Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

admin@yetiskinhikayeleri.net

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Sorumsuz Annem Part 12

Başımı çevirip Esma’nın baktığı yöne doğru göz attım. Masanın diğer ucundaki dikkat çekici adam, Artem Capital’in CEO’su Oğuz Altay’dı. Onu burada görmek beklemediğim bir sürprizdi. Şık bir lacivert takım elbise giymişti, kravatı her zamanki gibi kusursuzdu. Göz göze geldiğimiz anda tanıdık bir tebessümle başını hafifçe eğdi.

“Kim bu?” diye sordu Nil, sesi hafif meraklı. “Patronum,” dedim kısaca. “Şirkette CEO’muz. Uzaktan selam verdi, görmemezlik yapmam olmaz.”

Yerimden kalkarak Oğuz’un masasına doğru yürüdüm. Onunla bu tür bir ortamda daha önce karşılaşmamıştım ama profesyonel duruşunu her zaman takdir etmişimdir.

“Oğuz Bey, merhaba,” dedim, hafifçe eğilerek. “Mert,” dedi sıcak bir tonla, elini uzatarak. “Burada seni görmek güzel bir sürpriz. Ailenle vakit geçiriyorsun sanırım?”

“Evet,” dedim. “Annem, ablam ve kız kardeşimle biraz zaman geçiriyoruz. Sizi burada görmek de ayrı bir sürpriz oldu.”

“Arada şehirden uzaklaşıp sakin bir akşam yemeği için buraya geliyorum,” dedi. “Bu yer hem lezzetleriyle hem de manzarasıyla benim için özel.”

“Eğer vaktiniz varsa, masamıza katılmak ister misiniz?” dedim. Hem nazik bir davet olsun hem de ailemle tanışmasını sağlayayım diye düşündüm.

Oğuz bir an tereddüt etti ama yüzünde samimi bir tebessümle, “Madem öyle, memnuniyetle,” dedi. Masamıza doğru ilerlerken Oğuz’un otoriter ama bir o kadar da sıcak tavrını fark ettim.

Masaya vardığımızda ailemle tanıştırdım. “Oğuz Bey, annem Tuğçe Hanım, ablam Esma ve kardeşim Nil.” Oğuz, başını hafifçe eğerek herkesi selamladı. “Memnun oldum,” dedi, oldukça nazik bir ses tonuyla.

Annem, kibar bir şekilde, “Hoş geldiniz Oğuz Bey. Mert’ten sizin adınızı sıkça duyuyorduk,” dedi. “Teşekkür ederim, Tuğçe Hanım,” dedi Oğuz. “Mert bizim için oldukça önemli biri. Çalışkanlığı ve özverisiyle şirkette gerçekten fark yaratıyor.”

Bu iltifat beni biraz mahcup etti ama sessizce teşekkür ettim. Oğuz, masadaki enerjiyi hemen çözmüş gibi, Esma ve Nil’e nazik sorular sorarak onları da sohbete dahil etti.

Nil, “Mert abim iş yerinden hiç böyle şeyler anlatmaz,” dedi hafif bir gülümsemeyle. Oğuz, tebessümle, “Mert, işine çok odaklanır. Ama bu iyi bir liderin özelliği. İş dışında da harika bir insan,” dedi.

Esma, bir an gözlerini Oğuz’a dikerek, “Yoğun bir iş temposunda aileye vakit ayırmak zor olmuyor mu?” diye sordu. Oğuz, ciddi ama yumuşak bir ifadeyle, “İş ne kadar yoğun olursa olsun, dengeli bir hayat kurmak önemli. Aile, her şeyin önündedir,” dedi.

Bu cümleyle Esma’nın gözlerinde hafif bir onaylama gördüm. Ancak Oğuz’un varlığı ve Esma’nın ilgisi beni rahatsız etmeye başlamıştı. Görünüşe göre bu gece daha da ilginçleşecekti.

Oğuz Bey, Esma’yla konuşurken ilgisi açıkça belliydi. “Esma Hanım, Mert’ten başarılarınızı duydum. Sizin gibi biriyle çalışmak ilham verici olmalı,” dedi.

Esma, zarif bir gülümsemeyle, “Teşekkür ederim, ama sizin gibi birinin yanında çalışmak da zorlu olurdu,” diye yanıt verdi.

Oğuz, gözlerini Esma’dan ayırmadan, “Zorluk güzeldir. Başarıya giden yolu o inşa eder,” dedi.

Bu sözler masada hafif bir gerilim yarattı. Esma, kısa bir tebessümle sohbeti sürdürüyor, Oğuz ise fırsat buldukça Esma’ya iltifat ediyordu.

Bir noktada araya girerek, “Oğuz Bey, sizinle çalışmak zaten yeterince ilham verici,” dedim, sesime hafif bir ciddi ton ekleyerek.

Oğuz, beni nazikçe geçiştirerek, “Mert, sen zaten ekibin gözdesisin. Ama bazen yeni bakış açıları görmek de iyidir,” dedi ve tekrar Esma’ya döndü.

Bu sohbetin nereye varacağını görmek, sabrımı sınamaya başlamıştı.

Oğuz Bey ve Esma birkaç dakika daha sohbet ettikten sonra Esma hafif bir gülümsemeyle, “Beni mazur görün, lavaboya gitmem gerek,” diyerek kalktı. Masadan uzaklaşırken Oğuz Bey’in gözleri kısa bir an onun ardından kaydı, ancak hemen toparlanıp konuşmaya devam etti.

Bir iki dakika sonra Oğuz da, “Hemen döneceğim,” diyerek yerinden kalktı. Şüphelenmiştim ama durumu bozuntuya vermemeye çalıştım.

Aradan birkaç dakika geçince bir içgüdüyle lavabolara doğru ilerledim. Koridorun sonunda, restoranın daha tenha bir köşesinde onları gördüğümde içim buz kesti. Oğuz, Esma’ya eğilmiş, onunla oldukça yakın bir şekilde konuşuyordu. Ve bir anda, aralarındaki mesafe tamamen kapanmıştı.

Oğuz, Esma’nın yüzüne doğru yaklaşırken, ben içeriye bir adım attım ve o an… birbirlerine doğru eğilip dudaklarını birleştirdiklerini gördüm.

Bir saniye bile düşünmeden, gözlerim doldu ve sinirimle hareket ettim. Hızla adımlarımı sıklaştırarak yanlarına yaklaştım, Bağırarak: “Oğuz!” dedim.

Oğuz’a doğru adım attım, içimdeki öfkeyi daha fazla tutamayarak yumruğumu sıkıp yüzüne doğru savurdum. Oğuz, şaşkın bir şekilde geriye doğru sendeledi ve dizlerinin üstüne düştü. Anlık bir anksiyete içinde, üstüne yürüdüm ve boğazımda bir düğümle, sinirimle nehir gibi taşan kelimeleri dudaklarımdan zorla döktüm.

Oğuz, dizlerinin üstüne düşerken, hemen güvenliklerden biri yanıma koştu. “Durun, durun!” diye bağırarak beni tutmaya çalıştılar. Bedenim onlara karşı direnç gösterirken, güvenlik görevlisi beni zorla çekmeye başladı. Hızla, bir elini omzumdan iterek beni dışarıya doğru yönlendirdi. Yavaşça ama direncimi sürdürerek geri adımlarımı attım, arkamda güvenlik görevlilerinin güçlü kolları ile halledilmesi gereken bir kriz vardı.

Oğuz, yere düşerken, bana bakarak “Mert, dur!” diye bağırdı ama hiçbir şekilde sesini duymak istemedim. Adımlarım hızlandı, öfkem beynimi sararken ve beni adım adım dışarıya sürüklüyorlardı.

Güvenlik görevlisi beni dışarıya kadar çıkardı, ama önümde annem ve ablam belirdi. Annem hemen yanıma gelip “Mert, sakin ol,” dedi, gözlerinde endişe ve korku karışımı bir ifade vardı.

Beni görüp hemen yaklaşan Esma ise, bana “Sana ne oluyor, dur, bir açıklama yapabilirim!” diyerek sesini yükseltti. Ancak onun bu sesi, sinirimi daha da körükledi.

“Girdiğin her ortamda beni rezil etmek zorundamısın?” diye bağırarak Esma’ya döndüm, gözlerim dolu doluydu. “Bunu nasıl yaparsın Esma? Kendini kontrol edemiyor musun?”

Esma, bir an şaşkınlık içinde durdu, ama sonra sadece susarak başını eğdi. Annem, Esma’nın omzuna dokunarak, “Mert, hadi gel, arabaya binelim,” dedi, sakin bir tonla.

Anneme sinirle bakarak, “Arabaya binin hemen!” diye yanıtladım. Yavaşça, ama içimdeki öfkeyi hala hissederek, arabaya doğru adım attım. Yol boyu kimseden ses çıkmadı eve vardığımızda arabayı garaja park ettim ve kapıyı sertçe vurarak eve doğru ilerledim. Yavaş yavaş sakinleşmeye başlamıştım, artık bi işim yoktu sanırım ama umrumdada değildi, ablamla olan ilişkimiz abla kardeş ilişkisinden başka bi boyuta geçmişti. Bu yaşananlara müsade edemezdim, patronumla olmasına asla.

Yatağımda uzanmıştım kafam dağılsın diye, porno izlemeye karar verdim, ne kardeşimle, nede ablamla muhattap olmak istemiyordum yaşananlardan sonra sevdiğim bi siteden ensest konulu bi porno açtım izlerken yavaşca sikimi sıvazlıyordum. O sırada kapımı biri tıklatmıştı, ablam veya kardeşim olduğunu düşünerek sikimi hiç örtmeden, “Gel” diye seslendim içeri giren annemdi

Victoria’s Secret markalı bir gecelik giymişti. Geceliği, ince, siyah ipekten yapılmıştı ve vücut hatlarını zarifçe sarıyordu. Üst kısmı, dantel detaylarla bezenmişti; derin V yakası, boynuna kadar inen ince ipleriyle, ona zarif ve feminen bir hava katıyordu. Geceliğin alt kısmı, vücudunu saran yumuşak kumaşıyla, bacaklarına kadar uzanıyordu. Elbisenin eteği, hafifçe bollaşan bir dokuya sahipti, ama yine de her hareketinde vücut hatlarına nazikçe uyum sağlıyordu.

Geceliğin uzunluğu, dizlerinin hemen üstünde sonlanıyor, bacaklarını zarif bir şekilde sergiliyordu. Bacakları ince ama belirgin hatlarla şekillenmişti, özellikle geceliğin yumuşak kumaşı, bacaklarının hatlarını daha da ortaya çıkarıyordu. Gecelikle uyumlu, yumuşak bir iç çamaşırı giymişti, bu da onun rahatlığını daha da arttırıyordu. Geceliğin üstten 2 dümeside açıktı buda göğüsünü resmen apaçık gösteriyordu, kabarmış göğüs uçları çok sexy duruyordu. Her adımında, geceliği vücudu etrafında hafifçe dalgalanıyor, zarif bir şekilde hareket ediyordu.

İçer girenin annem olduğunu anlayınca yorganı hemen üzerime çektim annem şok olmuştu “Pardon anne dalmışım” Gözlerini fal taşı gibi açmış olan annem gözlerini sikimden çekip yüzüme baktı kaşlarını kaldırarak. “Sorun değil, yanına uzanabilirmiyim? Bu gece yaşananlar hakkında biraz konuşsak iyi olur.” Şaşırmıştım sikim demir gibi olmuştu ve annem yanıma uzanmak istiyordu. Dayanabilirmiydim bilmiyordum ama hem annem çok güzel görünüyordu, hemde onu kırmak istemiyordum “Tabi gel anne.” dedim nazikçe.

Annem yataktaki yorganın bi ucundan kaldırıp yanıma uzandı, ve yatakta kıvrılarak iyice yanıma yaklaştı annemin nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Elini boynumun yanına atarak konuşmaya başladı. “Sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun Mert, bizim için yaptıkların inanılmaz şeyler, ama bu kadar gergin olman senin için iyi değil. Ya kovulursan o zaman ne olacak?” “Siz orasını dert etmeyin, ben onlara muhtaç değilim onlar bana muhtaç yarın kapıma gelip özür dileyecek. Sözleşmeyi fesih edip tüm hisseleri alabileceğimi biliyor.”

Annem sözlerim karşısında çok etkilenmiş gibi gözüküyordu, gözlerinin içi parlıyordu resmen. Bir anlık cesaretle elimi annemin beline atarak belini ovuşturmaya başladım. Annem absürt bi tepki vermemişti aksine dudaklarını ısırarak beni seyir ediyordu. Bu durumu fırsat bilip annemin dudağına yavaş ve nazik bi öpücük kondurdum. tam söze girecekken sert bi şekilde çıkıştı.

“Mert bu yaptığın hiç doğru değil! ben senin annenim, benim bu durumumdan yaralanmaya çalışman çok ayıp!” Çok şaşırdığım bi tepki değildi öz annemi öpmüştüm az önce, başka ne diyebilirdiki ama, hangi durumdan bahsettiğini anlayamamıştım. Hafifçe kendimi geri çektim elim hala belindeydi ve söze girdim “Ne yararlanması anne saçmalama, sadece seninde bazı isteklerin olduğunu biliyorum. Ve nasıl Esmayı başka bi erkekle görmeye katlanamıyorsam, seni başkasıyla görmeyede katlanamam. Ayrıca çok güzelsin tam hayallerimdeki kadınlar gibisin, kendime hakim olamadım.”

Annem bir süre sessiz kaldı oda istiyordu ama belliki çekiniyordu. Gözlerimin içine bakarak yavaşca kucağıma geldi Göğüsleri göğüsüme temas ediyordu. Kalkmış sikim ise annemin kalçasına sürtüyordu. Annem sessizce fısıldadı “Bu tek seferlik olacak, sakın bir daha bana böyle bir şey için gelme!” Orospuya bak sanki ben odasına girip yatağına yattım dedim içimden.. Dudaklarına bi öpücük kondurup “Tamam diye fısıldadım anneme

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler