Merhaba tekrar ben Melis belki hatırlarsınız.
Daha önceki yaşanmış hikayelerimi yayınladıktan uzun bir süre sonra hem birazcık vakit bulduğumdan hem de yeni hikayelerin çoğunun belli konulara ve olaylara sıkışmasından ötürü tekrar yazmaya karar verdim. Bu sefer yaşanmışların üzerine ekleme yaparak veya biraz değiştirerek olaylara kurgu da ekleyeceğim.
2006 senesine geri dönersek üniversitenin 2.yılı sona ermiş artık yüksek öğrenime alışmış, yaşanacak bir çok şeyi yaşamış ve tecrübelenmiştim. Ailemin iyi durumu ve modern zihniyeti sayesinde hem sosyal hayatımı hem akademik hayatımı iyi bir dengede götürüyor aynı zamanda da neredeyse limitsizce istediğim gibi yaşıyordum. Hem ailemle yaşadığım şehirde(İstanbul) okuduğum hem de ülkemizin ortadoğu zihniyetinde olması sebebiyle erkek arkadaş veya kısa dönemli partner seçimlerimi farklı okullardan öğrenciler veya çalışan belli seviyede insanlardan seçiyordum. Vücudum şimdiki haline göre daha az fit ama daha gençti beklendiği üzere. Göğüslerim implantlı olmasa da normal büyüklükte ve operasyon öncesine göre çok daha dikti. Hayatım boyunca kilo problemi yaşamadığım için orantılı, ortalamaya göre biraz daha uzun boylu 10 erkeğin 8inin mutlaka beğeneceği bir görünüşe sahiptim. İlgi çekmek için ekstra çabalamama hiç bir zaman gerek olmadı fakat içimdeki cinsel açlık da hiç azalmadı. Normal seviye ve nimfomani arasında bir seviyede seyrediyordum. Kendimi toplumsal bakış ve aileme yönelik bir eleştiri gelmemesi adına frenlediğim de çok olmuştu.
O yaz tekrar tekrar bodrum, çeşme, antalya döngüsüne girmemek için akademik yıl bitmeden Amerikada work&travel organizasyonuna katılmak için sene başından önce başvuru yapmıştım. Ciddi bir ilişkim yoktu ve olgunlaşamamış erkek kıskançlığı çekmeden 3 ay civarı bu tecrübeyi doyasıya yaşayabilecektim. Mart ayı civarlarında programa kabul edildiğimi öğrenince gidiş dönüş uçak biletimi alıp yanında kalacağım aile ile email ve sonra msn aracılığıyla iletişime geçtim. Kalacağım ev ve çalışacağım yapı market kesinleştikten sonra yolculuğa tamamen hazırdım artık.
Haziranın ikinci haftası New Yorka indikten sonra aile beni havalimanında karşıladı. Hint kökenli 4 kişilik bir aileydi ve hep beraber gelmişlerdi. Kısa bir tanışma faslından sonra Türkiyede olmayan çok büyük 7 kişilik bir suve bagajlarımı yükleyip eve doğru yola çıktık. Anne ve baba amerikada tanışıp evlenmişler çocuk yaşta gelip yerli gibi konuşuyorlardı. Sadece görüntüleri hintli fakat yaşam biçimi ve gündelik rutinleri klasik amerikalılar gibiydi. Şehir merkezi sayılan manhattanın araba mesafesiyle 45-50 dk batısında 5 odalı bir evde yaşıyorlardı. Çocuklar 8 yaşında kız Aisha ve abisi benden 1 yaş küçük yani 19 yaşında olan Rohan’dı. Aisha ilkokulda Rohan ise üniversitede freshman dedikleri ilk senesini bitirmiş computer science bölümünde okuyordu. Babaları aynı üniversitede hocalık yapıyor anneleri eyalete bağlı bir kurumda çalışıyordu. Karşılıklı hediyeler verildikten sonra sofraya oturup çok da hoşlanmadığım damak tadıma fazla uymayan yemeği yedikten sonra bana ayrılan odaya yerleşip duş aldım ve yol yorgunluğuyla uyuyakaldım.
Gözümü açtığımda saati kontrol ettim ve tabii ki süslü nokia 7370 telefonum otomatik olarak oranın saatine geçmemişti. Ayarlardan düzelttiğimde 03:40 gibi bir saatte uyanmıştım. Bütün odalar aynı kattaydı ve tuvalete giderken Rohanın odasının önünden geçtim aralıktan belli belirsiz bir ışık geliyordu, ben sessizce geçerken bir anda söndü. Odama dönüp eşyalarımı yerleştirmeyi bitirdim ve elime odadaki kitaplıktan ingilizce bir dergi alıp kahvaltı saatini beklemeye başladım.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.