Gönül Rıza’sıyla. Sezon 2 Bölüm 2

Hemşirenin bana bakmasıyla baygın, kendinde değil rolü yapmaya başladım, hemşirenin bakmasıyla annem ve babamda beni farketmişti Rıza diyerek yanıma geldiler. Hemşire kendinde değil yorgun, biz kan vermeye gidelim diyerek başımda Tuğbayı bıraktılar. Annemgil gidince gözlerimi açtım:

Tuğba- Sen baygın değil miydin? Anne uyand…

Elimle ağzını kapatıp kalçasına sert bir tokat attım.

Ben- Sus Tuğba sus. Bekle burda geliyorum.

Tuğbayı ardımda bırakıp annemgilin arkasından yol aldım. Kan verme odasına girip 2li sedyeye uzandılar kapıda konuşmaları dinliyordum.

Annem- Anlamış mıdır?

Babam- Bilmiyorum. Kendinde değildi sanki.

Annem- Er geç öğrenecek Hikmet nereye kadar saklayacağız bu durumu? Bunun daha Tuğbası var.

Babam- Bilmiyorum Yaren bilmiyorum. Şu Osman sağ salim bir kalksın konuşuruz sonra.

Annem- Bilmeleri gerekiyor Hikmet.

Babam- Biliyorum sus artık!

Annem sedyeden kalkıp dışarıya yöneldi ben şaşkınlıkla kapı ağzında kaldım. Dışarı çıkınca yerde beni çöker vaziyette gördü dinlediğimin farkına vardı, babam hâlâ kan veriyordu. Ayağa kalktım annemin önünden birşey demeden Tuğba’nın yanına gittim. Annem arkamdan seslenerek geliyordu:

Annem- Rıza! Rıza diyorum..! Rıza bana bak hastanede bağırtma beni.

Ben- Efendim Yaren.

Annem- Gel benimle.

Annem kolumdan çektirip hastanenin dışına çıkardı, bir banka oturduk. Tuğba hastane giriş kapısından bize bakıyor olanları anlamaya çalışıyordu. Sarı saçları rüzgarda dalgalanıyor, yeşil gözleri ağlamaklı sulanmış açıklama bekliyordu.

Annem bankta ağlayarak tüm olanları bana anlatmıştı, öncesinde babamın onu aldattığını düşünmüştüm ama durum farklıymış. Babamın çok sevdiği Kemal diye bir çocukluk arkadaşı varmış, çifte düğün yapıp yan yana ev tutmuşlar yedikleri içtikleri ayrı gitmemiş. Annem üniversiteye gitmeden önce babamla evlenmiş, ablam Seheri ve Osman abimi o zaman doğurmuş. Üniversiteye de gidince Seher ve Osman babamla kalmış onlara o süreçte Kemal’in karısı Ayfer bakmış. Osman abim bir gün evden fırlayıp sokağa atlamış, Ayfer de arkasından koşturmaya başlamış, yoldan geçen bir yük kamyonu abim Osmanı ezecekken Ayfer araya girip Osman abimi kaldırıma fırlatıp kendisi kamyonun altında kalmış ve vefat etmiş. Kemal Ayfere aşkından öldüğü için durum karşısında daha fazla dayanamamış olaydan 1 hafta sonra evden silah sesi duyulmuş ve evde Kemal’i ölü bulmuşlar. Babam yıkılmış, Osman abimi hiç affetmemiş, annem üniversiteden döndüğünde olayları öğrenmiş.

Annem- Yani sonuç olarak evden giderken 2 çocuğum vardı döndüğümde 4 çocuğum olmuştu…

Ben- Ne?

Olaylar karşısında ağzım açık kalmış ne yapacağımı bilemiyordum. Hiçbir şey söyleyemiyor sadece bankta oturuyordum. Annem bir süre sonra yalnız kalman iyi olur diyerek Osman’ın yanına gitmişti.

Her şey arap saçına dönmüştü…Babamdan beni eve götürmesini istemiştim, eve geldiğimizde ablam Seher uyuyordu, babam beni bırakıp tekrar hastaneye dönmüştü. Duş almak için banyoya girdim olaylar bana çok ağır gelmişti, annem, babam, Osman abim, Seher ablam… Aslında hiçbiri ile kan bağım yoktu, hayatta kan bağım olan tek kişi Tuğba’ydı bu durum ilerleyen günlerde ilişkimizi nasıl etkilerdi hiçbir fikrim yoktu.

Gerçek annemle babamı tanımıyor oluşum bir yandan sevindiriyor bir yandan üzüyordu, böyle olmasa acaba nasıl bir hayatım olurdu diye düşünüyordum. Akşam olmuş babamla Tuğba gelmişti, annem Osman’ın yanında kalmıştı. Babam yüzüme bakamıyor Tuğba da ağzımdan laf almaya çalışıyor adım adım beni izliyordu, babam çok durmadan tekrar hastaneye döndü. Seher ablam odasındaydı sanırım uyuyordu bende odaya geçip uzandım, Tuğba da arkamdan girip kapıyı kilitlemişti.

Tuğba- Noldu? Annemle bankta ne konuştunuz?

Bir şey söyleyemiyor salak salak halıya bakıyordum.

Tuğba- Anlatsana Rıza annem ağlıyordu ne anlatıyordu ağlayarak.

Ben- Anlatırım ama buna hazır mıyım sen hazır mısın bilmiyorum.

Tuğba- Anlat sorun yok hazırım ben çabuk anlat.

Ben- Babamın yıllar evvel Kemal diye bir çocukluk arkadaşı varmış ben onun oğluymuşum.

Tuğba- Ne? Şakayı bırak doğru düzgün anlat şunu.

Ben- Ciddiyim şaka değil.

Tuğba- İnanmıyorum sana salak.

Ben- Dün kardeşiz unuttun galiba diyordun bak arada engel bırakmadım senin için.

Tuğba- Hıhı tabi tabi, böyle bir şey öğreneceksin ve bu durumda bile onu düşüneceksin tabi.

Ben-Neden olmasın? Bu durum Seninde hoşuna gidiyor zaten rol yapıyorsun.

Tuğba- Yoo nerden çıkardın.

Ben- Dün benimki temas edince niagara şelalesine dönmüştün.

Tuğba- O o zaman olmadı, salonda oldu. Seninkinin bir etkisi yok yani havalanma.

Ben- Ya bırak Tuğba görür görmez sulanıyorsun bide etkisi falan yok diyorsun.

Tuğba- Yok çünkü.

Ben- İyi tekrar deneyelim o zaman bakalım etkisi var mı yok mu.

Altımda ne varsa çıkarmıştım zaten gergindim ve rahatlamaya ihtiyacım vardı, Tuğba ise yine beklemediği bu hareketimle her zamanki şaşkın ifadesiyle bakıyordu. Sikim tam kalkmış vaziyette değildi ama yine de ihtişamlı bir görüntüsü vardı.

Tuğba- Şimdi mi cidden burada bu saatte?

Ben- Ne o sulandın da gösteremiyor musun?

Tuğba- Ben senin gibi ezik değilim öyle bir iki görüntüye azıp kuduracak. Hele senin cücük kadar penisine asla.

Ben- Cücük kadar mı? Bunu alırken ki bağırışlarını tahmin edebiliyorum, hatta alamazken ki diyim daha iyi olur.

Tuğba- Ya kendine nasıl bu kadar güvenebiliyorsun sen?

Ben- Tuğba kocaman sikimi her görmeye sırılsıklam oluyorsun hatta eminim şuan da öylesin ve o yüzden gösteremiyorsun hâlâ konuşuyorsun.

Lafım üzerine Tuğba altındakileri hızla çıkarmaya başlamıştı rekabete bayılıyordu bende bunu lehime çeviriyodum, altındakileri çıkarmasıyla sikim dimdik olmuştu. Tuğba’nın taze daracık pembe amcığı gözümün önündeydi sulanmış mı diye yakından bakmaya eğilmiştim. İki elimle dudak yanaklarından tutup amını incelemeye başlamıştım Tuğba hızlı nefes alıp veriyor kızarmaya başlıyordu. Deliğini görebiliyordum neredeyse yok gibiydi küçücük ve el değmemişti bal misalı parlıyordu. ıslak mı diye bakıyor gibi yapıp klitorisine parmak ucumla ufak ufak dokunuyordum.

Tuğba- Görd imhh ün mü bak senin gibi değilim demiştim kupkuru hâlâ.

Ben- Bu mu kupkuru?

Elimi deliğin hemen ucuna atıp işaret parmağımla ıslaklığı alıp baş parmağıma bulayarak Tuğbaya göstermiştim.

Tuğba- O normalde de oluyor senin cücük kadar penisinle bir ilgisi yok.

Ben- Cücük kadar penisim büyük diye övündüğün memelerine sığmaz Tuğba.

Tuğba- Büyük diye övündüğüm yok büyük zaten.

Ben- Sikimi kavrayamaz onlar daha ne konuşuyorsun.

Tuğba- Görürüz bakalım kavrıyor mu kavrayamıyor mu.

Tuğba ne kadar güzelse o kadar da saftı yada bilerek isteyerek yapıyordu. Elleriyle göğsümden ittirerek yatağa yatırdı ve üzerindekileri çıkardı. Göğüsleri gerçekten büyüktü ve beyazdı, göğüs ucu göğsünün üst bölümünde yukarda kalıyordu ve amının pembeliği ile rengi aynıydı. Sikime doğru eğilip sikimi memelerinin arasına aldı. İnanılmaz yumuşak ve güzel hissettiriyordu, sıcacık dokusu vardı ama hareket etmiyordu sadece sığıyor mu diye bana gösteriyordu.

Tuğba- Al bak gör nasıl sığıyor, öyle kalırsın işte.

Ben zevkten kuduruyor hiç dinleyemiyordum bile.

Tuğba- Haline bir bak ağzının suyu akıyor, sen boşalırsında şimdi uzak dur git.

Tuğba sikimden kalkmıştı, çırılçıplak karşımda duruyordu. Memelerinin arasına kafamı sokup koklayıp yalamak istiyordum, sikim demir gibiydi. Elimden geleni yapıp bugün bu kızı çatır çatır sikmeliydim.

Ben- Memen sikimi doldurdu diye kendini ne sandın Adriana Lima falan mı?

Tuğba- Rıza şu sikinin hâline bak kalp gibi atıyor 2 saniye dayanamazsın bana boşalırsın dün gördük zaten.

Ben- Dün birisi gelir diye acele etmeye çalıştım aksi hâlde beni boşaltman mümkün değil, elinden geleni yapabilirsin.

Tuğba- Ya sen?

Tuğba sözünü yarıda bırakmış harekete geçmişti, söylediklerimle iyice sinirleniyor hırslanıyordu, söylediklerimi güzelliğine hakaret sayıyordu. Yattığım yerde üzerime çıktı bir an içine alacak sanmıştım ama sikimi göbeğime yatırıp üzerine oturdu. Sikim iki dudağı arasında klitorisine sürtüyor, yumuşak ve ıslak dokusuyla içimi gıdıklıyordu. Annem ve Tuğba ile yaşadığım şeylerden sonra dayanıklığım artmıştı.

Tuğba çırılçıplak kucağımda bir iler bir geri yapıyordu ellerim vücudunda geziniyor memelerini sıkıyordum, kocaman memeleri elime sığmıyordu. Sikimin kafası Tuğba’nın ileri geri yapmasıyla deliğe kadar geliyor deliği zorluyordu, Tuğba’nın çok dar olması girişi engelliyordu. Ellerim kalçasında yön veriyor delik ucuna bilerek fazlaca bastırıyordum, girmesi için herşeyi yapıyordum. Tuğba inim inim inliyordu iyi ki evde annem babam yoktu, ablam Seherin uyuduğunu düşünüyordum ama öyle değildi önce ayak sesi duyuldu sonrada kapı kolu sertçe aşağı doğru indi.

Tuğba kapıyı kilitlemese işler boka sarardı, kapı kolunun aşağı inmesiyle Tuğba şaşkın ve panikli bir şekilde kapıya baktı, sikimin kafası tam amının girişine geldiği noktada durdu.

Bense kapıyı dikkate almamış Tuğba’nın kalçasından bastırıp sikimi öne doğru attırmıştım, Tuğba’dan müthiş bir inleme sesi gelmişti nihayet sikimin kafasını Tuğba’nın daracık amcığına sokmuştum. Tuğba kendini zorda olsa hafif yukarı kaldırmıştı ve sikimde Tuğba’nın kanı vardı. Hayatta tek kan bağım olan hem ilkim olmuş hemde ilki olmuş kanını akıtmıştım. Tuğba bana bakmış bir tokat atmıştı ben ise sikimi köklüyor Tuğba’nın derinliklerine yol alıyordum. Girdikçe aldığım zevk artıyor kendimden geçiyordum, Tuğba, Seher ablam duymasın diye ses çıkaramıyor kucağımdanda inmiyordu. Sonuna kadar soktuğumda yüksek sesle tekrar inlemişti.

Tuğba’nın yüksek sesle tekrar inlemesiyle kapıdaki Seher ablam çıldırıyor kapıya sert sert vurup Rıza diye bağırıyordu. Ben Tuğba’yı başından tutmuş kendime doğru yatırmış amına köklemeye devam ediyordum. Göğüs ucu göğüs ucuma değiyor sikim daracık amının içinde yağ gibi kayıyordu. Seher ablam Rıza aç şu kapıyı diyerek kapıyı dövmeye devam ediyordu, olayın heyecanı ve yaşadığım zevkle daha fazla dayanamamış Tuğba’nın amcığına bütün yüklerimi boşaltmıştım. İkimizde ölü gibi yatıyor kıpırdayamıyorduk, sikim Tuğba’nın amcığında yavaş yavaş sönmüştü. Tuğba’nın sesi çok gergin geliyordu:

Tuğba- Napıcaz şimdi Seher kapıda.

Ben- Sen saklan bana bırak.

Tuğba- Nereye saklanıcam.

Ben- Dolaba saklan nostaljik olur.

Tuğba- Gerizekalısın.

Hafif tebessümle demişti sanırım o da boşalmış, rahatlamıştı ve dolaba girdi. Amı yemiştim şimdi sıra naneyi yemeye gelmişti. Çırılçıplak kapıyı Seher ablama kendimi korunmadan açtım…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir