İnsan Kaynaklar – Final –

İyisi ile kötüsüyle bir serinin sonuna geldik. Okuyan beğenen, yorum yapan herkese teşekkür ederim. Keyifli Okumalar…

Sabah erkenden hep beraber uyandık, önemli bir gece için herkesin son derece şık ve hazır olması gerekiyordu.

Hızlıca duşa girdim, Evde kimse kalmamıştı. Firuze’nin vermiş olduğu tasarım takım elbiseyi giydim. Son derece şık ve hazırdım.

Organizasyonun yapılacağı mekana gittik. Antik bir kentte düzenleniyordu. Zar zor izin alınmış, Necati bey tüm imkanlarını nüfusunu kullanmıştı…

Özel bir giriş yolu hazırlanmış, hızlıca kurulabilen ve kurulumu yaklaşık 2 hafta süren bir mekan inşaatı olmuştu. Yurt dışından gelmiş, tarihi kalıntıların arasında modern dünyanın yeni gözdelerini burada tanıtacaktık. İnanılmaz iyi hazırlanılmış bir organizasyondu.

İşin en güzel tarafı ise yer altında ki antik kentti. Asıl sahne şovunun, defilenin yapılacağı yer orasıydı. Yer altı antik kentinin toplanma alanı, defile alanına çevrilmişti. Gerekli tüm sağlık ve sağlamlık testleri yapılmış, tarihi kente zarar verilmemesi için tüm detaylar düşünülmüştü..

Sabah saatlerinden itibaren yerel ve uluslararası medya akın etmiş. Bu değerli defile için birbirleri ile yarışıyorlardı. Türkan’ın, Tugay’ın ve Necati beyin bir dizi röportajlarının yanı sıra, özel konuklarında röportajları vardı.

İçeriye girdiğimde, henüz çok insan yoktu. Türkan kendini bile kaybetmiş şekilde bir oraya, bir buraya gidiyor. Gaye arkasındaki bir kuyruk gibi onu takip ediyordu. Tugay ve Arzu’nun durumu da farklı değildi…

Kokteylin yapıldığı yere gittiğimde her şey hazırdı ve Necati bey, zengin arkadaşlarını misafir ediyor onlarla sohbet ediyordu. Koşuşturma o kadar çok fazlaydı ki akşam olmuştu bile..

Tüm konukları sırayla lüks araçlarında geliyor, kırmızı halı ünlüler ile kaynıyordu.. Canlı yayınlar kesintisiz devam ederken, defile için de son derece stresli bir şekilde çalışılıyordu.

Ben çevreyi kontrol ediyor, düzenlemeler ve eksikler noktasında koordine ediyordum.

Defile öncesi yer atlı antik kentine geçmeden evvel, peşi sıra konuşmalar yapılacak ve gelen misafirlere teşekkür edilecekti.

Sahne arkasına gittim, herkes gergin ve bir o kadar heyecanlıydı. Necati bey konuşmasını ezberlemeye çalışıyordu.. Sahne ağzına kadar ünlü, siyasetçi ve modanın önde gelenleri ile doluydu.

Necati bey sahneye çıktı ve konuşmasını yaptı. Sponsorlara ve misafirlerine teşekkür etti. Ardından Tugay ve Türkan çıktı. Her şey sorunsuz ilerliyordu. Bu esnada telefonuma Firuze’den bildirim geldi. ‘ Acil Yardım’ yazmıştı sadece. Belli etmeden ama hızlı bir şekilde mankenlerin olduğu kulise gittim.

Güzel nedir ? Güzel fizik nedir ? sorularının cevabını burada bulmak mümkündü. İçeriye girdiğimde Firuze beni bekliyor, yanında ise defilenin ve kreasyonumuzun başındaki Serbülent bey vardı.

Ben- Ne oldu Firuze hanım acil yardıma ihtiyaç olan şey nedir ?

Firuze- 2 parça kıyafet yok, kayıp. En önemli mankenlerin giyeceği kıyafetlerdi onlar.

Ben- Ne olacak şimdi, kayıp mu yoksa bir yerde unutulmuş olabilir mi ?

Serbülent- Depoda karışmış, orada unutulmuş olabilir.

Firuze- Nihal ile acil yola çıkıp bulmanız gerekiyor. Orayı en iyi o bilir..

Ben- Tamam madem öyle diyorsun hemen çıkıyorum.

Firuze- Yarım saat içinde gelmeniz gerek aksi taktirde defile rezalet ile sonuçlanabilir..

