

-O zaman ikinizde bana köpeklik yapmaya devam edersiniz.

S: Offff , ne istiyorsun şimdi sen açık açık söyle?

-O kocaman memelerini dondurma gibi yalamayı.

*Bir süre yüzüme baktı , uzun uzun düşünüyordu. Göz yaşları akarken yüzü hafiften tebessüm etti , yüzümden yarrağıma doğru bakışlarını çevirirken alt dudağını ısırıyordu.*

S: Eğer ki birine tek kelime edersen…

-Etmem , o kadar salak mıyım ben niye söyleyeyim.

S: Siz ergenlerin sağı solu belli olmaz , hem bana bak 18’ine girdin dimi sen?

-Girdim tabi girdim.

S: Güzel , en azından yakalansak bile hapse girmeden yırtarım.

S: İndir pantolonunu.

Küçük bir çocuk gibi heyecanlı heyecanlı , cart diye indirdim pantolonumu. Kalkmış yarrağım *şrak diye belirdi hayallerimin önünde. “Uzun zamandır böylesini görmemişim” dedi ağzını açarak. Dayanamadı o da ufaktan baş kısmını yalamaya başladı.

Önce baş kısmını hafiften ağzının ucuyla emiyordu , sonrasında daha da ileriye gitmeye karar verdi. Bir elini kasıklarıma atmıştı , köklemeye çalışacaktı belliydi. Kafasına yön vermek için ellerimi saçlarına doğru attım. Hem başını okşuyor hemde köklemesi için baskı yapıyordum. Hafiften tatlı bir inlemeyle birlikte köküne kadar aldı benimkini , ileri geri yapıyordu. Sikimde o tükürükleri ve ağzın yapısını hissediyordum. Diliyle bir sağa bir sola hareket ettirirken her yanağına değdiğinde “lop” diye bir ses çıkıyordu. Boşalmamak için kendimi tutuyordum çünkü bu hanımefendiyi sikmeden rahat edemezdim bugün. Kapı açılma sesi başladığından itibaren birden zaman durdu.

*Kimdi kapının ardındaki*

*Ne tepki verecekti*

*Muharrem miydi yoksa*

*Tüm okula rezil olacaktım*

*Salak kafam , nasıl akıl edemedim ki*

Zaman akmaya devam ederken yavaşça açılan kapıyla beraber , saksonun verdiği haz sonucu ufak bir süre görüş kabiliyetimin kısılmasından sonra gözüm tekrar netlendiğinde ; karşımda elinde mavi bir evrak ile beraber şaşkın şaşkın bakan Aysel Hoca , ve “Oha Cafer , OHA” diye tepki veren sarı fıstığım Ece Hocayı görüyordum.

Anlık bir rahatlama , bu iki meleğimi kaybedebileceğimi düşünmenin verdiği kalp sıkışması hissi ve saksonun verdiği haz ile birlikte çok garip bir duygu karmaşasının içindeydim. Hem çok rahattım hemde çok rahatsızdım , ama iki meleğim bana çok kızacaktı. Hemde çok…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir