Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

admin@yetiskinhikayeleri.net

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Okul Takımımız -1

Selam, ben Mart. 1.80 boyunda, ortalama sayılabilecek bir kilodayım. Saçlarım kahverengi, uzun ve düz yapıdadır, ama genelde hep üstten toplarım. Ben aslında straight’dim fakat erkeklere olan ilgimi fark ettiğimden beridir kendimi bisexual olarak tanımlıyorum. Sınıfta da çok konuşan bir karakter yapım yoktur ama insanlarla iyi anlaşırım. Tek çocuğum. Annem çalışmıyor ama her gün neredeyse dışarıda olduğu için işi varmış gibidir. Babamın da kendine ait bir reklam şirketi var, oldukça iş alıyor kendisi de. Ofiste yatıp kalkıyor desek yalan olmaz sanırım. O yüzden de anlaşılacağı gibi ekonomik açıdan da rahatım.

Modern bir aile yapısında yetiştiğim için ilişki türlerine açık biriyimdir. Yani o gay bu lezbiyen gibi ayrımlar yapmam herkesi eşit görürüm. Özel bir okulda okumaktayım. Annem ve babam oldukça rahat ve anlayışlı insanlardır. Genelde tek endişeleri derslerimin gidişatı hakkında olur. Ama onun dışında hiçbir şeye gereğinden fazla karışmazlar.

Her sabah olduğu gibi o sabah da annemin arkadaşları ile olan goygoyuna uyandım. Bağıra bağıra sohbet ediyordu. Bir yandan da evi süpürüyordu. ” Bu sabahın sınavı da başladı ” diye diye, yerimden kalkıp uyanmaya çalıştım. Daha sonra kendime gelip üstümü giyindim. Çantamı toplarken annem içeriye daldı. Üstünde beyaz spor duran bir takım elbise vardı. Sanarsın üst kurulda görevli.

“Günaydınlar efendim hiç uyanmasaydınız?” diye alaycı bir şekilde konuştu.

“Senin sesine kalktım zaten anne dur bi” diye öfleyip pöfledim. Daha sonra annem arkadaşları ile alışverişe çıkacağını ve kahvaltımı hazırlayıp mutfağa koyduğunu söyledi. Ben de vakit kaybetmeden mutfağa geçip yemeğimi yedim

Evden çıktım. Genelde okul yakınımda olduğu için yürürüm fakat bu günlük araba çağırmaya karar verdim. Araba çağırma uygulamasından çağır tuşuna basar basmaz bir anda sınıf grubumuzun tüm mesajları bildirim olarak düşmeye başladı. Sanırım internetle alakalı bir sıkıntı yaşamıştım. Arabanın gelmesini beklerken merak edip sınıf grubuna baktım.

Mesajları okurken jeton bende yeni düşmüştü. Bu gün il içi okullardaki futbol takımlarının ilk eleme maçları yapılacaktı. Bizim takım da bir hayli iyi oynayıp turnuva için hak kazanmıştı. Futbol ile pek alakam yoktur ama bu habere sevindim tabi.

Gruptaki mesajları okumaya devam ederken anladığım kadarıyla bizim sınıftan 4 kişi de takımdaymış. Bu günkü maç ise bizim sahamızda oynanacakmış. Biz de izlemeye gideriz diye düşündüm.

O sırada araç geldi. Tatlı bir bayan ile gittim. Arabada otururken aklıma Ateş geldi. Ateş ile aynı sınıftayız hatta sanırım o da takımda. Ateş kaslı dominant duran esmer bir çocuk. çok yakışıklı ve tatlı biri. Onunla konuşmayı denedim bir kaç kere fakat ona olan ilgimden dolayı konuşurken çok bocaladım. Belki şimdi şu takım olayı ile ilgili konuşsam bir şansım olur onu tanımak için.

Okula varmıştık. Yolculuğu bitir tuşuna basıp şoför ablaya selam verdim ve arabadan indim. Okul binasına yürürken maç için yapılan hazırlıkları gördüm. İl içi ilk maç olduğu için sanırım daha üst düzey yetkili kişiler de maçı izleyeceklerdi. Tam o sırada üstüme doğru bayır domuzu gibi koşan en yakın arkadaşım Larayı gördüm. Deli kız heyecanlı heyecanlı üstüme koşuyordu.

Lara benim 8,9 yıllık arkadaşım. Aynı caddede büyüdük. Haliyle aynı okul hatta hep aynı sınıflara düştük. O yüzden en yakın arkadaşım Lara’dır.

“Kanka kanka kanka ” diye büyük bir heyecan ile yanıma fırladı.

“Noldu la ?”

“Kanka Vedat’da takımdaymış ve maçtan sonra beni çıkışta yemek yemeğe davet etti! İnanamıyorum ya!”

” Ciddi misin ? Şansa bak sendeki ya. Bi bende yok o şans. ” dedim arkadaşımın verdiği habere sevinerek.

“Tamam ya yapacaz sanada Ateşi bi dur ” dedi gevrek gevrek. Bu kızın dilinde hiç kemik yok anlaşılan.

“Şşt bağır diye söylemedim! Off yani Lara. Neyse gel sınıfa çıkalım sonra azarlayacak yine Seren hoca. ”

“Onun dersiydi dimi ” dedi Lara hayal kırıklığı ile. Beraber sınıfa çıkana kadar sohbet ettik. Ama benim aklım Ateşteydi. Tek bir anım onu düşünmeden geçmiyordu. Beden dersinde futbol oynarken bazen terler, tişörtünü çıkartır atar kenara. O zaman izlerim vücudunu. Ya çok takıntılı bir manyağım ya da uzun süredir yalnız olduğum için. İkisinden biri işte.

Maç 3 ders sonra oynanacağından hoca ders yapmadı, sınıfı serbest bıraktı. Ateş ve diğerleri ise maç için hazırlanmaya gitmişlerdi. Oldukça heyecanlıydım, ki yanımda oturan Lara’da oldukça heyecanlıydı. Acaba maç sonrası ateşe yaklaşabilir miydim bilmiyordum.

Maç saati geldi çattı. Birkaç sınıf ile beraber aşağıya tribünlere indik. Tribünler oldukça kalabalıklaşmıştı. Lara ile yan yana kale arkasından bir yer bulabilmiştik. Yine konuşa konuşa maçın başlamasını bekliyorduk. Daha sunucunun maçı duyurması ile artık maç başlamak üzereydi. Hakem sahaya çıktı iki takım da yerini aldı ve “düüüt” maç başlamıştı.

Bizim takımdaki oyuncular sanırım daha çok savunma oynuyorlardı. Karşı okul ise tam gaz bastırıyordu bizim sınıfı. Dakika 13 de karşı okul kaleye sert bir şut vurarak ilk gollerini atmışlardı. Bizim takım mola aldı ve 1 dakika konuştular. Maç yine başladı bu sefer daha dengeli ilerlediler takımlar. Dakika 29 da Vedat penaltı kullandı ve biz de ilk golümüzü atmış olduk. Dakika 45 ilk yarı bitti. Herkesin bir soluklanmaya ihtiyacı olduğu kesindi.

Ara bitti, maç yine başladı. Dakika 57 de karşı okul bir gol daha atınca skor 2-1 oldu. Dakika 61’de bizden biri gol attı skor 2-2 oldu. O golden sonra uzun süre karşı okul baskılı oynadığı için gol atamadık. Sonrasında dakika 88 i gösterirken ateş’e bir fırsat doğdu ve topu alıp karşıya doğru yardırmaya başladı. Onu geçti bunu geçti derken pas attı ve o çocuk topu direğe vurdu o sırada ateş koşa koşa gitti top tam ayağına düştü ve ateş vurduğu gibi kaleye mermi etkisinde topu soktu. Son dakikalarda ise üstünlüğü koruduk ve maçı kazandık. Tribünlerde sevincimizi gösterdikten sonra yavaş yavaş dağılmaya başladı kalabalık.

” Ne maçtı be yüreğim ağzımda izledim. Seninki atmasa berabereydi şimdi ” Dedi Lara ve ekledi “Okul çıkışı senin dershanen var mı yok mu bugün? ”

” Ha evet maçtan unutmuşum. Okula girip üstümü değiştirip giderim hemen. Sen de Vedatla eğlenmene bak.” dedim. Tişörtüm terliydi ve neyse ki yedeği vardı yanımda.

“Tamam kanka görüşürüz o zaman” dedik ve Lara ile vedalaştık .

Hızlıca okula girdim. Üst kattaki soyunma odasına girip bir soluklandım. İçerisi aynı Amerikan filmlerindeki dolaplar ve oturma bankları ile hoş bir soyunma odasıydı.Hava beni biraz bunaltmış olsa gerek dedim ve çok da önemsemedim. Saçımı üsten topladım ardından tişörtümü çıkardım. Şansa geçen koyduğum kısa şort da çantamın içinde duruyordu. ikisini de çıkartıp bankın üstüne koydum. odanın loş ışığının altında sadece gri boxerım ile duruyordum. bankın üstüne bıraktığım koyu gri oversize tişörtümü giymek için kollarımdan geçirdim. O sırada koridorda konuşma sesleri duydum.

Gelenler sanırım futbol takımındandı. Ya Ateş de aralarındaysa? Hemen tişörtüm ve boxerım ile kendimi uzun dolaplardan birinin içine atım. Çantam falan hep bankın üstünde kalmıştı. dolabın içindeki havalandırma boşluğundan dışarıyı görebiliyordum. Sesler iyice yakından gelmeye başlamıştı.

İçeriye Vedat, Ateş ve yine bizim sınıftan ve takımda olan Poyraz ve Kaan girmişti. Maçdan dolayı mutlu bir şekilde içeriye şakalaşmalar ile girdiler. Onları rahatça izleyebiliyordum.

“Oğlum o son gol neydi be!” dedi Vedat. Poyraz ve Kaan’da onu destekledi.

“Valla kanka o an çok gaza geldim. Yaptık ya bi şekilde” dedi Ateş. Ondan iyisi yokdu zaten şu anda ama hala mütevazi davranıyordu. Ardından gözlerim bi anda poyraza kaydı. Poyraz tek hamlede boxerı ile beraber şortunu indirmişti. Gözlerime inanamamıştım. Kendi aralarında böyle rahatça soyunabiliyorlardı. ardından Kaan’da soyundu ve poyrazdan deodorant istedi. Gözlerime inanamıyordum. Acaba her beden sonrası böyle soyunuyorlar mıydı ki?

“La Vedat, sen çıkışta Larayla mı buluşacan ya? ” dedi Ateş gevşek bir şekilde. O sırada çantama çarptı ve çantam yere düştü. Neyse ki fark etmediler.

“He ya söz verdim ona da. Seviyorum kanka ama şu maç işlerinden vaktim yok ki. Hadi sevgili olduk diyelim ilgi vermedin diyecek sonra boşu boşuna harcayacağız ilişkiyi. Gerek yok yani.” dedi Vedat yarı ciddi bir şekilde. Demek ki Vedatın kafalar karışıkmış.

” Sende var mı Ateş manit falan? ” dedi Poyraz bir anda Ateş’e. Ateşin anlık olarak yüzü düştü ama yine de cevap verdi.

” Ya beyler siz başka kimseye söylemediniz değil mi erkeklere karşı ilgim olduğunu falan. Bak sizden çıkamayacak bu okul dışında kalacak bir olay. Mücahit hoca -Takımın Antrenörü- çok ters bu konularda beni bile atar” dedi ve bunu söylerken yavaş yavaş soyundu. Ateş’in gay olduğunu zaten düşünüyordum bazı kanıtlarım vardı da onun ağzından duymak artık bunu kanıtlamış oldu.

Sikine bakarken ağzımın resmen suyu aktı. En son da Vedat da soyundu ve deodorant vs ile kendilerini temizlemeye başladılar. Dördünü de öyle görmek beni son derece azdırmıştı. Anca sığdığım dolabın içinde sikim kazık gibi olmuştu. Ayrıca dolabın içinde resmen terlemekten su gibi olmuştum. Ayrıca yakalanmaktan da korkuyordum çünkü başım belaya girebilirdi.

“Beyler sizin iş uzun biliyorum ama Lara’yı daha bekletmeyeyim ben ” dedi Vedat.

“Oo daha duş alacaktık ya. Bu kadar mı önemli?” dedi Kaan.

“Kusura bakmayın ya. Hadi görüşürüz. ” dedi Vedat ve hızlıca günlük kıyafetlerini giyinerek odadan çıktı. Vedat’ın gitmesi iyi oldu yoksa iş daha saçma bir yere varabilirdi. Buradan çıkmak için aklımdaki tek plan üçünün duşa girmesini beklemek olacaktı.

5 dakika sonra üçü duşun olduğu kısıma doğru gittiler. giderken Ateş poyrazın götüne de bir tane şaplak attı. Aralarındaki ilişki kafamı karıştırsa da önceliğim buradan acilen çıkmaktı. Gittiklerini anladığım an dolap kapağını yavaşça açtım. tam kendimi dışarı attım derken boxerım dolabın kenarındaki sivri yere takılıp caaart diye yandan full yırtıldı. Üstüne hala sikim dimdik ve şuan daha kötü bir haldeydim. Neyse ki benim seslerim duştan gelen su sesleri sayesinde duyulmuyordu. Boxerımı yırtıp kenara fırlattım. Yerde duran çantama doğru eğilmiş bir tane don arıyordum.

“S-sen Napıyorsun Burada?!” dedi arkamdan biri. Ayağa kalkıp döndüm. Konuşan Ateş’di.

Yüzüm kıpkırmızı kesilmişti. Çırılçıplak yarı ıslak Ateş’in karşısında terli oversize tişörtü ve kalkık siki ile ben duruyordum.

“B-ben S-sadece giyinecektim sonr…”

Ateş yavaş yavaş üzerime yürüdü. Ben korktuğum ve utandığım için geri geri yürüyordum.

“Özür dilerim ben sizin olduğunuzu anlamamıştım…” dedim.

Ateş kalkık duran sikime bakarak;

” Sen bizi mi izliyordun?! “. dedi

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler