Ablam ve Abaza Arkadaşlarım -2

Ablam oturma odasına girerek Mehmet ve Utkunun olduğu kanepeye oturdu.
Az önce ablam hakkında fanzetilerini anlatıp onu nasıl sikecegini anlatan arkadaşlarımın karşısında şimdi ablam vardı. Ablam düğünden çıkıp geldiği aşırıya kaçan dekolteli elbisesi ile simdi karşılarında oturuyordu. Giydiği kırmızı elbisenin göğüs dekoltesi oldukça açıktı, elbisenin sırt kısmıda açıktı ve elbise ancak dizlerinin üstüne kadar iniyordu. Güzel pürüzsüz esmer bacakları baldırlarına kadar ortadaydı.
Zaten arkadaşlarımı önceden tanıdığı ve pek çok kez gördüğü için onların önlerinde bu elbise ile durmaktan hiç bir çekincesi yoktu.
Ablam klasik ortama giriş faslıyla arkadaşlarıma hal hatır sormak için konuşuyordu; “E anlatın gençler ne var ne yok bakalım?”
Bu soruya ilk cevap veren tabii ki Mehmet oldu; “İyidir abla öyle içiyorduk işte, senden ne var ne yok?”
“Bende düğünde içiyordum, ama sıkılıp eve erken geleyim dedim.”
Mehmet, “iyi yapmışsın abla”
Tabii ki az önce arkasından kaşar, orospu, diye konuştukları ablam şimdi karşılarında olduğu için abla diye hitap ediyorladı. Ancak arkadaşlarımın ablama olan bakışlarından onu oracıkta sikmek istediğini ablam hariç hepimiz biliyorduk.
Ablam, “Eee ne duruyorsunuz ya bana da votka koysanıza.”
Bunu duyan Mehmet, hemen masada ablamın önüne bardak uzatıp votka ve vişne suyu doldurdu. Mehmet ve Utku ablamın yanında oturuyordu.
Emir ve ben ise ablamın karşısında ki kanepedeydik.
Öyle klasik nasılsın, ne var ne yok sohbeti sırasında, Ablamın birşeyi fark ettiğini anladım. Çünkü bu şey fark edilmeyecek birşey değildi, ablam gelmeden önce yaptığımız sohbet yüzünden hâlâ hepimizin siki dimdikti. Adeta pantonlarımızı delecek gibiydi, fark edilmeyecek gibi değildi. Ablamın gözleri sıra ile hepimizin pantolonunun önünü takip etti. Sonra ablam şaka ile karışık gülerek “Bu ne olum? Siz ben gelmeden önce ne yapıyordunuz da hepinizin şeyi böyle dimdik olmuş lan? Yoksa siz 4 erkek abuk subuk gey şeyleri mi yapiyordunuz?”
Tabii ki ablamın bunları bize takılmak maksadı ile şaka amaçlı söylediği belliydi. Zaten ablamın espiritüel, neşeli, herşeyi dalgaya vuran kişiliğinden bahsetmiştim. Ama Mehmet büyük ihtimal bir açıklama getirmek zorunda hissettiği için veya sohbeti kendi istediği yere çekmek için aynı ablam gibi gülerek şaka ile karışık cevapladı, “Yok abla, tüm erkeklerin yalnız kaldığında yaptığı gibi karı kız muhabbeti yapıyorduk.”
Ablam votkasindan bir yudum aldı, “Vaaay koçlarım benim yakışır.”
Ablamın bu espiritüel neşeli haline hepimiz alışıktık ve bu sosözlerizleri tuhaf olarak algılamıyorduk. Ama dikkatimi çeken birşey vardı, ablam gözünü pantolonlarımızın önünden ayıramıyor gibiydi. Aynı şekilde bizde onun dekolteli elbisesinden gözümüzü ayıramıyorduk. Ayrıca herkesin kafası alkolün etkisi ile çakırkeyif olmuştu.Ortamın gerginliği havada hissediliyordu, belki de bu yüzden bir 30 saniye kimseden ses çıkmadı, en sonunda ablam, “e hadi niye susuyorsunuz ya, ben geldim diye mi? şu karı kız sohbetinizi anlatın bakayım”
Mehmet, “aman abla anlatacak ne var sanki, işte klasik karı kız muhabbeti, onu nasıl sikerim şunu nasıl sikerim felan filan” dedi. Bunu dedikten sonra 3’ümüzde Mehmet’e baktık. Belli ki alkolden dolayı artık iyice umursamaz olmuştu. Mehmet’in bu söylediklerini duyan ablam yine gülerek “Çüş ulan anlat dediysek bu kadar da açıktan değil ayı.” dedi Mehmet’e bakarak.
Ama ablamın yine bize takıldığı belliydi.
Mehmet, “Abla sanki bilmediğin şeyler mi ya, koca kadınsın, cinselliğin ne olduğunu biliyorsun, biz sen gelmeden önce karı kız muhabbetinin yanında porno bile izledik, o yüzden böyle malafatlarımız dimdik.” Bu sözü duyan ablam, pespembe ruj sürdüğü dudakları ile kahkaha attı.
Mehmet’in söylediği lorno izleme faslı yalandı ancak bu Mehmet’in ablamın bu sohbeti açmasından iyice faydalanacağı anlamına geliyordu.
Ablam, “lan valla korkulur sizden ha, şuna bakın beni yiyecek gibi bakıyorsunuz. Zaten düğünde de bütün abazalar bana böm bom baktı.”
Utku, artık iyice işin bokunu çıkardığını belli ederek, ablamın gördüğünü bile bile onu baştan aşağı süzdü. “E bakılmayacak gibi de değilsin ki be abla. Adamlar napsın, biz bile bakmadan edemiyoruz.”
Ablam 2. Votka bardağını bitiyordu, votkasini bitirir bitirmez Mehmet hemen votkasini tazeledi.
Ablam kanepeye, Mehmet ve Utkunun tam ortasına oturmuştu, Mehmet ve Utkunun gitgide ablama yaklaştığını görebiliyordum.
Bir sürelik bir sessizlikten sonra Ablam 3. Votka bardağını da bitirip bacak bacak üstüne atıp, elbisenin etek kısmından sıyrılan baldırlarını daha da görünür hale getirerek şöyle dedi; “E hadi şu karı kız muhabbetinde ‘öyle söyle siktiginiz’ kızlar kimmiş merak ettim banada” dedi.
Utku, “bizim okuldaki bazı kızlar ve hocalar abla.”
Mehmet, “birde senin şu afet kankan Hande.”
Ablam bunu duyunca bir kahkaha patlattı ve Mehmete dönerek “Olum siz çok erken çıtayı yükseltmişsiniz hele bir önce kendi yaşıtınız olan kızlarla beraber olun sonra sizden büyüklerede sıra getirirsiniz.” dedi.
Mehmet yanında oturan ablama bakarak yine o piç sırıtışıyla, “Merak etme abla bizde hepsine yetecek malzeme var.”
Ablam gülerek, “çıkar göster lan o zaman piç.” Ablamın bunu şaka amaçlı söylediği çok belliydi, o yüzden aramızdan en atılgan olan Mehmet bile ayağa kalkıp pantolununu indirecek göt bulamadı. Belli ki Mehmet işini garantiye almak istiyordu, anlamı önce kıvama getirmek istediği çok belli.
Mehmet pes edecek gibi değildi, birazcık sessizlikten sonra
“abla anlatayım, bu kankan Hande kaşarı her gördüğümüzde bizi inanılmaz azdırıyor. Sen gelmeden önce onu nasıl sikeceğimizi konuşuyorduk.”
Ablam, “nasıl sikerdiniz peki?”
Mehmet, “kanırta kanırta”
Ablam bunun üzerine birşey demeden 4. Votka bardağını da bitirip masanın üzerine koydu. Çok bilinen o sarhoş ağzıyla gülerek, “Sikemezsiniz olum siz, anca böyle hayaller kurar 31 çekersiniz, siz anca sikmeyi hayal edersiniz başkaları siker.”
Artık ablamın sarhoş olduğu açıkça belliydi, zaten hiç birimizin kafası tam anlamıyla yerinde değildi ki.
