Derin ve Sessiz – 6

Dinlediklerim karşısında şoka uğramış vaziyette dondum kaldım. Duygu’nun geçmişi, Taner’in başkasından olması ve o adamın da ölmüş olması. En önemlisi Duygu’nun cinsel yaşantısının olmaması. Bu kadar olay yaşadıktan sonra onu seksi hale getiren sinirlilik ve asabiyetin nedenleri artık benim için netti.

Kaydı birkaç kere daha dinledikten sonra benimle ilgili kısımlar konusunda daha da düşünmeye başladım. Demek hala bakir olduğum belli oluyordu. Korunmadan ilişkiye girme kısmında beni salak zannetmelerine biraz bozulmuştum ama olsun duymak bile eğlenceliydi. Ama en önemli kısmı her iki kadının birden beni beğeniyor olmasıydı. Belki de şartların uygun olması durumunda her ikisine de erişebilirdim.

Duygu arada siz olmasaydınız Ozan’la birlikte olurum demişti. Bu sözler kafamın içinde dönerken bir plan yapmalıydım. Eğer taşları doğru yere koyarsam Duygu’yu mat edebilirdim. Ama ilişkinin devamlılığı için onun kazandığı hissini vermem gerekiyordu. Tanju’nun etkisiz eleman olduğunu öğrenmiş olmak aradaki en büyük engelin kalkmasıydı ve elimi çok rahatlatmıştı.

Okulların kapanmasına ve arkasından babamların tatile gitmesine az zaman kalmıştı. Evde yalnız olacaktım ve belki de bunu kullanmak en iyi başlangıç olabilirdi. Ama öncesinde Nalan ile cinsellik konularına giriş yapıp açlığımı ona bir şekilde söylemem lazımdı. Bu şekilde isteklerimin Duygu’ya Nalan tarafından aktarılacağına emindim.

Bir sabah okula gitmek için uyandığımda yerimden kalkmadım ve babam odama gelip seslendi. “Oğlum kalkacak mısın? Okula geç kalacaksın servisi kaçırma istersen.” dedi. Yerimden doğrulup “Dün yediğim bir şey dokundu herhalde. Bütün gece tuvalette geçti.” dedim. “Geçmiş olsun koçum. İstersen polikliniğe gidelim.” derken Nalan daldı odaya ve elini anlıma dayayıp “Ateşi yok, Remzi sen servis şoförüne söyle de beklemesin. Bugün evde dursun koca oğlan. Ben ona bakarım bir şeyi kalmaz.”dedi. Sonra eğilim anlımdan öptü ve babama seslenerek içeri gitti.

Öğlene kadar numaradan yatakta yattarak geçirdim ama sıkılmıştım. Nalan odama gelip “Ben ilerideki süpermarkete gidiyorum. İstediğin bir şey var mı?” diye sordu. “Teşekkür ederim. İyiyim böyle.” dedim.

Nalan evden çıktığı sırada porno dergilerden birini açıp mastürbasyon yapmaya başladım. İşi yavaştan alıp zevkini çıkarırken kaç dakika geçti bilmiyorum ama Nalan birden odaya daldı ve “Geri döndüm ben…” derken lafı yarım kaldı ve benim alet ile yüzyüze geldi. “Pardon” diyerek hemen odadan çıktı. Birden o utanma haliyle bütün motivasyonum kaçtı.

Aradan 10 dakika geçtikten sonra salona Nalan’ın yanına gitmeye karar verdim. “Özür dilerim. Beni o halde görmeni istemezdim.” dedim. “Yok Ozan’cım benim hatam. Orası senin özel alanın. Bir yerde yapacaksın bu işi neticede. Ama sen hasta değil miydin? Nasıl yapabiliyorsun hastayken onu anlamadım.” dedi.

İşte aradığım fırsat ayağıma gelmişti. “Sabah dinlenmek iyi geldi sanırım. Sonra boş boş otururken birden canım istedi. Zaten sürekli istiyor onu da anlamış değilim. Sence normal mi bu?” diye salağa yatar gibi sordum.

“Senin yaşında normal. Yaşın ilerledikçe ve düzenli ilişkilere başlayınca azalacaktır.” dedi biraz gülümseyerek. “Düzenli ilişki ne demek?” diye sordum safça. “Ya işte düzenli bir seks hayatın olunca canım.” dedi gülerek. Bende utanmış gibi yaparak “Benim hiç ilişkim olmadı. Takımdaki herkes neredeyse milli oldu ama bende tık yok. Gerçi bir çoğu hayat kadınlarıyla açılış yapmış ben o işe girmem. Benim için özel olmalı bu iş. Sevdiğim ve güvendiğim birsi olmalı.” dedim.

“Anlıyorum seni Ozan’cım. Kadın vücudu seni çekiyor kendine neticede ve şu aralarda hormonların çok yüksek seviyede çalışıyor. Normal bazı şeyleri hissetmen. Öbür konuya gelince cinsel ilişkiye girmek sadece boşalmak değildir. Sevişmeyi ve dokunmayı da bilmek lazım. Bir kadının vücudunu keşfetmen öpmen okşaman ve hatta yalaman gerekir.” derken ayağa kalkıp kendi üzerinde tarif etmeye başladı.

“Mesela memeleri çok aşırı sıkmadan böyle avuçlayıp ucunu yalaman ve azıcık azıcık ıssırman lazım. Bacakları, popoyu ve sırtını okşaman gerekir. Vajina kısmı özel bir durum onun muamele edilecek kısımları ayrı. Mesela içini yalamak çok aşırı zevkli değil. En azından ben sevmiyorum. Çevresini yalayıp ıssırman klitorise dil darbeleri ile masaj yapman ve emmen gerekir.” diye anlatırken resmen karşımda erotik show yapıyordu ve birden benim mallaşmış olan suratıma bakıp gülerek “Ayyy bana ne oldu kendimden geçtim resmen. Neler anlatıyorum çocuğa. Sen daha doğru dürüst vajina bile görmedin. Yani sanırım görmedin pornoları saymazsak.” dedi ve o sırada “Ve sanırım seni biraz azdırdım herhalde. Seninki bulunduğu kaba sığamıyor.” diyip kahkaha attı.

“Ya ne yapıyım sen anlattıkça benim de canım istedi. Saklayacak halim yok. Aslında sana bir itirafta buluncam. Bizim üst mahallede oturan Ceyda ile benim uzun süren bir ilişkim var. Hatta onların evde yalnız kaldık. Ama aramızda ilişki olmadı. Korktuk ikimizde. Sadece dokunma ve öpücükler oldu. O benimkini ağzına almaya çalıştı ama dişleri çok canımı acıttı. Sonra da bir şey yapmadan bıraktık. Aslında hasta olmasam bugün de onlara gidecektim. Şu an iyi gibiyim ve oraya gitmek istiyorum.” yarı yalan yarı doğru bir şeyler söyledim.

Nalan şaşırmış ve gülümser vaziyette “Oğlum sen manyak mısın? Ya anası babası yakalasa. Kızın bekaretini alsan bir de olay çıksa.” dedi.

“Aslında biz arkadan yapacaktık. Bekareti bozulmasın diye. Yani hatta krem bile almıştık yanımıza. Ayrıca anne ve babası çok geç geliyorlar eve. Yakalanmazdık.” dedim. Amacım çaresiz olmama üzülmesi ve bunları Duygu ile konuşmasıydı.

Biraz düşünceli bir şekilde “Sen bu konuda kararlısın ve başımıza bir iş gelecek. Sen ne yapacağını bile bilmiyorsun. Offf” dedi. Biraz daha düşündükten sonra “Hadi kalk senin odana gidiyoruz.” diyerek salondan çıktı. Ben neler oluyor diye mal mal dururken “Koridordan seslendi. Gel buraya ıssırmıcam.” ve kahkaha atarak “Senin derse ihtiyacın var. Sana ders vereceğim.” dedi.

Odaya gittiğimde benim yatağın kenarına oturmuş az önce beni yakaladığı dergiyi kurcalıyordu. “Burada güzel fotoğraf yok. Başka dergin yok mu?” diye sordu. Tamamen affallamış bir şekilde “Var ama benzerleri.” dedim. “Aman neyse bak otur yanıma.” diyerek çıplak bir kadın fotoğrafı üzerinden az önce içeride anlattıklarını göstermeye başladı. Daha sonra başka bir fotoğrafa geçerek vajinal ve anal seks ve oral seks anlattı.

Bütün anlatımlar bittikten sonra “Var mı sorun?” diye sordu. Ben başıma gelenler karşısında şaşkın vaziyette “Var ama nasıl sorsam bilemiyorum.” dedim. “Sor bakalım Ozan, hadi”dedi. “Klitoris kısmını anladım. Orası minnacık bir yer. Penis nasıl giriyor oraya?” diye salakça bir soru uydurdum öyle olmadığını bilmeme rağmen.

Nalan birden kahkaha patlatıp “Aaa benim salağım oraya girmeyeceksin. Haz aldığımız bölge orayı okşayacak öpecek emecesin. Gireceğin yer onun altında.” dedi. Ama ben ısrarlı bir şekilde göstersene o zaman bir daha dedim. Aslında fotoğraflarda çok belirgin olmasına rağmen anlamamış gibi sorgulayan gözlerle baktım.

“Peki içi ıslak ve sıcak mı?” diye sordum birden. Nalan gözlerini devirip “Seninle işimiz var. Otur yatağa.” diyip önümde ayakta dikilirken altındaki eşofmanını ve külotunu birden indirdi. Ben o anda ne olduğunu anlamadan yüzümün kızardığını kafamın karıncalandığını hissettim. “Tamam utanacak bir şey kalmadı artık. Madem bu kadar açıldık az daha ilerlersek problem olmaz. Ver elini.” diyerek bacaklarını açıp elimi vajina üstünde gezdirmeye başladı. Bütün bölgeleri tek tek tarif etmeye başladı. Ben ellerim titrer vaziyette kendimi tamamen Nalan’a teslim etmiştim.

Daha sonra çalışma masasındaki sandalyemi karşıma çekip bacaklarını ayırıp ayaklarını ortada ben kalacak şekilde yatağa yerleştirdi. “Bak bu ilk ve son kez olacak. Ne baban bilecek ne de başkası. Anlaştık mı?” diye sordu.

“Anlaşmamaktan başka şansım yok herhalde. Anlaşmasak bu muhteşem anı yaşayamam. O nedenle yüzde bir milyon anlaştık.” dedim. Kafama yavaşça vurup “Salak çocuk.” diyerek çenemden tutup beni kendine çekip dudaklarımdan öpmeye başladı.

Daha sonra “Bir dakika” diyerek geri çekilip üzerindeki t-shirt ve sütyeni hızlıca çıkarıp geriye savurdu. Birkaç dakika daha öpüştükten sonra “Öpüşme işini çözmüşsün. Şimdi şunlara biraz ilgi göster bakalım.” diyerek memelerini iki eliyle dibinden tutup sallamaya başladı.

Bir anda üzerlerine yumulup çılgınlar gibi emmeye, yalamaya ve hafif ıssırmalara başladım. Uçlarını emip dilledikçe Nalan kendinden geçmeye başlamış “Ihhhh, ahhhh” sesleri çıkarıyordu.

Birden memeleri bırakıp tekrar öpüşmeye başladık. Sonra kulak memesini emip boynunu kulak arkasını öpüp dilimle hafif dokunuşlara geçtim. Nalan kontrolünü kaybetmiş bir şekilde inanılmaz sesler çıkarıyordu. Geriye çekildiğimde elinin vajinasında olduğunu ve kurcalamaya başladığını fark edip bende elimi oraya attım.

Elimden tutarak nerelere dokunmam gerektiğini tarif ediyor arada uzun uzun öpüp dudaklarımı ıssırıyordu. Birden eliyle kafama bastırıp vajina hizasına kadar getirip beni “Biraz da bunun tadına bak bakalım. Anlattğım gibi nazikçe yap” dedi. Ve o anda vajinadan yayılan kokuyu alınca yıllar önce o külot üzerindeki kurumuş leke kokusu aklıma geldi. Ama bu sefer gelen koku çok taze ve tatlıydı. Elimle vajina yanaklarını ayırılıp her yerini yalamaya, vajina tepesini ve klitorisi emmeye ve hafif ıssırıklar atmaya başladım.

Nalan artık tamamen kendinden geçmişti. Birden kasılmaya ve saçımı sıkıca avuçlayıp çekmeye ardından da çığlık atarak boşalmaya başladı. Vajinası önce sanki içe çekilmiş gibi kasılıp sonra kendini dışarı atarak gevşemişti. O gevşeme ile birlikte daha çok akıntı gelmeye başlamıştı.

Ben hala yalamaya devam ederken “Yeter bu kadar.” diyerek beni hafif iterek ayağa kalktı. Ben tam odadan çıkacak diye düşünürken. “Şimdi birinci ders bitti; temel konu kadın boşalmadan sen boşalamazsın. Kadın boşaldığına göre sıra erkekte. Yer değiştiriyoruz.” dedi.

Ben ayağa kalktım o dizlerinin üstüne çöküp altımdaki şort ve külotu bir hamlede bileklerime kadar indirdi. Zaten çoktan kalkmış olan penisim bir anda gözüne çarptı.
Eline alıp okşamaya başladı. “Ozan’cım çok güzel bir penisin var. Boyu ve kalınlığı inanılmaz iyi. Ne çok uzun ne de çok kalın ama normal ölçülerin oldukça üstünde. Şu an bunu içime almaya o kadar istiyorumki anlatamam sana ama içeri giriş çıkış sadece babana ait. İkimiz içinde üzgünüm şu anda.” dedikten sonra birden ağzına alıp önce tepesini ve sonra gövdesini yavaş hareketlerle emmeye ve içeriden diliyle alttan ve üsten yalamaya başladı. Dişleri kesinlikle değmiyor, hiç canımı acıtmıyordu. Vajinasına giremecek olmak beni ne kadar üzmüş olsa da şu ana kadar yaşadıklarım ve bu profesyonellikte biriyle yaşadıklarım inanılmaz bir seviyedeydi.

Birden bütün penisimi gırtlağına kadar sokarak yutmaya çalışırcasına emiyor burnundan derin nefesler alıyordu. Gözleri inanılmaz büyümüştü. Elleriyle kalçama yapışıp hızlıca ileri geri gidip gelmeye başladı. Ben artık tamamen kendimden geçmiştim. Ve birden “Nalan gelmek üzereyim” dememe rağmen durumunu hiç bozmadan işine devam ediyordu. Bütün vücudum sarsılarak Nalan’ın gırtlağını hissettiğim sırada boşalmaya başladım.

Nalan bütün spermleri yutarak emmeye devam etti. Penisim küçülmeye başladığında ayağa kalkarak parmak ucunda yükselip, boynuma iki koluyla sarılıp dudaklarımdan ateşli bir şekilde birkaç saniye öptükten sonra kıçıma şaplak attı. Daha sonra yerdeki eşyalarını toplarken “Artık bütün dersleri tamamladın. Benden bu kadar tatlım Bundan sonrası senin maharetine ve benden sonraki kadının deneyimine bağlı.” diyerek odadan çıktı. Sonra birden geri dönerek “Ben duşa giriyorum ve bu odada yaşananlar bu odada kalır. Bir daha da tekrarlanma şartı gidişata bağlıdır. İlk sefere göre oldukça iyiydin tatlım ama daha iyi olmak senin elinde.” diyerek göz kırptı ve sonra banyoya doğru yürümeye başladı.

Ben Duygu ile birlikte olmanın planlarını kurarken başıma gelen olaylar sonrasında şaşkın ve çıplak bir şekilde yatakta yatıyordum. Ceyda ile bir takım denemeler yapmıştık ama bugün başıma gelenler hem de anne dediğim insanın bana yapmış oldukları ve benim ona yaptıklarım. Ama kesinlikle içimde pişmanlık yoktu. Nalan’ın da içinde pişmanlık varmış gibi durmuyordu. Ben herhangi bir istek ya da zorlama yapmadan kendisi yönetmişti her şeyi.

Şimdi o yılları düşününce şu söz aklımdan hiç gitmiyor.

Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir.