[#8] Arkadaş Grubumuzun Şeytanıyım: Mezuniyet Öncesi-1

Kendi kendime artık ben bir orospu muyum diye düşünüyordum? Kafama esenle sevişiyordum artık. İlk olarak Cansu’nun sevgilisi Berk’i, sonra bizim saf Şahin’i ve en son en yakınım Cansu’yu. Hepsiyle de çok güzel eğlenmiştim. Berk kızlığımı aldı, Şahin aygırım oldu ve Cansu basit eğlencem olarak devam etti. İçimin rahatlığı ise onları bir yıl sonra görmeyecek olmamdı. Hepimiz dağılıp üniversitelere gidecektik. Üniversite demişken, sıra mezuniyet balosundaydı. Sizlere anlattığım şeyleri biliyorsunuz, mezuniyet balosunda en güzel ve en dikkat çekici kız ben olmalıydım. Derin yırtmaçlarım, göğüs dekoltem, ışıltılı simlerim… Beni o gün kimse geçemezdi. Çok önceden bir elbise beğenmiş ve siparişini vermiştim, siparişimi almak için çarşıdaki tekstilciler bölümüne gitmem gerekiyordu. Tabii ki gittiğimde orada elbiseyi deneyecektim buna göre terzilik işlemleri için bırakacaktım orada. Direkt hazırlanıp yola çıktım, taksi yolculuğundan sonra tekstilcilerin olduğu bölüme vardım ve doğrudan yaptırdığım mağazaya girdim. Burada bir aile dostumuz vardı çalışan gözlerimle onu aradım fakat mağazada gördüğüm tek kişi sarışın bir çocuktu.
E: “Merhaba, ben Lale hanıma bakmıştım ama…”
K: “Merhaba, hoş geldiniz. Lale hanım bugün seminer dinlemeye gitti. Geleceğinizi biliyor muydu?”
E: “Evet, hatta o beni aradı ya. Gelmez mi? Elbisemi alacaktım.”
K: “Ne zaman gelir hiç bilmiyorum ama üzülmeyin, ben yardımcı olabilirim isterseniz?”
İsmini sonradan öğrendiğim bu yabancı Kerem oldukça yakışıklıydı aslında. Uzun boylu, yapılı, spor yaptığı belli olan, Brad Pitt saçlara sahip bir taştı. Fakat gerçekten burada acil işim vardı ve başkalarıyla seks düşünecek halde değildim. Bu yüzden teklifini onayladım.
E: “Tamam onu beklersem meraktan ölürüm. Elbiseyi deneyebilir miyim?”
K: “Tabii burada bekleyin yukarıdan getireyim.”
Tabii ki dediği yerde durmayıp kabinlere doğru geçtim. Birkaç dakika sonra elbisemi getirdi ve neredeyse elbiseye aşık olacaktım.

Kırmızı bir elbise, her bir katmanında beyaz süslemeler ve aksesuarlar yer alan, göğüs kısmının kapalı ama onun midesine kadar tarafı yarı şeffaf, omuzları açık sadece koldan destekli mükemmel bir elbise. Bacaktaki derin ve uzun yırtmacı söylemiyorum bile, eğer bacağımı öne çıkarırsam neredeyse kilodum bile gözükürdü. Elbiseyi Kerem’den alıp kabine geçtim, üstümdeki her şeyi çıkartıp astım ve çıplak şekilde elbisenin içine girdim. Neyse ki fermuarına uzanabiliyordum, fermuarı yukarı çektim ve aynada kendime baktım. Telefonumu alıp direkt bir fotoğraf çektim. [Elbiseyi ve durduğunu görmek isteyenler özelden isteyebilir fotoğrafı]

