Gönül Rıza’sıyla. Bölüm 3

Tuğba- Ee konuşsana artık ne düşündün bu kadar? Kuş uçup giderse tek isteğin hayatta kalmak olur haberin olsun.

İsteklerimi düşünüyordum kabul etmeyebilirdi ve en iyi ihtimal babamgile söylerdi, birazda utanıyordum ama asıl olay cesaret edemiyordum. Ya kabul ederse diye de düşünmeden edemiyordum hayali bile sikimi demir gibi yapmıştı, şortun önü kabarmıştı ve Tuğba’nın farketmesi an meselesiydi. Artık harekete geçmeliydim dediği gibi kuşta uçabilirdi ama bir kızdan göğüslerini göstermesini istemek nasıl söylenirdi ki. Gerçekten bu konuda çok cahildim olayları berbat etmekten de korkuyordum tüm cesaretimi topladım ve;

Ben- Öncelikle gözler kalbin aynasıdır, ayna varsa göz kalp içinde yarım kalır, kalp dediğin nedir kan pompalar, solmasın sağ göğsünün altındaki cevahir

Sol muydu o ya batırdım herşeyi. Tuğba’nın surat ifadesi ne anlatıyor bu salak der gibiydi hafif sırıtıyordu ve cümlemi bitirmeden sözümü kesti;

Tuğba- Sen mallaştın iyice ne anlatıyorsun adam gibi söylesene sözümden caydırma beni hiçbir halt yapmam bak.

Ben- Göğüslerini görmek istiyorum!

Al işte söylemiştim sonunda kalbim öyle güm güm atıyor ki ev titriyor sanıyorum ama aslında ben titriyordum altıma şıçmak üzereydim kaşları çatıldı sert ve şaşkın bakışlarının ardından söylenmeye başladı, kızarıyordu aşırı tatlıydı elimde olsa dudaklarına yapışır 2 saniye ayrılmazdım.

Tuğba- Şortunun kabarmasından anlamıştım böyle bir şey isteyeceğini pis sapık şerefsiz, ne zamandır hayalini kuruyordun kim bilir eline fırsat geçti değerlendirmek istedin tabii ahh ah bende aptallık ne istersen yaparım dedim eline böyle bir fırsat verdim ah aptal kafam ah.

Sessizce dırdırının bitmesini bekliyordum, benim bildiğim Tuğba kendine kaçtı dedirtmezdi o yüzden cesaret etmiştim birazda, fazla gurur göte vurur dedikleri böyle birşeydi ve ben o göte vurmayı dört gözle bekliyordum.

Ben- Ee konuşsana artık ne düşündün bu kadar Tuğba Hanım cesaret edemedin mi yoksa? Bak kuş uçarsa fazla üzülürsün keşke kabul etseydim diye yakınırsın.

Tuğba- Sus sapık şerefsiz, önce git al kuşu düşünücem duruma göre.

Ben- Göstericem de gidiyim alıyım hemen.

Tuğba- Tamam be öf git al şu kuşu ne göğüs meraklısıymışsın ama şartım var en fazla 10 saniye ve sadece 1 tanesine bakıcaksın, dokunmak kesinlikle yasak.

Şartları epey ağır oldu ama sonuç olarak kabul etti diye sevinçten kanatlanıp kuşu uçarak gidip almak üzereydim, bu olayın birde kötü tarafı vardı çünkü. Sonunda Tuğba’nın yıllardır hayalini kurduğum o doğaüstü güzellikte süt gibi göğüsünü görebilecektim. Hemen birlikte dışarı çıktık, komşunun bahçesine girdim Tuğba bahçe girişinde çitlerin orda beni bekliyordu ağaç çok büyük değildi papağan yerinde duruyordu. Umarım uçmazsın cici kuş, demeye kalmadı ağaçtan komşunun penceresinin korkuluğuna uçtu, dışarda Tuğba’nın heyecanı gözle görülüyordu sanki hırsızlık yapıyordum. İşin kötü yanı bende heyecandan geberecektim ama benim heyecanım Tuğba’nın göğüsünü görecek olmamdan dolayıydı. Kuşun korkuluğa uçması almamı kolaylaştırdı, kuşu aldım elimdeydi görev başarılı güzel ama pencerenin içindeki manzara daha güzeldi. Komşumuz Aysel üzerini değiştiriyordu ve tülden herşey gözüküyordu biraz izlemekten zarar gelmezdi bence. Tuğba hadi hadi diyip duruyordu Aysel Hanım biraz kilolu cazgır bir kadındı kıvırcık saçlıydı ama vücut hatları harikaydı. Tuğba’nın sesini duymuş olacak ki pencereye baktı ve beni gördü, bir hışımla dışarı doğru koşturmaya başladım ve Tuğbaya da kaçmasını söyledim. Tuğba da eve doğru önümden koşturmaya başladı, bahçeden çıkarken şişko Aysel’in kapıdan çıktığını arkamızdan koştura koştura geldiğini gördüm bizi kovalıyordu. Eve girdik Tuğba odaya daldı babam arkamızdan yeter oğlum bi büyüyün artık ne bu çocuk gibisiniz kaç yaşına geldiniz diye azarlıyordu. Odaya bende girdim şişko Aysel eve kadar gelmişti kapıyı çaldı babam kapıyı açtı şişko Aysel adeta daldı eve olaylar büyüyecekti iyice korktum. Aysel nerde o velet diye odamıza doğru geliyordu acil saklanmamız lazımdı Tuğba elbise dolabına girdi ben de farklı yere saklanabilirdim aslında ama bir anlık bende dolaba girdim artık ikimizde küçücük dolabın içinde sıkış tepiş saklanıyorduk. Tuğba bir yandan söylenmeye devam ediyordu saklancak başka yer yok mu çabuk çık diye eline papağanı verip sus dedim.

Aysel bizim odanın kapısını açtı dolaptan tüm konuşmalar duyuluyordu.

Aysel- Nerde o sapık? Hikmet Bey yakışıyor mu ya kaç yaşına geldi evimi dikizliyor üstelik üzerimi değiştiriyordum.

Babam- Ne diyorsunuz Aysel Hanım emin misiniz bizim Rıza mı onu yapan

Aysel- Evet gözlerimle gördüm ta kendisiydi Tuğba da önünde koşuyordu kulaklarını çekecektim ki eve doğru girdiklerini gördüm.

Babam- Bilmiyoruz buraya hiç gelmedi görmedik, Aysel Hanım eve gelsin ben bizzat çekicem kulaklarını siz rahat olun.

Babam harbi kral adamdı ve kurnazdı. Olayı iyi idare ediyordu ama şişko Aysel’in vazgeçeceği yoktu kapıya yapışıp hıncını babamdan çıkaracaktı cadaloz kadın. Olayın heyecanı ve gerilimiyle içinde bulunduğum durumdan uzaklaşmıştım Tuğba hiç ses çıkarmadan duruyordu yüzlerimiz birbirine dönüktü derken farkettim ki göğüsleri göğüslerime değiyordu nasıl güzel bir temastı o. Ne sert ne yumuşak harika bir yapısı vardı. Sikim yine arşa kalkmıştı ve Tuğba’nın bacaklarına değmeye başlamıştı.

Tuğba- Oha o bacağıma değen şey düşündüğüm şey mi? Bu durumda bile mi çek şunu sapık herif.

Diye fısıldamıştı.

Ben- Kız sus duyacaklar şimdi idare et 2 dakika ne var.

Tuğba- Sana inanamıyorum burda seni bulurlarsa o Aysel’in sana neler yapacağından haberin var mı? Yani bunu ne kaldırmış olabilir bu durumda söyler misin bana hiç korkmuyor musun?

