Gözlerimi araladım , ne ara gözlerimi kapamıştım hatırlamıyordum bile. 10-15 saniye Dünya ile bağlantım kesilmişti sanki. Aysel Hoca çıplak bir şekilde Müdüre Sema Hanım’a neden geciktiğimiz hakkında yalan söylüyordu , “Evet Hocam , çocuğu hastaneye kadar bıraktık ama ailesi gelene kadar yalnız bırakmak istemedik”. 10 saniyede hemen uydurmuştu yalanı , “Evet yol kenarında öyle bacağı yaralı bekliyordu küçük çocuk , Cafer’de sağolsun taşıdı çocuğu arabaya kadar.” , bunu derken göz kırpıyordu gülerek. Taze boşalmış olmama rağmen o şeytani gülümsemesi gerçekten çok seksiydi , bu yüzden bitiyordum bu Aysel’e.
Telefonla konuşması bitince , Ece’yi de dürterek “Haydi giyinin okula gitmemiz lazım , yalan söyledim Sema çakmasın olayı” dedi nefes nefese. Yatakta çırılçıplak uzanmış ve pür dikkat onların giyinmesini izliyorken “Neyi bekliyorsun oğlum hadisene” diye sitem etti Aysel.
Hemen yerden donumu alıp giydim , terlediğimden dolayı vücuduma yapışmıştı boxer. Hoşuma gitmeyen bir histi , ancak büyütülecek bir yanıda yoktu. Yamuk yumuk şekilde okul pantolonunu da giydim. Ben hızlıca giyinmiştim giyinmesine ama bunlar hala makyajını falan düzeltiyor , süsleniyordu. Uzun uzun hazırlandıktan sonra Aysel’in arabasına binerek okula doğru yola koyulduk. Okula doğru sessiz sessiz giderken biraz yaklaşmaya başladığımızda Ece Hoca sessizliği bozdu :
E: Yaktın bugün amımı Cafer , müthişsin cidden.
-…
A: Ya aşkım , çocuk iki sokup çıkardı hemen zevk suyun geldi seninde. Görende hiç sevişmedin sanır.
E: Her gün sikişmiyoruz ya bebeğim , yetti bana o kadarı. Hala ağrıyor zaten.
A: Ağrıyor mu? Seninki iyi yine ; yarım saat bırakmadı beni bu orospu çocuğu , bacaklarımı kapayamıyorum acısından baksana.
Bu muhabbet dönerken arkada sinsi sinsi sırıtıyordum bende. Aysel dikiz aynasından görmüştü beni.
A: Gülüşüne baksana şunun , çakacağım suratına bir tane. (Gülerek söylemişti bu sözünü)
E: Yalan yok , iyi sikti ama çocuk.
A: Orası doğru , beni saldığında bacaklarımın titremesi geçmek bilmedi. Kıvrandım yatakta zevkten.
E: İyi oldu bunu bulduğumuz , olmasaydı birbirimizi parmaklamaya devam edecektik.
A: Ne o , hoşuna gitmiyor muyum yoksa artık?
E: O anlamda demedim birtanem.
Bunların muhabbeti farklı yerlere gidiyordu ancak devamını duymak nasip olmadı. Okul bahçesine park etti ve araçtan indik. Bagajdan , gelme sebebim olan 3 tuvali alıp bodrum kattaki aldığım yere geri götürdüm söylene söylene. Aysel ve Ece’de Sema hanıma gidip telefonda söyledikleri yalanı yüzüne de söyleyeceklerdi muhtemelen. Aysel daha evden çıkmadan tembihlemişti , şunu sorarsa şöyle de böyle de falan şeklinde.
Zaten çok az ders kalmıştı , onları da her zamanki gibi uyuyarak atladıktan sonra okul çıkışı günlerden Cuma olduğu için İstikal Marşısını söylemek amacıyla bahçede toplandık. Gözlerim Aysel ve Ece’yi arıyordu , Müdüre Sema Hanım sikimsonik duyurular yaparken ben sürekli Aysel ve Ece ile göz göze geliyordum. Bana bakıp gülmemeye çalışıyorlardı , sırf bu yüzden en ön sıraya geçmiştim. Ardından saygıyla marşımızı okuyup eve döndüm , mükemmel bir gün geçirmiştim.
*Hafta sonu hiç bir şey yapamadım , bilgisayarda oyun oynayarak boş şekilde geçirdim*
Onun dışında pazartesi – salı ve çarşamba günleri de sevişmemiştik , neden inanın bilmiyorum. Ancak bunlar sürekli buluşuyor ve birbirlerinin amına bir şeyler sokuyordu onu biliyorum , gruba attıkları fotoğraflardan ve videolardan dolayı.
