Türkiyenin En Büyük Hikaye Platformu

admin@yetiskinhikayeleri.net

Üyeliğinizi tamamlamak için bize ulaşın!

Yaz Tatili-1.Gün Bölüm 1

# Bu hikaye gerçek olaylara dayanmaktadır. Hikayeyi uyarlamak adına abartı ve değişiklikler yapılmıştır. Özel hayatın gizliliğinden dolayı kişi, yer isimleri ve tarihlerde değişiklik yapılmıştır. İyi okumalar.

Ben Ali, 23 yaşında bir üniversite öğrencisiyim ve üç yıldır düzenli spor yapıyorum. Bu sayede vücudum oldukça formda ve fit. Fiziğimle gurur duysam da, sosyal hayatımda son zamanlarda pek bir şey yok. En yakın arkadaşım Emre, benim gibi 23 yaşında bir üniversite öğrencisi, ama o çok farklı. Uzun yıllar önce bir imkansız aşka kapıldığı için kadınlarla pek ilgilenmiyor artık. Bu durum, onun hayatını biraz daraltmış gibi görünüyor. Arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirmeyi tercih ediyor.

Damla ise, 23 yaşında bir başka arkadaşımız. Hayatı biraz hızlı yaşamış olabilir, ama son bir yıldır daha sakin bir yaşam tarzı benimsedi. O da bir üniversite öğrencisi ve bazıları için cazibesini yavaş yavaş kaybediyor gibi.

Aylin’e gelince, o da 23 yaşında ve yakın arkadaşımız Berke ile neredeyse üç yıldır bir ilişkisi var. Aylin’in bakır rengi saçları dikkat çekiyor ve vücut hatlarıyla göz alıcı bir görünümü var. İnce bir bele sahip olmasının yanı sıra, dolgun ve diri göğüsleri de var; yani portakaldan biraz daha büyük, tam ideal kıvamda. Bu özellikleri, ona çevremizde dikkat çekici bir hava katıyor.

Biz dört arkadaş, hayatın getirdiği farklı zorluklarla ve mutluluklarla birbirimizi desteklemeye çalışıyoruz. Gençliğimizin heyecanları ve karmaşaları içinde, kendi yollarımızı bulmaya çalışıyoruz.

Bir yaz ayının ortalarında grupça tatil yapmaya karar verdik. Berke, Amerika’da work and travel yaptığı için Aylin’in de gelmesini pek beklemiyorduk açıkçası. Ama Aylin tatile geleceğini söylediğinde içimde garip hisler uyanmıştı. Onu yaz aylarında pek görmediğim için, bu tatil fırsatıyla vücudunu ve tenini görme düşüncesi aklımı kurcalamaya başladı. Ara ara Aylin hakkında fanteziler kurup hayal dünyasında kaybolsam da, bunları gerçeğe dökmeyi hiç düşünmemiştim. Zaten sevgilisi Berke oldukça iri, uzun ve kıllı bir adamdı. Aylin’in yanında kendine yakışır bir erkek olmalıydı; onu daha iyi birini hak ettiğine inandım hep.

Kafamı bu düşüncelerden uzaklaştırıp tatil için hazırlanmaya koyuldum. Binlerce para vermek istemediğimiz için, Çeşme’deki yazlığımıza gitmeye karar verdik. Tatil günü sabahı geldiğinde, Aylin memleketinden otobüse binerek İzmir’e doğru yola çıktı. Arabayla önce Emre ve Damla’yı, ardından terminalden Aylin’i alarak yazlığa doğru ilerledik.

Yolculuk boyunca gözüm sürekli yan koltukta oturan Aylin’deydi. Onun teninin sıcaklığı, hafif esen rüzgârda saçlarının dalgalanışı beni daha da etkiliyordu. Aylin’in vücudu, yaz güneşinin altında parlıyordu; ince belini ve hatlarını düşünmeden edemiyordum. Birkaç saatlik yolculuğun ardından yazlığa girdiğimizde, içimdeki heyecan doruk noktaya ulaştı. Bu tatilin, Aylin ile yaşamak istediğim tüm fantezilerin gerçeğe dönüşeceği bir fırsat olabileceğini düşündüm.

Kendisi altına kısa bir mini şort, üstüne ise ince keten tarzında bir crop giymişti. Dekoltesi yoktu ama o ince belinin ve düzgün bacaklarının görünüşü bile içimde bir ateş yakmaya yetiyordu. Eve girince, Emre sabah erkenden kalkmanın etkisiyle yorulduğunu söyleyerek hemen koltuğa atıp uykuya daldı. Ben de kızları 3. kata çıkarıp odalarını gösterdikten sonra, aşağı inip odama geçtim.

Rahat bir şeyler giyip hızlıca bir kahvaltı hazırlamak için mutfağa yöneldim. Kızlar çantalarını bıraktıktan sonra aşağı indiler. Üçümüz kahvaltı yaparken, Damla evimizin yakınındaki sahile gidip Emre uyanana kadar denize girmeyi teklif etti. Aylin’i bikiniyle görme fırsatını daha da ertelemek istemediğim için bu teklifi hemen kabul ettim.

Masayı topladıktan sonra herkes plaj kıyafetlerini giymek için odasına çıktı. Ben mavi şortumu giydim ve üzerime tişört almadan aşağı indim. Kaslı vücudumla Aylin’i etkilemeyi planlıyordum; kendimi sahilde bir tanrı gibi hissetmek için hazırdım. On dakika sonra kızlar da hazırlanarak aşağı indiler.

Belli etmeden Aylin’i süzdüm. Altında beyaz bikini altı, üstünde ise mavi bir bikini üstü vardı. O an, o güzel vücudunun hatlarını görmek için sabırsızlandım. Onun yanındayken kalbim hızla atmaya başladı; sıcak güneş altında parlayan teni, bacakları ve ince belinin güzelliği beni adeta büyülemişti. İçimdeki arzu, tatil boyunca yaşamak istediğim her şeyi hayal etmemi sağlıyordu. Aylin’in o anki görünümü, beni içimdeki tutkulara daha da yaklaştırıyordu

Mavi bikinisi, teninin bembeyazlığıyla çarpıcı bir kontrast oluşturuyordu. Göğüslerinin dolgunluğu, güneşin altında adeta parlıyordu. O an, içimde yükselen arzuyu bastırmak imkansızdı. Gözlerim, onun vücudunun her bir kıvrımını tararken, zihnimde çılgın bir senaryo canlanıyordu.

Hemen harekete geçtim. Plaj eşyalarını arabaya atıp sahile doğru yola koyuldum. Güneşin sıcaklığı tenimi okşarken, sabırsızlıkla denize girmeyi bekliyordum. Kızları da yanıma alarak iskeleye doğru ilerledim. Onlar arkamdan gelirken, içimde coşan heyecanla denize atladım. Serin su, vücudumu sarmalarken, tüm gerginliğimden eser kalmamıştı.

Aylin’e odaklanmıştım. Gözlerim, suyun içindeki hareketlerinden, yüzündeki ifadelerden başka hiçbir şeye kaymıyordu. Suyun içindeki hafif dokunuşlarım, onun tenindeki sıcaklığı hissetmeme yetiyordu. Zihnimde, bu anı daha da yoğunlaştırıyordum.

Denizden çıktığımızda, vücudumdaki ıslaklık, tenimi yapış yapış yapmıştı. Aylin’in yanına yaklaşırken, gözlerim onun dudaklarında geziniyordu. O an, içimde bir kıvılcım daha ateşlendi. Keşke zaman dursaydı da bu anı sonsuza dek yaşayabilseydim.

Damla ve Aylin, beni beklerken tenlerini güneşin sıcaklığına teslim etmişlerdi. Özellikle Aylin’in üzerindeki ıslak mayo, vücudunun hatlarını daha belirgin hale getiriyordu. Güneş kremi şişesini elime alırken, içimde yükselen arzuyu bastırmak imkansızdı. Aylin güneş kremi sürmek için sırtıma dokunduğunda teninin yumuşaklığı beni büyüledi. Parmakları, omurgamı takip ederek yavaşça aşağı doğru inerken, her dokunuşunda bedenimde bir kıvılcım çakıyormuş gibi hissediyordum.

‘Çok çalışmışsın,’ dedi Aylin, sesindeki hayranlık beni daha da heyecanlandırıyordu. ‘Üzerinde tişört varken hiç belli olmuyordu kasların.’

O an, bedenimde bir güç dalgası hissederek kendime olan güvenim arttı. Aylin’in bakışları, kaslarımın üzerinde gezindikçe, içimde bir aslan uyandı. Güneşin altında parıldayan teni, zihnimde çılgın bir fanteziye dönüştü.

Aylin, havlusunun üzerine yüzüstü uzanırken, gözlerim kalçalarının mükemmel kıvrımlarında kayboldu. Güneş ışınları, tenini altın sarısına boyamış ve daha da çekici hale getirmişti. O an, tüm inhibisyonlarımı bir kenara atıp, onun üzerine kaplanmak istedim. Kalçalarının arasına girmek, sıcak tenini koklamak ve tüm vücudumla onu sarmalamak…

Tam bu sırada Aylin pozisyonunu değiştirdi. Güneşin altındaki yüzü, bir melek kadar masum görünüyordu. Ancak ben, onun altında yatan vahşi tarafını görebiliyordum. Gözlerim, göğüslerinin arasında gezindi ve içimde bir ateş yandı. Şu an, tek istediğim onu öpmek, emmek ve bedenimin her zerresini ona hissettirmekti.”

Gözlerim adeta mıknatıslanmışçasına onun üzerinde geziniyordu. Mavi bikinisi altında saklı duran o müthiş güzellikteki göğüsler, güneşin altında parıldıyor, tenimin altındaki ateşi daha da alevlendiriyordu. İçimde yükselen o yoğun arzu, her geçen saniye daha da büyüyordu. Gözlerimi biraz aşağı kaydırdığımda, beyaz kumaşın zarif kıvrımları arasında beliren o dolgun dudaklar beni büyüledi. Acaba o da benim gibi bu anın tadını çıkarıyor muydu? Yoksa ben mi kendi hayallerimle savaşıyordum?

Aylin’i hayal ettikçe bedenimde bir elektriklenme hissediyordum. Şortumun içinde kıpırdayan o sertlik, kontrolsüz bir şekilde büyüyordu. Kızların dikkatini çekmemek için üzerime bir havlu örttüm. Güneşin sıcaklığı altında, bedenim yavaş yavaş ısınırken, zihnimde sadece o vardı.

Emre’nin aramasıyla kısa bir süreliğine gerçekliğe döndüm. Kızlarla birlikte eve doğru yola çıktık. Emre’nin bizi götüreceği koy, benim için sıradan bir yer olsa da onlar için büyük bir heyecan kaynağıydı. Özellikle o koyun meşhur kil tabakası, ciltleri için harika bir fırsattı.

Yarım saatlik yolculuğun ardından koya vardık. Kalabalık sahilden uzaklaşarak, daha sakin bir köşeye yerleştik. Aylin’in gözleri, denizin mavisiyle birleşen gökyüzünde kaybolmuştu. Ben ise onu gizlice izliyor, her hareketini içimde yaşıyordum.

Denizin serin suları ve arkadaşlarımızın neşeli sohbetiyle geçen saatlerin ardından, bedenim güneşin sıcaklığıyla iyice ısınmıştı. Kumsalda biraz top oynadıktan sonra, Aylin’e doğru baktım. Güneşin altında parlayan teni ve dalgalı saçları, göz kamaştırıcı bir güzellik sergiliyordu. Emre yine yorulmuş ve dinlenme moduna geçmişti. Kızlara kil sürme teklifinde bulundum ama Damla alerji yapmasından korktuğu için gelmedi. Aylin ise bu teklife oldukça heyecanlanmıştı. Onu yanıma alarak, koya özgü kil tabakalarının bulunduğu bölgeye doğru yürümeye başladık.

Yolda ilerlerken, Aylin’in hafifçe sallanıp duran kalçalarına gözlerim kayıyordu. Beyaz bikinisi, güneşin altında adeta eriyor gibiydi. Onu takip ederken, bedenimde hissettiğim o yoğun arzuyu bastırmakta zorlanıyordum. Nihayet, aradığımız kil tabakasına ulaştık.

