Kırılma Noktası – Bölüm 2

BÖLÜM 2

Açlıktan karnım ağrıyordu. Banyo sonrası kendime gelmiş evde atıştırabileceğim malzemelere bakıyordum. Bayram tatiline gittiğim için buzdolabı boştu. En iyisi dışarıda yemek ve bu sırada geçen sabah yaşadığım olayları tartmak kalıyordu bana. Yemek işini hallettikten sonra şirkete varmıştım. İçeri girmeden bi sigara yatım. O sırada karşımdan canan geliyordu. Bana yaklaştığında;

Canan: Günaydın alper. Nasılsın.

Alper: iyi değilim ve bu konuda seninle konuşucam bilgin olsun. akşam iş çıkışı benim arabama doğru gel.

Canan: Niye böyle sertsin bana? İstemeden bir şey mi yaptım.

Alper: Kısmen yaptın akşam iş çıkışı benimlesin. Hadi görüşürüz.

Arkamı dönüp çalışma odama doğru yürümeye başladım. Gidip çağla ile kesin konuşacaktı bundan eminim. Konuşmazsa işimi daha da kolaylaştırırdı. Adım kadar emindim konuşacağına bu yüzden oynumu bu plan üzerinden yürütecektim. Öğlen yemeğine doğru arkadaşım dediğim yavşakları teker teker ziyaret ettim. Hepsiyle eskisi gibi konuşuyordum. Çağla ile ayrıldığım hemen yayılmıştı. Ne oldu falan diye sordular. Sadece yürütemediğimizi söyledim. Fikir birliği olması adına çağlaya haber vermeye çalıştım. Çağlaya mesaj atamıyordum ancak hala mailden engellenmemiştim. Arkadaşlarıma yaptığın rezilliği anlatmadım. Yürütemediğimizden bahsettim. Gerçekleri söyleyip söylememek sana kalmış. Kısaca bunu yazdım. İş maili olduğu için engelleyemedi çünkü bazı durumlarda dosya alışverişi yapmamız gerekiyordu.

Çağla oldukça neşeli gözüküyordu. Hatta olması gerektiğinden fazla. Şen şakrak dolaşıyordu etrafta. Kısmen sebebini anlamıştım. Yeni birisini arıyordu. Aradığı kişi ise insan kaynakları müdürü ismail beydi. Planını az çok anlamıştım. Onu avucunun içine alıp bana iş yerinde zulum uygulatacatı. İstifa etmeme sebep olacaktı. Ne kadar basit birisi diye düşündüm. Kozlarını açıkca belli ediyordu. Öğlen arasında yemek saatinde çağlanın yemeğe inmesini bekledim. Onun karşısında ki masada oturup ona sinirli bir şekilde bakacaktım. Birazcık korkutmak endişelendirmek zevkli olabilirdi. Yemek sırasında dediğimi yapmıştım. Yemeğimle oynuyor, onu izliyordum. Tedirgin olduğu yüzünden belli olmuştu. Sıradan bir iş gününün ardından arabama doğru gidiyordum. Diğer günlerden tek farkı çağlanın i. Kaynakları müdürü ismail ile cilveleşmesiydi. Arabama binmiş motor çalışır vaziyette beklerken sağ kapım açıldı. İçeri canan girdi. Canan ortalama bir kızdı. Göğüsleri mandalina büyüklüğünde kalçası geniş saçları küt yüzü yuvarlak gözleri siyahtı. Hiç konuşmadan arabayı sürmeye başladım. Uzun sessizliği canan bozmuştu.

Canan: Nedir benimle konuşmak istediğin konu öğrenebilir miyim?

Alper: Mekana gidince öğrenirsin.

Canan: mekana falan gitmek istemiyorum evime gitmek istiyorum. Ne konuşacaksak konuşalım sonra ayrılalım.

Alper: mekanda konuşuruz. Hem korkma sana zarar vermeyeceğim.

Canan rahatsız olmuştu. Koltuğa oturuşundan bile belliydi. Başka çaresinin olmadığını anlayınca konuşmadan yolu bitirdik ve restorana geldik. Masalarımıza oturduk, garsona siparişi verdim alkol tercihiniz ne olur diye sorduğunda alkol almayacağımızı söyledim. Amacım onu sarhoş edeceğimi düşünmemesiydi. Garson siparişleri söylemek için yanımızdan gittiğinde;

Alper: nasıl güzel mekan değil mi?

Canan: Alper ne yapmayı planlıyorsun. Neden beni buraya getirdin. Çağla ile olan muhabbetinizde kötü bir niyetim yoktu.

Alper: biliyorum canan. Sana teşekkür etmek için seni buraya getirdim.

Canan şaşırmıştı. Ağzı açık bir şekilde birkaç saniye bakakaldı.

Canan: teşekkür mü! Bütün gün beni öldürecekmiş gibi baktın be adam! Ne kadar korktuğumun farkında değil misin?

Alper: bu şekilde davranmak zorundaydım özür dilerim. Çağla ile ayrıldığım ilk iş gününde seninle normalmiş gibi davranamazdım. Sanki onu kıskandırmak için seni kullanıyormuş izlenimi veremezdim.

O sırada yemekler gelmişti. Garson tekrardan gidince;

Alper: nerede kalmıştık? Sana yakın davranmaya devam edersem, çağla sana bozuk atabilirdi. Arkandan dedikodu çıkartabilirdi. Onunla ayrıldığımızı herkes biliyor ama neden ayrıldığımızı sadece sen biliyorsun. Sana eskisi gibi davranmaya devam etseydim bunu çağlanın yanlış anlama ihtimalini düşünerek sana uzak davrandım. Tamamen seni korumak için. Ayrıca tekrardan düzgün bir şekilde teşekkür etmek istiyorum sana.

Canan: olanları anlıyor gibiyim ama neden teşekkür etmek istiyorsun onu bir türlü çözemiyorum.

Alper: Çok basit. Onun güvenilmez birisi olduğunu bana gösterdiğin için. Eğer o gün sen tek gecelik ilişki konusunda onu ikna ettiğinde hala beni bekliyor olsaydı. Evet evleneceğim kadın o olacaktı. Ancak yapamadı. Bunun tek bir anlamı var. Sen değil bir başka arkadaşı da bunu ona yaptırabilirdi. Kısacası haticeye değil neticeye bakıyorum.

Canan: biraz şaşırdığımı itiraf etmem gerekiyor. Böyle bir tepki beklemiyordum. Bu sabah yaşananlar gibi bir arkadaşlığımız olur sanıyordum.

Alper: Hayır yine öyle olacak. Çağla kıskanç birisi gözü döndüğünde neler yapabileceğinin bir sınırı yok. O yüzden seni korumak adına yine bu sabah gibi olacağız.

Canan: peki benden tam olarak ne istiyorsun.

Alper: hiçbir şey sadece aramızda bir sorun olmadığını bilmeni ve sana şimdiden kötü davranacağımı söylemek istiyorum. Onlar bizi arası kötü bilecek ama ikimiz aslında iyi bir arkadaş olarak kalacağız.

Canan: çok ince düşünmüşsün başka bir niyet yok dimi?

Alper: Başka ne gibi bir niyetim olabilir ki. Senden hiçbir şey istemiyorum. Aynı hayatlarımıza devam edeceğiz.

Bu konuşmalar sırasında yemeklerimizi yedik ve restauranttan ayrıldık. Arabaya bindiğimizde kendini iyice güvende hissetmesi için bizim çocuklarla aran nasıl diye sordum.

Canan: pek görüşemiyoruz.

Alper: kabahat sende sabahtan akşama kadar bilgisayar başındasın. İnsan içine pek çıkmıyorsun.

Canan: aman boşver iyiyim böyle zaten pek aram yok kendileriyle.

Alper: Hayırdır? Sana bir şey mi yaptılar.

Canan: hareketlerini pek sevmiyorum birkaç yanlış hareketleri oldu.

Alper: anlatmak istersen dinleyebilirim. Eğer kötü bir şey yaptılarsa bilmek isterim ayrıca ona göre tavır alırım.

Canan: belki başka bir sefer anlatırım ama iyiyim böyle sağol.

Cananın evine geldiğimizde onu indirdim. Beni dinlediği için teşekkür ettim. Çocuklar konusunu unutmayacağımı üzerine düşeceğimi açık bir şekilde ifade ettikten sonra evime gittim. Güven duygusunu iyi aşılamam gerekiyordu. Ayrıca bizim çocuklardan hoşlanmaması işime gelmişti. Bana çok güzel bir koz vermişti. Yeni yatağım olan salonun koltuğuna kendimi attım. Üzerimde bulunan tüm eşyaları çıkartıp çıplak bir şekilde yatınca uçak bileti almaya karar verdim. Ekran görüntüsü alıp Gamzeye mesaj attım. O cevap verene kadar profilini gezmeye başladım. Rahatına düşkündü dışardakilerin düşüncesini umursamayacak şekilde pozlar veriyordu. Giydikleri insanı azdıran cinstendi. Tam elimi sikime atıp sıvazlamaya başlarken mesaj geldi.