Perşembe günü sınıf başkanı gelmediği için sabah telefon kutusunu kimse götürmemişti. Durumu da hiçkimse siklemiyordu zaten , kimse kıçını kaldırıp götürmedi müdürenin odasına. İkinci ders it oğlu it Muharrem bana gıcık olduğu için heralde beni özellikle uykumdan uyandırıp “Cafer , git götür şu kutuyu Sema hanımın odasına. Dinlemiyon dersi zaten” dedi. “Tamam Hocam” şeklinde yanıtlayarak , içimden söve söve Müdüre Hanımın odasına götürüyordum kutuyu. Kapıyı tıklatıp içeri girdim , girerken tek elimde tuttuğum kutuyu kenarlığa çarptırarak soktum içeri.
+Nasılsın Cafer , Cafer’di değil mi senin adın? (Okula bu sene geldiği için her öğrencinin ismini ezberinde tutamıyordu , yoksa önceki keltoş Müdür adımı ezbere biliyor)
-Evet hocam , iyiyim siz nasılsınız?
+Sağol bende iyiyim , yaralı çocuk falan görmüşsünüz yolda nasıl oldu o olay ya
-Hocam yol kenarında biri çarpıp kaçtı heralde ağlayarak bekliyodu bacağı kan içinde (Aysel ezberlettiydi) Aysel Hoca hemen durdu bende taşıdım arka koltuğa. Hastaneye götürdük acile orda baya bekledik.
+Ay çok yazık çocuğa ya
-Sormayın hocam içim acıdı , çocuğu dışarı salan ailede de hata var hocam
+Evet ya , ben çocuğumu hayatta salmam öyle yerlere tek başına
-Eğitimli aileler farklı oluyor hocam işte , ama eğitimsiz ailelerde genellikle…
diye başladım boş yapmaya , Muharremin dersinde olmadığım her saniye kârdı benim için. Muhabbeti de kurmuştum hocayla , akıyordu sohbet. Biraz da iltifat etmeye başladım suyuna gitmek için :
-Hocam kırmızı size çok yakışıyor ama harbiden
+Sağol Caferciğim ya , ben bir tane elbise bakıyordum internetten. Bir baksana sende , yakışır mı bana diye. Kardeşimin düğününde giyeceğim de
(Telefonundan dekolteli ve uzun bir kırmızı elbise gösterdi. İçinde çok seksi dururdu yalan yok)
-Hocam çok yakışır bu size bence , zaten sizin gibi güzel biri ne giyse yakışır hocam
+Ya , abartma sende
-Yok hocam abartmıyorum ya , sizin gibi biriyle evlenmeyi çok isterdim. Gerçekten çok güzelsiniz.
Bir iki saniye göz göze baktık ama çok uzun bir süre gibi gelmişti , “Eh neyse Caferciğim muhabbete dalmışız bak dersinin yarısı geçmiş bile. Sen en iyisi sınıfına dön derslerinden geri kalma”. Acayip utanmıştım , acaba çok mu abarttım iltifat etmeyi? Bunları düşünerekten sınıfa ilerledim. Ama bir yandan da “Acaba Aysel ve Ece gibi bunu da sikebilir miyim?” diye düşünüyordum , “Şeytan tüyü mü var lan bende”. Boş boş derslerle bugününde geçmesine izin verdim.
Evimde oturmuş sakin sakin sosyal medyada kaydırırken , içimdeki şeytan bilinçaltıma “Ulan saat çok geç olmadı , Aysel’in evine gidip bir sürpriz yapsam ne der ki. Evde midir acaba.” fikrini soktu. Daha düşünür düşünmez kalkmıştı zaten , en son 31imi de dünden önceki gün çekmiştim. Acayip bir azgınlık birikmişti içimde , Aysel’in evinin konumu ezberimdeydi. Otobüs + yürüme dahil 15 dakikada oradaydım. Sadece düşünmek bile sikimi sertleştirmeye yetmişti , bu akşam birini sikmeden rahat edemeyecektim belli ki. Düşünmeye başladım “Gitsem mi , gitmesem mi?”…
Hi there
Just checked your yetiskinhikayeleri.net baclink profile, I noticed a moderate percentage of toxic links pointing to your website
We will investigate each link for its toxicity and perform a professional clean up for you free of charge.