Nihal’i aradım ve çıkışta beni beklemesini söyledim, çıkışta beni bekliyordu. Elinden tutup hızlıca arabaya bindik. Ben kullanıyordum. Hiç soru bile sormamıştı. Aramam onu bazı şeyler için umutlandırmıştı.

Giderken her şeyi anlattım. Nihal’in tahmin ettiği bir yer olduğunu, muhtemelen orada bulacağımızı söyledi.

Hızlıca giderken Nihal gözümün içine bakıyor, bir şeyler dememi bekliyordu. Bende tam aksine tek kelime etmiyordum.. Nihayet depoya varmıştık, bekçi dışında kimse yoktu. İçeriye girdik, ışığı bile açacak vakit yoktu. Telefonun ışığı ile ilerlerken Nihal’in ayağı takıldı ve düştü. Hemen kolundan tutup kaldırdım. Ama sanki düşmesi onun için bardağa dökülen son damla gibiydi. Öfkesi isyanı bir anda ortaya çıkmıştı. Bana doğru döndü..

Nihal- Sen de en az benim kadar suçlusun.. Sen de Teyzemi, Firuze’yi ve çevrendeki herkesi sikiyorsun..

Ben- Şimdi sırası değil… Konuyu kapatalım.. Kıyafet bekliyorlar..

Nihal- Umurumda değil.. Sen Teyzemi benim önümde, Bartu’nun önünde siktin. Bana aşağılar gibi baktın sanki sadece ben suçluymuşum gibi… Sende suçlusun…

Artık daha fazla dayanamamıştım..

Ben- Ulan amk, senin döven adamın elinden aldım, yaralarını sardım. Bartu neredeydi ? En ihtiyacın olduğunda nerdeydi. Sen kuzenin ile seks yaparken sorun yok ama ben onun anasını sikince, yani teyzeni sikince sorun var öyle mi ? Sen değil miydin beni öpen, sen değil miydin pişman değilim çok eminim diyen.. Şimdi gelmiş bana hesap soruyorsun. Kes sesini ve al kıyafetleri gidelim..

Nihal- Anlamıyorsun, aynı şey değil.. Biz uzun süredir böyleyiz. Bir anda sana gelmemi bekleyemezsin..

Ben- Sende umut veremezsin.. Artık umurumda değil.. Teyzeni sikmeye devam edicem, Firuze’yi hatta Gaye’yi bile sikmeye devam edeceğim. Bartu ağlamaya devam edecek ve senin hep aklında ‘ Keşke’ kalacak. Diline keşkeler düşecek…

Öfkem dinmemişti, bağırdıkça kendimi gaza getirmiş daha da sinirlenmiştim… Yanına yaklaştım..

Ben- Teyzen kölem oldu biliyor musun ? Ne dersem yapıyor.. Ne istersem… Şimdi orada sikmek istesem hayır demez.. Bana sadık.. Hem senin memelerinden de büyük.. Gördün işte nasıl siktim..

Aramızda ki cinsel gerilim maksimum seviyesine çıkmıştı..

Ben- Bartu’nun siki seni tatmin ediyor mu ? Müptezel sana cenneti yaşatıyor mu ?

Elimi amına attım ve okşamaya başladım..

Nihal- Çek elini… Teyzemi siktin sıra bana mı geldi…

Ben- Evet, sıra sende… Neden ıslaksın.. Daha düne kadar benimle sevişmeye çalışan sensin.. Sen azgın bir kaltaksın ve şu anda bana vermek istiyorsun..

Nihal bir anda yüzüme sert bir tokat attı. Şaşkın bir şekilde kalakaldım. Yüzüme baktı ve bir anda üstüme atlayıp öpüşmeye başladık.. Kıyafetleri bir kenara atmıştı. Rafların arasında sevişiyorduk. Demir raflara dayayıp kucağıma aldım. Öperken, kalçalarını sıkıyordum. Saçlarımı çekiyordu oda. Vahşi bir sevişmenin içindeydik ama zaman kısıtlıydı..

Kemerimi çözdüm ve sikimi ortaya çıkardım, içindeki Külotu parçaladım ama hala icindeydi. Bir memesi de ortaya çıkmıştı. Ayakta kucağıma alıp sikimi içine soktum. Demir raflara sert sert çarpıyordu. Bütün hıncımı sikimde biriktirmişim gibi sikiyordum.

Nihal- Ah.. Bartu sen gibi değil, o narin kibar..

Ben- Ben hayvanım ve sen bunu istiyorsun. Onu da aldatıyorsun.. Teyzeni de aldatıyorsun… Sen yaramaz rastalı bir kızsın…

Nihal- Ah.. sok .. ahh hayvan gibi sik beni.. Ama… Ama.. Sadece beni sik. Her şeyi unutalım.. Teyzemi bırak, herkesi bırak..

Ben- Asla… Onlar benim karım.. Bundan sonra sen siktiğim alelade bir kızsın..

Bir anda öfkelendi ve öpüşürken dudağımı ısırdı ve kanattı..

Nihal- Beni kullanıyorsun öyle mi ? İntikam alıyorsun… Orospu çocuğu…

Ben- Evet, intikam alıyorum.. Ve sen sikimin üstünde dans ediyorsun…

İyice coşmuştuk, bir süre daha raflara vura vura siktim ve içine boşaldım. Son kazığımı da atmış oldum.. Nihal ağlamaya başladı. Elinden tuttum ve kıyafetleri aldım. Hızlıca arabaya bindik. Ağlaması dinmişti ama bana hala sövüyordu. Hatta omzuma bile vuruyordu..

Nihal- Sende beni kandırdın, sen de bana ihanet ettin…

Ben- Yarın kim ihanet etmiş, kim etmemiş öğreneceksin ama şimdi değil.. Sen bana kendini teslim etmedin. Etseydin bu halde olmazdık..

Kulise varmıştık, kıyafetleri teslim ettik. Son anda bir rezaletten kıl payı kurtulmuştuk.. Defile 10 dakika sonra başladı. Yaklaşık sahne şovları ile beraber 2 saate yakın sürdü. İzleyenler o kadar beğendi ki aralıksız 5 dakika ayakta alkışladılar. Bir sürü iş insanı Türkan, Tugay ve Necati beyin çevresini sarmış, iş birliği yapmak için randevu almaya çalışıyorlardı. İşlem tamamdı ama yarın büyük gündü..

After partiye gittim, biraz eğlendik aslında stresimiz kalmadı.. Türkan ile beraber kimseyi umursamadan dans ettik. Bartu bizi izliyordu. Nihal bir köşede içiyor, kendini kaybediyordu.. Türkan’ın kulağına fısıldadım.

Ben- Senin eve gidelim.. Seninle uyumak istiyorum..

Türkan çok mutlu olmuştu. Elimden tuttu ve evine geçtik. İçeriye girer girmez, sanki yıllardır seks yapmamışız gibi öpüşmeye başladık. Kıyafetlerimizi çıkartıyor ve etrafa fırlatıyorduk. Soyuna soyuna odasına girdik. Yatağa yatırdım ve üzerine çıktım. Bacaklarını belime sardı ve öpüşmeye devam ettik. Daha fazla dayanamadım ve amına girdim. Romantik ve bir o kadar da sert şekilde sevişiyorduk..

Ben- Her zerren benim, her zerren bana ait..

Türkan- Sonsuza kadar senin.. Sonsuza kadar sana aitim..

Sertliğin dozajını arttırmıştım. Her seferinde sonuna kadar sokuyor, Türkan umarsızca inliyor, çığlık atıyordu..

Bu esnada kapının sesini duyduk, içeriye birisi girmişti. Etrafta kıyafetlerimiz vardı ve kapımız açıktı.

Ben- Bak Bartu geldi, buraya gelirse bu halde yine bizi görebilir..

Ben daha da hızlanmıştım, daha fazla inlemesini sağlıyordum…

Türkan- Gelirse görür ve izler.. Ya da ağlaya ağlaya gider umurumda değil…

Düşündüğüm gibi olmuştu ama bir farkla yanında Nihal’de gelmişti. Kapıya gelmiş bizi görmüşlerdi..

Bartu bir anda öfkelenmişti.. Ben Türkan’ı sikerken arkamdan gelmiş beni tutmuş ve yere fırlatmıştı..

Türkan- Ne yaptığını sanıyorsun, çık odadan Bartu..

Bu savaşı kaybedersem, Türkan’ın ve Nihal’in karşısında ezik durumuna düşebilirdim. Nihal Türkan’ın yanına koşmuş, ona sarılmıştı. O da korkmuştu.

Ayağa kalktım, Bartu bana bir yumruk salladı, yumruğundan sıyrıldım ve arkasına geçip boynundan tuttum. Nefes alamayacak pozisyona geldi. Kollarımdan bir türlü kurtulamadı.

Türkan- Bırak öldüreceksin Kaan, bırak..

Bıraktım ama deli gibi öksürüyordu.. mecali kalmamıştı ama öfkem dinmemişti..

Yerde kıvranırken kafasından tuttum ve yatağa getirdim. Nihal Yatağın üstünde Türkan’ sarılmış vaziyetteydi.

Bartu öksürürken kafasını kaldırdı..

Ben- Bak Nihal de sana ihanet etti. Onu da siktim.. Bak içinde ki külota paramparça.. Biraz önce depoda siktirdi kendini..

Türkan- Nee… Siz ne zaman..

Bartu inanmamıştı.. ama Türkan emindi.. Bartu ayağa kalktı ve Nihal’in elbisesini kaldırdı. Gördüğü manzara yırtık pırtık bir külottu..

Ben- Gördün mü ? İnandın mı bana ?.. Erkek olsaydın da Nihal’in yardıma ihtiyacı varken yardım etseydin.. Bana aşık oldu ama senden kopamadı.. Daha fazla dayamadı ve benimle birlikte oldu..

Bartu- Orospu çocuğu çevremdeki herkes ile yattın…

Ben- Sende yattın.. Sen kendi kuzeninle yattın, sekreter ile yattın. Kimi denk getirdiysen onunla yattın. Türkan benim, o bana ait.. İster kabullen ister kabullenme ama bu böyle. Ama Nihal senin olabilir.. Ama şunu unutma, her an benimde olabilir. Şimdi siktir git bu odadan ve bizi yalnız bırak..

Bartu tek kelime edemeden odadan çıktı.. Nihal başını eğip sessizce yanımızdan ayrıldı. Türkan ile başbaşa kalmıştık..

Ben- Evet Nihal’i de becerdim.. İstemiyor musun beni artık söyle..

Türkan- Sana bir söz verdim ve ne olursa olsun yanındayım dedim. Sen her şeye rağmen ben değerli hissettiriyorsun. Umurumda değil kimi siktiğin. Sana itaat etmek ve yanında olmak istiyorum ölene dek..

Biraz öpüştük ama ortam çok gergin olduğu için evden ayrıldım ve evime gittim.. Derin bir uyku çektim…

Sabah olağanüstü toplantı vardı. Organizasyon iyi de geçse kötü de geçse yapılacaktı. Artık dananın kuyruğu kopacaktı.

Giyinip şirkete gittim.. Toplantı için hazırdım. Türkan da hazırdı Gayede ama hepimiz gergindik. Toplantı salonuna girdik. Tugay’ın yüzünde sinsi bir gülüş vardı.. Toplantı başladı ana gündem maddesi organizasyondu. Herkes çok memnun kalmıştı ve ön siparişler 10 kat artmıştı. Her şey güzel giderken Tugay lafa girdi.

Tugay- Her şey mükemmeldi ama size can sıkıcı bir şeyin haberini vermek istiyorum. Konumuz Türkan…

Herkes ne oldu ne bitti merak içindeyken, Tugay projektörü açtı ve anlatmaya başladı.

Tugay- Bu gördüğünüz veriler, Türkan’ın şirketten çaldığı paralar. Kumar borcu yüzünden ne yapacağını bilemediği için bizden çaldı. Buradaki banka hesaplarında ki adı geçen kişi Türkan..

Şeyma, korkmuş ve şaşırmış bir şekilde izliyordu. Kendi verileriydi bu ama ismi farklıydı anlam verememişti..

Necati- Nasıl olur bu.. Nasıl yaparsın bunu Türkan.. Derhal hisselerini devret ve istifa et. Yazıklar olsun..

Türkan- Baba göründüğü gibi değil.. Kim söyledi size bunu, nerden biliyorsunuz doğru olduğunu…

Tugay- Gaye bana her şeyi anlattı. Hatta bu bellek yanlışlıkla elime düşmeseydi, yine ispat edemezdim. Eğer bu ortaya çıkarsa neler olur haberin var mı senin ?

Türkan biraz mağduru oynadıktan sonra ayağa kalktı ve cebinden bir bellek çıkardı.

Türkan- Dediğin bellek bu mu ?

Necati- Ne diyorsun otur yerine..

Türkan- Kes sesini baba ve beni dinle.

Belleği aldı ve ekrana yansıttı. Banka hesaplarındaki ismi değiştirmişti Türkan. Aslında isim Şeyma’nındı. Onun çaldıklarıydı..