Tamamen bir afettim aynanın karşısında, bu elbiseyle o mezuniyette kapalı ağız bırakmazdım hepsinin dili düşerdi. Fakat elbisede sorun vardı, beli tamamen bana olmamıştı ve bol geliyordu. Ya kilo vermiştim ya da yanlış ölçü almışlardı.
E: “Bir sorun var. Bel ölçüsü yanlış, belime bol geldi yanii kötü görünür.”
K: “Pekala, bir bakalım.” Kerem tezgaha doğru gidip bir mezura aldı, geri geldiğinde beni anlık olarak kesti ve yanıma gelip dizlerinin üzerine çöktü. Elindeki mezurayı açtı ve belime doğru götürdü. Bel ölçümü yeniden aldıktan sonra telefonuna not aldı ve başını salladı.
K: “Evet, ilk ölçüden birazcık daha az gelmiş. Fakat farklı senaryolarda da not almam lazım. Sağ bacağını yani yırtmacı öne çıkarır mısın?”
Onun istediği gibi yırtmacı olan bacak tarafımı öne doğru çıkarttım, Keremin gözleri anlık olarak açılıp kapandı. Kilodumu bile çıkartmıştım içine girerken elbisenin, bunu tamamen unutmuştum. Kerem onu görmüş olacaktı ki kendine gelemedi bir süre ardından yutkunup ölçü almaya çalıştı. Fakat belime doğru yaklaşması gerektiği için iyice kasıklarıma yaklaşmıştı hatta bana dokunan dirseği elbisemi iyice açıyordu bu sayede çıplak amım bile karşısındaydı. Bir gözü sürekli amımda bir gözü ise mezuradaydı. İşlemlerini artık yavaşlatmıştı. Bir ara o kadar yaklaştı ki çıplak amıma doğru, nefesini iyice içine çekmişti neredeyse bunu yaparken burnunu bacağıma değdirecekti. O ölçüleri alırken pantolonuna baktım, gerçekten kaldırmıştı sikini. Berk’in pantolon şişkinliğine göre bu fazlaydı. Sürekli not bahanesiyle telefonunu açıyor, not alıyor sonra kapatıyordu. Sağ bacağımı birazcık daha öne çıkardım hatta topuk üstünde yükselterek tamamen amımın gözükmesini sağladım. Kerem diliyle dudaklarını yalayıp ıslattı, tam ölçüyü alır gibi yaparken mezurayı yere düşürdü ve tamda yırtmacın önüne doğru yuvarlanmıştı. Şans değil Kerem’in bir oyunuydu yine. Kerem öne doğru eğildi, iyice başını elbiseme yaklaştırdı ve kaldırdı. Elbisemin ön tarafı onun kafasıyla birlikte yükselmişti, Kerem elbisemin içindeydi bir nevi her şey anlık yaşanırken Kerem başını iyice yükseltti ve en sonunda çıplak amıma doğru yaklaştı. Birkaç saniye sessizlik oldu, saniyelerin sonunda amımın üzerinde ufak bir ıslaklık hissettim. “Ah..” çok sessizce inledim. Kerem sessizliğimi bir cesaret olarak algıladı, önceki ıslaklıktan daha büyük ıslaklığı hissettim amımda. Kerem artık dilinin ucuyla yalamaya başlamıştı, bir elini ayak bileğime koydu ve bileğimden sürtünerek çıplak bacağında elini oynatarak baldırlarıma sonrada göt loblarıma doğru çıktı. O elini sürtmesi bile tüylerimi diken diken yapmıştı, üzerine dilinin ucuyla amımın çevresini yalıyordu. “A-ahh…” Gözlerimi kapattım, dikildiğim yerde başımı geriye attım. Kerem inlemelerimden sonra dilini amımın derinliklerine doğru soktu, amımın içinde diliyle beni uyarıyordu resmen. “Umhv-ahh…” Bir süre daha diliyle beni yaladıktan sonra bacaklarımın arasından çıktı ve yükseldi, bana bakarken bir yandan pantolon kemerini ve düğmesini çözdü akabinde pantolonunu ve boxerını çıkardı. “Seni elbisenin içinde sikeceğim tatlı kız.” Beni kolumdan tutarak çevirdi, sırtıma elini koyarak bastırdı ve belimi eğmemi sağladı. Bir elimi duvara doğru attım ve destek aldım, Kerem yanıma yaklaştı ve elbisemin kalça kısmını iki yana doğru atarak sıyırmış oldu, daha önce çok kişiyi siktiği belliydi. Sikini tutarak amıma doğru hizaladı ve yavaşça içime girdi. “Aahhmv.” İçime giren başka bir sik daha. Diğer olduğumlardan daha uzun ve kalındı bu penis. Şahinden neredeyse 4-5 santim daha uzundu beni siken yarrak. Mağazanın neredeyse ortasında sadece bir perdeyle ayrılmış alanda domaltılmış sikiliyordum. Kerem yavaş başlasada hızlı devam ediyordu, içime hızlıca gidip geliyordu. “Ohfv. Bebeğim çok darsın! Seni siken kimse olmadı mı? Ufhvm!” Kerem hırıltılı değildi aksine işini bilip zevk alıyordu. “Ahhhvm! Uhhv!” Sadece inlemekle yetiniyordum, acayip zevk alıyordum sikicimden. “Bana… Bana ismini söyle ki kimi siktiğimi bileyim tatlı şey! Ishvm.” gözlerimi kapatıp dudaklarımı dişledim. “E-Ezgi! Ahhmm! Ezgi!” mağazanın içinde beni sikmenin sesleri yankılanıyordu. Kırmızı elbisemin içinde gidip geliyordu adeta. Kerem iyice kalçamı çıplak hale getirdi, sertçe avuç içiyle götüme doğru bir şaplak attı. Şaplağın sesi götümü dalgalandırdı. “AHH! IHMM!” Kerem bir yandan beni sikerken bir yandan götüme şaplaklar atıyordu.

Bir süre daha içime git-gel yaptıktan sonra içimden çıktı, yere doğru çöktü ve uzandı. Sikini tutarak dik tutmasını sağladı, ne yapacağımı anladım ve elbisemin yanlarından tutarak onun üstüne geçtim, yavaşça çömeldim ve onun yarrağına doğru oturdum. Otururken sikinin amımdan girmesini sanise sanise hissettim ve am sınırlarına yaklaştığında derin bir ah çektim. Kırmızı elbisem yanlardan dağılmıştı oturunca, yırtmacımdan çıkan bacağım çıplak tamamen görünüyor diğer tarafı ise elbise içindeydi. [Fotoğraftan bakarak hayal edebilirsiniz nasıl bir durumda olduğunu oturunca] Yavaş yavaş üstünde oturup kalkmaya başladım. İkimizin zevk suları birleşiyor ve bacaklarımdan akıyordu. Ata biner gibi hızlandım, kucağında oturup kalkıyordum. Kerem elini üzerime doğru uzattı, göğüs kısmından tutup sertçe aşağıya doğru çekti ve memelerimi dışarıya fırlattı. Sertçe memelerimi sıkıp bırakıyordu, bir elini enseme attı ve beni kendine doğru eğdi. Dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdi ve son günmüş gibi beni öpmeye başladı. Bir yandan onun yarrağı içimde gidip geliyor, zevk sıvılarımız birleşiyor bir yandanda dudaklarımız, ağzımızın içindeki birleşiyordu. Sanırım aşık oluyordum bu adama. Kerem bir süre kendi beliyle beni sikmeye devam etti. “Aahvm! Imshvm! G-geliyorum! AHH!” en sonunda boşalıyordum ve bu bugün ikinciydi. Kerem’de eş zamanlı olarak bağırdı. “Bende geliyorum Ezgi! İçini döllerimle dolduracağım.” Kerem boşalmaya yakın bir zamanda beni sağa doğru yatırıp altına aldı, içimden çıkmadan sert sert git-gel yapmaya başladı. “Ihhmv! Ahh! Ah!” Taşşakları bile am dudaklarıma sertçe çarparken Kerem boşalmaya başlıyor, içime doğru oluk oluk akan dölleri yine bütün sıcaklığı ile hissediyorum içinde. Kerem içime boşaldıktan sonra yanıma doğru kendini bıraktı, nefeslenmeye başladı. Ben ise o sırada kıyafeti yavaş yavaş üzerimden çıkartıp yerde bıraktım. Kapının açılma sesiyle ikimizde hızlıca doğrulup arka tarafa geçtik, kıyafetlerimizi alıp giyindik. Kerem’e hızlıca numaramı yazdırdım. Çocuk gerçekten yakışıklıydı. Hiç temizlenmeden öylece sokağa attım kendimi, bacaklarımın arasından döller sızmaya başlamıştı…

[Mezuniyet serisi 2 bölüm daha devam edecektir. Burada kritik bir eşik olacak, karakterimiz Kerem’i sevdi fakat aşık olup peşinden koşmalı mı? Bu sefer aldatılan belki kendisi olur. Ezgi bu acıyı çekebilir. Karar sizin. UPVOTE beklemeye devam.]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir