Koşar adımlarla aşağı katlara inip arabaya atladım ve babama tuvaletteydim yalanını atıp kurtuldum. Babam bana bugün direksiyon dersi verecekti ve sırf bunun için bile heyecanlıydım. Arkadaşlarımın çoğunda ehliyet vardı ve araba kullanmayı biliyordu ama ben pek bilmezdim. Tabii ki temel eğitimleri almıştım, gaz-fren gibi şeyleri bilip sürmüştüm ama pratikte sıkıntılı durumdaydım. En sonunda boş bir araziye varmıştık, burayı biliyordum köy yoluydu ve bu yüzden pek araba geçen yer değildi. Rahat rahat araba sürebilirdim, bomboş araziydi çarpacağım bir şeyde yoktu. “Pekala tatlım, geç bakalım direksiyona.” Babamla eşzamanlı arabadan indik ve yer değiştirdik. Arabayı bildiğim için kemerimi takıp vitesi 1’e getirdim, bir ayağımı debriyaja diğer ayağımı gaza götürdüm ve ilk istopumu ettirdim. Debriyajdan çok hızlı ayağımı çekmiştim.
B: “Bir şey olmaz, bugün öğreneceksin o dengeyi. Şimdi tekrar çalıştır arabayı.”
Arabayı boşa aldım ve kontağı kapattım daha sonra debriyaja basıp tekrar çalıştırdım yeniden 1’e taktım. Bu sefer arabayı kaldırabildim fakat teklemeler yaşamıştım, bir süre sürdükten sonra arabayı durdurdum trafikte gibi. Fakat tahmin edildiği gibi arabayı yine kaldıramadım.
E: “Off baba ya, yapamıyorum.”
B: “Benim kızım her şeyi başarabilir, tekrar deneyeceksin bebeğim her seferinde.”
E: “Tam olarak kavrayamıyorum ki. Şey yapsak? Sen geç şoför koltuğuna ben de kucağına geçeyim ayaklarını takip edeyim?”
B: “Canım buraya sığmayız ki, eski Ezgi değilsin büyüdün artık.”
E: “Ya çekerim ben arkaya koltuğu, yoksa gerçekten yapamayacağım.”
Babam başını sallayıp peki dedi ve araçtan indi bende araçtan indim, babam koltuğu sığmamız için arkaya doğru çekti ve oturdu ardından bacaklarını bekledi bende önüne doğru geçip sığabildiğim kadarıyla ortasına oturmaya çalıştım ama tabii ki hem kalçam büyük hem de bacaklarım uzun olduğu için pek sığamamıştım ve istemsizce kalçamın bir kısmını onun kucağına doğru koymuştum. Babamda rahat etmek için bacaklarını ve belini oynatıp yer almaya çalışınca iyice kucağına yerleşmiş olmuştum, ellerimi direksiyona koyup sırıttım. “Eveet, şimdii sen debriyajı ve gazı yönet ben hem izleyip hem de süreceğim.” Dediğim gibi oluyordu, bir yandan babamı izliyordum bir yandan sürüyordum bir nevi kavramıştım tekrar. Biraz yol gittikten sonra durduk ve bu sefer ben debriyajla gaza ayağımı koydum, gösterdiği şekilde arabayı kaldırmıştım sorunsuzca.
E: “Oluyor gibi…” Yavaşta olsa arabayı sürüyordum ve araziyi turluyordum yavaş yavaş. Bir an için hissetmemiştim ama bacaklarımın arasında kalın bir şey vardı, ilk başta olmayan ama şu anda rahatsız eden bir kalınlıktaydı. Olayın içindeyken hissetmemiştim ve farketmemiştim ama babamın kolları da benim belime sarılı durumdaydı neredeyse, bir elinin ucu bacağıma değiyordu. Yine de farklı düşünmedim, benim babamdı ve farklı bir şey yapmazdı. Bu sırada köy yolunda olduğumuz için bir süre sonra önümüz bozuk yollar ile dolu olacaktı, bozuk yolları bilirsiniz sürekli olarak bir çukur ve engeldir. Bu sebeple babam bir elini benden çekip direksiyona attı ve yola odaklandı. Çukurlara ve tümseklere girip çıktıkça onun kucağında istemsizce zıplıyor ve hareket ediyordum. Artık babamın penisi iyice kasıklarıma dayanmış, ince ve kısa eteğimin altında sürtünüyordu. Hem ben onun penisini çok yakından hissediyor ve sürtünüyordum hem de o. Yol iyice bozuldu, sürekli olarak manevra yapıyorduk ve işi zorlaştırıyordu. Babam zıplamamı kesmek için bir elini direksiyonda tutarken diğer elini bacağımın iç tarafına doğru koyup elleriyle yavaşça tuttu, elinin bir kısmı şimdi iç bacağımda diğer yarısı ise kasığımdaydı, elini biraz daha kaydırsa tümden vajinamı tutacaktı. Bu pozisyon çokta hoşuma gitmişti, yine şeytanlığımı konuşturmak istedim ve iyice kendimi ona bastırmaya başladım. Nasıl olsa babamdı, hiçbir şey yapamazdı kızına.
Kalçam onun penisini sıkıca ezerken kocaman bir çukura girdik, bir teker girdiğinde birazcık yükselmiş oldum ve diğer teker girerkende oturmuştum ama o saniselik olayda yükseldiğimde penisi tamamen vajinama hizalanmış ve öyle bir bastırmıştı ki çukurun etkisiyle neredeyse içimde hissetmiştim. “Ihhh.” Sessizce yola devam ediyorduk, üstümüzde bir şey olmasa o çukurda içime girmiş olurdu. Babam iyice öne doğru kendini kaydırdı, kendini rahata aldı bende birazcık daha kendimi yükselttim, hiçbir şey söylemeden birbirimize pozisyona giriyorduk. Çok azmıştım, iyice sulanmıştım. Nasıl olsa babam ön tarafımı göremiyordu, ben elimi önüme doğru attım ve eteğimin düğmesini çözdüm yavaşça ön taraftan tutarak indirdim artık babamın penisi kadınlığıma doğru pantolon üzerinden değiyordu. Direksiyonun alt simidinden tutarak yavaş yavaş öne git-gel yaparak sürtünüyordum, gözlerimi kapattım ve dudaklarımı ısırdım. Olayın keyfindeydim artık, zevk sularım iyice eteğime ve onun pantolonuna bulaşıyordu ve hesaba katmadığım bir şey vardı; dikiz aynası. Babam anbean benim yüzümü izliyordu. Dudaklarımı ısırdığımı, gözlerimi kapattığımı her şeyi görüyordu. Size elinin yerini tarif etmiştim, bacağımın içindeydi zevk aldığımı görünce elini iyice kaydırdı ve zaten açık olan amıma doğru elini yerleştirdi, daha doğrusu eli amıma temas etmişti. Bunu hissedince gözlerimi açtım fakat yapabileceğim pek bir şey yoktu. Babam parmağının yanıyla yavaş yavaş am dudaklarımı gezdiriyordu. Şimdi eğlenen ben değil babam oluyordu, hem penisiyle amımı eziyordu hem de artık eliyle am dudaklarımı elliyordu. Hiç dayanamayıp boşalmaya başladım kucağında. “A-ahh… Mhvfvmm.” Boşalırken babam parmağının ucunu sertçe amıma doğru atıp amımdan okşamaya başlamıştı, bu sırada ise iyice penisini amıma doğru değdirmişti ki birkaç saniye sonra o da boşalmaya başladı. “Ihff.” Karşılıklı sessizce hiçbir şey demeden boşalmıştık, göz ucuyla pantolonuna baktığımda tamamen ıpıslak olduğunu gördüm. Bir süre daha o yolu gittikten sonra yeterli diyerek arabadan indim, inerken hızlıca toparlanmıştım. Yana geçtikten sonra eve doğru yola çıktık.
[Babasıyla hikayesinin başlangıcını yaptık, bir sonraki bölümü bekleyelim. UPVOTE atmayı unutmayın.]