Senin o mis gibi kokunla göğüsünün yaptığı baskı varken kalkmaması mümkün mü hiç be. Böyle bir güzellik olamaz göğüsü burnumun dibindeydi muazzam bir ortam vardı Aysel hiç gitmesin istiyordum.

Aysel- Bakın Hikmet Bey ,Yaren hanım sizleri severim çok iyi insanlarsınız ama oğlunuz Rıza’nın bu yaptığı asla kabul edilemez 3 5 yaşında olsa anlarım ama liseyi bitirdi artık bune üsturupsuzluk.

Annem- Liseyi bitirmedi daha bu son senesi dersti sınavdı fazla geriliyor aklı bir karış havada anlayışlı olalım lütfen biz gereken izahı yaparız.

Canım annem be o memelerini somururum senin dışarda annemle babamın beni desteklemesi ve içerisinde bulunduğum durumla keyfim kat kat artıyordu.

Ben- Biraz ileri gider misin nefes alamıyorum çok baskı oluyor.

Tuğba’ya ters psikoloji yapıyordum ileri gitmesi mümkün değildi göğüsümün baskı sonucu ağrıdığını söyleyip aradaki engelleri azaltmak istiyordum

Tuğba- Daha ileriye derken arkamda 10 dönüm arazi varda ben mi farkında değilim nereye gidebilirim acaba?

Ben- Gerçekten kaburgalarım ağrımaya başladı sütyenin zaten çok sert ezildim iyice.

Tuğba- Sen bu durumdan şikayet ettiğine emin misin? Her geçen dakika daha da şaşırtıyorsun beni, inanılmaz bir insansın gerçekten az önce göstermemi istediğin şey sana değiyor diye rahatsız olduğunu söylüyorsun.

Ben- Ondan değil be kızım sütyen çok sert acıtıyor çıkaramaz mısın şunu?

Tuğba durumuma üzülmüştü yada içinde bulunduğumuz durumun ateşi hafiften onu da sarmıştı. Babam Aysele oturun bi kahve içelim Rıza gelir şimdi konuşuruz beraber diyip salona geçmişlerdi sesler azalmıştı ne konuştuklarını duyamıyorduk ve odamızın kapısı açıktı.

Tuğba- Bak odadan çıktılar zaten hadi bizde dolaptan çıkalım.

Ben- Odanın kapısı açık ve salondan gözüküyor dolaptan çıkarsan anlaşılır burda olduğumuz çıkamayız ve lütfen ileri gider misin canım yanıyor.

Tuğba ne yapacağını şaşırmıştı artık avucumun içindeydi durumu çok iyi kontrol etmem gerekiyordu.

Tuğba- Anlıyorum ama ne yapabilirim bilmiyorum keşke elimden bir şey gelse.

Ben- Elini araya koyabilirsin o şekilde sütyen temas etmez elin değer.

Elinde papağan vardı ve ben bir elimle tavandan destek alıyordum aslında gayet rahattım alıyor gibi gözüküyordum ki papağanı bana veremesin.

Tuğba- Elimde papağan var nasıl koyabilirim papağanı sen tut.

Ben- Tutamam elimle destek alıyorum tavandan düşerim bırakırsam.

Ateş bacayı sarmıştı ya sen koy diyecekti ya da bana sütyeni çıkarttıracaktı ikisi de beni çok hoşnut ederdi. İnce ses tonuyla utanarak başı öne hafif eğik sen koy o zaman dedi. İçerisine düştüğüm durum hayal bile edilemeyecek kadar güzeldi. Tuğba’nın muhteşem kokusu zaten başımı dönderiyordu hiç geçmeden sanki o lafını beklermiş gibi daldırdım elimi göğüsüne.

Tuğba- Yavaş hayvan dolabı salladın biri farkedecek şimdi sakin ol ve sakın sıkıyım deme sadece sabit tut.

Daha önce sikimin böyle sert ve kalp gibi attığını hatırlamıyorum. Göğüsü o kadar güzel ki parmak uçlarım sütyenin üzerinden göğüsüne net temas ediyordu tişörtü inceydi ve dokusu muhteşemdi elime sığmıyordu resmen deli gibi sıkıp somurmak istiyordum. Yaptığım o sert alelacele hareketten sonra ve sikimin sertliği teması da etki etmiş olmalı ki ses tonundan biraz sanki hoşuna gitti gibi hissetmiştim sanırım bu kadar temas ve cinsel olarak arzulanmak 19 yaşında ki bir kız için güzel bir şeydi onun verdiği gururla hafif tebessüm ederek söylemişti onları ama asabiyetinden de taviz vermiyordu. İşler tıkırındaydı havayı bozmamalıydım cesaret edip biraz sıkmaya çalıştım ama heyy diye uyardı.

Ben- Pardon dengemi sağlayamadım ve ayrıca teki hâlâ canımı yakıyor bence sütyeni çıkarmalıydık.

Tuğba- …hayır.

Ben- Hadi ama ne var sadece sütyen tişörtün içinde olan bir şey ve zaten dolap karanlık ne olabilir.

Tuğba- Kendini çok mu akıllı sanıyorsun sen?

Cevabı göğüsünü bir kez daha sert bir şekilde sıkıp susturarak vermiştim sanki destek alıyormuşum gibi vücudumu da arkaya doğru biraz attırmıştım. Göğüsü avucumun içinde yumuşaklığı dokusu harikaydı, sıkmamla inlemesi bir oldu nefesi sıcaklaşmıştı yapmasana ya diyordu pardon dedim yine. 2 3 kez aynı hareketi yaptım ve tepki vermemişti göğüsünü tam anlamıyla sıkmaya başlamıştım dengemi topluyorum sanıyordu zevkte aldığından ses etmiyordu yukardaki elimi diğer göğüsüne yerleştirdim ince ses tonuyla;

Tuğba- Noluyor be…

Ben- Kolum uyuştu kan gitmiyor 5 dakikadır.

Tuğba- E düşerim demiştin ya düşersen nolacak.

Ben- Senin sütyen çok destekli beni bile destekliyor.

Ya diyip hafif güldü.

Ben- Düşmemi istemezsin heralde.

Tuğba- Fazla şımarma dikkatli ol şu kaba şeyide çek artık bacağımı deldi.

Sen bilirsin bana hava hoş diyip bacaklarının arasına aldım.

Tuğba- Ne yapıyorsun salak oraya mı çek dedim sana yer mi yoktu başka?

Fısıldayarak konuştuğundan iyice tahrik oluyordum. E yok en uygun yer burası dedim sessiz kalmıştı, kabarık demir gibi sikim tam olarak amının altındaydı. Bir süre destek alır gibi yapıp göğüslerini sıkmıştım zevkten kuduruyordum. Nefesi sıcaklaşmıştı iyice, Aysel falan umrumda değildi artık belimi göğüslerinden tutarak hafif geriye aldıkça kalçamıda ileriye geriye sürtmeye başlamıştım. Tuğba kopmuştu artık.

Tuğba- Sen… Tam… Bir…Immm… Şerefsizsin… Imhh…

Elimi tişörtün altına attım yukarı doğru çıkıyordum Tuğba erimişti kucağımda yağ gibi olmuştu, inliyor sıcak sıcak nefes alıp veriyordu sikimi amına iyice hızlı hızlı sürtmeye başlamıştım. Dolaba girdiğimizde bunların olması kaçınılmazdı dudaklarına yumulmaya çalışıp elimle tişörtün altından yukarı doğru çıkmaya devam ediyordum Tuğba yüzünü yan döndü elime müdahalede bulunmadı boynuna doğru yumulacaktım ki dolabın kapağı açıldı kapağı açan ağabeyim Osmandı…