Mehmet telefonunu cebinden çıkarıp birşeyler açarak ekranı ablama gösterdi. Ben tam karşılarında olduğum için ablama ne izlettigini bilemiyordum, ama tahminen, ablama söylediği o yalan porno izleme faslı planını şimdi uygulamaya koyuyordu.
“Ablam Mehmet’in ona doğru tuttuğu telefonun ekranına birazcık baktıktan sonra, ya bu ne, bari porno izleteteksen küçücük ekrandan izletme, şu televizyona yansıt oradan rahatça izleyelim.” Mehmet ablamın dediğini yapmak için televizyonu açarken Ablam birden ayağa kalkıp “ben tuvalete gidiyorum” diyerek odadan çıktı.
5-10 saniye süren bir sessizlikten sonra Mehmet, “Olum ben bu karıyı bu gece kesin sikerim, zaten sarhoş baştan çıkarmaya çok az kaldı.”
Utku, “olum bu gece siktik siktik, yoksa bu şans bir daha gelmez.”
Emir, “Olum orospu bacaklarını üst üste atınca az daha kendiliğimden boşalacaktım”
Arkadaşlarım sanki ben odada yokmuşum gibi ablamı nasıl sikebileceklerinden bahsediyorlardı. Resmen kafam allak bullak olmuştu, ne diyeceğimi bilemiyordum, bir yandan alkolün etkisi, bir yandan bütün vücudumu saran azgınlık, bir yandanda azdığım kadının öz ablam olması sebebiyle çok değişik açıklanamayacak duygular içerisindeydim. Adeta yaşadığım olayın şaşırtıcı ve şok edici etkisiyle dilim tutulmuştu.
Mehmet, “olum bu orospu bizim ne peşinde olduğumuzu biliyor ama fark ettirmiyor, eğer o tuvaletten sonra odasına yatmaya gitmeyip buraya gelirse bilin ki o da istiyor.”
Utku, “olum o zaman odaya gelir gelmez zorlada olsa direkt soyup başlayalım sikmeye, şuna bak benim dayanacak halim kalmadı.”
Mehmet, “öyle olmaz ulan dingil, ya heyecanlanır çığlık atarsa, birşey olursa tüm mahalle başımıza toplanır.”
“İşi olaya götürecek ilk hamleyi bu orospuya yaptıracağız, orospuya pantolonumu kendi elleriyle indirteceğim.”
Emir, boş votka şişesini işaret ederek, “geldiğinde şişe çevirmece oynayarak şansımızı denesek mi?” diye sordu.
Emir tam bunu dedikten sonra ablam içeriye girdi. Ablam yine Utku ve Mehmet’in olduğu koltuğa, tam aralarına oturdu.
“E ne konuşuyordunuz bakayım ben yokken?”
Mehmet ablamın bu sorusunu hemen cevapladı, “içtiğimiz votka şişesiyle doğruluk cesaret mi oynasak acaba diyorduk”
Ablam, “şişe çevirmece genelde çiftler ile oynanır ama. 4 erkek bir kadınla pek olmaz bence.”
Mehmet, “olur olur niye olmasın, merak etme öyle fazla bokunu çıkartacak şeyler yaptırmayız veya sormayız, sonuçta sen bizim öz ablamın gibisin abla.” Mehmet bunu pişkince sırıtarak söylemişti.
Ablam gülerek, “siktir lan az önce hepiniz beni yiyecek gibi bakıyordunuz.”
Mehmet yine pişkince sırıtarak, “E abla bakılmayacak gibi değilsin ki, hele de şu elbiseyle, hem bakmaktan birşey olmaz, güzele bakmak sevaptır.”
Utku ve emir bunu onaylar şekilde “aynen abla” diyerek cevapladılar
Ablam ikna olmuş, şekilde o her zaman ki neşeli bir ses tonuyla “İyi lan hadi tamam oynayalım bakalım. İlk kim çevirecek?”
Mehmet hemen atılarak, “Ben çevirim.” Dedikten sonra masanın üstünde dik duran votka şişesini yatay şekilde masanın tam ortasına koyup ilk çevirmeyi yaptı. Şişe dönerek benim yanımda oturan Emir’i işaret ederek yavaşça durdu. Mehmet, sordu, doğruluk mu cesaret mi?”
Emir yine o çekingenliği ile “doğruluk” diye cevapladı. Mehmet bu korkak seçimden bozulmuş gibiydi çünkü amacı ablamı baştan çıkartmaktı ve o yüzden olabildiğince fazla cesaret denmesi gerekiyordu.
Mehmet bir kaç saniye soracağı soruyu düşünür gibi bekledikten sonra sordu; “Hiç bir kızın ağzına verdin mi?”
Emir, “evet verdim” diye cevapladı.,
Ablam, “cüş lan hemen hayvan gibi başladın.”
Mehmet, “Dur daha yeni başlıyoruz, bu daha hicbirsey.”
Şişeyi çevirmece ve soru sorma sırası Emirdeydi. Emir şişeyi çevirdi, şişe dönerek Mehmet’i işaret ederek dur.
Emir, “doğruluk mu cesaret mi kanka?” diye sordu. Mehmet hemen, “cesaret” diye cevapladı.
Mehmet’in Emir’e olan sert bakışlarından adam gibi, ablamı baştan çıkarma amacına uygun bir şey demesini istediğini çok açıkça belli ediyordu.
Emir bir kaç saniye düşündükten sonra “pantolonunu çıkart” dedi.
Mehmet bunu duyunca yine yüzünde o hınzır gülümsemesi belirdi. Belli ki istediği cevani almıştı.
Mehmet dünden razı şekilde ayağa kalkarak elini pantolonunun kemerine attı ve kemerini çözmeye başladı. Tam o sırada ablam araya girdi, “çüş olum insan bi itiraz eder lan, hemen indirmeye başladın.”
Bunu duyan Mehmet pek istifini bozmadan kemerini çözmeye başladı.
Kemerini çözdükten sonra ablamın gözlerinin içine bakarak yavaşça pantolonunu indirdi. Pantolonunu ayaklarından itip tamamı ile çıkarttı.
Altında siyah dar baksır vardı. Kalkık siki baksirinin üzerinden açıkça belli oluyordu. Siki oldukça büyüktü.
Ablam 5-10 saniye kadar Mehmet’in baksırına, sikine baktı.
Utku gülerek “Helal koçuma valla korkusuzca indirdi malı.” Utkunun söylediği bu söz üzerine Mehmet gülerek ve ablama bakıp, “tabi olum erkek adamın malı ortada olur” diyerek, yine yerine ablamın yanına oturdu.
Şişeyi çevirme sırası bendeydi, tam karşımda ablam vardı. Tereddüt ettim, ya şişe ablama gelirse ne soracaktım, veya neyi yap diyecektim? Ablam bana bakarak; “hadi olum çevirsene seni mi bekliycez.” Bunun üzerine düşüncelerimden ayrılıp şişeyi çevirdim. Çekindiğim gibi şişe tam ablamı işaret ederek durmuştu.
Ablam hemen, “Doğruluk” diye seslendi.
Utku, Emir, Mehmet bana bakıyorlardı, ne soracağım merak ediyorlar, onların ablam ile ilgili işlerine yardımcı olup olmayacağımı merak ediyorlardı.
Ağzımdan şu kelimeler döküldü; “En son ne zaman seks yaptın abla?”
Ablam hiç beklemediğim şekilde tereddütsüzce hemen “iki hafta önce” diye cevapladı. Ve hemen ardından gülerek “Lan işiniz ne fesat direkt ilk baştan cinsellikle ilgili sorulara başladınız” dedi.
Şişeyi çevirme sırası Utkudaydı, şişe yine ablamı işaret ederek durdu. Ablam yine doğruluk dedi.
Utku, “Hiç anal seks yaptın mı?”
Ablam “Hayır” diyerek cevapladı ve ekledi, “Ulan siz de benim amıma götüme ne meraklıymışsınız, hep o taraflardan soru soruyorsunuz.” Bunun üzerine hepimiz bir kahkaha patlattık. Ablamın am, göt kelimelerini kullanması odadaki herkesi cesaretlendirmişti, üstüne üstlük bu kelimeleri ‘amım’ , ‘götüm’ şeklinde kullanmıştı.
Mehmet, ablamın hep doğruluk demesinden sıkılmış gibiydi, bunun yüzünden olsa gerek, “beyler biliyorsunuz birisi iki kez doğruluk dedikten sonra yine doğruluktan devam edemez, en az doğruluk dediği kadarda cesaret demesi lazım.” Gerçekten bu oyunun böyle bir kuralı var mıydı yoksa Mehmet mi bunu anında uydurmuştu bilmiyorduk, ama ablamda dahil olmak üzere hiç kimse buna itiraz etmedi, herkes kabul etti.
Şişeyi çevirme sırası ablama gelmişti. Ablam şişeyi çevirdi ve şişe Mehmet’i işaret ederek durdu.
“Doğruluk mu cesaret mi”
Mehmet Ablamı arzulayan gözleri ile ona bakarak “Ben cesur birisiyim, tabii ki Cesaret.”
Ablam biraz düşündükten sonra, “Tamam Alpere sağlam bir tokat at” dedi.
Hemen itiraz ettim, “Bu saçmalık, sınanan Mehmet, ama tokat yiyen niye ben oluyorum?”
Ablam, “Canım kardeşim, şişeyi çeviren benim, ben ne dersem o. Ayrıca geçen hafta annemin cüzdanından arakladığın paraların suçunu benim üstüme attığını unutmadım” dedi.
Bunun üzerine daha fazla itiraz edemedim, belli ki ablam kendince benden intikam alıyordu.
Mehmet hemen ayağa kalkıp önüme gelip bana sağlam bir tokat attı, sonra ablama dönerek sordu, “Hoşuna gitti mi?”
Ablam, “Bir daha at, daha sertçe.”
Mehmet bir diğer yanağıma da tokat attı ve yerine oturdu. Ablam canımın yandığını anlamış şekilde dalga geçerek, “Ay canım kardeşim ya acıdı mı kıyamam.”
Bunu söylemesi üzerine hepsi bana bakarak aynı anda dalga geçer şekilde gülmüşlerdi.
Bu yaptığı şerefsizlik ve beni arkadaşlarım önünde utandırması yüzünden Ablama oldukça sinirlenmiştim. Elbet sıra bana gelecekti ve intikamımı alacaktım. Ama şişeyi çevirme sırası sıra şimdi Emir’deydi. Şişe ablamı işaret etti, Emir Mehmet’in, önce ki turda doğruluk demesinden dolayı ona sinirlendigini biliyordu, o yüzden bayağı bir düşünüp duraklatıktan sonra sanki Mehmete kendini affettirmek istermiş gibi,
“Esma abla bacaklarını Mehmet’in kucağına uzat, sırtınıda Utkuya yasla, oyunun sonuna kadar bu poziyonda devam edeceksin”
Ablam, “lan bende bu kadar düşününce bir bok diyeceksin sandım, bu muydu söyleyeceğin, hem uzanarak daha rahat ederim” diyerek hiç çekinmeden sırtını Utkunun göğsüne yasladı, bacaklarını da Mehmet’in bacaklarının üstüne koydu. Ablam bu hareketi yaptıktan sonra zaten dizinin üstünde biten elbisesi daha da yukarı doğru sıyrıldı. Mehmet’in üstünde sadece baksırı vardı. Ablamın çıplak bacakları Mehmet’in çıplak baldırlarının üstünde hemen sikinin 10 santim önündeydi. Mehmet’in yüzünden nasil bir zevk içinde olduğu anlaşılıyordu.
Şişeyi çevirme sırası bendeydi. Çevirdim, şişe Utkuya geldi. Utku hiç beklemeden cesaret dedi.
Şimdi ablamdan bana attırdığı Tokat’ın intikamını alma peşindeydim.
“Utku, pantolonunu çıkart.”
Bunu dedikten sonra ablamın gözünde bana karşı bir öfke belirdiğini gördüm, ama ağzından herhangi itiraz eden bir cümle çıkmadı. Utku göğsüne yaslanan ablamı ileriye doğru iterek pantolonunu çıkarttı. Onunda siki aynı Mehmet’in ki gibi baksırının altından dimdik duruyordu.
Ablam artık sırtını yasladığı Utkunun baksır altında ki sikini sırtında hissederek oyuna devam edecekti.
Şişeyi çevirme sırası Utkudaydı, Utku kendi göğsüne yaslanan ablamı itmeden tek eliyle masanın üzerindeki şişeye uzanıp çevirdi. Şişe Emir’i işaret ediyordu. Emir’in de artık çekingenliği gitmiş gibiydi.
Utku gülerek “Sende Pantolonunu çıkart bari” dedi. Emir itiraz etmeden pantolonunu indirip tekrar yerine oturdu.
Sıra Mehmetteydi, Mehmet sikinin 10 santim önünde duran ablamın bacaklarının üstünden elini masadaki şişeye doğru uzattı. Bu sırada Mehmet’in sikinin baksırının üzerinden ablamın pürüzsüz esmer çıplak bacaklarına temas ettiğini gördüm.
Mehmet şişeye dokundu ama çevirmedi. Ağzından şu sözler çıktı; “ya böyle çok sıkıcı olmaya başladı, teker teker hepimiz çeviriyoruz yoruluyoruz, bunun yerine oyun boyunca sadece bir kişi çevirsin, tek bir kişi yapsın. O şişeyi çeviren kişi, şişenin ucu kimse gelirse cesaretle sınasın.”
Ablam, “E kim yapacak bunu?”
Mehmet bana bakıp sırıtarak, “Alper yapar. Değil mi kanka, sıkıntı olmaz yaparsın sen.”
Piç Mehmet resmen benim şişeyi çevirip onların ablamı baştan çıkarma işine direkt olarak yardımcı olup, hatta onların rahatını bozmadan işlerini halettirmemi istiyordu.”
Birşey diyemeden Mehmet masanın üstünde ki şişeyi bana doğru ittirip, “Hadi başla.” dedi.
Şişeyi çevirdim, şişe Utkuya geldi.
“Utku sende ablamı sırtına, omuzlarına dokun” dedim.
Ablam alkolün vücudunda etkisini gösterdiğini kanıtlar şekilde sarhoş ağzıyla”Ya sizde bokunu çıkardınız iyice, ama umrumda değil, hem Utku omuzlarıma masaj yapmış olur” diyerek Utkunun göğsüne doğru kendini iyice salarak yaslandı.
Utku ablamın elbisesinin açık olan kısımlarından sırtını ve omuzlarını okşamaya başladı. Utku okşamalarına devam ederken, ablamın gözlerini kapattığını fark ettim. Ablam artık iyice sarhoştu ve yarı uyuklar vaziyetteydi. Ne olduğunu pek umursayacak bir hali kalmamıştı.
Şişeyi çevirdim, şişe Mehmete gelmemesine rağmen ablamın görmediğini bilerek sanki Mehmete gelmiş gibi, “Mehmet sana da istediğin kadar ablamın bacaklarına dokunabilirsin.” Mehmet daha cümlemize bitirmeden beklemeden ablamın bacaklarını okşamaya başladı.
Şişeyi tekrar çevirdim. Sıra Emir’deydi ama Emire ne diyeceğimi bilemiyordum çünkü oldukça uzaktaydı, baksırının üstünden sikini oksuyordu.
“Abla” diyerek ablama seslendim, gözlerini hafifçe aralayip gözleri ile Emirin baksır üstünden sikini okşayan elini izlediğini fark ettim.
“abla elbisenin altından kilotunu çıkart, Emire at, senden uzak kaldı, çocuk koklayıp 31 çekip rahatlasın bari.”
Bu sözleri hangi cesaretle söylediğimi bilemiyordum. Ya cesaretle ya da Mehmetten korkumdan söylemiştim.
Ablam, sarhoş ağzıyla yarım yamalak kısık gözlerle konuşarak, “hayır olamaz” dedi.
Mehmet ablamın bacaklarını okşamayı bırakmayarak, sert bir sesle “mızıkçılık yapma. Çek çıkar ver şu kilodunu zaten elbisen var üstünde. Merak etme amını görmeyiz.” dedi.
Ablam yine aynı şekilde konuşarak,
“İstesem de veremem çünkü içimde külot yok, düğüne giderken içime külot giymedim.”
Bunun üzerine hepimiz de bir duraksama ve dahada azgınlaşma olmuştu. Belli ki ablam düşündüğümüzden de kaşardı.
Mehmet gülerek, “Vay kaşar düğüne kilotsuz gitmiş” dedi. Bunu derkende ablamın bacaklarını oksuyordu. Ablam bu kaşar kelimesine alınmamış üstüne hoşuna gitmiş gibi gülümsemişti.
Ablam iyice sarhoşluktan dolayı kendini salmış uykulu bir sesle, “başka bir kadın külotu bulun, ona çeksin banane ya.” dedi.
Mehmet yine sert bir sesle, “Bu evde senden başka kadın mı var ki başka külot bulalım?”
Ablam yarı kısık gözleriyle bana bakarak ve hafifçe sırıtarak “Alper banyodan kirli sepetinden annemin külotlarını getir, Emir onunla idare etsin” dedi.
Ablamdan çıkan bu sözler neredeyse hepimiz dumura uğratmıştı.
Ağzım açık şekilde ablama bakakalmıştım.
Mehmet’in sinirli sesiyle kendime geldim, “Hadi lan ne duruyorsun gidip getirsene.” Ayağa kalkıp banyoya gittim ve sepetten annemin renkli iç çamaşırlarında bir kaç tane alıp içeri gittim.
Ben çamaşırları alırken Utku okşamalarıni arttırmış yavaş yavaş ablamın göğsüne doğru inmeye başlamıştı.
Mehmet elimdeki çamaşırları görür görmez gözleriyle ona atmamı işaret etti. Annemin iç çamaşırlarını Mehmete ve Emire doğru fırlattım. Mehmet külotu burnuna doğru götürüp koklayarak iç çekti. “Ohh nefis gibi kokuyor.”
Mehmet külotlari kokladıktan sonra pişkince sırıtarak bana baktı;
“Alper kanka, çıktığın deliğin kokusu muhteşem. Annenin külotlarida bir o kadar muhteşem. Olum sen ne şanslı bir adamsın lan, sizin evin içinde sikilmeyi bekleyen iki tane afet dolaşıyor resmen, hem annen hem ablan inanılmaz güzeller. Lan acaba o güzel anneni babandan başka siken var mıdır? Baban o karıyi doyuramaz bence. Kesin veriyordur o kaşarda birilerine. Vardır kesin bir tokmakcısı.
“Baksana olum senin ablan böyle orospu ruhluysa kim bilir annen nasıldır, belki kızı annesine çekmiştir ha?”
Mehmet bana bunları derken elini baksırının içinden sikine atmış zevkle sikini okşuyor ve konuşmaya devam ediyordu;
“Alper düşünsene lan, senin çıktığın deliği adamın birisi sikiyor içine boşalıyor, o anne diye saygı duyduğun seni evladım diye seven öpen kadın yabancı bir adamın altında inleye inleye sikiliyor, belki adam annenin ağzına veriyor ağzına boşalıyor. Belki anneni orospu diye diye aşağılayarak sikiyor. Hatta belki anneni sen evde yokken babanın yatağında sikiyor hatta belki anneni sikerken babanın ona taktığı nikah yüzüğünü bile parmağından çıkarmıyor. Hatta daha heyecanlı olsun diye annen oğlunun odasında sikişiyor, belki de oğlunun yatağının üstünde domaltılıp sikiliyor. O her gece yattığın yatakta belki sen evde yokken gündüzleri anneni sikiyor bir adam. O her akşam elleriyle sana yemek hazırlayan annen, o ellerle baban işteyken gündüzleri eve attığı bir adamın yarrağını avuçluyor, şehvetle taşşaklarini okşuyor öpüyor. Sonra da akşam olunca tekrar namuslu kadın rolüne bürünüp o yarrak avuçladigi eller ile sana sarılıyor canım oğlum diyor, o ağzına bosaldiklari annen o ağzı ile senin yanaklarını öpüyor…”
Arkadaşım Mehmet gözümün önünde annemin külotlarını kokluyor bir yandanda ablamın bacaklarını okşuyordu…

–DEVAM EDECEK–