Adım Mert. 19 yaşındayım bu yıl itibariyle özel bir üniversitede İngilizce işletme okumaya başladım. Ailemin tek çocuğuyum. Babam Coşkun dünyaca ünlü bir tekstil markası için üretim yapan bir firmanın sahibi, 56 yaşında. Annem Cansu ise 38 yaşında. Babam ile annem arasındaki yaş farkı her zaman dikkat çekmiştir ama babam zengin ailenin zengin çocuğu olarak annemi adeta parasıyla ele geçirmiş ve aradaki yaş farkı hiçbir zaman sorun olmamıştı. Annemin babamı aldatabileceği aslında aklımın ucundan geçmezdi. Normal bir aileydik, babam işine sıkı sıkıya bağlı, çok çalışkan; annem ise gelir seviyemize paralel olarak oldukça bakımlı, arada dernek işlerine falan gidip gelen bir kadındı. Dışarından bakıldığı zaman sakin bir hayat, içerde kopan fırtınaları ise yeni öğrenecektim. Oldukça azgın bir genç olarak annemle babamın seks hayatını hep merak etmiştim ama pek de bir şey öğrenemiyordum. Bu kadar alımlı bir kadınla, görece sağlıklı bir adamın seks hayatına dair arada bir şeyler seziyor olmalıydım ama ne bir gece bir ses, ne de bir emare karşıma çıkmıyordu. Babam işi gereği sık sık yurtdışı fuarlarına giderdi. Dönem dönem bu fuarlara annemi de götürür ama eğer annemin dernekle alakalı başka işleri varsa yalnız giderdi. Aslında babamın yurtdışına yalnız gittiğinde annemi aldattığını düşünürdüm hep, bazen iş yerine ziyarete gittiğimde tedarikçileriyle falan konuşmalarına denk geldiğimde, hep ah o yurtdışı gezileri falan diye şakalaşırlardı. Bence annem de biliyordu ama çok sorun etmiyor gibiydi. Annemle babamın sanırım İtalya’da bir fuarda olduğu dönemdi. Şeytan beni dürttü ve annemle babamın yatak odasını karıştırmaya karar verdim. Ne var ne yok merak ediyordum. Önce gardıropları karıştırdım. 2 büyük gardırop babamın ki gömlek, gömlek, gömlek, takım elbise… annemin de bir sürür günlük ve frapan kıyafetler. Çok normal duruyordu. Birkaç dolap daha vardı ve bir tanesinde annemin çamaşırlarını buldum. Hepsini tek tek incelemeye başladım. Zevkli kadındı, bir çok babydoll, renk renk tangalar, çok seksi sütyenler hatta jartiyer takımları. Çok hoşuma gitmiş ama bir taraftan da şaşırmıştım. Bu kadar seksi kıyafetleri olan kadının seks hayatı da çok renkli olmalıydı ama ben uyuduğumda beni uyku ilacıyla falan bayıltıp sikişmiyorlarsa annemle babamın böyle bir hayatı yoktu.
Yatakların yanında bulunan çekmeceleri karıştırmaya başladım. Beni ilk şok eden şeyle burada karşılaştım. Mor küçük bir oyuncak. Titreşimli… annemin gizli hazinesine ulaşmış gibi hissediyordum. Annemin kendini bununla tatmin ettiğini düşünmek beni çok azdırmıştı. Sikim zaten az önce gördüğüm harika çamaşırlar yüzünden taş gibi olmuştu, hemen oyuncağı elime alıp odama gittim ve ona sadece dokunarak kendimi tatmin ettim. Utanç verici ve müthiş zevkli olmuştu. Gidip çekmeceleri biraz daha karıştırdım, içinden birkaç tane kullanılmış prezervatif kutusu haricinde bir şey bulamamıştım. Sonra içimden bir ses annemin gardırobumu tekrar karıştırmam gerektiğini söyledi. Tek tek katlı kıyafetlere bakıyordum. Sonra akıda duran kıyafetlerin ceplerini karıştırmaya başladım. Dolabın en sonunda siyah bir ceket… o siyah ceket tüm hayatımı değiştirecek ceket. Cebine elimi attım ve bir şey vardı. Tutup çıkardım. Siyah bir iphone. Annemin telefonu değildi bu iphone’un 1 yada 2 model önceki serisiydi ve annemin telefonu her zaman son model olurdu. Kalbim çarpmaya başladı, bu telefon neden burada saklanıyordu. Telefon açıktı. Hemen alıp, dolabın diğer eşyalarını güzelce yerleştirdim ve odama geçtim. Ama bunun şifresi neydi. İlk aklıma gelen annemin doğum yılı olmuştu ama maalesef başarısız olmuştu. Telefonu kilitlemekten de korkuyordum. Kafayı yemek üzereydim bu telefonun içinde ne vardı, bunun kilidini nasıl açabilirdim.