Elime bir avuç kil alarak, yumuşatmaya başladım. Aylin’e baktım yüzüne sürdükten sonra kenara çekilip oturuştu. “Hayır, hayır! Bütün vücuduna sürmelisin, çok daha iyi olacak!” dedim. Gözlerindeki merak dolu ifadeyi görünce, içimde bir şeyler kıpırdadı. Ona yardım etmek bahanesiyle, bedenine yavaşça kil sürmeye başladım. Parmaklarım, teninde kayarken, o anı sonsuza dek yaşamak isterdim. Elimi bacaklarının iç kısmından yukarı doğru kaydırmaya başladım. Parmaklarım, teninin sıcaklığıyla buluştuğunda içimde bir kıpırdanma oldu. Kalçalarına doğru ilerlerken, ellerim sanki bir müzisyenin enstrüman üzerinde gezinen parmakları gibiydi. Parmaklarımın ucuyla, kalçalarının yuvarlak hatlarını takip ediyordum. Aylin, nefesini tutmuş, gözlerini kapatmıştı. Sırtına doğru ilerlerken, teninin altındaki kasların gerildiğini hissedebiliyordum.

Yavaşça ellerimi göğüslerine doğru kaydırdım. Parmaklarım, bikini kumaşının altından süzülerek, göğüs uçlarına değdi. Aylin’in gözleri şaşkınlıkla açıldı. Bu yakınlık, ikimiz için de yeni bir deneyimdi. O an, aramızdaki mesafe tamamen ortadan kalkmıştı.

Aylin’in vücudu, kilin altında daha da belirginleşmişti. Kalçaları, beline doğru inen hatları, her bir dokunuşumda beni büyülüyordu. Güneşin sıcaklığı, tenimizi ısıtırken, içimizde bambaşka bir ateş yanıyordu. O an, dünya sadece biz vardık.

“Sıra sende,” dedim ve kil dolu avuçlarımı ona uzattım. Aylin, tereddüt etmeden kil dolu elimi alıp sırtıma sürmeye başladı. Parmak uçları, tenimde gezindikçe, bedenimde bir elektriklenme hissediyordum. Sonra, elleri yavaşça beline indi ve parmaklarını iç çamaşırımın lastiğine doğru kaydırdı. Kalbim hızla atarken, nefesimi tuttum.

Aylin’in ojeli parmakları, tenimde gezindikçe içimde bir kıpırdanma oluyordu. Şortumun içinden yükselen sertliğimi fark etmemesi mümkün değildi. Gözleri, şaşkınlıkla bana döndü. “Bunu şimdi vücudunun her yerine sürmemiz mi gerekiyor?” diye sordu, sesinde bir tebessüm vardı. “Tabii ki,” dedim, sesim kısık çıkmıştı. “Her yerinin sıkılaşması için.”

Sözlerimle birlikte elini şortumun içine kaydırdı. Parmak uçları, tenimin sıcaklığıyla buluştuğunda içimde bir elektriklenme oldu. Aylin, gözlerini kapatmış, dudaklarını aralayarak nefes alıyordu. Tükürüğüyle ellerini ıslatıp, beni okşamaya başladı. Bedenimde bir kasılma hissettim. Şortumu aşağıya çektim ve onunla birleştim.

O an, dünya sadece biz vardık. Dudaklarımız birbirine kenetlenmiş, ellerimiz birbirimizi okşuyordu. “Seni çok uzun zamandır istiyorum,” diye fısıldadım kulağına. “Böyle bir güzelliğin Berke gibi birine ait olması çok üzücü.” Gözleri, benimkilerle buluştu. Bir an için, her şeyi unutup sadece bu ana odaklandık.

Ancak, kısa süren bu mutluluk anı, Aylin’in ani bir hareketiyle son buldu. “Ali, bu olmamalıydı,” dedi, sesinde bir pişmanlık vardı. Ayağa kalkıp, uzaklaşmaya başladı. Ben ise yerde kalakalmış, ne yapacağımı şaşırmıştım.

Bir yanıt yazın

İlgili Hikayeler