Gamze: şu an beni dünyanın en mutlu insanı yaptın biliyor musun.

Alper: bu kadar sevineceğini bilseydim çok öncelerden gelirdim yanına.

Gamze: tahmin bile edemezsin. Herşeyi ikimiz için ayarlicam sadece sen ve ben olucaz. Konuşacak çok konumuz var.

Alper: Merak ettim biraz bahsetsene.

Gamzenin yazdıkları beni biraz tahrik etmişti. Sikim sertleşmişti. Tek elimle sikimi ovalarken onu sikmenin hayali kuruyordum.

Gamze: olmaz süprizi kaçar sen gel gerisini bana bırak.

Biraz daha mesajlaştıktan sonra mastürbasyon yapıp duşumu aldım ve yattım.

Günler geçtikce şirkette değişen pek bir şey olmamıştı. Çağla ile sanki hiç tanışmıyormuşuz gibi hayatlarımıza devam ediyorduk. O ise insan kaynakları müdürü ismail ile cilveleşmeye devam ediyordu. Aradan biraz zaman geçtiğinden tekrar canana yakınlaşmam onu ağıma düşürmem gerekliydi. Canan’a mesaj attım.

Bugün akşam tekrar buluşalım. Bu arkadaşlarımın seni rahatsız edeceği konu ne ise öğrenmek istiyorum. Bunu bilmek hakkım yanlış insanlar takılmaya devam edemem.

Canan: olur ama bu sefer yemekler benden.

Alper: kahvelerde benden.

Canan: anlaştık.

Eve geçtiğimde hızlı bir şekilde duş alıp üzerimi değiştirdim. Arabayla cananlara gidip onu aldım. Uzun askılı kırmızı bir elbise giymişti. Sırt yırtmacı beline kadar geliyordu. Göğüslerini büyük göstermesi için destekli sütyen takmıştı. Oldukça iyi hazırlanmıştı. Bu akşam onunla yatabilirdim belki de ama plana sadık kalıp bunu erteleyecektim. Arabada ona ne kadar şık olduğu hakkında iltifatlar ediyordum. Böyle davranmam hoşuna gidiyordu. İlgiye muhtaç birisi olmalıydı. Canan yolları tarif ederek gideceğimiz yere varmıştık. Yemekler söylendi, önümüze geldi ve afiyetle yedik. Pek konuşmamıştık. Canana karşı dikkatli davranmalıydım en ufak bir yanlış hareketimle kuş elimden uçabilirdi. Yemek yerken beni süzdüğünü fark etmiştim. Bakışları artık normal değildi. Boş sohbetlerimiz sırasında saçma sapan cümlelerime bile kahkaha atıyor eline geçen her fırsatta ellerime kollarıma temas ediyordu. Eğer yanında oturuyor olsaydım o elleri bacaklarımda da hissedeceğimden emindim. Artık konuya girme vakti gelmişti.

Alper: gülümsemeni bozup canını sıkmak istemiyorum ama arkadaşlarımın ne gibi hareketini görüp onlardan uzaklaştın öğrenebilir miyim? Çok iyi hatırlıyorum. Aranızdan hiç su sızmazdı. En ufak boşlukta bile yanyana olurdunuz üçünüz.

Canan: evet şu mesele. Ya bunu sana nasıl söyleyebilirim bilmiyorum. Gerçekten öğrenmek istiyor musun? Canını çok sıkacak bu durum. Aynı zamanda çok iğrenç bir mesele anlatabilir miyim bilmiyorum?

Alper: eğer onlar yanlış bir şey yapıyorsa arkadaşlığımı hak etmiyorlar demektir canan. Bakarsın ben de onların düştüğü o yanlışa sapabilirim. Beni bundan korumak istemez misin? Gülümseyerek söylemiştim. İçimden dökül artık ne uzattın diye geçiriyordum.

Canan: ya, aslında, şey, ya alper bilmiyorum! Söylememeliyim. Hem sen o tarz bir insan değilsin yapmazsın.

Alper: eğer söylersen sana yapıp yapmayacağım hakkında bilgi verebilirim.

Canan: peki o halde sen istedin. Ama bak bu ikimizi arasında bir sır olacak ona göre.

Alper: olacak söz.

Pür dikkat cananı izliyordum. Ne çıkacak bakalım bu dudakların arasından. Zehir mi? Yalan mı? Hakikat mı?

Canan: senin o arkadaşlarım dediklerin aslında iyi niyetli insan değiller. Senin odanda olmadığın bir vakit arşive girdim. Geçmişe yönelik bir faturanın fotokopisini çekmek için. Müşterinin muhasebecisi sıkıntı çıkarmıştı, her neyse. Sessizce faturayı ararken. Birden kapı açıldı. Bu ikisi içeri girdi.

Alper: Barış ve selim.

Canan: evet sessizce kapıyı kapatılar ben içerideydim ve beni fark etmediler, burada rahat konuşabiliriz bizi kimse duymaz dedi barış. Barışın söyledikleri beni meraklandırmıştı sessiz kalmayı tercih ettim. Normalde ne yapıyorsunuz ikiniz lan burada fingirdeşiyor musunuz diye üzerlerine atlardım.

Alper: tahmin edebiliyorum. Gülerek söylemiştim bunu da

Canan: barış hayatımda hiç duymak istemeyeceğim cümleleri ağzından sarf etmeye başladı ve bir an dünyam yıkıldı.

Alper: neymiş canan meraktan öldüm burada.

Canan: ikisi reşit olmayan kızlardan hoşlanıyormuş alper. İkiside pedofili anlayacağın.

Alper: ya siktir git saçmalama. Onca yıldır beraberim onlarla, o tarz bir davranış sergilemeyi bırak. Ufak yaşta olan birisine bile yan gözle baktıklarını görmedim.

Canan: Aptalım benim senden korkuyorlar. Sen onlarla arada takılıyorsun. O ikisi ise sürekli beraberler. Ayrıca barış, selime ve kendisine para karşılığı iki tane 16 yaşında kız ayarladağından da bahsediyordu o gün. Kulaklarımla duydum diyorum sana.

Alper: şu an ne söyleceğimi bilmiyorum inan ki şaştım kaldım. Hesabı istiyim kalkıp sakin bir yerde bunu konuşalım olur mu?

Canan: olur tabi ama ben ödeyeceğim sıra bendeydi çünkü.

Alper: tabi buyur o arada bende yüzüme su çarpıp geliyorum. Arabanın anahtarını al sen ben gelicem hemen.

Canan: tamam canım.

Canım mı? Tuvalete doğru yürürken nedense cananın bu söylediğine takılmıştım. Ama daha önemli bir konu var. Barış ve selim. İkisi pedofili olamazdı. Ufacık çocukları arzulayamazlardı iğrenç bir durumdu bu. Bunu iyice araştırmalıydım. Emin olmadan tek bir adım dahi atmayacaktım. Arabanın anahtarı canandaydı ve yolcu koltuğunda oturuyordu. Kapısını açtım.

Alper: arabanın anhatarını sürmen için verdim sadece oturman için değil.

Canan: benim sürmemi mi istiyorsun?

Alper: evet. Zaten son duyduklarımdan sonra kafam oldukça allak bullak oldu senin sürmen daha iyi.

Canan açtığım kapıdan inmedi onun yerine domalarak koltuktan koltuğa geçti.

Canan: nereye götüreyim seni?

Alper: sessiz sakin bir yere lütfen, bu konu hakkında konuşurken pek duyulmak istemiyorum.

Canan arabayı çalıştırıp şehrin dışına doğru sürmeye başladı. Sahil boyunca tenha bir yer aradı en sonunda içinin sindiği bir yeri buldu. Koca yerde sadece ikimiz vardık. Farları söndürdü. Koltuğunu yatırdı. Canana uyarak bende yatırdım. Göğsüme yatmak istediğini söyledi, izin verdim. Canan başını göğsüme dayamış bir eliyle belime sarılırken diğer elini göbek karın bölgeme koymuştu. Birkaç dakika ikimizde öylece durduk. Sessizliği canan, gömleğinin düğmeleri başıma batıyor açabilir miyim diyerek sorduğunda bozulmuştu. Göbek deliğime kadar açmıştı düğmeleri. Aşağıda hareketlenmeler başlıyordu. kırmızı ojeli elleriyle az sayıda bulunan göğüs kıllarımı okşuyordu. Sessizlik yemini etmiştik sanki çıt çıkmıyordu. Saçlarını okşarken, irademi güçlü tutmam gerektiği konusunda içimde savaş veriyordum sırası değildi. Canan için olan planlarımı riske atamazdım. Onunla sevişmek benim için sadece amaca giden adımdı. Sırası gelecekti ama şimdi değildi tutmalıydım kendimi yoldan sapmamalıydım. Canan az sayıdaki göğüs kıllarımı okşarken birden avuçlayıp koparmaya çalıştı.

Alper: aaah! Ne yapıyorsun canım acıdı.

Canan: (gülerek) ağda yapıyorum sana.

Alper: ne gerek vardı şu an. Barışla selimin durumunu düşünüyordum. Aklım çıktı!

Canan: boşver onları ispatlayamadığımız sürece bir anlamı yok. Onları dert edinip şu anın keyfini bozamam.

Canan şüpheli cümleler kurup duruyordu. Kesinlikle bu işin peşine düşmeliydim. Böylesine iğrenç bir konudan konuştuktan sonra bu tarz hareketler sergilemek pek birbiyle uyumlu değildi. Eğer azgın değilse. Tabi ya azgındı ondan bu şekilde tutarsızca davranıyordu. istediklerimi alabilirdim belki. Denemeli miydim? Ya da bana karşı çağla ile oynadıkları bir oyunun parçasıydı? Biraz daha ileri gitmesine izin vermeliyim diye düşündüm.

Bu sefer kırmızı rujlu dudaklarıya kıllarımı koparmaya çalıştı. Belime iyice sarılmıştı. Bana bakıp gülerken ağzıyla kıllarımı koparmaya çalışması onun ne kadar azdığını belirtiyordu.

Alper: ağdacılık sektörüne yeni bir bakış açısı getirdiğini söyleyebilirim.

Canan: Biz kadınların bu konuda neler çektiğimizi anlamışsındır umarım. Bacaklarında da kıl var mı? Sırıtıyordu bunu sorduğunda.

Alper: üzgünüm sadece kasıklarımda var. Onlarda daha küçük.

Canan: görmem lazım yoksa inanmam.

Alper: bunun için uygun bir yer değil burası.

Canan: bence gayet uygun.

Dedi ve iki eliyle pantolonumun düğmesini açtı. Fermuarıda inidirip belimden pantolonu çıkartmaya başladığında ona kalçalarımı kaldırarak yardım ettim. Bu anı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışacaktım. İstediklerimi alırsam istediğini verecektim. Pantolonu dizlerime kadar indirdiğinden

Canan: pürüzsüz ve kalın (dudaklarını ısırarak söylemişti bunu)

Ellerini yavaş bir şekilde baldırlarımın üstünde gezdiriyordu. Sikim sertleşmeye başlamıştı. Elimi beline attım ve bel kısmında yavaşca yukarı aşağıya gezmeye başladım. Gömleğimin kalan düğmelerini de çözmüştü. Diz kapağımdan baldırlarıma doğru oradan sikimin üstüne oradan da karnım, göğüslerim, boynum ve duduklarıma kadar işaret parmağını gezdirdi. Başını tekrar göğsüme koymuştu. Parmaklarıyla göğüs uçlarımı okşuyordu. Göremesem bile emindim sikimi izliyordu. Belinde olan elimi sırtını kadar nazik hareketlerle çıkarıp indiriyordum. Başını kaldırdı boynuma gömdü. Nefesini vererek konuşmaya başladı.

Canan: çok güzel bir vücudun var. Çağla haklıymış. Bir çok kadının hayallerini süsleyecek tarzda bir vücut.

Derin derin nefesler alıyordum. Boynuma nefesini vererek yaptığı bu konuşma beni azdırmıştı. Sikim boxerımdan çıkmak istiyordu. Elimi kalçalarına attım. Elbise üzerinden okşuyordum. Diğer elimin parmaklarını yüzünde gezdiriyordum. İşaret parmağımı ağzına soktum. Emmeye başladı. Sanki sikimi emiyormuş gibiydi. Çıkarttığımda tekrar boynuma gömülüp konuşmaya başladı.

Canan: çıkarma lütfen bugün senin her hücreni hissetmek istiyorum. Hepsini sırayla.

Konuşması bittiğinde boynumda dilini gezdirmeye başladı. Kontrolümü kaybediyordum. Konuşturarak beni iyice azdırmak istiyordu.

Canan: çağlanın verdiği hazzın daha fazlasını sana yaşatacağım bundan emin ol.

İçimden bağırmıştım TEŞEKKÜR EDERİM CANAN BU PASIN İÇİN!

Alper: canan durmalıyız bence çağlanın sırf beni kıskandırmak için ayartmaya çalıştığı ismail durumuna düşmeni istemiyorum. Ona karşı bir şey hissetmiyorum ama ilişki sonrası pişmanlık diye bir şey var. Onu yaşamak, yaşatmak istemiyorum sana.

Canan boynumu emip yalamaya devam ediyordu. Sol bacağını dizimin üstünden sikime doğru atmış oraya doğru git gel hareketleri yapıyordu.

Canan: Pişman olmayacağız söz veriyorum sana. Sırf seninle değil benimle bile konuşmuyor.

İçten içe sevinsem de hala bir tuzak olabileceği konusunda şüphelerim vardı. İyice manyaklaşmıştım. Çıplak şekilde kapının önüne koyduğum kadın her şeyi yapabilecek tehlikede birisiydi.

Alper: Çağlayı hayatı sana dar eder canan durmalıyız bence senin iyiliğin için.

Bunları söylerken elimi ufak göğsüne atmış avuçluyordum. Göğüs ucunu okşuyor hafifçe sıkıyordum.

Canan: hiçbir şey yapamaz. Seni istiyorum alper! O salak orospunun kaçırdığı balığı ben yakaladım. Sırf onu, kendini belki iyi hisseder diye tek gecelik ilişki yaşasın, kendine gelsin istemiştim ama bana tavır aldı.

Bunu dedikten sonra göğsüme gömüldü göğüs uçlarımı emmeye yalamaya başladı. Eli boxerımın içinde sikimi okşuyordu. Kafasını kaldırıp dudaklarıma hafif ısırıklar atmaya başladı. Dudaklarımı ısırırken yine konuşuyordu:

Canan: bugün bu arabada beni sikeceksin. Sonra eve gidip orada sabaha kadar benim her yerime boşalana kadar kaç defa olursa olsun yine sikeceksin. Sabah yorgun olursak iş yerinden izin alıp yine tüm gün evin her köşesinde bütün pozisyonlarda yine sikeceksin alper! Senin seks kölen olacağım!

Alper: bu dediklerini yapabiliriz ama şimdi değil, haftasonu. Senin bu kararından emin olmanı istiyorum anladın mı?

Son irademle bunları söyleyebilmiştim. Kafasını kaldırdı bana baktı.

Canan: peki dediğin gibi olsun ama benim düşüncelerim değişmeyecek. Hatta eve gittiğimde seni hayal edip mastürbasyon yapacağım belki ciddiyetimi anlarsın diye birkaç resim gönderirim.

Direksiyona ben geçmiştim, beni soyduğu gibi duruyordum. Sadece pantolonu çıkartıp arka koltuğa atmıştım. Camlarda film olduğu için sorun olmazdı. Kendini tatmin etsin diye sikimi başını boxerın sağ tarafından dışarı çıkartmıştım. Bunu hak etmişti. Arabayı sürerken canan rahatlayamamış olmanın verdiği azgınlıkla bacaklarını aralayıp kendini okşuyordu. Amı daracıktı. İçi pembenin en güzel tonuna sahipti. Kılsız ve tüysüz. Eve varana kadar iki kere boşaltmıştı kendini.

Cananı eve bırakıp kendi evime geçtiğimde saat 12 oluyordu. Koltuğuma uzandım daha doğrusu yeni yatağıma. Eskisini hala elimden çıkartamamıştım. O an mesaj geldi. Canan görüntü atmıştı dildonun üzerine çıplak bir şekilde oturmuş bir eliyle göğsünü sıkarken diğer eliyle selfi çekmişti. Dudaklarını ısırmış çok azdırıcı bir bakış ile kendini bana sunuyordu. Resmin altına umarım ciddiyetimi anlamışsındır yazıyordu. Yine çıplak yattığım koltuğumda resme bakarak sikimi sıvazlarken cevap olarak sadece. Haftasonu ozaman yazmıştım.