38 yaşında, hali vakti yerinde bir erkeğim. Hiç evlenmedim ve uzun süreli sevgililerimle de ya açık ilişkiler yaşamayı tercih ettik ya da en baştan onlara başka kadınlarla da takılacağımı söyledim. Genç kızlardan, üniversitelilerden özellikle biraz açık saçık giyinmeye, erkekleri keşfetmeye başlamış hatunlardan hoşlanırım.
Merve ve İrem, kuzenlerim, 22 ve 20 yaşlarındaydılar. Ergenlik zamanlarını hatırlamıyorum, o zamanlar hiç görüşmemiştik fakat üniversiteye başlayınca ikisindeki değişiklikleri elbette fark etmiştim.
İrem, 22’lik büyük kuzenim açık buğday tenli, 165 boylarında, kestane rengi kıvırcık saçlı ve uysal bakışlı bir kızdı. Vücudunda her şeyi yerli yerindeydi, yani portakaldan biraz büyükçe göğüsleri, sıkı güzel kalçaları, güzel bacakları vardı. İnce dudakları özellikle hoştu.
Merve ise İrem’den uzun, 175 boylarındaydı. Daha yanık buğday renkli bir tene ve çok daha dolgun, iştah açıcı bir vücuda sahipti. Göğüsleri bluzunu yırtıp ortaya çıkmak, ağza dolmak isteyecek gibi büyük ama şekilli, bacakları daha kalın ve uzun ve tatlı götü dayanasıydı. Omuzlarına uzanan saçları dümdüz ve siyahtı ve siyah bordo rujlar sürmeyi severdi.
Halamlara gittiğimde Merve ve İrem’i süzdüğüm, ama daha çok İrem’in vücudunu incelediğim olmuştu. O zamanlar yaşı daha büyük olduğu için gözüm İrem’e takılırdı.
Diğer taraftan Merve bir yıl önce özel bir üniversitede diş hekimliği okumaya başlamıştı. Açılıp saçılması ablası İrem’den daha hızlı olmuştu. Öncelikle ablasının “tatlı üniversiteli kız” havasının aksine baştan çıkarıcıydı, dolgundu ve vücudunda her şey tam yerindeydi. Genç abazaları kolayca parmağında döndürmek bir yana, deneyimli erkekleri de iştahlandıracak, etrafında pervane edecek bir kıza dönüşüyordu.
Artık Merve’nin crop top’lar ve kısacık şortlar giyerek itinayla açıkta bıraktığı vücuduna iştahla göz atmaya başlamıştım. Hiç numara yapmaksızın içimden gelerek iltifatlar ediyor, enfes bir kadına dönüşmekte olduğunu hissettiriyordum.
Bir gün, Merve’yle bu kadar yakınlaştığımı gören halam “Ee Murat bu kızla biraz ilgilen, üniversitede derslerde zorlanıyormuş dışarıda sürtmekten” dedi.
Hemen atladım elbette. “Olur elbette hala, hangi konularda desteğe ihtiyacı var?” diye sordum.
Öğrendim ki Merve de isteksiz değildi benimle haftada üç gün ders çalışmaya. “Murat Abi, bence ben başarırım sen çalıştırınca” dedi hemen. “Ama bir şartım var, hala” dedim. “Ben sürekli size gelemem, Merve benim eve gelsin üç gün. Ben onu bırakırım gerekirse.” Kabul ettiler elbette.
Merve daha ilk günlerden şehvet uyandırıcı vücudunu sergilemekten, olur olmadık yerde eğilerek kısa eteklerin altında kaybolan güzel bacaklarını ara sıra da iç çamaşırı seçimlerini doya doya izlemem için bana fırsat vermekten, arada arkadaşlarıyla nasıl dans ettiğini uygulamalı olarak gösterirken onu avuçlamama, bazen de göğüslerine dokunmama izin vermekten, yan yana oturduğumuzda ise siyah ince çorabıyla oynayıp eteğini neredeyse sonuna kadar sıyırmaktan geri durmadı.
