Yatağı Kırmak – Breaking Bed 2.Bölüm

Annemi, ki ondan bahsederken zaman zaman Skyler ismini de kullanacağım, gece banyoda yanlışlıkla çıplak gördüğüm gecenin sabahında uyku sersemi uyandıktan sonra klasik kahvaltı rutinim için mutfağa doğru ilerledim. Annem mutfaktaydı ancak masayı henüz kurmamıştı.

  • Kahvaltı ne zaman hazır olur anne?
  • Birazdan olur bekle. Kardeşin okula gitti. Ted de yeni uyanıyor ona da hazırlayayım dedim.

Tezgahın üstündeki servis tabağına uzanmaya çalışırken eşofmanı açılmış ve çatal kısmından gözüken kırmızı dantelli tangası beni sabah sabah çıldırtmıştı. Bazen bilerek yapıp yapmadığını merak eder olmuştum.

  • Junior… Orada dikilme de bana yardım et şuna uzanamadım

Canıma minnet, hızlıca bir hamle yaparak tezgahın önünden onun çekilmesini engelleyip onun tam arkasından kalçasına yapışarak raftaki tabağa uzandım. O esnada kasık bölgem ilk defa kalçasına iyice gömülmüş, ancak ilk temas olduğu için herhangi bir art niyet aramamıştı tabii.

Daha sonra, kahvaltımızı ettik ve Ted piçiyle de selamlaşıp odama işimin başına çekildim. Ted ile selamlaşmama şaşıran annem bir yandan da memnun kalmıştı. Çünkü stratejimi değiştirmeye karar vermiştim, aramızdaki gerginliğin hedefime ulaşmama bir faydası olmayacaktı. Ben de suyuna gitmeye karar verdim. Tüm hafta boyunca onun hoşuna gidecek hareketlerde bulundum, ev işlerine yardım ettim, kardeşimi okuldan aldım, bazen bulaşıklarda bile anneme yardım ettim ve sık sık temasta bulunmayı da ihmal etmedim. Mutfağın mimarisinden dolayı en çok mutfakta temasımız oluyordu. Belli belirsiz bir anlık değdirmeler zamanla rahat rahat annem mutfakta iş yaparken arkasına geçip sırtına masaj bahanesiyle sarılmalara ve o esnada kasık bölgemin kalçasına yavaş yavaş temas etmesine doğru evrilmişti.

Babamın namından dolayı dışarıda çok vakit geçirmemden hoşlanmayan annem Skyler bu yüzden günlerimi genelde evde geçirmemi istiyordu, tabii ki onun isteğine uymuyordum ancak son günlerde planım doğrultusunda onun istediği şekilde hareket ediyor ve evden pek çıkmıyordum. Mutfaktaki temaslarımız ve ev içindeki etkileşimimiz hiç olmadığı kadar artmıştı. Skyler de yavaş yavaş sanki sadece pozitif yönde değişimimin değil aynı zamanda ona olan ilgi ve temaslarımın da farkına varmaya başlar gibi oluyordu ancak doğrudan bir hamle yapmadığım için henüz o da doğrudan bir tepki vermemişti. Vereceği ilk tepkiyi tabii ki merak ediyordum ancak ilk tepkisini verene dek onu manipüle etmeli ve ilk tepkisinin nispeten ılımlı olmasını sağlamalıydım.

  • Dün çocuklarla gezerken yine mavi şeker var mı diye soranlar oldu…

Öyle bir şey olmamıştı aslında, ancak annem Skyler’i usulca korkutmak ve evde daha çok kalmamı istemesini sağlamaktı asıl amacım. O esnada o mutfak tezgahında akşam için bir şeyler hazırlıyordu, ben ise mutfağa su içme bahanesiyle gelmiş daha sonra son birkaç gündür rutinimiz haline gelen sırt masajını yapmaya başlamıştım arkasına geçip. Yavaşça da şortumun üzerinden onun şortuna temas etmiştim. Kasık bölgem yine kalçasına değmişti. Yavaş yavaş kalçasına doğru belli belirsiz baskı yapıyordum değdirir gibi yaparak ama tam bastırmadan geri çekerek.

  • Boşuna demiyor muyum sana dışarıda çok vakit geçirme diye? Kız kardeşinin okulu bitsin farklı bir eyalete taşınacağız.

Tam o anda hiç cevap vermeden hiç beklemediği bir hamle daha yaptım. Cebimden çıkardığım şık ve güzel bir altın kolyeyi boynuna yavaşça takıp kulağına “dünyanın en güzel annesine” diye fısıldadım. Oldukça şaşırdı ve sevinçle bana dönüp sarılarak teşekkür etti ve gözünden sevinç gözyaşı aktı.

Elimle gözyaşını silip birkaç iltifat daha patlattım, iyiden iyiye bir hafta 10 gün gibi bir sürede aramızdaki sinir gerilimini cinsel gerilime doğru çekmiştim. Benle tezgah arasında sıkışmış durumdaydı şu an ve yanağıma öpücükler kondurmaya başladı. Bunu fırsat bilerek ben de karşılık vermeye başladım, üst üste yanağını öpe öpe boynuna kadar getirdim ve boynuna da birkaç öpücüğü “gıdıklar” gibi yaparak kondurdum. En sonunda da son bir öpücüğü yanağı ile dudağı arasına getirdim.

Yüzü kızarmıştı ancak mutluydu. O günü klasik rutinlerle geçirdik. Ertesi gün temas rutinimiz devam etti, bu kez öğleden sonra mutfağa kendisi çağırdı ve sırtını ovmamı istedi. Günlerdir bunu yaptığım için, acaba alıştığından dolayı mı istemişti, yoksa yavaş yavaş kıvama geliyor muydu artık test etmenin tam zamanı olduğuna karar verdim.

O bir yandan yine akşam yemeği için hazırlıklar yaparken gündelik konulara, yazılım şirketimin home office politikasına ve Ted’in durumlarına kadar her telden konuşuyorduk. Ellerim omzundaydı, masaj yaparken zaman zaman boynuna öpücükler konduruyordum. 1 ay önce bu durumu hayal bile edemezdik, ancak haftalardır adım adım ve yavaş yavaş ilerleyen temas stratejim artık meyve vermeye yavaştan başlıyordu. İlk zamanlardaki tedirginlik yerini alışkanlığa bırakmıştı.

Yavaşça kalçasına yapıştım. Şortum boxer kadar kısaydı, altında ise boxerim yoktu bu kez ve kalçasına yapıştığım an aletimi hissetmemesi imkansızdı çünkü altında mini şort ve tayt vardı onun da.

Konuyu Marie teyzeme getirdik, birisiyle flört ettiğinden bahsediyordu. Yavaşça kalçasına doğru bastırmaya başladım ve bilerek boynuna azıcık canını yakacak bir masaj hamlesi yaptım, dikkati boynuna vermiş ve “ayy yavaş” demesini sağladığım anda iyice kalçasına yapışmıştım.

Bir anlık bir mırıltı çıktı ağzından belli belirsiz, ancak kalçasını ileri doğru hareket ettirmedi. Yani kaçırmadı benden, yapışmış olmama rağmen arkasından yine de sanki hiç oralı değil gibi davranıyordu annem.

Bir an sessizlik oluştu. Hemen sessizliği bozup “teyzem kaç yaşına girecek bu arada” diye dümenden bir soru sordum, yine konu konuyu açarken boynuna öpücükler konduruyordum ve kalçasına yapışmış olduğumdan dolayı sertleşmeye başlamıştım. Sertliği hissetmemesi imkansızdı. Bu kez biraz rahatsız olduğunu fark ettim çünkü kendini ileri çekmişti.

Bu kez daha sakince kalçasına değdirdim. Ellerim yavaşça boynundan sırtına ve adım adım bel hizasına doğru iniyordu masaj bahanesiyle. Tam iyice tekrardan yapışmak üzereydim kalçasına ancak Ted piçinin tekerlikli sandalyesinin sesini duymamızla irkilen annem kendini birden buzdolabına doğru çekmişti ve Ted mutfağa girdiğinde annem buzdolabının içinde bir şeylere arıyordu.

  • Evlat, annene yardımcı oluyor olman çok güzel bir şey. Takdir ediyorum seni…

Herhangi bir cevap vermedim. Şortumdan belli olan sertliği fark etmesini istemiyordum, işime gelmezdi tam da şu aşamadayken durum. Hızlıca tekerlekli sandalyesinin arkasından geçerek mutfaktan çıktım. Çıkarken bir ses işittim, piç herif annemin kalçasına şaplak atmıştı yine.

Ancak ben alacağımı almıştım, memnundum. Çünkü haftalar süren “adım adım temas” planım tam olarak meyvesini vermişti. Artık Annem Skyler ile aramda sessiz bir cinsel gerilim, yakınlaşma vardı ve o da bunun farkındaydı. Çünkü tam Ted mutfağa gelirken sanki yakalanma korkusu refleksiyle hareket etmiş ve kendini birden uzaklaştırarak buzdolabına yönelmişti.

Annem uzun senelerdir eskisi gibi cazgır değildi, ancak yine de baskın biriydi özellikle bana karşı. Fakat aramızdaki bu sessiz temas serüvenimiz giderek arttığından belli hissedilir bir şekilde bana karşı daha itaatkar olmaya başlamıştı. Sanırım her ne kadar kendi içinde inkar ediyor olmalı olsa da vücudu ona olan ilgimden ve temasımdan memnundu ve bu da dişil hormonlarının daha baskın salgılamasına yol açarak bana karşı fark edilir bir itaatkarliğe yol açmıştı.

Bu temaslarım birkaç gün daha sürdü ve artık ikinci aşamaya geçmeye karar vermiştim. İkinci aşama sözlü olmasa da fiziksel olarak açık ilan olacaktı.

Aynı zamanda yüzüme şiddetli bir tokat yediğim ve tokat izinin yüzümde bir süre gitmediği bir ilan olmuştu….

O akşam sıradan bir akşam yemeği yiyorduk masada. Ben, yanımda annem, karşımızda telefondan gözünü ayırmayan küçük kardeşim ve hemen yanında da tekerlekli sandalyesiyle masada yemeyi tercih eden Ted…

Ted yine bir şeyler anlatıyordu her zamanki gibi, ne anlattığını hiç dinlemiyordum bile ama keyifli keyifli anlatıyordu işte. Bir yandan spagettimizi yiyorduk ve annem ikinci kırmızı şarap kadehini kendine dolduruyordu. Bacaklarımı yavaşça bacağına temas ettirdim. Bir süre yine hareketsiz kaldık ve yemeye devam ettik.

Annem Ted’i dinlerken yavaşça sağ elimi bacağına getirdim. Sol elimle yemeğimi yiyordum, Ted ve kardeşim de yemeklerini yiyorlardı o esnada. Annem yine bir şey diyemedi ancak elimi yavaşça hareket ettirip bacağını eteğinin üzerinden okşar gibi yapınca bu kez, gözlerini Ted’den ayıramadan ayağıyla ayağıma hafif sertçe vurdu ve eliyle de onu okşayan elimi itip cimdikledi sinirle.

Ted’in tekerlekli sandalyede yemeği yiyor oluşu belaltmızı masanın örtüsünden dolayı görmesine engel oluyordu. Kardeşim ise yemeğini yerken TikTok izliyordu zaten. Ancak ikisinin de karşımızda olması ve Ted’in gevezeliğinin tutması annemi zor durumda bırakmıştı.

Tam o an aklıma şeytanca bir fikir geldi. Annemin gizlice tuttuğu eski günlüklerinden birini gizlice okumuştum seneler önce ve ne yapmam gerektiğini çok iyi biliyordum…

  • hatırlıyor musun anne seneler önce ben lisedeyken bizim okulun laboratuvarından bir şeyler çalınmıştı ve okul yönetimi tüm velileri toplantıya çağırmıştı. Babamla birlikte gitmiştiniz, halbuki babam…
  • Junior! Kardeşinin yanında yapma en azından…

Annem lafımı yarıda kesmişti, kardeşim zaten oralı olmamıştı telefona daldığı için, Ted ise pek bir şey anlamamıştı ve eski şirket maceralarından birini anlatmaya devam ediyordu.

Ancak anneme zehri salmış, o günü hatırlamasını sağlamıştım. Annem pür dikkat Ted’i dinliyor gibi olsa da üçüncü kadehini doldurmuştu. Şarabını yudumlarken bacağını iyice okşamaya başlamıştım ve resmen raydan fırlamış gibi hissediyordum. Annem kıpkırmızı olmuştu ama bir şey diyemiyordu çünkü halen yemek yiyorlardı karşımızda. Ara ara elimi çekmeye çalışıyor ancak kocasına ve kız kardeşime belli etmemek için pek bir manevra yapamıyordu.

Ve tam o anda artık kendimden iyice emin olarak o zamana kadarki en büyük hamlemi yaptım: elimi bacağını okşar gibi yaparken bir anda eteğinin arasından bacaklarının arasına daldırdım ve ince kiloduyla elim baş başa kaldı.

Annem şarabı içerken eliyle masanın altından bacağının arasından kilodunu okşamaya başlamamı hiç beklemiyordu ve şarap bir an genzine kaçar gibi oldu bu beklenmedik hamle karşısında. Annem sinirle bir an bana göz attı ancak hemen konuyu Ted’in annem ile olan şirketteki maceralarına çevirince; Ted keyifle konuya dalıp “Evet evet hatırlıyor musun Skyler” minvalinde bir şeylerle kafa açmaya devam etti.

Bir iki kez elimi çekmeye çalışır gibi olmasına rağmen başarılı olamayınca sinirle şarap kadehini bir çırpıda içmiş ve pes etmişti.

  • Sana demiştim demiştim Skyler, bu şarabı çok seveceğini söylemiştim. Uzat kadehini de doldurayım bir bardak daha hadi

Dudaklarını ısıran annemin kadehine şarabı dolduran Ted, tam o esnada masanın altından karısının eteğinin altından bacaklarının arasına daldırdığım elimle ince ve sırılsıklam olmuş kilodunu yana çekip vıcık vıcık olmuş amını parmakladığımdan tabii ki habersizdi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir