Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

admin@yetiskinhikayeleri.net

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Teşvik Primi 10

  1. Teşvik Primi
  2. Teşvik Primi – 2
  3. Teşvik Primi – 3
  4. Teşvik Primi – 4
  5. Teşvik Primi – 5
  6. Teşvik Primi – 6
  7. Teşvik Primi – 7
  8. Teşvik Primi – Bölüm 8
  9. Teşvik Primi – Bölüm 9
  10. Teşvik Primi 10
  11. Teşvik Primi 11
  12. Teşvik Primi 13
  13. Teşvik Primi 14
  14. Teşvik Primi 12
  15. Teşvik Primi 15

Esra ve Duygu tribünlere geldiğinde Burak maç öncesi ısınmaya çalışıyordu, takım maç kazandıkça hırslanıyordu, hayatlarının hikayesini yazıyorlardı gençler adeta, bu fırsatı kaçırmak istemedikleri belliydi, özgüvenleri tavandı. İkisini birden yerlerine otururken görmek Burak’ı iyice hareketlendirmişti, ödülün büyüklüğünün farkındaydı.

Teyzesi üvey annesinden üç yaş küçüktü, ikisi de çok güzel görünüyorlardı, etek giymişlerdi, üstlerindeki kıyafet memelerini füze gibi gösteriyordu ikisinin de, sanki anlaşıp gelmişlerdi. Isınan oğlunu görünce Duygu avucunu ağzına götürüp bir öpücük yolladı, Esra da el salladı. Bu iki jest bile yetmişti sikine kan yürümesine.

” Duygu ya, çok tatlı görünüyor oğluşun..” dedi Esra.

” Di mi? Yiyesi geliyor insanın çocuğu,” dedi Duygu da.

” Herşeyi yapasım geliyor valla, bacaklarımın arasında olsa daha iyi hatta,” dedi ve gözleriyle yemeye başladı Burak’ı.

” Şşhhh! Sanki ben farklı mı hissediyorum? Ama unutma, henüz onunla sevişemeyiz, bu gece sadece sakso çekmek var, ağzına alacaksın..”

” Üff, iyi. Kazansa bari, sen şimdi maçını kazanamadı diye yan da çizersin,” dedi Esra. ” Çünkü şöyle koca, semsert bir ergen yarağını o kadar çok çekiyor ki canım anlatamam.”

Artık klasikleşen biçimde maç çekişmeli geçiyordu çünkü takım direnebilirse tur atlayabilecekleri eleminasyon sistemine ulaşmışlardı, her maç daha da kenetlenip dirençli oynuyorlardı. Adeta bir Jose Morinho takımı gibi harika kapanıp fırsat gelirse kontra ile cezayı kesiyorlardı.

2-1’lik galibiyette ilk golü yine Burak atmış ve geriden gelip bu maçı da kazanmışlar ve herkesi şaşırtmışlardı ama tribündeki iki kadın buna artık şaşırmıyordu.

Maçtan sonra soyunma odası çıkışında hem annesi hem de teyzesi onu bekliyordu, ikisi de Burak’ı sıkıca sarıp öptükten sonra birer koluna girdiler ve arabaya doğru yürümeye başladılar. Arabanın yanına vardıklarında Duygu üvey oğlunun önüne geçti ve kollarını boynuna doladı.

” Yeni futbol yıldızımızı nasıl buldun Esra’cım? Beğendin mi?” diye sordu Duygu.

Esra Burak’a daha da sarıldı ve göğsülerini bastıra bastıra iyice sarıldı yanağından öperken. ” Genç kızlar gibi ismini haykırdık, çok beğendim. Kalbim pır pır oldu.”

” Benim her yerim pır pır oldu,” derken gülüyordu Duygu, herkes ne demek istediğini anlıyordu.

” Sanırım ikimizi de kendine aşık ettin,” derken dudaklarını ısırıyordu adeta teyzesi, gözlerine bakarken okuyabiliyordu içinde yanan tutkuyu.

” Maçtan sonra takımı pizzacıya götüreceğine söz vermiş galiba müdürünüz, onlara mı katılmak istersin yoksa eve mi gidelim?” diye sordu Esra.

” Hayır tabi ki, eve gitsek daha iyi olur, değil mi tatlım?”

” Evet, bence de..” derken kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu adeta çocuğun.

