Komşumuzla Tatil (3)

Karımın yüzü kıpkırmızıydı ve acayip kızgın görünüyordu. Herhangi bir sakatlık olmadığına sevindim ama şaşkınlığım devam ediyordu.

“Timur! Neden perdeleri açık bıraktın? Banyo havlusu kurutucuda ve ben banyodan çırılçıplak çıktım!”

Çatal elimde kalakaldım. Neden bu kadar öfkelendiğinden emin değildim,

“Tamam bebeğim… Olabilir, perdeyi açık bırakmış olabilirim. Ve…?”

“Burhan tam oradaydı! Karşıda…. Hiç çekinmeden bana bakıyordu!”

Neredeyse tostumun lokması boğazıma kaçıyordu ve bir cevap veremeden öksürdüm

“Tüh, hay Allah kahretsin… Hava durumunu kontrol etmek için perdeleri açmıştım. Bugün şirketin bir müşterisini havaalanından alıyorum da… Üzgünüm bebeğim.” Karım ikna olmamıştı, sinirle bağırıyordu,

“Umarım mutlu olursun! Komşumuz bugün çırılçıplak gördü karını… Adam senin karının her yerini gördü, her yerini…!”

Ayla’nın tüm sinirine karşı kendime hakim olamadım ve güldüm. Zararsız, yaşlı biriydi Burhan ve eşimin çıplaklığının onun tarafından yanlışlıkla izlenmesi bence pek önemli değildi doğrusu… İşi şakaya vurarak yatıştırmaya çalıştım karımı,

“Aşkım, olan olmuş artık… Bu kadar büyütecek ne var bebeğim?”

“Olan olmuş mu? Büyütecek ne var mı?” Hayretle bana bakıyordu. Yaklaşıp sarılmaya çalıştım, bir adım geriye kaçtı, sarılmama izin vermedi.

“Canım benim… Eminim vücudunun güzelliğiyle komşumuzun gününü cennete çevirdin. Herhalde yılın en büyük iyiliğini yaptın adama… Hayatım, bu yaşta Burhan zararsız biri, bu kadar büyütme lütfen!”

Benim olayı pek önemsemeyişim karşısında epey bir dehşete kapılmış görünüyordu karım,

“Bu senin için çok önemli değil, öyle mi! İnanılmazsın Timur!”

Fırtına gibi öfkeyle arkasını döndü bana, üst kata çıktı. İşe giderken arabamın yanında duran kırmızı yüzlü bir Burhan ile karşılaştım. Kekeliyordu,

“Ya… Timur… Bak, gerçekten üzgünüm… Yatak odasındaydım, sadece öylesine baktım ve… Çığlığını duydum…”

Kıkırdayarak onu durdurdum. Zavallı adam bu kadar ezilip büzülmesine gerek yoktu ki, alt tarafı bir kazaydı olan biten…

“Burhan abi, bak… Tamam, senin dediğin gibi, kaza, bilerek yaptığın bir şey değil ki… O kadar önemli değil.” Benim duruma nasıl tepki vereceğim konusunda hiçbir fikri olmayan Burhan rahat bir nefes aldı.

“Daha önce hiç başımıza gelmeyen bir şey bu abi… Karım da doğrusu biraz aşırı tepki vermiş.” diye devam ettim. Ve omzuna dostça bir dokundum. Burhan utangaç bir tavırla başının arkasını kaşıyıp gülümsedi,

“Valla, Timur… Anlayışla karşıladığın için teşekkürler… Ayla çığlık atınca adi bir cinsi sapık gibi hissettim kendimi inan…”

“Rica ederim abi, ne demek… Böyle düşünme bence… Önemli değil diyorum, kaza diyorum sana…” Rahatlamıştı biraz adamcağız… Derin bir nefes aldı.

“Şeyy… Olayı böyle görmene sevindim. Bir de… Umarım söylememe aldırmazsın, ama sen çok şanslı bir adamsın.”

Bunu söylerken biraz kızarmıştı, belki de biraz ileri gittiğini düşünüyordu. Yaptığı yorum beni şaşırttı, ama açıklanamaz bir şekilde beni heyecanlandırdı aynı zamanda…

Özellikle karımın çıplaklığını gördükten sonra, onu çekici bulduğunu itiraf etmesi… Söyledikleri içimde garip duygular uyandırdı bir anda… Yani, bundan şüphelenmek başka bir şeydi, kendisinden duymak tamamen farklı bir şeydi. Bir sırıtmayla bana karımı beğendiğini söyleyen erkeğe cevap verdim,

“Teşekkürler komşum… Biliyorum.”

Eğer başka biri olsaydı, yorum beni kızdırabilirdi. Ama nedense Burhan’ın ağzından çıkan bu beğeni ifadesi nedense beni pek mutlu etmişti.

O akşam işten erken döndüm ve bir çeşit özür dilemek için karıma sürpriz bir akşam yemeği hazırladım. Gerçekte pek o kadar üzgün değildim aslında… Hatta daha çok eğlendim diyebilirim. Eğer itiraf etmem gerekirse, komşumun bir erkek gözüyle karımı beğenmesinden garip bir gurur duymuştum.