Baldızım Ceren Part 2 YENİ DÜZEN

Geldiğimiz ilk hafta sonu sabah kahvaltı yaptık. O gün baldızlarımı alışverişe götürmeyi istedim. Sude her gün dershaneye gidecekti, üstüne başına güzel kıyafetler alıp burada mahcup olmamasını istemiştim. Ceren de gün boyu evdeydi ancak yine de annesi yeni vefat etmiş, kocasından da çok bir hayır görmeyen bir kızdı. O da biraz mutlu olur diye düşündüm. Ama yılmazın gelmesini istemiyordum. 100 metre öteden ne kadar sıkıcı ve itici bir puşt olduğu belli oluyordu. Aslında yılmazın bana karşı veya baldızıma karşı kötü bir hareketini görmemiştim ama yine de onu sevmiyordum. Gül gibi karısı vardı ve onu geçindirmek için bile yeterince uğraşmıyormuş gibi hissediyordum. Bu yüzden yılmaza olan kinim çok da haksız sayılmazdı. Yılmazın bizimle gelmemesi için, ona biraz da laf sokarak bugün iş aramaya çıkıp çıkmayacağını sordum. O da bugün cumartesi dedi, ben de ee diyince haklısın abi, bugün de bakınayım bi dedi. Yılmaza bunu 2miz kahvaltıdan sonra balkonda yalnız sigara içerken söylemiştim. Karım ve baldızlarımın duymasını istememiştim, Yılmaza karşı olan bu tutumum onların benim hakkımdaki fikirlerini değiştirebilirdi. Ama yılmazın hak ettiği muamele buydu. Yılmaz iş aramak için çıkınca karımı ve baldızlarımı alıp bir avmye gittik. Karıma, özellikle her gün dışarı çıkacak olan Sudeye kıyafetler almasını, Cerenin de biraz kafası dağılır mutlu olur diye ona da almasını söyledim. Karım bu davranışımı çok takdir etmişti. Eşim kendine de bir şeyler aldı bu arada. Bol bol alışveriş yapıp eve döndüğümüzde 3kız da aldıklarını tek tek denemeye başladılar. Ceren ve Sude, konyada çok fazla giyemedikleri kıyafetleri almaları ve giymeleri için eşim tarafından cesaretlendirilmişlerdi. Sude genelde dar pantolonlar ve göbeği açık tişörtler almış, artık tam yaşını gösteriyordu bu kıyafetlerle. Ceren ise daha gündelik ve bahar aylarının motiflerini taşıyan elbiseler almıştı. Eve geldiğimizde tek tek kıyafetleri denemeye başladılar. Ceren yeşil, üzerinde beyaz çiçek desenli, dizinin bir karış üstünde bir elbise giyip salona geldi. Bu elbise gerçekten çok hoşuma gitmişti ve cerene beğendimi, ona çok yakıştığını söyledim. Ceren zaten alışverişin etkisinde çok mutlu bir haldeyken geldi ve yanağımdan öpüp bana tekrar teşekkür etti. Sude de aldığı kıyafetleri beğenmişti, ancak bana sadece isteksizce yarım ağız bir teşekkür etti o kadar.

Hepimizi yavaş yavaş yeni hayatımıza uyum sağlıyorduk. Onlar geleli 2 hafta olmuştu. Sude dershanesini sevmişti ve ders çalışıp iyi bir üniversite kazanarak ablasını gururlandırmak istiyordu. Ancak bu süreçte bana hala tam olarak ısınamamıştı. Onu sabahları bazen ben bazen eşim dershaneye bırakıyorduk. Benim bıraktığım sabahlar suratı hep mahkeme duvarı gibi oluyor, ne kadar muhabbet açsam da denesem de benimle doğru düzgün konuşmuyordu. Ceren ev işlerinin tamamıyla üstlenmiş ve eşime çok yardımcı oluyordu. Eşim bu konudan çok memnundu. Aslında benim için de fena değildi bu durum, bazen sabahları sudeyi dershaneye bırakmak ve onu kendi kız kardeşimmiş gibi benimsemek hoşuma gidiyordu. Belki de tek çocuk olduğum için böyle hissediyordum. Akşamları da eve geldiğimde Cereni görmek güzeldi, Ceren hem çok alımlı bir kadın olup gözüme hitap etmesinin yanı sıra; hem de çok neşeli, konuşkan ve sıcakkanlı bir insandı. Hemen hemen her akşam bizlerle uzun uzun sohbet eder etrafa neşe saçmayı iyi bilirdi. Yemek ve temizlik işleri Ceren tarafından gündüz hallolduğu için de karım akşamları daha rahat ve mutluydu, iş yorgunluğunu daha kolay atıyordu. Eşim daha az yorgun olmasına karşın, yaptığımız seks sayısı hafta 1-2 ye düşmüştü. Çünkü evde başkaları varken eşim çok geriliyor ve onların en ufak ses duymasından çok korkuyordu. Ne yaptıysam ikna edemedim ve zaten bana az gelen seks sayısı iyice düşmüştü. Gün içinde sikim sürekli erekte gezmeye başladım, her akşam eşim eğer siktirmezse duşa girip duşta 31 çekiyordum. Bazen çok sıkıştığımda gündüz iş yerinde tuvalette bile asılmaya başladım. Evde herkes mutluyken, aslında ben de mutluyken bu sıkıntı beni düşündürüyordu.

Benim bu durumumun yanı sıra evde çok da mutlu olmayan biri daha vardı; Yılmaz puştu. 2 haftadır garsonluk yapabileceği bir iş bile bulamamıştı. Ve onun mahcubiyeti de git gide artıyordu. Akşamları yemekten sonra hemen odasına gidiyor, mümkün olduğunca özellikle benimle vakit geçirmekten kaçınıyordu. Bu da benim işime geliyordu tabii, gündüz çalışıp bir de akşam eve gelip onun gibi bir öküzle ne konuşacaktım ki ? Karım ve Cerenin muhabbeti bana yetiyordu, Sude de en azından yanımızda bizi dinliyor, pek etliye sütlüye karışmıyordu.

Eve akşamları ilk ben geliyordum, benden 30 dakika sonra da eşim ve Sude geliyordu. Bir akşam eve geldim. Anahtarla kapıyı açıcaktım ki, içeriden sesler duydum. Kapının hemen arkasında Ceren ve Yılmaz konuşuyorlardı. Şeytan dürttü sanırım, kapıyı açmayıp dinlemeye başladım. Onlar da orda ayakta durmuş, içeri geçmeden konuşmaya devam ettiler. Bir süre normal sohbetten sonra Ceren bir anda sesini yükseltip yılmaza kızmaya başladı. Artık ne zaman iş bulacağını, burada daha fazla kalmaya yüzleri olmadığını ve git gide benden ve ablasından utandığını söylüyordu. Yılmaz da elinden geleni yaptığını söyleyince Ceren hepten sinirlendi ve:

C: Allahın cezası, elinden geleni yapıyormuşmuş, ulan elinden gelen bu mu ? Nereden kandırdın da evlendim ben seninle. Keşke biraz adam olsaydın, azıcık adam olsaydın bana yeterdi. Bak aynı evin içinde yaşıyoruz, eniştemi örnek al biraz. Adamlık öğretsin sana. Karısına bakıyor yetmiyor karısının iki kardeşine ve bacanağına da bakıyor. Erkek gör erkek. Erkek dediğin başkasına muhtaç olmaz.

Yılmaz bu sözlerin üzerine bir tokat attı Cerene, sesini duydum. Bu tokattan sonra ikisinin de sesi kesildi, hiç bir şey demediler. Ben de dışarı çıktım, aşağıda bir sigara içip 10 15 dakika sonra eve tekrar geldim. Ceren kapıyı açtığında sol yanağında çok hafif bir kızarıklık vardı ve suratı çok asıktı. O an onu öyle görünce gerçekten üzülmüştüm, Ceren gerçekten iyi bir kızdı, evimize geldiği günden beri neşe saçıyordu ve çok güzel alımlı bir kadındı. Onu öyle görünce dayanamadım ve gerçekten onu mutlu etmek, yüzündeki asıklığı gidermek için iki elimle yanaklarını tuttum, yemyeşil gözleri bana aciz aciz bakarken iki yanağına da ıslak birer öpücük kondurup

T: Hayırdır baldız, yüzünden düşen bin parça, kim üzdü seni bakıyım

Yanaklarına kondurduğum öpücükler baldızı iyice kızartmıştı ve utandırmıştı,

C: Yok bişey enişte, biraz kestiriyordum yeni uyandım. Ondan yüzüm asık olabilir biraz

T: Ha öylemi, başka bir şey varsa söyle baldız. İcabına bakarız. Benim baldızımı kimse üzemez

Bunu bilerek yüksek sesle söyledim, içeriden Yılmazın da duymasını istiyordum. Kapının arkasından baldızın bana adam ve erkek demesi benim koltuklarımı kabartmıştı ve iyice erkeklik taslama isteğim gelmişti. Bu yüzden baldızı kanatlarım altına almak ona da erkeklik yapmak istiyordum. Benim bu sözlerim üzerine baldız bana hayran gözlerle bakarak teşekkür etti ve sarıldı. 2 gün sonra cumartesiydi ve cumartesi günleri eşimle genelde dışarıda yemek yerdik. Ceren geldiğinden beri yemekleri yapıyordu bu yüzden bu rutinimizi aksatmıştık ancak bu cumartesi dışarda yemeye karar verdik. Eşimle sık sık gittiğimiz lüks bir otelin restoranına gitmeye karar verdik. Ceren yılmaz ve Sude de gelecekti tabii ki .Gittik yemeklerimizi yedik, güzel bir kırmızı şarap açtırdım. Onu içerken sohbet etmeye başladık. Bu sırada ceren şarabı hafif fazla kaçırmış, ufaktan çakır olmuştu. Ve bu haldeyken bana teşekkür etmeye başladı, ve sonra iltifatlar etti. Özellikle yılmaza bakarak bana erkek dediğin senin gibi olur enişte gibi laflar ediyordu. Yılmaz iyiden iyiye masanın sandalyesinde küçülmüş, kollarını büzmüş oturuyordu. Benim yine gururumu okşadı bu iltifatlar. O akşam eve döndüğümüzde karımla sevişmek istedim, ses gider diye izin vermedi. 4 gündür sikişmiyorduk ve banyoda 31 çekmek artık bana yetmiyordu. Ertesi pazar günü yine söyledim karım yine izin vermeyince mutfaktaki cerenin yanına gittim. Önce havadan sudan muhabbet ettikten sonra Cerene;

T: Baldız, senden bir isteğim var zor durumdayım da

C: Buyur enişteciğim sen ne istersen hemen yapayım

T: Baldız, yani biraz çekiniyorum bunları konuşurken ama mecburum. Sen de evli bir kadınsın yani halden anlarsın. Ablanla çok yalnız kalamadık bu aralar da… Sen sudeyi ve yılmazı alıp dışarı çıksana bikaç saat

C: Olur enişteciğim, sen de haklısın. Geldik başınıza bela olduk. Evli genç çiftsiniz yalnız kalamıyorsunuz hiç. Ben alır onları çıkarım siz keyfinize bakın

T: Baldız halden anlıyorsun valla, teşekkür ederim. Borçlandım sana

C: Ne borcu enişte evinizi açtınız bize. Asıl ben sana borçluyum

T: Tatlı baldızım benim

diyip yanağından bir makas alıp dışarı çıktım. Baldız dediği gibi yılmazı ve sudeyi alıp bizi yalnız bırakınca karımı 2 saat aralıksız siktim, perişan ettim resmen. O da şaşırdı ama haklıydım kaç gün olmuştu taşşaklarım patlayacaktı az daha. Karımı iyice siktikten sonra rahatlamıştım.

Birkaç gün sonra eve gelip kapıyı anahtarla açtım. İçeriden karım ve cerenin sesi geliyordu, baş başa konuşuyorlardı. Geldiğimi duymamışlardı, ben de merak ettim ne konuştuklarını ve dinlemeye başladım. Ceren; eşime tam da benim ondan evden çıkıp bizi yalnız bırakmalarını istememi anlatıyordu. Karım bunu duyunca sinirlendi ve;

D: Hayvan herif ya, baldızına utanmadan nasıl demiş bunları

C: Aman abla nolacak ya eniştem o benim, hem adam haklı yani hiç yalnız kalamıyorsunuz

D: Haklı haklı da bu Tameri bilmiyosun sen, bokunu çıkarıyor. Hem doymak nedir bilmiyor hem de hunharca sikiyor beni. Normalde her gece ister, beni öyle bi siker ki ertesi gün akşam bile halim kalmaz. Beni çok mutlu ediyo ama aşırıya kaçmasa iyi

C: Abla senin de şikayet ettiğin şeye bak. Erkek bu, tabi ki düşkün olacak. Bir koca her gece karısını istiyorsa daha ne olsun ? Hem demek ki dışarıda da gözü yok. Öyle olsa her akşam seni sikemezdi. Ahh ahh senin şikayet ettiğin şey benim hayalim be abla. Hem biliyo musun, geçen gece duydum biraz sesinizi. Eniştenin performansı dediğin kadar olmalı ki seni baya bi inletti hahaha

D: Off bu Tamere o kadar da dedim duyarlar bizi diye

C: Olsun ablacım, sen yine de şikayet etme tadını çıkar

D: Öyle de, ne bileyim işte. Keşke biraz daha az istese. Senin niye hayalin kız Yılmaz aygır gibi adam

C: Aygır aygır da bi hayrı yok ki. Yahu hem işsiz güçsüz işe yaramaz herifin teki, insan bari yatakta iyi olsun istiyor. Ama o da yok. 5 dakikada işini halleder döner yatar. Hiç beni düşünmez. Bırak yalamayı, dudağımı bile öpmez. Direkt açar işini bitirir yatar.

Duyduklarıma inanamamıştım. O an baldız açık açık sikilmediğini anlatınca ona bi alıcı gözle baktım, bir insanın böyle bir karısı olacak 5 dakika boş bırakmazdı hiç bir deliğini. Ablasından daha seksi daha güzel bi kızdı doğrusu. Sikimde ufak bir hareketlenme hissettim. İçimi de müthiş bi heyecan kaplamıştı ki, bu heyecanla gardıroba çarptım ve sesi duydular. Ben de yeni gelmiş gibi yapıp selam verdim;

T: Kızlar ne kaynatıyosunuz abla kardeş

C: Hiç enişte öyle havadan sudan işte

T: Beni mi çekiştiriyosunuz yoksa

C: Çekiştirmek mi, hahaha. Olsa olsa seni överiz eniştecim çekiştirilecek bir yanın mı var.

T: Ablan da öyle mi düşünüyo yoksa sana dert mi yanıyo benden

C: Ablam da öyle düşünüyor da, biraz elindekinin kıymetini bilmiyor sanki

Bunu derken Damla cereni sağlam dürttü. Bu konuşmalardan sonra gece uyurken iyice düşündüm. Baldız çok seksi tam sikilmelik henüz 24 yaşında bir afetti. Mal gibi bir adamla evliydi, üstelik o adam onu sikemiyordu da. Baldız da bana hayran, üstelik yanıyordu. Cerenin ateşini söndürmem lazım diye düşündüm. Ama Ceren tam olarak beni öyle görmüyorsa eğer; en ufak yanlışımda ailem dağılabilirdi. O yüzden dikkatli olmam lazımdı ancak bir şekilde baldızı ayartıp sikecektim, altımda inim inim inletecek o karının hakkını verecektim. Eminim ki pespembe daracık bir amcığı vardı, o amcığa yarrağımla hücum edecektim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir