Komşumuzla Tatil (11)

Birkaç gün daha geçti ve o Pazar günü öğleden sonra yaşadığımız olaydan beri Burhan’ı görmediğimizi fark ettim. Sonunda, işe giderken ön bahçede karşılaştık.

İlk başta biraz garipti. Konuşurken başını kaşıyordu, tedirgin bir şekilde,

“Ya, kusura bakma Timur. Geçen gün sizin havuzun kenarında pek uygun davranmadım.” Kolunu tutarak adamı yatıştırmaya çalıştım.

“Bizimle aynı davrandın Burhan, endişelenecek bir şey yok. Üçümüz bir kaç içki içtik sadece…” Durakladım, bir sonraki birkaç içkiye zemin hazırlamaya karar verdim,

“Ayrıca, senin varlığın Ayla’nın yıllardır ilk kez bu kadar gevşemesini sağladı. Senin sayende… Karımla nihayet güzel, doyurucu bir seks yaptığımıza ben çok sevindim.”

Bu kez biraz daha rahatlamış görünüyordu,

“O eşin… Ya, sana söylememe gerek yok aslında, sen daha iyi biliyorsun ya… O başka bir şey… Her Pazar böyle heyecan verici ve eğlenceli şeyler yaşansaydı mutlu bir adam olarak ölürdüm.”

“Sen ve ben… Dostum, ikimizin de ölmemize gerek yok…” diyerek güldüm. Arabanın kapısını açtım,

“Bir dahaki sefere havuz gününü yine birlikte geçirelim komşum… Hepimize iyi geliyor bu…” Bunu söylerken kendimi alabildiğine rahatlamış ve özgür hissediyordum.

“Çok minnettar olurum komşum…” dedi Burhan sırıtarak… Ofise giderken, Burhan’ın pek beğendiği eğlenceli ve heyecan verici şeylerin neler olduğu konusunda derin derin düşünüyordum.

Ertesi sabah uyandıktan sonra biraz da Burhan’ı tekrar görebilmek için yatak odası perdelerini sonuna kadar açtım. Bingo… Oradaydı. Yatak odasında dolaşıyordu, gömleksiz ve sadece bir şortla…

Gövdesi kalın, kaslı ve biraz kıllıydı. Benim baktığımı fark etti ve verdiğim selama gülümseyerek, el sallayarak karşılık verdi. Aptalca bir heyecan dalgası kapladı içimi…

Ayla duştan çıkıyordu bizim banyoya yöneldiğimde… Islak, güzel ve seksi vücudu anında beni heyecanlandırmaya başladı,

“Hayranınız orada hanımefendi, sizi bekliyor.” dedim.

Çok erkendi ve ne demek istediğimi hemen anlamadı, “Ne? Kim?” diye cevapladı beni, esniyordu.

“Burhan seni bekliyor.“ dedim gülümseyerek. Kızardı,

“Ne demek istiyorsun?”

“Perdeleri açtım ve komşumuza el salladım, yarı çıplak odasındaydı.“

“Sapık…” Sırıtıyordu bunu söylerken, ama banyodan aynı şekilde, üzerine hiçbir şey almadan çırılçıplak çıktı.

Yüzü kızardı, cesaret vermesi için alkol almamıştı, ama içinde kaynadığını bildiğim şehvet duygusu aynı şekilde etki yapıyordu karımın üzerinde…

Pencereye doğru yürürken çıplak ve diri kalçalarının dalgalandığını gördüm, kocaman göğüsleri de kalçaları gibi bıngıl bıngıl oynuyordu. Geniş bir gülümsemeyle,

“Tamam, bu kadar yeterli canım… Senin düşündüğün gibi bir fantezi için çok erken…” dedi ve perdeyi kapatmak için harekete geçti. Tam çırılçıplak bedeniyle iki kolunu havaya kaldırıp perdeleri kaydırmak üzereyken, durdu,

“Ohhh…” Tek duyduğum buydu. Yumuşak bir şekilde, cinsel bir tonla söylemişti.

Dişlerimi fırçalarken, aralık duran banyo kapısından Ayla’yı izliyordum. Pencereyi göremiyordum durduğum yerden, ya da Burhan’ı…

Yavaşça yatağın kenarına oturdu karım… Yatak odasının duvarı boyunca uzanan geniş Fransız pencereden karşıya bakıyordu, komşumuzun evine…

“Şey, Timur…” dedi.

“Efendim canım…” Heyecanla söyleyeceği şeyi bekledim.

“Komşumuz bana bakarak mastürbasyon yapıyor.” Saçma bir şekilde kıkırdadı. İsterik gülüşünü duyduğumda fırçamı neredeyse düşürecektim elimden… Diş macunu dolu bir ağızla cevap verdim,

“Şaka yapıyorsun.”

“Hayır… Ben… Kesinlikle şaka yapmıyorum. Komşumuz çıplak ve bana bakarak, benim için o büyük yarağını sıvazlıyor.” Bunu söyledikten sonra durdu, dudağını ısırdı. Bir elini apış arasına götürmüş, okşamaya başlamıştı karım…

“Off… Timur… Bu şey… Çok büyük aşkım…” Son sözler bir heyecanla ağzından kaçmıştı. İlk kez amcığını bu denli istekle okşarken gördüğüm, içgüdüsel olarak bacakları yayılmış olarak oturan karıma baktım.

Mastürbasyon yapan koca yaraklı komşumuzla karşılıklı bakışarak amını okşuyordu karım… İnanılmaz derecede heyecanlandım. Yarı çıplak gördüğümden beri başını kaldıran sikim bir anda taş kesildi. Karıma o an sahip olmalıydım.

“Pekala, Ayla… O kahrolası perdeleri hemen, şimdi kapat canım!” diyerek aynı anda pantolonumu çıkarmaya başladım. Başını zorlukla karşı komşudan çevirip benden tarafa baktı,

“Aaa, benim için mi kalktı sikin?” Gülerek söylemişti, ama beni ölçünün ötesinde heyecanlandırdı. Emrimi tekrarladım karıma,

“Kapat onları! Perdeleri kapat…”

Gülümsedi, ayağa kalktı. Burhan’a el salladığını gördüm, sanki işe geç kaldığını göstermek için bileğini işaret ediyordu.

Perdeleri kapatır kapatmaz ona saldırdım.

Karımla o sabah defalarca seviştik, üç kez boşaldık ve ikimiz de işe gitmedik.

İnanılmaz derecede yaramaz ve inanılmaz derecede erotik bir değişimdi hayatımızda… Yine de üçüncü bir göz de olsa, karı koca arasında yaşanan bir cinsel fanteziydi yaşadıklarımız…

Evliliğimiz ve cinsel yaşantımız önemli ölçüde değişene kadar birkaç gün pek fazla bir gelişme olmadan geçti.

Ayla ve ben birkaç bardak kırmızı şarap eşliğinde güzel bir akşam yemeğini yeni bitirmiştik. Telefonum çaldığında koltuğumuzda uzanıyorduk, Burhan’dı arayan… Tuhaf buldum, çünkü numaralarımızı almamıza rağmen tanıştığımızdan beri beni hiç aramamıştı.

“Komşu…?” diyerek telefonu açarken bir yudum şarap aldım.

“Timur?” Şakacı bir sesle cevap verdi.

“Sana nasıl yardım edebilirim abi?” dedim. Yüzeyde sesi sakindi, ama sözlerinde gizli bir sinirlilik tonu vardı,

“Ya dostum, etli yemek yaptığım güveci fırında unuttum ve kömür gibi yandı da… Yarın bir arkadaşım için parti veriyorum. Bana yardım etmesi için Ayla’yı bir süre ödünç alabilir miyim senden? ”

Aniden dikkatimi çekmişti söyledikleri… Dizlerim heyecanla titreyince yanımdaki koltuğa çöktüm. Karımın bu isteğe nasıl tepki vereceğini bilemiyordum. İşler tamamen kontrolden çıkmaya başlamıştı.

“Ayağa kalk Timur ve karınla konuş.” diye telkin ettim kendime… Yavaşça kalkıp diğer odaya doğru yürüdüm,

“Ben… Evet komşum. Neden olmasın? Ama o ne diyecek bakalım, sormama izin ver.“ Durakladım, devam ettim, kelimelerimi dikkatle seçerek devam ettim,

“Sadece yemekle ilgili mi ihtiyacın var karıma?” Benimle açıkça konuşmalıydı bu herif, karımı ne için istediğini söylemeliydi.

“Elbette, yemek için… Ah, bir de… Bende duruyor da hala, bikinisini geri vermek isterim.“

Karımın minik seksi bikinisinin onda olduğunu bile unutmuştum.

“Ah… Doğru yaa… Elbette… Ama o pazar gününü hatırlayınca biraz utanacak karım… Sanırım o da unuttu bikinisinin sende olduğunu…” Garip bir şekilde güldüm.

“Güzel! Biraz utanmayı hak ediyor. Bikiniyi fırlatırken benim gibi yaşlı bir adamla alay etti çünkü…” dedi ve o da güldü. Cevap olarak,

“Evet komşum, bu genç karımın şımarıklığı… Bence ona bir ders vermelisin.” diyebildim.

Biraz şakacı bir tavırla söylemiştim bunu, ama kelimeler ölü gibi havada asılı kaldı. Gergin, iki cambazın bir ipte oynaması gibi bir garip konuşmaydı aramızdaki… Burhan cevaplarken sözlerinin altında gizli bir anlam yüklüydü,

“Timur, olayın ne olduğunu biliyorsun. Bence bu harika bir fikir… O güzel eşine ders vermeyi çok isterim.”

Yüzüm kızardı, yutkundum. Garip, şaşkın bir heyecanla doluydum, ama cevapladım,

“Tamam komşum… Nasıl istersen… Karımı sana tekrar göndereceğim.”

“Sen çok iyi bir adamsın. Karın da senin gibi anlayışlı bir kocası olduğu için çok şanslı…”

Görüşme bitmiş, ben elimdeki telefona bakıp duruyordum. Heyecan içindeydim. Yavaşça oturma odasına geri döndüm sonra, uyarılma ifadesini yüzümden atmaya çalıştım. Ayla beni bekliyordu.

“Kimdi o aşkım?”

“Burhan aradı canım… Yemek hazırlamak için mutfakta senin yardımına ihtiyacı varmış.”

Yüzü neredeyse anında kızardı. Eminim, o da bu çağrının nereden çıktığını düşünüyordu.

“Ne…? Şimdi, şu anda mı?” Başımı salladım,

“Evet. Yarın düzenlenecek bir parti için pişirdiği yemeği yakmış, şimdi de sana ihtiyacı varmış, yardım istiyor.” dedim. İstek tamamen normalmiş gibi davranmaya çalışıyordum.

Aniden göğüslerinin büyüklüğünü meydana çıkaran ve pek sevdiği minik geceliğini giydiğini, yatmak için hazırlanmış olduğunu fark ettim.

Gecelik tam olarak erotik iç çamaşırı sayılmazdı. Ama ancak kendi evinizde giyilebilirdi. Başka bir yerde giyecek bir giysi değildi. Yüzünde heyecan ve karmakarışık duygular belirdi bir anda… Doğrulup kalkarken,

“Ben… Tamam öyleyse… Komşumuza yemek yapmasına yardım edeyim. Yukarı çıkıp üstümü çabucak değiştireyim bari…”

“Hayır canım, gerek yok değişmene… Sadece birkaç dakikalığına gideceksin zaten…” dedim. Dik bakışlarla karıma baktım. Ayağa kalktı, yüzü kızarmıştı yine karımın…

“Aşkım… Bu gecelik komşumuzun yanına gitmek için pek uygun sayılmaz…”