Üni’de birtakım olaylar 11. bölüm (2. dönem)

Geçen ay gittiğimiz kampta, Zülal ile yaşadığımız cinsellikten sonra bağımız biraz daha güçlenmişti. Giderek ona daha çok bağlanmıştım. Onunla ne kadar duygusal bağ kurarsam, onu kaybedeceğimi biliyordum. En azından ona bu halimi hissettirmeden, sert çocuk karakterimi bozmamam lazımdı. Diğer yandan ona sadakatim artmıştı, istesem başka kadınlarla birlikte olsam ruhu bile duymazdı. Ama bunu yapabilir miydim emin değildim. Sanırım sebebi ona baya aşık olmuştum.

Yine okula gidip gelirken ders çıkışında koridorda Özlem hoca odasına çağırdı; “sana bu dönem gördüğünüz dersimle alakalı bir görev vereceğim” dedi.

Şaşırmıştım bu sene diğer öğrencilerle iletişimden farksız bir şekilde muhabbetimiz olmuştu Özlem hocayla. Arada anlık bakışlarından bir şeyler seziyordum gerçi. Uzun zaman sonra odasında ilk defa görüşecektik, geçen seneki onunla flört çabalarımdan sonra bu defa onun beni odasına çağırması ilginçti.

Odasına geçtiğimde otur Deniz’ciğim diyerek önündeki sandalyeyi gösterdi.

-Seni çağırmamın sebebi; sınıf için yeni ders notu çıkarmanı istiyorum. Kullandığımız not atık eskidi. Sizin mühendislik derslerinizin daha güncel hallerine göre teknik İngilizce dersini de daha güncel tutmak istiyorum. Slaytı da ders notuna uygun şekilde yeniden yaparsın. Benim için yapar mısın bu görevi?

-Tabi Özlem hocam, memnuniyetle yaparım evet.

“Güzel. Sana gerekli dokümanları mail olarak atarım.” Bunu dedikten sonra bana manalı bir bakış attı. “Kız arkadaşın geçen yaşadığımız şeyden bahsetmiştir. Ne düşünüyorsun?” Ciddiyeti azalmıştı, saçıyla oynuyordu.

Üzerine çok düşünmedim hocam. Onun memnun olduğunu gördükçe benim için sorun yok.

Kalkıp kapının kilidini çevirerek kilitleyip tekrar masasına oturdu.

-Şimdi hocan mı oldum Deniz. Şuan sınıfta değiliz. O yaşadığımız şeyden sonra, istediğini aldıktan sonra, kestirip atıyor musun beni piç herif!

Donup kalmıştım. Soğukkanlılığımı korumaya çalışarak konuşmaya başladım.

-Evet rüyalarımda bile sizi görüyordum, sizi çok arzuladım, mükemmel bir kadınsınız. Yaptığımız şeyden dolayı pişman değilim fakat son zamanlarda Zülal’e daha çok bağlandım. Şuan kafam çok karışık. Ona çok aşığım.

“Özür dilerim. Ama bizi soktuğun durumda birşey olmamış gibi geri çekilemezsin.” alçak olan ses tonunu biraz daha kısarak.. “Kız arkadaşını altıma yatırdın, cesurca evime geldin, bana uzun zamandan sonra kadınlığımı hissettirdin. Şuan bile bunları söylemek o kadar zor ki.”

“Seni hala çok arzuluyorum” diyebildim.

Masasından kalkarak ayakta bir süre dolaştı. “Belki de bu konuyu hiç açmamalıydım.” dedi.

Kalkarak yanında gidip gözlerine baktım. “Evet Özlem sonuçta yetişkin insanlarız. Seninle beraber olmak benim için oldukça keyifli. Fakat benden asla duygusal veya ciddi birşey bekleme. Yaşadığımız şey bizim için bir eğlence olabilir sadece. Aksi halde ilişkimin mahvolmasını istemiyorum. Bunu dürüstçe söylüyorum sana.“

-Senden öyle bir beklentim yok Deniz. Birşeyler yaşandığında kötü hissediyorsan yapmak istememeni anlarım.

Uzanarak onu dudağından öptüm ve geri çekildim. Tepkisini merak ediyordum.

Tekrar beni tutup kendine çekti, delice öpüşmeye başladık. Kırmızı rujuna aldırmadan dudaklarımızı emiyor, arada dillerimizi yakalıyor doyumsuzca yiyişiyorduk. Elimi beyaz gömleğinin düğmelerine atarak, gerdanındaki birkaç düğmeyi çözdüm. Derinleşen nefesiyle kısık bir sesle “burada olmaz Deniz, benim eve gidelim” diyebildi. “Sen şimdi çık.. bir taksiye atla gel” dedi. “Şunu da al, dudağın için” diyerek bir ıslak mendil uzattı.

İçimdeki aşırı heyecan duygusuyla bölümden çıktım. Zülal mesaj atmıştı. Ona bugün bir işim olduğunu söyleyerek yarın görüşeceğimizi yazdım. Hızlı adımlarla üniversite kapısına yürürken aklımda pis bir düşünce vardı. Telefonumdan numarayı bularak aradım. “kanka nerdesin.. tamam seni bir yere çağıracağım. Yalnız duşunu al gel, sikiş var.” dedim.

“Yo gayet ciddiyim. Özlem var ya, onun evine gidiyorum. Geçen gün sana bahsettiğim ihtimal gerçekleşti. Yapmaya karar verdim senin de katılmanı istiyorum.. olum bir seferlik kaçamak sadece. Bir daha ömrün boyunca eline geçmez.. Sen bilirsin kanka karar verir de gelirsen beni çaldır.. Ne bileyim bir bahane uydur asla şüphe bırakmadan.”

Üniversitenin girişinin önüne geldim, ana caddede taksi çevirmeye koyuldum.

Özlemin evinin önüne gelmiştim. Arabası buradaydı. İçeri girerek büyük bir heyecanla zili çaldım. Ilginç bir şekilde Zülal’i aldatıyor gibi hissediyordum, halbuki onunla üstü kapalı konuşmamızda buna razı olmuş bir süre bu konuyu kurcalamıyorduk. İçimde vicdan yapmıştım ama vahşi maskülen tarafım da diğer yandan beni kamçılıyordu.

Bir süre bekledikten sonra kapı açıldı. Üzerinde gri renk bir bornozla özlem kapıdaydı.

İçeri girdiğimde saçımı kurutup hemen geliyorum dedi. Odasına döndü içeri girdiğinde, arkasından gitmiştim. Aniden üstünden çektiğim gibi bornozu açtım. Çıplak harika vücudu karşımdaydı. Dolgun göğüsleri ve önünde irice pembe meme uçları harikaydı. Özellikle sütun gibi bacakları kusursuzdu. Onu hayranlıkla izlerken “seni tertemiz bulmuşum her santimetrekareni yalamak istiyorum.” dedim.

Tuttuğum gibi yatağa doğru atarak üstümdekini çıkarıp attım ve ona ayaklarından yukarı doğru dudağımı tenine dayayarak, vücudunda gezmeye başladım. Üst bacağını sağından solundan dudağımla somuruyor diğerine geçiyordum. Biraz daha yukarı çıkarak yarığına geldim ona bir öpücük kondurup seninle daha sonra ilgileneceğim dedim. Nefesi derinleşmiş özlem kıkırdadı. Göbeğinde gezintiye başladım. Ellerimle göğüsleriyle oynarken bedeninde heryerini somuruyor onu iyice delirtiyordum. Biraz daha yukarı çıkarak kollarını tutup yukarı birleştirdim. Koltuk altı pürüzsüz harika görünüyordu. Sağ koltukaltına eğilerek emmeye dudağımı gezdirmeye başladım. Biraz gıdıklanmış fakat hoşuna gitmişti. Sol elimle memesinin ucunu çekiştiriyordum. Sağ koltuk altınada bir süre daha öpücüklerime devam ettim. Zevkten inleyen özlem elini amına götürmüş onunla oynuyordu. Kolunu çekerek yukarı kaldırdım tekrar. Ben varken oraya dokunman yasak Özlem” dedim. Göğüslerine dudağımı gezdirmeye başladım.

Bir süre tüm vücudunu yaladım öptüm artık sabrı kalmamış çıkar şu pantolonunu diyordu.

“Dildonuz yetmiyormuş değil mi, biraz sabret çıkartıcam” dedim. Boynuna yönelerek emerken elimi amına götürüp okşamaya başladım. Derin iniltileri beni iyice azdırmıştı.

Boynunu emerken telefonum titredi. Bingo! tam zamanındaydı. Bugün yeni birini aramızda istiyorum. dedim. “Bu kez kimi?” diye sordu inlerken.

-Serdar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir