Tırcının Karısı (1)

18 yaşımdayken kocamla görücü usulü ile evlendik. Ben köyde büyümüştüm ve gayet mütevazi bir hayatım vardı. Evlendiğimde seks nedir bilmezdim, gerdek gecesinde bile kocam bana zorla sahip oldu ve böylece seksten iyice soğudum. Ama kocam hemen hemen her gece beni sikmek istiyordu.

Ben kocamla seks yaparken hiç zevk almıyordum ve her seferinde seksten nasıl kaçarım diye kara kara düşünürdüm, ama nafile, canı istediğinde yatırır sikerdi beni. Kaçınılmaz olarak ilk çocuğumuza hamile kaldım. Evliliğimizin üzerinden 6 yıl geçtiğinde de çocukların sayısı 3 olmuştu…
Daha 24 yaşımdayken 3 çocuklu bir kadın olmuştum. Tabii 3 çocukla çarşıya pazara gezmeye falan gitmek zor oluyordu, çocuklarımın yüzünden adeta evden çıkamaz olmuştum.

İşte o dönemde internetin nimetlerini keşfetmeye başladım. Porno filmlerini ve seks hikayelerini kast ediyorum. İzlediğim onlarca film ve okuduğum hikayelerden sonra benim kocamla olan seks hayatımı düşünmeye başladım.

Benim seks hayatım sadece kocama zevk vermekten ibaretmiş. Diğer kadınların filmlerde olsun hikayelerde olsun aldıkları zevki gördükçe ve okudukça kendimi o kadınların yerine koymaya başlamıştım. Üstelik yeni bir alışkanlık edinmiştim.

Filmleri izlerken, hikayeleri okurken artık ıslanan amımla oynuyor ve kendimi tatmin ediyordum ve bundan da inanılmaz zevk alıyordum. Evliliğimin başından beri kocamın bana bir kez vermediği zevkin yüz katını tek başıma alıyordum…
O sene kocam uzun yıllar çalıştığı işinden ayrılmış ve birkaç gün sonra bir nakliye şirketinde işe başlamıştı. TIR şöförü olarak uluslar arası çalışacaktı. Ben evde çocuklarla yalnız kalacaktım, kocam gidince ne zaman geleceği belirsizdi.

Arabistan’a çalışmaya başladı, bazen iki hafta sonra bazen de üç hafta sonra geliyordu. Evde iki veya üç gün kalıp tekrar uzun yola çıkıyordu. Hiç zevk almasam da beni iyi kötü sikmesine alışmıştım ve şimdi daha uzun süreli yaraksız kalmıştım…
Bize bazen tanıdıklar gelirdi, akşamları bahçede oturur sohbet ederdik. Haydar ve karısı Şehriban, bizim yaşıtlarımızdı. Bazen de kocamın teyzesinin oğlu Salih gelirdi.

Kocam evde olduğunda Salih sürekli gelir evde tamir edilecek ne varsa yapardı, elinden her şey gelirdi, inşaatçıydı. Kocam evde bir iş yapacağı zaman çağırır, Salih de hemen gelirdi. Salih bazen de öylesine gelir, oturup sohbet ederdik…
Kocam son gittiği seferden gelirken bana telefon açıp,

“Mangalı hazırla!” dedi. Eli boş gelmezdi, gelene kadar ben de gerekenleri hazırlardım. Kocam gelince mangalı yaktı, hoş beş derken Haydar’la Şehriban’ı da arayıp gelmelerini söyledi. Teyzesinin oğlunu da aramıştı.

Yarım saate kalmadan geldiler. Kocam gümrükten Rakı getirmişti. Erkekler içmeye başladı. Şehriban ve ben meşrubat içiyorduk. Kocam içtikçe neşeli oluyordu. Ama sanki misafirle yarışmaya girmişti, içtikçe içiyordu…
Bir ara kocam lavaboya kalkıyordu ki, kafayı bulduğu için ayakta duramadı, yere yığıldı. Haydar hemen kocamı kaldırdı ve

“Semra kocanı yatıralım!” deyip içeriye doğru götürdü. Ben de arkalarından gittim. Tam yatak odasına götürürken, kocam,

“İşeyecem!” diye sayıkladı. Haydar da,

“Gel Semra, kocanı işet!” deyip kocamı banyoya soktu.

“Ayy ben nasıl işeteceğim?” dedim. Haydar,

“Aç kocanın fermuarını, çıkar şeyini, klozeti ıskalayabilirsin onun için küvete doğru tut!” dedi. Klozetle küvet yan yana idi.
Çok tuhaf bir durumdu, ama yapmak zorundaydım. Küvetin önünde Haydar kocamı tutarken ben açtım fermuarını, sikini dışarı çıkardım. O sırada Haydar pis pis güldü.

“Ne oldu, ne gülüyorsun?” dediğimde,

“Yok bir şey!” dedi, ama halen pis pis gülmeye devam ediyordu. Kocamın sikini küvete doğru tuttum, işedi. Tuvalet kağıdıyla sikini kurulayıp geri donuna yerleştirdim. Sonra kocamı yatak odamıza götürüp yatırdık. Kocam daha kafası yastığa değer değmez sızmış ve horlamaya başlamıştı.
Tam odadan çıkmak üzereydik ki, Haydar birden bana arkadan sarıldı. Bir eliyle göğüslerimi avuçlarken, diğer elini eşofmanımın üstünden amıma attı ve avuçladı.