Türkan- Ben onu sana yem olarak attım ki böyle bir hamle yap diye. Bu gördüğünüz hesap numaraları, transferler hep Şeyma’nın bizden çalıyordu ama en önemlisi Tugay’dan çalıyordu.. İsimleri değiştirdim sadece. Bu gördüğünüz orospu Tugay sayesinde bizden çalıyordu..

Şeyma- Yalan söylüyorsun iftira bu..

Tugay hakikati anlayınca, ibre Şeyma’ya dönmüştü. Şeyma Tugay’dan destek bekliyordu ama Tugay destek vermedi hatta en kötüsü Şeyma’yı anında sattı. Bunu gören Şeyma sinirine çaresizliğine kurban gitti ve her şeyi anlatmaya başladı..

Şeyma- Ulan orospu çocuğu, beni siktin siktin şimdi kenara mı atıyorsun. Deme öyle. Bu görmüş olduğunuz adam, geçen yıllarda yapılan organizasyonda, anlaştığımız moda ajansından araba hediye aldı. Neden biliyor musunuz ? Mankenlerin kaşe fiyatlarını yüksek gösterdi ve aradaki payı araba olarak hediye aldı hem de en lüks araba. Bu senede aynı şeyi yaptı..

Tugay- Kes sesini.. Defol git buradan..

Şeyma- Ben batarsam sen de batarsın demiştim sana. Şimdi sen kes sesini.. Şeyh neden böyle yüksek bir anlaşma yaptı sanıyorsunuz. Sevkiyat tırlarında kaçak malzeme götürmek üzere anlaştık. Ona bir arap atı hediye etti. Hatta ikimize de Dubai’de ev hediye etti. Hepsi var bende..

Artık isteğimize kavuşmuştuk.. Necati bey böyle bir tongaya düştüğü için şaşkındı. Kalbini tutmaya başladı. Türkan önceden hazırladığı belgeleri önüne attı.

Türkan- Bana attığın iftira yüzünden hapislerde sürünebilirsin ama sana son kıyağım. Şirketin bekasını düşünüyorum ve bu olaylar duyulmamalı. Derhal önündeki belgeleri imzala. Tüm hisselerini, belgedeki fiyatlara bana sattığını, haklarından vazgeçtiğini beyan et ve imzala..

Tugay imzalamak istemiyordu ama kaçacak yeri yoktu. Diğer türlü içeriye girebilirdi. Yönetim kurulundaki diğer üyelerde mantıklı bulmuştu. Necati bey de imzala aptal dedikten sonra. İmzaladı. İçeriye girmeyecekti, hatta iyi de parası olacaktı ama artık şirkete bir daha adım dahi atamayacaktı.

Türkan bir belge daha çıkardı ve Necati beyin önüne attı.

Türkan- Sende imzala baba, Sen öldükten sonra, Tugay’a tek kuruş kalmayacak şirketten. Yeni varisinde benim.

Necati bey el mahkum kabul etti ve imzaladı. Şahit olarak diğer kurul üyeleri imzaladı.

Necati bey iyice fenalaşmış kalbini tutuyordu. Apar topar hastaneye gittik. Durumu iyiydi ama sağlık açısında ağır bir yara almıştı. Yönetim kurulu, zorunlu olarak Necati bey’i emekli etmiş, artık yeni patron Türkan olmuştu.

Uzun zamandır hayalini kurduğumuz şey gerçekleşmişti. Türkan bana küçükte olsa şirketten hisse verdi. Nihal yurtdışına annesinin yanına taşındı. Bartu ise durumu kabullendi. Beni kabullendi. Artık ses etmiyor hatta doğru düzgün bile içmiyordu. Şirket için çalışıyordu. Şeyma ise şirketten kovulmuş hakkında dava açılmıştı. Dubai’ye kaçmıştı. Zaten yeterince parası vardı.

Ben ise aynı evde kalmaya devam ettim. Türkan, Nergis, Firuze, Gaye… Hepsi ile beraber olmaya, hayatın tadını çıkarmaya devam ettim.

Gaye zengin bir iş adamı ile evlendi ama hala sık sık sevişiyoruz.

Nergis ve eniştem halinden memnundu ve öyle de olmaya devam etti.

Firuze benim gibi genç erkeklerle zaman zaman takılsa da, benden vazgeçemiyor hatta bazı partilerde başka kadınlar ile beraber oluyorduk.

Serinin sonuna geldik, hepinize teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir