Derin ve Sessiz – 8

Duygu ile yaşadığım inanılmaz dakikaların sonunda tam anlamıyla ilk cinsel ilişki deneyimini yaşamış oldum. Bir süre daha yatakta tek başıma yatarak yaşadıklarımı tekrar düşünmeye başladım.

Duygu banyodaki işini bitirip havluya sarınmış vaziyette odaya tekrar geldiğinde “Taner hala uyuyor. Hadi şu kreminden bir kere daha sürer misin? Her yerim ağrıyor. Ağrı kesici de almam lazım.” diyerek kremi bana uzattı ve eğilip dudağıma uzun bir öpücük bıraktıp “Offf şu an ikinci bir seferi nasıl istiyorum sana anlatamam Ozan. Ama bir yandan da her yerim ağrıyor. Neyse ki çok vaktimiz var olacak bu aralar. Sizinkiler tatilde, Tanju’da uzun süre yok, seminere gitti.” dedi.

Üzerindeki havluyu çıkarıp yüzüstü yatağa uzandığında o muhteşem ince bel ve onu taşıyan dünya harikası kalça tekrar karşıma geldi. Üzerimde sadece boxer vardı. Manzara karşısında boxerın içinden çıkmaya çalışan penisim zonklamaya başlamıştı.

Ben kremi sürerken kalkmış penisimin Duygu’ya teması sonrasında, Duygu kafasını kaldırmadan “Sen en iyisi kendi evine geç akşama kadar. Taner uyuyunca gelirsin. Eğer yanımda kalmaya devam edersen kangren olacak seninki.” dedi gülerek “Ve benim bindiğim dalı kesmeye hiç niyetim yok.” diyerek tamamladı.

Taner’i uyandırıp hep beraber kahvaltı yaptık. Bir süre daha oyalandıktan sonra Duygu’yu her gördüğüm an aklıma onunla sevişme isteği geldiği için ortamdan uzaklaşmaya karar verdim.

Eve geçip hızlıca duş aldım ve sabırsızlıkla akşam olmasını beklemeye başladım ama vakit geçmek bilmiyordu. Aklıma Duygu ile seviştiğimiz anlar geldikçe mastürbasyon yapma isteğine karşı direnmeye çalışıyordum. Akşama kadar sabretmeye ve içimdeki bu enerjiyi Duygu ile geçireceğim dakikalara saklamaya karar verdim.

Basketbol oynamak şu an için en iyi seçenek gibi görünüyordu. Üstümü değiştirip kendimi yakındaki okulun basketbol sahasına attım. Mahalleden birkaç kişi ile 3-4 saat kadar orada takıldıktan sonra tekrar eve geldim. Bir duş daha alıp yatağa yatıp kestirmeye başladım.

Kapı zilinin çalması ile uyandım. Saat sekiz olmuştu ve kapıyı çalan Duygu olabilirdi. Kapının gözetleme deliğinden baktığımda evet karşımda Duygu duruyordu. Altımda boxer olmasına rağmen hemen açtım kapıyı.

“Merhaba Duygu, uyuyakalmışım hemen açamadım. Özür dilerim” dedim. “Bende merak ettim bebeğim. Bir an evde yoksun zannettim. Az daha hayal kırıklığı ile eve geri dönüyordum.” dedi ve yaklaşıp boynuma sarılıp ıslak bir öpücük bırakıp sonra kafamı iki elinin arasına alıp gözlerimin içine bakarak “Sen daha çok gençsin ve aramızda yaş farkı var biliyorum. Ama bir şekilde uzun zamandır seni arzuluyorum. Genç yaşına rağmen bana çok güven veriyorsun. Belki şu an yanlış bir şey yapıyoruz ve ileride bu bize kötü sonuçlar getirecek ama şu an bunları düşünecek durumda değilim. Ben her zaman anı yaşadım ve öyle de olmaya devam edecek. Bir şekilde sana aşık oldum. Sakın saçmaladığımı düşünme ama öyle işte.” diyerek elleriyle kafamı kendisine çekip uzun uzun öpüşmeye başladık.

“Kötü sonuçtan kastın ne bilmiyorum ama aramızdaki ilişkiyi iyi tuttuğumuz sürece kimseyi ilgilendiren bir durum yok. Sadece herkese anons etmemize gerek yok. Sana olan aşkımı sen bil yeter bana” dedim ve sıkıca sarıldım. Sarılmam karşısında kendini göğsüme iyice bırakıp “Haklısın. Şimdi kötü senaryolar düşünüp hayatımızı zehir etmeyelim.” dedikten sonra dudağıma ıslak bir öpücük daha bırakıp kendi evine doğru yöneldi.

Evin kapısını tam kapatırken “Taner yattı. Az sonra tamamen uyumuş olacak. Sende hazırlan akşam yemeği için.” dedi hınzırca gülerek “Offf benim de karnım acıkmıştı. Üzerime rahat bir şeyler alıp geliyorum yemeğe.” dedim aynı hınzırlıkla.

Hızlı bir şekilde kendime çekidüzen verip, yarım saat sonra kapıyı tıklattım. Kapı açıldığında karşımda saçlarını tepeden at kuyruğu yapmış, üzerinde göğüs kısmı bol, memelerini sıkmayan, bel kısmı hafif dar ve oldukça kısa parlak saten bir gecelik ile kapıyı açmıştı.

Ayağındaki topuklu terlik ve geceliğin yırtmacından kasıklara doğru ilerliyen aralıktan kırmızı dantelli kısmı görünen siyah jartiyerli bir çorap, bütün seksiliği ile içimi gıdıklamaya başlamıştı.

Yüzünde çok abartı olmayan hafif bir makyaj, dudaklarında kırmızı bir ruj vardı. Gözlerinin yeşilliği bu ince detaylar ile tamamen öne çıkmasını sağlıyordu.

Birden o görüntüye dayanamayıp belinden tutarak kendimi çekerek yanağının arkasına, kulak memesinin hemen altına öpücük kondurup muhteşem kalitedeki parfüm kokusunu ciğerlerime çektim. Beni göğüsümden iterek “Yavaş aşkım hala iyileşmedim. Ağrı kesiciler ile ayakta duruyorum. Ayrıca çok acele etme bütün gece bizim. Hadi gel yemek için masaya oturalım.” diyerek elimden tutarak beni salona yemek masasına götürdü.

Yemekler ve mezeler ile donatılmış bir masa ve şarap kadehleri vardı. “Sana sormadan şarap içeriz diye düşündüm. Uygun mu?” diye sordu. “Yarın antremanım var sadece bir kadeh içsem yeterli bebeğim.” diye cevaplarken hala gözlerimi Duygu’nun üzerinde hayranlıkla gezdiriyordum. “Sen nasıl istersen aşkım.” diyerek tabaklara ortadaki mezeleri dağıtmaya başladı. Her eğildiğinde geceliğin açılan göğüs kısmından memeleri beni ye artık dercesine ortaya çıkıyordu.

Ortada bir seks oyunu dönüyor, Duygu beni tamamen azdırarak kendisine bağlamaya çalışıyordu. Evet bunun oldukça farkındaydım ve onun bu oyunu yönetmesine en azından bu seferlik izin vererek yatak kısmına geçtiğimizde ipleri elime almam gerektiğinin farkındaydım.

Kendimi toparlayıp bir konu üzerinde sohbet açarak erotizm havasını dağıtmam gerekiyordu. Yoksa sabahtan beri kendimi tutmanın verdiği dolmuşluk ile boşalabilirdim. “Sizin üniversite yaz tatiline giriyor mu?” diye gereksiz bir soru sordum.

“Evet girdi. Final sınavları bitti ama bütünlemeler ve bazı programlar var. O nedenle bana tatil yok. Sadece iki haftalığına önümüzdeki ay izin almayı planlıyorum. Ama ne yapacağım hakkında planım yok henüz.” dedi. “Aslında bir süre dinlenmen iyi olur. Benim bu yaz hiç iznim yok. Basketbol antremanları nedeniyle bütün yazım kilitlendi.” dedim iç geçirerek.

“Sen bu sene üniversite sınavına gireceksin değil mi?” diye sordu. “Evet, normalde yaşıtlarım çoktan girdiler ama ben ilkokuldayken bir sene Amerika’da kaldığımızdan yıl kaybım oldu. O nedenle şimdiki sınıf arkadaşlarımla aramda bir ya da bir buçuk yıl yaş farkı var. Ama çoktan girmiş olmayı isterdim.” dedim.

“Ne okumayı istiyorsun? Spordan mı devam edeceksin?” derken vücudumu süzmeye başladı ve “Spor yapmış olman sana inanılmaz bir hava katıyor.” diyerek munzurca gülümsedi. Benim ufaklık çoktan sakinleşmişti ama o gülümseme ile tekrar altımdaki keten pantolonu zorlama başladı. Konu tekrar değiştirmek için “Spor okumak istemiyorum. Ben matematik fen okuyorum ve o alandan devam edip mühendislik okumak istiyorum. Özellikle uçak mühendisliği çok ilgimi çekiyor.” dedim.

“Vayyy uçak mı? Bana çok uzak bir konu ama kulağa hoş geliyor. Sen okulda da zaten başarılısın Nalan’dan duyduğum kadarıyla. İstediğin yeri kazanacağına şüphem yok.” dedi ve birden göz kapaklarını saniyelik istemsiz gererek sorgular bir ifade ile “Nalan ile aranız nasıl?” diye sordu.

O anda ne diyeceğimi bilemeden aniden ilgiyi başka yere çekip ifade değişikliğimi anlamaması için “Şu salatayı uzatır mısın? Çok güzel olmuş biraz daha alıcam.” dedim. Bir kaç saniye daha bekleyip “Nalan ile aram nasıl? Aslında anne gibi değil ve hiç bir zaman da anne gibi hissetmedim. Yani bana hep iyi davrandı ve beni çok sevdi biliyorum ve belki bilmiyorsundur. Annemin arkadaşıymış. Annem ölmeden önce babamla tanışmıyorlarmış. O da o sıralar kocasından boşanmış. Annem öldükten beş ya da altı ay sonra babamla bir düğüne gittiğimizde Nalan’la aynı masada oturmuştuk. Ben çok net hatırlamıyorum ama tüm gece bizimle konuşmuştu Nalan.” sonra biraz duraksayıp “Daha sonrasında da hep hayatımızdaydı. Babam iş için bir yerlere gittiğinde bana bakması için evlerine giderdim.” diye devam ettim.

“Vayyy ilginç detaylar. Babanın güvenini senin sayende kazanmış. Remzi çok ciddi bir adam ve açık görüşlü bir adam ama konu sen olunca seni korumak adına her şeyi yapar. Nalan’ın başka şansı yoktu neticede. Hem bak sana kardeşte yapmamışlar” dedi.

“Yapmadılar değil yapmak istemediler. Babam istememiş. Bir konuşma arasında ağzından kaçırdı Nalan.” dedim ve birden gözlerimin içine bakarak “Bana doğruyu söyle Nalan’ı beğeniyor musun? Neticede çok güzel hatun. Yani ben erkek olsam kesin bakardım. Vücudu taş gibi. Poposu, memeleri ve bacakları gayet orantılı.” dedi.

İçimden acaba Nalan ile yaşadıklarımı öğrendi mi? diye bir anlık düşünürken, Nalan bence söylemez diye düşündüm. Beni ters köşeye düşürüp ağzımdan cevap almaya çalışıyordu. Madem oyuna devam ediyorduk bende ona göre oynamaya karar verip “Kesinlikle katılıyorum. İlişkimiz bu şekilde olmasaydı kesinlikle şansımı denerdim. Çok güzel kadın. Babama bazen bu nedenle sinir oluyorum. Bazen çok alkollü olduklarında sevişirken çok ses çıkarıyorlar. Hatta birçok kere evin içinde yarı çıplak gördüm Nalan’ı. Seksi bir vücudu var.” diye karşılık verdim.

O anda cevabımın doğru olduğunu değişen surat ifadesinden net olarak anladım. Benden böyle bir cevap beklemiyordu. “Yani şimdi ben Nalan’ı kıskanmalı mıyım?” dedi istemsizce. Kaşlarımı çatarak “Neden?” dedim. “Bak Duygu sen benim çocukluk aşkımsın. Sana taşındığınız gün, kapıda ilk gördüğümde aşık oldum ben ve o hissi hala içimde barındırıyorum. Başka bir kadına baktığımda o hisler gelmiyor. Evet Nalan ya da başka bir kadına ait vücut beni kendine çekiyor. Yani hangi erkek öyle bir kadına ben bakmam diyebilir. ” diyerek tamamladım. Çok ortada bir cevap verip onun yüzünün gülmesine sebep olmuştum. Yemek boyunca benzer konular üzerinde konuşmaya devam ettik.

“Sandalye oturmaktan sıkıldım. Artık biraz daha rahat olsun diye kanepeye mi geçsek?” diyerek ayağa kalkıp, boş şarap kadehini eline alarak üçlü koltuğa doğru ilerlerken kıçını abartılı bir şekilde sallayarak yürümeye başladı.

Hemen arkasında kaltığımda kendini koltuğa bırakıp kadehi bana uzatarak “Bana biraz daha şarap koyabilir misin aşkım?” gözlerini hafif kısıp dudaklarını büzerek “Çok olmasın ama sarhoş olmadan sadece içimi ısıtsın” dedi.

Şişeyi alıp yanına giderek kadehi biraz doldurdum. Şişeyi çekerken kadehin dışından altına doğru bir damlanın aktığını fark ederek diliyle çok seksi bir şekilde gözlerimin içine bakarak yaladı. Duygu artık tam anlamıyla kıvama gelmiş ve bedenini bana teslim etmeye hazırdı. Artık bende Duygu ile ikinci kez sevişmeye hazırdım.