” O zaman eve gidiyoruz, önümüzde uzun bir gece olacak,” dedi Esra. Onun arabasıyla teyzesinin evine gidiyorlardı, ikisi de arka koltuğa geçmişti, üvey annesinin de dediği gibi evi stada çok yakındı, arka koltukta dipdibe oturup annesinin kendisine sarılmasının tadını çıkarıyordu Burak. Eliyle bacaklarını okşayıp duruyordu, ara sıra kasıklarına değiyordu eli, siki kabarmış, taşakları şişmeye başlamıştı bile, az sonra yaşanacaklar için bedeni çıldırıyordu adeta.

Teyzesinin evine geldiklerinde ev boştu doğal olarak. ” Kocam evde olmayacak, uzun zamandır arkadaşlarıyla şehir dışına çıkıp keyif yapmak istiyordu. Ben de Kıbrıs’a yolladım, kumar oynarlar biraz,” dedi Esra.

Yatak odasına doğru Esra önden giderken Duygu da oğlunun elinden tutarak geriden takip ediyordu. Teyzesinin götünü izlediğini görünce gülümsemeye başladı, ama haksız da değildi, o kadar seksi kıvırıyordu ki kalçalarını, bakmamak elde değildi, Duygu bile etkileniyordu sanki.

On dakika sonra, Burak kendisini teyzesinin yatak odasına, karı koca birlikte yattıkları yatağının ortasında uzanırken buldu. Üvey annesinin kafası kucağında bir aşağı bir yukarı inip kalkarken şapırtı sesleri yükseliyordu odadan, koca yarağı annesinin dolgun dudakları arasında adeta kayıyordu bir kaybolup bir ortaya çıkarken.

Islak dili kafasının etrafında dönerken Burak’ın içi bir hoş oluyordu, oğlunu tamamen soyundurmuştu ve kendisi de belden yukarı çıplak haldeydi, koca memeleri sağa sola sallanıyordu oğlunu ağzına almış sakso çekerken.

Esra’nın memeleri de en az kardeşininkiler kadar büyüktü, belki de daha büyük. Burak’ın üstüne uzanmıştı yandan doğru, çılgınlar gibi dil dile yiyişirlerken göğüsleri de çocuğun göğsünde dinleniyordu. En sevdiği şey buydu, fench kiss, adeta dilini emiyor, ruhunu içine çekiyordu, dilleri birbiri ile yalaşırken annesinin de sikini emmesi çıldırtıcı biçimde etkiliyordu onu.

” Ohhh.. Oğlun bir harika abla,” dedi Esra hayvani güdülerle çocuğun ağzını yüzünü yalamaya devam ederken ablasının da eli oğlunun koca sikinin sapındaydı iştahla yalarken. Bir süre boyunca eliyle otuzbir çektiriyor, sonra biraz ara verip kafasını dudaklarıyla emiyordu sıvazlamayı keserek.

Esra öpmeye devam ederken Burak’la göz göze geliyordu, o güzel yeşil gözlerinde şehvet ateşi yanıyordu.

” Mmmmmhhh..” İkisi de mırıl mırıl inliyordu.

Biraz sonra Esra aşağıya doğru ilerlemeye başladı, karnının da aşağısına getirdi yüzünü, iki kadın da şimdi dizlerinin üstündeydi, nefesini hissedebiliyordu adeta sikinde Burak, annesi aç kalmış gibi yemeye devam ederken sikini, Esra da hasretle sırasını bekliyordu sanki.

” Bu kadar bencil olmasan mı acaba, paylaşmayı bilmen gerekiyor,” diye şaka yaptı.

Duygu’nun kafası hala aşağı yukarı hareket ediyordu, sanki dünyada oğlunun yarağından başka bir şey umurunda değil gibiydi, dudaklarının arasındaki koca aletteydi bütün ilgisi. ” Hı hı..” der gibi sesler çıkardı.

” Hadi ama yaa, teyzesi de tadına baksa biraz olmuyor mu?”

Burak’ın yarağının kafasını ağzından çıkarırken dudaklarını hiç aralamamıştı, sonunda lop diye bir ses çıtı serbest aklınca koca kafası aletin, adeta parlıyordu, salyaları akıyordu sapına doğru. Hala eliyle sıkı sıkı tutsa da sapından, adeta dondurma uzatır gibi moraran kafasını kardeşine doğru çevirip uzattı. Esra ağzını açıp yarağa doğru dilini götürüyordu ki, Maraş dondurmacısına bağladı işi, kikirdeyerek tekrar kendine çekip ağzına soktu kafasını.

” Az orospu değilsin,” dedi kızarak Esra.

Ama artık beklemeye niyeti yoktu, sikine uzanıp tuttu ve Duygu’nun elinin üstüne gelince nazikçe onun parmaklarını çözdü ve kendisi tutmaya başladı, ağzı hemen sikinin dibindeydi artık.

” Yirmi dakikadır sen yalıyorsun yaa, artık benim sıram,” dedi.

İki muhteşem kadın önünde sikini kimin yalayacağı hakkında tartışırken Burak da onları izliyordu, Duygu ağzını çeker çekmez moraran kafasından Esra onun yerini almıştı. Bir ağızdan başka ağza veriyordu sikini. Esra hepsini ağzına almak istercesine ağzına sokmaya başladı, yarıya kadar gelince biraz kusar gibi refleks gösterse de devam etti.

Şimdi de Duygu kıskanır gibi kardeşini izliyordu, ellerini kullanmadan sadece ağzıyla sakso çekiyordu, bu kadar iştahlı olacağını düşünememiş gibiydi.

İki kadın da sırayla sikini emerken Burak’ın da zevk suyu artık gelmeye başlamıştı. Birbiri ile rekabet eden iki güzel kadın ağızlarıyla boşaltmak için ellerinden geleni yapıyorlardı.

Dakikalar boyunca iki kadın sırayla genç çocuğa sakso çekmeye devam ettiler, ne zaman biri ağzına alsa diğeri de elleriyle taşaklarına masaj yapıyordu, artık dölleri akmak için sadece uygun anı bekliyordu.

Duygu kız kardeşine bırakmak istiyordu sanki bu görevi, adeta emme basma tulumba gibiydi, makine gibi emiyordu çocuğu, durmak bilmiyor gibiydi, yorulmadan emip yalıyordu sikini. Sonunda ağzından çıkardı ve diliyle sapını yukarıdan aşağıya gezmeye başladı, en aşağıya inince taşaklarını da yalıyordu, hatta daha da ileri gidip taşakları ile götü arasında kalan kısmı bile uyarıyordu.

Duygu’nun da dikkatini çekmişti bu, Esra kafasına çıkınca hiç beklemeden toplarını ağzına aldı Burak’ın, ıslak ağzının içinde adeta dans ediyordu yumurtalıkları çocuğun, aynı anda ikisi birden emiyordu şimdi, biri kafasında diğeri de taşaklarındaydı.

” Aahhhh… Dayanamıyorum, boşalmak üzereyim..” diye haber verdi Burak.

Sikinin kafasının ucundaki delikten sanki içinde biriken bütün haz bir volkan gibi patlıyordu. Kalın, beyaz ve yoğun sıvı Esra’nın ağzının içinde patlayarak akmaya başladı, üvey oğlunun yaşadığı bu çılgın orgazm boğazına kadar doluyordu adeta.

Duygu yerinden kalkarak oğlunun yanına uzandı ve yüzündeki ifadeleri incelemeye başladı, çocuk aldığı zevkten kendinden geçiyordu kızkardeşi ağzıyla getirirken oğlunu, kurutana kadar emmeye niyetliydi sanki.

” Oğluşum kendinden geçti sanırım,” diye gülümserken saçlarını okşuyordu şimdi.

” Aahhh… Tarifi yok.. Harikaydınız..” Nefesini kontrol etmekte zorlanıyordu adeta.

” Hmm.. Bence sen daha harikasın,” dedi ipeksi ses tonuyla bu kez.

Göz göze geldiklerinde ikisi de birbirine aşık gibi bakıyorlardı şimdi, ikisi de bu yeni ilişkilerinden çok ama çok memnun görünüyordu. ” Immm..” derken lezzetli bir şey yemişçesine sesler çıkarıyordu Esra, ağzının etrafına bulaşan dölleri de sonunda yalayıp yuttu. Kardeşine ve üvey oğluna bakınca, yaşadıkları o özel anı fark etti, gerçekten de aşık gibi bakışıyorlardı.

” Siz ikiniz biraz yalnız kalmak ister misiniz?” diye sordu.

” Müsaade eder misin bize?”

” Bana da biraz ayıracağına söz verirsen daha sonrası için, ederim tabii,” diye gülümsedi.

” Merak etme kız, bir yere gittiği yok, bu gece bizimle,” diye güldü.

Teyzesi yataktan çıkıp giderken Burak da onu izliyordu, koca memeleri ve efsane kalçaları ile tam bir afrodit gibiydi, götüne bayılmıştı, ve çok da seksi bir biçimde kıvırarak yürüyordu yine. Kapıyı kapamadan önce uyarmak istedi.

” Komşuları rahatsız edecek kadar ses çıkarmayın sakın, kocam evde değilken açıklayamam bunu!”

Şaka mı ciddi mi pek belli olmuyordu ama ne demek istediğini biliyordu.

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler