Kırılma Noktası – Bölüm 1

İnsanın hayatında bir zaman gelir ve kırılma noktası olur, o noktadan sonra artık işler, beklenilen aksine çok farklı ilerlemeye başlayıp, kimileri için iyi, kimileri için kötü sonuçlanır. Kahramanımız Alper’in hikayesinin bir kırılma noktasıyla başlayan hikayesinde karakterleri üstün körü anlatak yerine, hikayenin akışında tanımanızı, empati yapmanızı istiyorum. Ağır ilerleyecek olan bu hikayede zihninizdeki şehveti yaşatıp, zevkin her türlüsünü tüm karakterle sizlere sunmaya ve uzun soluklu bir hikaye anlatmayı deneyeceğim. İyi okumalar.

BÖLÜM 1

Sabah saat 4 suları. Park edilmiş arabamdan valizimi alıp bayram tatilimin ne kadar sıkıcı geçtiğini düşünüyordum. Bayramın tek güzel yanı ailemi tekrar görebilmekti. Sadece annem ve babamla vakit geçirmek için şehir değiştirmiştim ancak akrabalarımında bulunduğum ortamda olması iyice germişti beni. Alper ne zaman evleneceksin? Artık yaşlandın geç olmadan çocuk yapmalısın, çocuğunla aranda fazla yaş farkı olmamalı gibi bir sürü saçma sapan argümanlarla baskı yemiştim. 28 yaşımda hayatımın en verimli evresinde sırf birileri ufak bir çocuk sevecek diye evlenemezdim. Evlilik gibi ağır bir sorumluluğu almak için genç olduğunu düşünüyordum. Hem zaten sevgilim Çağla da buna hazır değildi. 6 aydır birlikteyiz. Güzel bir ilişkimiz var ve evli bir çift gibi düzenli seks hayatımız, sosyal aktivitelerimiz mevcuttu. Halimden memnundum. Merdivenlerden çıkarken bu düşüncelerle akraba baskısını kafamda öldürüyordum. Kapıma geldiğimde tam anahtarı çeviriyordum ki ağır inleme sesleri dikkatimi çekmişti. Gülümseyerek, üst komuşu yine aksiyon peşindeydi diye düşündüm. İçeri girdiğimde inleme sesleri artmıştı. Ancak sesler üst komşudan değil benim odamdan geliyordu.

Kalbim hızla çarpmaya nefesim hızlanmaya başladı. İçimdeki korku büyüyordu. Lütfen çağla beni aldatıyor olmasın diye dua ediyordum. Odamın kapısına yaklaştım sesler geliyordu.

Kız: Devam et daha hızlan! Tekrar boşalt beni. Immmm evet tam orası devam et!

Bağırarak söylemişti bunu ve ses çağlanın sesiydi. Öfkem beni ele geçiriyordu. İstemsizce sinirden titriyordum. Kalbim daha önce hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Erkek olandan homurtular geliyor arada çağlayı tokatladığını duyuyordum.

Erkek: Hadi karıcım boşal sikimin üstüne.

Bunu sinirli bir şekilde zevk alarak söylemişti. Zevkin doruğundaydı ikiside. Benim için zaman durmuştu o kısacık sürede. Kafamda ikisinide öldürmüştüm. Bir yanım içeri basıp onları boğarak öldürme gerektiğini söylüyordu. Diğer yanım ise onları öldürmekten beter edebileceğimi söylüyordu. Mutfağa gittim bir kahve yapıp sigara içmeye başladım. Onların zevk çığlıklarını duyarken sigaramı söndürdüm. Kahvemi elime alıp odama doğru yöneldim. Kapıyı sessizce açıp izlemeye koyuldum. Beni farketmemişlerdi zevkin doruklarındaydılar. Birkaç saniye sonra ikisininde boşaldığını gördüm. Erkek olan çağlanın üzerine yığılmıştı. Kahvemden sert bir ses çıkartacak şekilde bir yudum aldım. İkisi olduğu yerden sıçramıştı. Hemen pikeyi üzerlerine çektiler. Yüzlerinde şaşkınlık vardı. Ben ise öfkemi belirtmemeye çalışarak kapıya yaslanmış bir elimi koltuk altıma doğru bağlamış bir elimle kahvemi içiyordum. İkisinin donuk yüz ifadesine karşı;

Alper: Parayı komidinin üzerine bırakırsın arkadaşım. Çağla sende müşterimizi memnun ederek iyi performans gösterdin. Bu sefer güzel bir primi hakettin. Bu arada duş alırım diyorsanız ekstra ücreti var bilginiz olsun dedim.

Döndüm salona doğru yürümeye başladım. Koltuğa oturup televizyonu açtım rastgele bir kanalda bırakıp sanki onları umursamıyormuş gibi takılmaya başladım. Küllüğü önüme koydum bir sigara daha yaktım. Verecekleri tepkiyi bekliyordum. İlk olarak üzerini giymiş olarak erkek geldi. Ne diyeceğini bilmiyordu.

Alper: Bakma öyle bön bön. 100 lirayı ver hadi.

Bilerek ucuz bir fiyat söylemiştim. Amacım çağlanın gururunu iyice kırmaktı.

Cüzdanını çıkardı içinden 100 lirayı aldı bana doğru getirmek üzereyken;

Alper: Masaya bırak ve çık. Burası arkadaşımın evi her zaman burada olmayız. Sakın buraya sikmek için bir kız falan getirme diye tembih ettim.

Sesini çıkarmadan dediklerimi yaptı ve kapıdan dışarı çıktı.

Sigaramı söndürüp elemanın bıraktığı parayı aldım. Çağlaya doğru giderken ağlama sesleri geliyordu. Hüngür hüngür ağlıyordu. Yatağa oturup elimdeki parayı gösterdim. Sinirim geçmemişti ama öfkemi bastırmıştım.

Alper: Al bu senin hakkın diyerek 100 lirayı ona fırlattım.

Sinirli bir şekilde ağlamaya devam ederek bana vurmaya başladı. Ellerini tuttum. Bana vurmak için çırpınıyordu. Tekme atmaya, ellerini kurtarmaya çalışıyordu. Tek bir kelime dahi etmiyordum. Onun canını yakmıştım ama içim soğumamıştı.

Çağla: orospu çocuğusun sen. OROSPU ÇOCUĞU!

Alper: benim senin gibi bir annem yok çağla lütfen. Gülerek söylemiştim bunu, psikolojik olarak onu yıpratmak istiyordum.

Alper: ağlaman zırlaman bittiğinde çıkıp gidebilirsin çağla. Konuşacak bir şeyimiz kalmadı.

Çağla, hıçkıra hıçkıra konuşmaya çalışıyordu.

Çağla: Be- ben bun-u hak hak etme- dim.

Alper: elimi yanaklarına götürerek gözyaşlarını silmeye çalıştım. Neyi hak ettin peki söyler

misin bana.

Amacım bilgi sahibi olmaktı. Bunu yapmasının sebebini öğrenmeye çalışıyordum. Normalde üstünü giyinmesine izin vermeden kapı dışarı ederdim. Ancak içimdeki merak dürtüsü yüzünden biraz daha dayanmaya çalışıyordum. Konuşamıyordu istemsizce, sadece ağlıyordu. Toparlanması için biraz zaman vermeye karar verdim bu sayede bazı bilgileri ondan olabileceğimi düşündüm.

Alper: git elini yüzünü yıka kendine gel salonda olacağım.

Salona gidip tekrar koltuğa yerleştim. Bir sigara daha yaktım. İçimden şimdi mışıl mışıl uyuyor olacakken başıma gelenlere bak. Yüreğim sıkışıyor midem hafiften bulanıyordu. İlk defa stresden midem bulandı, sigara da daha kötü etki ediyordu midemi. Sigarayı yarısında söndürdüm beklemeye devam ettim. Bir müddet sonra çağla geldi. Sessizdi ilk adımı benden bekliyordu sanırsam.

Alper: evet anlat hadi dinliyorum ne zırvalayacaksın.

Çağla siyah düz saçlarını topuz yapmış kahverengi gözleri yaşlı yere bakıyordu. Suçluluk duygusuyla nasıl konuşacağını düşünüyordu. Karşımda duruken üstünde askılı bir body giymiş sütyenini takmamıştı orta büyüklükte olan memesin uçları belli oluyordu. Altına giydiği taytı ise beline kadar çekmişti. Baldırları kalın beli inceydi. Kalçaları ise oldukça yuvarlaktı. Yüzüstü yattığında onu sikmeyi çok seviyordum. Seks sırasında sikimi kalçarının arasında gördüğümde hep zevk alıp hızlanırdım. Çağlanın kalçaları hep zayıf noktamdı benim. Çağla sessiz kısık sesle konuşmaya çalışıyordu.

Alper: Ne mırıldanıyorsun anlat ne anlatacaksan artık yalanlarını dört gözle bekliyorum.

Çağla: Ben seni gerçekten çok seviyorum alper. Ama işyerinde çok çalışıyorsun beni ihmal etmeye başladın son zamanlarda bayram tatilinde birlikte vakit geçirebilecekken sen ailenin yanına gittin.

Alper: Şakamı yapıyorsun sen yoksa beni sinirlendirmeye mi çalışıyorsun diye çıkıştım. Tutamamıştım kendimi artık duyduğum en berbat bahaneydi bu.

Çağla: işyerinde yüzüme bakmıyorsun alper. Kafan hep işinde. Gizli gizli şirketin tuvaletinde mastürbasyon yapmaktan sıkıldım. Odanda bulunan arşiv odasına defalarca girdim. birinde bile tenezzül edip gelmedin. Son 1 aydır beni ihmal ettin. Haftasonları arkadaşlarınla birlikte takıldın, iş çıkışlarında evine geleyim dedim. Yetiştirmem gereken işler var dedin. Söyle bana 1 aydır niye yüzüme bakmadın. Bu kadar mı çabuk sıkıldın benden.

Kendini haklı duruma getirmeye çalışıyordu. Sanki yaptığının çok doğru birşeymiş gibi göstermeye başlamıştı. Suçu bana atarak vicdan yaptıracaktı ama bu affedilecek bir durum değildi. Sessizliğin gücünü kullanarak iyice içini boşaltmasını beklemeye koyuldum. Ben sustukça o anlatacaktı emindim bundan cevap vermeyerek tüm birikmişlerini anlatmasını istiyordum.

Çağla: Hadi cevap ver beni ihmal etmedin mi? Sana söylemiştim ilişkimizin ilk başında. Ben temas bağımlısı ve sevdiğimin dibinden ayrılmayan biriyim diye. Ama sen daha 6 ay içinde benden uzak durmaya başladın. Seninle sevişirken almadığım hazları bana yaşatıyordun ama sonra sen uzaklaşmaya başladın. İhtiyaçlarımı görmezden gelmeye başladın. Ben bir kadınım alper. İster beğen ister beğenme ilgi görmek, sevilmek, dokunulmak hoşuma gidiyor.

İçimden günümüz orospuluğunun bahanesi bu diyerek güldüm.

Çağla: Neye gülüyorsun piç kurusu söylesene beni orospu konumuna düşürdün odada bu mu bana verdiğin değer.

Sadece gülümsedim. Ona yaşattığım canını yakmıştı ama içim soğumuyordu. Sunduğu saçma bahanelerin bende bir anlamı yoktu.

Çağla: Konuş artık CEVAP VER BANA! Diye bağırdı.

Uzun zaman sonra ağzımdan ilk kez bir cümle çıktı.

Alper: Neden o adam? diye sordum.

Çağla: Senin ilgisizliğin yüzünden, başka neden olacak! Şirkette benim peşimde dolanan onlarca erkek varken ben sana sundum kendimi. İç çamaşırımı göstersem boşalacak herifler benim peşimde deli divane olurken ben sana adadım kendimi.

Almak istediğim ilk bilgi kırıntısını almıştım. İstediğim konuma geliyordu.

Alper: Kim onlar? Ve ayrıca neden o adam? hala sorumun cevabını alamadım.

Çağla: senin en yakın arkadaşların hani beni ihmal edip haftasonları takıldıkların varya onlar. Şu senin kahkalarla muhabbet ettiğin insan kaynakları müdürü ismail bey. Beni ayartmak için kırk takla attılar senden önce ve sen hayatımdayken.

Çalıştığımız şirkette çağla dışında iki kız daha vardı. Sekreter serpil ve muhaseden sorumlu canan. İkisde ortalama kızlardı. Bunların içinde en alımlısı en güzeli çağlaydı. Diğerleri sıradan, kankadan öteye geçmeyeceğim kızlardı. Çağla ortalamanın çok üstündeydi her erkeğin fantezisini süsleyecek güzellikte vücudu vardı.

Çağla dökülmeye devam ettikçe kimlere karşı dikkatli olmam gerektiğini anladım. Onlara da sıra gelecekti. Demek çağlanın sevgilim olduklarını bile bile onu ayartmaya yeltenmişlerdi.

Alper: Neden o adam?

Çağla: Lan hıyar erkekliğini yarıştırmak için mi durmadan aynı soruyu soruyorsun. Sıradan bir adamdı o geçiçiydi.

Alper: Nasıl tanıştın o adamla?

Çağla ayakta durmaktan yorulmuş karşımda yere bağdaş kurmuştu. Ellerini dizlerimi koydu.

Çağla: Cananla içmeye gittik. Canımın sıkkın olduğu belliydi. Durmadan sordu neyin var diye. Anlattım durumu. Bana gülerek aman sıkma canını sana erkek mi yok hallederiz diyerek moralimi düzeltmeye çalışıyordu. Ben seni düşünüyordum. O ise bana akıl veriyordu. Başkasıyla seviş hem alper tatilde, bir kaçamaktan zarar gelmez gibi cümleler kurup benim aklımı çelmeye çalışıyordu. Tek gecelik ilişkileri aklıma sokuyordu. Bir gecelik ilişki bunlar sabah hayatından çıkıp gidiyorlardı senin için bir tehlike teşkil etmiyordu gibi savlarla beni kafaladı.

Canan aklımın bir köşesine yazdığım diğer isimdi. Eğer akraba baskısından bunalmasaydım 1 gün erken çıkmayacaktım ve aldatılmış olduğumu belki hiç öğrenmemiş olacaktım.

Çağla: Barda tek oturuyordu canan onu kolay bir hedef olarak gördü. Gitti onu masamıza getirdi. Aramızı yapmaya başladı. Bende alkolün verdiği cesaretle teslim oldum. Ama sana yemin ederim tek gecelikti. Öyle olacaktı ben hala seni seviyorum.

Bunları söylerken yüzüne masumane bir tavır takınmıştı. Dizlerimde olan eli yavaş yavaş baldırlarımı okşuyordu. Bana anlattıklarına baktığımda zayıf bir karakterli olsaydım ona inanabileceğimi düşündüm. Ben bunları düşünürken elleriyle dizimi birleştirmiş ve çenesini dizlerime koymuştu. Okşamaya devam ediyordu. Yavaş yavaş kasıklarıma yaklaşıyordu. Ses tonu değişmişti.

Çağla: Ben seni seviyorum alper. Bunca aydır sadece sen vardın hayatımda…

Ellerini kasıklarımdan sikimin üstüne getirmişti. Bakışlarını bir sikime bir yüzüme çeviriyordu. Hafiften dudağını ısırıyordu.

Çağla: lütfen bir hata yapmış olsamda beni affet. Hem senin sabah yaptığın terbiyesizliğe rağmen hala bu kalbim seni için atıyor benim.

Fermuarımı açmış boxerımdan sikimi okşuyordu. Sanki sabah başkasıyla çılgınlar gibi sevişmemişti. Aklınca beni azdırıp kendini affettirmeye çalışacaktı. Ama olan olmuştu artık. Geri dönülmez yoldaydık. Sadece yaptığı bu yalan şovun nasıl devam edeceğini bekliyordum.

Çağla sikimi boxer üzerinden okşarken boş eliyle kendini okşamaya başlamıştı. Çenesini dizlerimden kaldırmış bir eliyle sikimi okşarken diğer eliyle taytının içine soktuğu eliyle kendini okşuyordu. Ama ona yapacaklarımdan haber yoktu. Sessizliğimi koruyup uygun anı bekliyordum. Bu sessizliğim ona sanki aradaki buzları eritmiş olmanın havasını verdiğimi sanıyordu. Ayağa kalktı sırtını bana döndü önümde domalarak taytını çıkartırken kalçalarını sallıyordu. İçinde iç çamaşırı yoktu. Orospu orospuluğundan vazgeçmiyordu dedim içimden. Yüzünü bana dönüp domaldı. Pantolonumun düğmesini açtı ve çıkarmaya başladı. Boxerımıda çıkardı ve elini sikime attı. Sıvazlamaya okşamaya başladı. Diğer eli ile kendi amını okşuyordu. Bana masum gözlerle bakıp

Çağla: Bu sik bana ait. Onu hep içimde istiyorum.

Sikimi okşarken hızlanmaya başladı. Elini amından çekip iki eliyle kavradı. Tekrar dizlerinin üstüne oturdu. Sertleşmiş olan sikimi elleriyle tutup yüzüne vurmaya başladı. Olanları sadece izliyordum.

Çağla: ben kötü bir kız değilim. Beni bu sikten mahrum bırakma.

Yüzüne vurmaya devam ediyordu bunları söylerken. Aklınca kendine ceza veriyordu. Sikimi okşamaya devam ederken taşşaklarımı da yalamaya başladı. Yalarken bana üzgün bir surat ifadesiyle bakıyordu. Sikim en sert halini aldığında gülerek yalamaya başladı. İlk başta hafif dil dokunuşlarıyla dondurma yalar gibi sonradan ağzının içine sikimin başını aldı gittikçe hızlanıyordu. Hepsini almaya çalışırken çenesini tuttum. Hafifçe kafasını kaldırdım. Bir ağzında sikim varken bana baktı. Ellerimle yanaklarını tutup sikimi ağzından çıkardım. Ayağa kalkıp ellerimi uzattım. Ellerimi tuttu. Kucağıma aldım ıslanmış amına sikimi soktum hafif bir inleme sesiyle kulağıma fısıldadı hadi odamıza gidelim beni orada saatlerce sik. Kucağımdayken taytını tamamen çıkartıp onun omuzuna attım. Yürümeye başladım o ise kucağımda içimde sikimle hafifce zıplıyordu hafif iniltilerle tüm gün benimsin diyerek kulak mememi emiyordu. Salondan çıkıp hole geldiğimde dış kapının önüne geldim ve kucağımdan indirip kapıyı açtım. Bir anda şaşırdı. Gidip taytını salondan aldım ve ona fırlattım.

Alper: Sen benim sikime layık birisi değilsin. Bundan sonra benim olduğum yerde sakın bulunma senden öyle tiksiniyorum ki, 1000 tane sikim olsa birini bile sana sokmam diyerek kapı dışarı edip yüzüne çarptım. Dışarıdan bağırıyordu:

Çağla: BUNU ÖDEYECEKSİN OROSPU ÇOCUĞU DUYDUN MU ÖDEYECEKSİN! Sana yapacaklarımdan kork benden çekeceğin var duydun mu! Diye bağırmaya başladı.

Odama gittim çantasını ve eşyalarını aldım tekrar kapıyı açıp onları da fırlattım.

Alper: Ayrıca unutmadan 100 liran diyerek onu da fırlatıp kapıyı ikince kez suratına kapattım.

Çağla bir süre daha tehditlerle bağırmaya devam etti. Apartmanı inletiyordu. İnsanlar kapıya çıkmış onu izlediklerinden emindim. Umursamadan odama gidip yataktaki nevresimi komple kaldırdım yastık dahil olmak üzere hepsini bir yerde gelişigüzel topladım. Bunlardan kurtulmam gerekiyordu.

Salona geçip koltuğa uzandım. Aklımda şirketin diğer çalışanlarıda vardı beni bu durumu düşürdükleri için özellikle canandan intikam alacaktım. Ondan intikam alacağıma dair kendi kendime yemin ettim. İşim gücüm artık bu şerefsizler olmuştu. Bir yandan da çağlanın bana yapabileceklerini kafamdan geçirdim. Ona karşı önlem almalıydım. Benim canımı yakmak için yapabileceklerinin sınırı olmayacaktı. Bundan emindim.

Normalde bu saatte mışıl mışıl uyuyor olmam gerekirken düştüğüm duruma bak diye hayıflanıyordum. Telefonu elime aldım. İnstagrama girip çağla ile olan tüm resimleri silmeye başladım. Silme işleminin yarısında bir mesaj kutuma bir bildirim geldi. Açıp baktığımda yazan gamzeydi.

Gamze: birileri kalp kırıklığı yaşamış belli ki

Gamze en son hatırladığımda 1.80 boyunda beyaz tenli, kızıl kıvırcık saçlı, ela gözlü birisiydi. Göğüsleri iri denebilecek seviyedeydi. Götü dışarı doğru eğim almış dolgunluğuyla kendini belli ediyordu. Beli oldukça inceydi kendine bakmasını bilen birisiydi. Sanırım en güzel şekle sahip olan baldırlara ve bacaklara sahipti. Kalın ve zarif.

Alper: sorma sorma atlattık bir olay. Nasılsın gamze uzun zamandır görüşemedik. Hatta baya uzun zamandır. Üniversiteden beri ilk defa senden haber alıyorum.

Tekrar mesaj atmıştı.

Gamze: iş güç kendi şirketim var orada takılıyorum. Neden ayrıldınız hayırdır?

Alper: uzun ve can sıkıcı bir hikaye.

Devam eden mesajlarda cevapları kısa tutuyordum. Şu an kafamı toplamam gerekirken bir de hikayeyi başkasına anlatamazdım. Ama gamze neden şimdi yazmıştı bana bunca yıldan sonra. Aklımda bu soru işaretiyle konuşmaya devam ediyordum.

Gamze: tamam tamam daha fazla baskı yapmayacağım. Ama benden kurtulamazsın bu hikayeyi bir şekilde öğrenicem. Hem baksana sen çalışıyor musun?

Alper: Evet 6 sene olacak. Ne o iş mi teklif edeceksin diye gülümseyen bir emoji ile gönderdim.

Gamze: Neden olmasın belki ileride benim için çalışırsın. Önce tabi iş görüşmesinden geçmen gerekiyor. Mesajın sonuna sırıtran şeytani emojisini koymuştu.

Şu an başkalarını eğlendirecek motivasyonum yoktu bu yüzden cevap vermedim. Ancak kısa bir süre sonra tekrar mesaj geldi.

Gamze: anladım kafan dağınık. Bak sana ne söyleyeceğim. Yıllık izninden birkaç gününü bana ayır hem dertleşiriz hemde eski okul günlerimizi yad ederiz. Özledim lan seni ayrıca.

Mesajı okuduktan sonra kafamda yeni bir soru işareti oluştu biz gamzeyle o kadar yakın değildik. Arada arkadaş ortamında toplanırdık orada ettiğimiz muhabbetlerden ibaretti ilişkimiz. Bu kızda bir iş var diye düşündüm. Kendisi zengin birisiydi az çok zaten sosyal medyadan görüyordum ama hiç konuşmamıştık. Kendisinin çıkarı olmasa bana mesaj atmazdı. Merakıma yenik düşüyordum.

Alper: olur temmuz ayının sonları doğru yıllık iznim. Müsait olursan buluşup eski günleri yad edelim.

Gamze: Harika temmuz 20-24 arası benimsin şimdiden söylüyorum başka plan yapma antalya’ya biletini alıyorum. Kimlik bilgilerini gönder canım.

Alper: Kimlik bilgilerimi niye göndereyim hem senin gamze olduğunu nereden bilecem ben?

Gamze bir resim göndermişti. Yeni uyanmış olmanlı ki attığı resimde üzerinde kısa transparan bir gecelik vardı. Göğüs uçları belli oluyordu beyaz tenli diye hatırladığım kız bronzlaşmıştı harika görünüyordu o elbisenin içinden göğüsleri yandan taşıyordu. Baldırları ve kalçası hala aynıydı. Anlık gamzenin kucağımda zıplarken o göğüslerin nasıl yukarı aşağığa zıplayacağının hayalini kurmuştum. Kendisi rahat birisiydi onca yıldan sonra bile bana gönderdiği resimden bu çıkarımı yapmak zor değildi. Sahi sabah olmuştu iyice, uyumalıyım diye düşündüm. Ama nasıl uyuyacaktım yaşanan onca şeyden sonra.

Alper: Yorma kendini ben alırım bileti. İnanman içinde resmini çeker atarım sana.

Gamze: merakla bekliyorum resmi o halde. Şeytani sırıtan emojiyi atmıştı tekrar.

Gamzeyle biraz daha sohbet ettikten sonra telefonu şarja bırakıp koltukta sızdım. Olaylar ilginç hal almaya başlamıştı bile. Şimdi yüzleşmem gereken birkaç kişi ve bana bir anda ilgi gösteren bir gamze vardı. Sanırım önümde çok farklı bir macera beni bekliyordu. Ama önce çağla konusu vardı. Ona karşı dikkatli olmalıydım. Bu düşünceler eşliğinde sızmış kalmıştım. Uyandığımda pazartesi 05 sularıydı. Şirkette yüzleşmem gereken birkaç kişi var diyerek duş almaya doğru banyoya yürüdüm…