2000 senesi daha o zamanlar ilkokul dönemlerimdi cinselliğin ne olduğunu bilmediğim, internet ve telefonun olmadığı bikinili kadın resimlerini gazetelerden görüp incelediğimiz dönemler. 11 yaşında meraklı bir çocuktum. Babam bir devlet kurumunda memur,annem ise ev hanımıydı. Annem babam ile ailelerin tanıştırması sonucu evlenmiş, kapalı bir ev hanımıydı. Kesinlikle cahil yada paspal bir kadın değildi. Giyim kuşam konusunda hep modern olmuş, kapalı olması muhafazakar olmasından değilde daha çok babamın ailesinden dolayıydı. En azından şimdi daha iyi anlıyorum. O yıllar babamın memleketinde yaşıyorduk. Ensest ve ensest cuckold dediğimiz duygunun temelleri bu dönemlerde bilinç altıma yer etmiş, yer ettirilmişti. Yaşadığım şahit olduğum olayların temeli o dönemde atılmış ince ince benliğime işlenmişti. Daha fazla uzatmadan olayları ve yıllara göre anlatacağım. Olayın baş kahramanı olan kuzenim amcanın oğlu Fırat aramızda 5 yaş vardı. Tam ifade etmek gerekirse benim için abiydi. Sürekli amcamlara gidip onunla vakit geçirir, onun ve arkadaşlarının ortamına girmek için can atardım. Çoğu şeyi bana ögretir, korur kollardı. O dönemler gözümde müthiş bir karakterdi. Beni cinsellikle tanıştıran. Karı kız muhabbetleri yapan herseyi öğreten kişiydi kendisi. Zaman geçtikçe kameralı telefonlar hayatımıza girmeye başladı. İnternet kafeler açıldı, internet hayatımıza girdi. Kuzenim o dönem 6600 bir telefon almış ve eve bilgisayarını kurmuştu. Haftasonları amcamlara gitmek için can atar her hafta onlara kaçar sabahlara kadar oyun oynar onun oynadığı oyunları izlerdim. Yine bir haftasonu kuzenimde kalırken bana masturmasyon yapıp yapmadığımı soruyor nasıl yapılır onu anlatıyor. Telefonuna indirdiğini resim ve pornoları gösteriyordu. Ben ilk defa cıplak kadın görmenin verdiği heyecan ile coşup ne anlatsa ne gösterse ağzı açık izleyip dinliyordum. Vücudumun hareketlendiğini fark ediyordum. İlk cinsel eğitimi yine Fırat’tan öğrenmiştim. Yanlız kaldığımda anlattığı şekilde masturmasyon yapmaya çalışıyor ama bir türlü boşalma işini başaramıyordum, oda daha yaşımın gelemediğini söyleyip her hafta farklı farklı resim ve videolar göstererek beni çosturuyordu. Zaman bu şekilde ilerliyordu. O dönemler anlamasamda beni zehirlediğini yaşadığım olaylar sonunca daha iyi anladım. Her hafta sonu klasik seks muhabbetlerimizi yaparken bir gün olgun kadınların daha çekici olduğunu okuldaki öğretmenin kumaş pantolon giydiğinde ortaya çıkan efsane dolgun kalçalarının fotoğrafını gösterdi. Hoca tahtaya yazı yazarken kendisi çekmişti. Kadının 35 40 yaşlarında olduğunu efsane kalçalarının olduğunu anlatıp duruyor, mastumasyon yaparken sürekli olgun kadınları düşündüğünü anlatıyordu. Bana sürekli kimi düşünüyorsun çevredekileri düşün diye tavsiyelerde bulunuyordu.Ve o cümle ağzından döküldü amcam (yani babam) çok şanşlı adam güler yengem (annem) çok güzel kadın. Onu çok sevdiğini hayran olduğunu babamı küçükken kıskandığını hatta annemin yüzünün güzelliğine aşık olduğundan bahsediyordu. Ama bunu o kadar ustalıkla yapıyordu ki o dönem küçüklükten midir anlam veremediğimden midir. Anneme karşı cinsel türtüler beslediğini anlamamıştım. Yıllar geçmeye devam ediyordu. Yaşlarımız büyümeye başladıkça yaptığımız seks muhabbetleri azalmaya başlamıştı. Ortaokul bitip liseye başlayacağım yaz babam daha iyi bir eğitim almam için tayin istemiş ve memleketten Ankara’ya taşınmıştık. Liseye burda başlamış yavaş yavaş Ankara’ya ayak uydurmaya başlamıştık. Annem gün geçtikçe sanki dahada güzelleşmişti. Bunu şuan geçmişe bakarak söylüyorum tabi. Giyim kuşamı daha modern olmuş. Giydiği kumaş ve kot pantolonlar kalçalarını kapatan uzun kabanlar yerine daha kısa montlar,uzun kollu sütyenini belli eden gömlekler, daha dar vücut hatlarını ortaya çıkartacak kıyafetler gibi gibi. Annemden bahsetmeyi unuttum. Kendisi şuan 49 yaşında benzetecek olursak eğer Açelya Akkoyun kapalı hali diyebiliriz, yada (Fatma ile hertelden kanalını takip eden var ise ordaki kadın olayların yaşandıgı dönem aynı annemin tarzında) 90b göğüsler dolgun hafif geniş kalçalar ve ufakta olsa ayva göbeği. Ev içinde rahat giyinmeyi hep sevmişti. Tayt veya ince eşofmanlar üstüne thsirt yazın kısa şortlar ama bir misafir geldiğinde yada baba tarafından biri geldiğinde ya uzun eşofman yada eteğini giyer basını kapatırdı. Ben lisede okurken Fırat ise üniversiteye başlamıştı. 2010 yılının yaz ayı Fıratın memlekete geçerken bizde uğrayıp bir kaç gün bizde kalacağı haberini almıştım. Sevinmiştim aslında uzun zaman olmuştu. Beraber gezer takılırız ona Ankarayı gezdiririm diye plan yapıyordum. Sabah babam işe gitmeden Fırat’ı karşılamak için Aştiye gitmiştik.Otobüs perona yanaştı Fırat gelmişti çok değişmişti sakallarını uzatmış dahada irileşmiş daha karizmatik olmuştu . Üniversite yaramıştı. Babamın elini öpüp sarılıp kucaklaştıktan sonra araba ile eve geçmiştik. Annem ile kapıda kucaklaştıktan sonra mutfağa kahvaltıya geçmiştik. Babam kahvaltısını yapıp akşam işe gitmek için masadan kalktı. Kahvaltı esnasında annem altında uzun pijama tarzı eşofmanı başında eşarbı sürekli masaya bişeyler koyup alıyor çay doldurmak için kalkıp oturuyor ve sohbet muhabbet devam ediyordu. Uzun zaman sonra tekrar bir araya gelmenin mutluluğu ile fıratın anlattıklarını dikkatli şekilde dinliyordum. Annem tezgaha kalktığı esnada kalçalarına attıgı kaçamak bakışlarını görmüş ama yinede anlam yüklememiştim. Kahvaltıdan sonra biraz dinlenip üzerimizi değiştirip dışarı çıkıp bir kafeyle oturmuş. Muhabbet ediyor üniversite hayatını yaşadıklarını dinliyordum.Konu yine cocuklugumuzdaki gibi cinsellige gelmiş üniversitede siktigi kızları anlatıp ortamın çok güzel olduğundan bahsediyordu. O anlattıkça ben hayal dünyasına dalıp gidiyordum. Eve geçerken bizimkilere hediye almak istediğini söylemiş. Avm ye girmiştik. Babama bir tespih anneme ise parlak siyah bir eşarp almıştı. Akşam eve döndüğümüzde babam gelmişti. Beraber yemeği yedikten sonra hediyelerini vermiş ikisinide çok mutlu etmişti. Yemekten sonra bana mesaj atıp oturmaya mı geldik hadi çıkalım takılalım diye mesaj atmıştı bana bende evdekilerden müsade alıp dışarı çıkmıştık. Bana hadi alkol alalım birkaç bişey içelim dedi. Bir kaç bira içmek dışında çok fazla alkol kullanmamıştım bu zamana kadar. Daha sonra bir mekana oturduk. Kontrol tamamen ondaydı. Rakı içmeye karar vermiş sofrayı kurdurmuştuk. İlk defa rakı içmeye çalışıyordum, tadı çok acı gelmişti. O bir iki devam ederken bende çaktırmadan yavaş yavaş içmeye çalışıyor ona eşlik ediyordum. İkinci dubleden sonra beni çarptığını fark etmeye başlamıştım. Şişe bittiğinde oda çakır hale gelmişti. Şimdi sırada evdekilere çaktırmadan içeri girmek ve doğru odaya geçmek vardı. Sessize eve girip uzun koridoru geçtikten sonra benim odaya varmıştık. Bizimkiler ona oturma odasındaki koltuğu hazırlamıştı. Üzerini değiştirdikten sonra oturma odasına uyumak için geçti bende yatağa kendimi nasıl attım hatırlamıyorum bile. Gözümü açtığımda susuzluktan dilimin ağzıma yapıştığını hissettim. Telefona uzanıp saate baktığımda saat 9 a geliyordu sabah olmuştu. Babam 8 de işe gitmiştir diye alkollü yakalanmamanın verdiği mutluluk ile yataktan kalktım mutfağa su içmeye gitmek için hareketlendim. Kapıyı hafif araladığımda koridorun ortasında annemle babamın odasının önünde Fırat’ın kapının kenarına yaslamış aralıktan içeriye bakıp eli ile şortunun üzerinden aletini oksadığını gördüm. O anın psikolojisi ile kendimi geri çekip bir anda saklandım ve izlemeye devam ettim. Kalbim küt küt atmaya başlamış ne oluyor lan diye anlamaya çalışıyordum. Yaklaşık 3 5 dakika koridoru gözetledikten sonra Fırat banyoya yöneldi. Bende yavaşça koridorda ilerlemeye başladım. Kalbim bogazımda atıyordu. Annemin odasının önüne geldiğimde kapı arasından bakmak için uzandığımda annemin yüz üstü yattığını sağ dizini karnına doğru çekmiş altındaki ince pijamasından kalçaları yatağa yayılmış içine giydiği siyah iç çamasırı transparan şekilde belli oluyordu. Kan akışımı hissediyorum resmen beynim allak bullak olmuş heyecandan elim ayağım titriyordu. Aletim anlamsız şekilde sertleşmişti. Hızlı şekilde odama doğru yöneldim.