[#11] Arkadaş Grubumuzun Şeytanıyım: Sezon 2

,

Okulun sonuna geldik, koskoca lise eğitim dönemim bitmişti, üniversite sınavına girmiştim ve çok güzel bir puanlama bekliyordum. Hayatım çok güzeldi, ailemden aldığım harçlıkları delisine yiyordum arkadaşlarım ile, her gece partiler, seks… Uyku düzenim bile bozulmuştu bu süreçte eve geceleri geç geldiğim için sabaha kadar uyumuyordum ve sabahları uyuma saatim oluyordu. Bu da özellikle annemin dikkatini çekmişti. Hafta sonu akşam üstü yataktan kalktım, güneş batışa geçmişti ve hava kararıyordu artık. Üzerimdeki crop top deli gibi uyuduğum için iyice sıyrılmış iyice büyüyen memelerimi gösterir olmuştu, yataktan kalkıp üzerimi topladım ve mutfağa gitmek için kapıyı açtım. Kapıyı açmamla birlikte hararetli bir tartışmayı duymamı sağladı. Parmak ucumda sesin geldiği yere yani yatak odasına doğru ilerledim, kapı kapalı değildi hafif bir aralık vardı yavaşça yerimi kapının önünde aldım ve başımı çevirip dinlemeye çalıştım.
A: “Kızını görmüyor musun? Geceleri sürtünüp duruyor dışarıda, kimlerle beraber onu bile bilmiyorsun ve buna ne olmuş ki diyorsun? Babalık görevini mi unuttun Emre?”
B: “Daha ergenliğini yeni bitirdi, hayatını öğreniyor Ezgi. Bırak kızı zaten heyecanını aldıktan sonra yeniden evde kalmaya başlar. Kızımızı yeterince zorlamadın mı? Lisede perişan oldu.”
Babam her zamanki gibi beni savunuyordu, kızlar babalarına aşıktır derler ya gerçekten öyleydi. Babam küçüklüğümden bu yaşıma kadar beni hep korur kollamıştı, şimdi de öyle yapıyordu.
A: “Emre. Sana son kez söylüyorum. Ya kızını hizaya getirirsin ya da ben ona yapacağımı bilirim. Anladın mı beni?” Annemin ses tonu iyice artmıştı ve sinirlenmişti. Lafını bitirdikten sonra arkasını dönüp gitmeye çalışınca babam kolundan kendisine doğru çekti. Annemin sırtı babamın önündeydi, babam kollarını annemin beline sarmaladı ve iyice kendisini kadınına yasladı.
B: “Ezgi sadece hayatı keşfediyor. Bırakalım hayatını yaşasın biraz.” Babam bu sırada elini yavaşça annemin kasıklarına doğru götürdü ve hafifçe elini kondurdu fakat annem bu ilişki isteğine karşılık vermedi ve başını sallayıp onun kollarından kurtuldu.
B: “Benden daha ne kadar kaçacaksın? Kaç gün oldu, yeter artık şu saçma tribin.” Belli ki annemle babam uzun zamandır ilişkiye girmiyordu, babamda insandı ve ihtiyaçları vardı. Babamla annem aslında ilişkiye sık sık girerlerdi, genelde ben yattıktan sonra onlarda 1 saat sonra odalarına geçer sevişirlerdi. İnleme sesleri ve vuruşma sesleri odama gelirdi kısık bir şekilde. Annem ve babam çok erken evlendiler, yaşları 23 iken evlenmişlerdi ve bende 25 yaşlarında hayata gelmiştim. Yaşları 38’di, annem hala güzel bir milf babam ise yaptığı ara ara spordan dolayı yakışıklı bir beyefendiydi. İkiside yaşlarının çok altında gösterirlerdi aslında.

Babam annemin gidişini izledikten sonra başını sallayıp kapıya doğru ilerledi, korkup hızlıca odama geçmeye çalıştım ve kapımı kapattım. O kadar salakça bir hareketti ki bu, kaçarken çok ses çıkarmıştım ve babamın duymama imkanı yoktu. Ayak sesleri kapıma kadar geldi, birkaç saniye sonra uzaklaştı. Derince nefeslenip masama geçtim ve öylece notebookta dolaşmaya başladım. Yarım saat sonra kahvaltı için çağrıldım, masaya geçtim ve kahvaltıya başladık. Uzun zamandır direksiyon dersi istiyordum, hiçbir erkek arkadaşımda düzgün verebilecek profesyonellikte değildi. Kahvaltı ederken babama baktım, neden babam bana direksiyon dersi veremesin ki? Aylar sonra sınava girecektim ve kalmak istemiyordum.
E: “Babacım… Bugün boş musunnn?” Babamla konuşurken şirinlik yapmak için genelde kelimeleri uzatırdım ve babamda bundan hoşlanırdı.
B: “Şirkete geçeceğim canım, ne oldu?”
E: “Hiiç. İki ay sonra direksiyon sınavım var ya hani… Belki babacım beni çalıştırır diye düşündümmm.”
B: “Hfhm. Şöyle yapalım canım, sen benle bugün şirkete gel. Ben işlerimi halletikten sonra bir araziye gidip sana ders vereyim. Olur mu?”
E: “Oluuur canım babam!” masadan kalkıp yanına gittim ve yanağından kocaman öptüm ardından hazırlanmak için odama doğru gittim.

Kapıyı kapatıp dolabımı açtım, bugün yine güzel giyinmem lazımdı çünkü dışarı çıkıyordum. Altım için ince kot eteğimi aldım ve üzerim için sıradan bir tişört, ayakkabılarım ise beyaz. [Kombin yorumlarda resim linki olarak iletilecektir.]
Kot etek fazla kısaydı ve tam benim tarzımdı. Kendimi yatağa attım ve babam hazır olana kadar telefonla uğraştım. Babamın sesi koridordan geldikten sonra dışarıya çıkıp ona arabaya kadar eşlik ettim. Babam ilk olarak şirkete gitti ve şirkette yaklaşık bir saat vakit geçirdi bu sırada bende Hakan abi ile tanıştım ve birazcık onunla sohbetledim. Sohbet sırasında Hakan abi neredeyse bacaklarımı yiyecekti, hatta tikimi bulma bahanesiyle bana dokunmaya başlamıştı. Hakan abi köklü bir çalışandı, 29 yaşındaydı ve nispeten yakışıklı bir adamdı. Belimde tikim vardı, dokunulduğu anda belimi kasıyordum ve bunu bulmuştu. En sonunda abartınca yanlışlıkla dizimi masaya vurdum ve gerçekten çok acımıştı. Dizimi tuttum Hakan abide endişelenmiş bir şekilde dizimin iki yanından tuttu. “Çok özür dilerim Ezgi ya, abarttım biraz.” dedi ve mutfağa doğru giderek bir buz kalıbı aldı. Bugün cumartesi olduğu için ofis boştu, en üst kattada olduğumuz için sadece burada Hakan abi mesaideydi. Buzla birlikte yanıma geldi, sandalyeye geri oturdu ve bacağımın altından tutarak kendi dizine doğru koydu, buz kalıbını dizimin üstüne koyup vurduğum yere bastırdı. Buzdan dolayı huylanıyordum bu yüzden istemsizce belimi ve bacağımı oynatmaya başladım. Hakan abi bacağıma doğru eğildi, buzu hafifçe çekip bacağımdaki oluşan yaraya doğru ince ince üflemeye başladı. Hem buz hem de üflemeyle tamamen huylanıyordum artık, karıncalanıyordu vücudum. Her huylandığımda ve karıncalandığımda ise gözlerim seyirirdi, hafifçe başımı kaldırıp arkama yaslandım ve rahatlamaya çalıştım. Hakan bunu gördü, bacağımdan yine tutarak yavaşça bacağımın bilek kısmının biraz yukarısını pantolonun önüne doğru getirdi ve daha da yaklaşmış numarası yaptı. Kasıklarına bacağımı koyduğu anda şişkinliği ve penisinin kemiğini hissedebilmiştim, yine bana yükselen bir penis vardı. Eteğim zaten kalçamın sınırlarında kalıyordu bu yüzden bütün bacağım meydandaydı. Hakan bir elini dizimden baldırına doğru koydu, ince ince baldırımı okşamaya başladı bu sırada gözlerim kapalıydı ve Hakan dahada ileri gitmek istiyordu. Bir ara elini baldırımdan çekti sanırım uzaklaştı diye düşündüm, tekerlekli sandalyesini hafifçe yana doğru sürükledi taktiğini anladım. Bir bacağım onun kucağındayken diğer bacağım yerdeydi, yaptığı hareketle bacaklarımın arasını açmış oldu iyice ve bu sayede mor kilodumun ipliği görülebilirdi. Bu sefer eline bir buz almış, bu buzu avuç içerisinde baldırımdan daha ilerisine neredeyse kasıklarıma doğru yaklaştırdı ve değdirdi akabinde kasık kenarında dolaştırmaya başladı. Dudaklarımı ısırıp sessizce inledim yine. “Immvh.” İnlememi duymuştu, buzu daha da ileriye götürdü ve kilodumun sınırına sürtmeye başladı. Buzun soğukluğundan iyice uyarılıyordum. Dudaklarımı dişliyordum zevkten. Hakan elindeki buzu yere bıraktı, hızlıca beni tutup kaldırdı ve çekiştirmeye başladı. Beni arşiv odasına doğru sokup kapıyı kapattı ve kapıya doğru beni yasladı. Hiç konuşmadan ve beni öpmeden eteğimin düğmesini çözüp eteğimi indirdi ardından sertçe kolumdan çevirip kapıya başımı neredeyse vurdu. Birkaç saniye kemer ve düğme sesi duydum, Hakan penisini tutup vajinama hizaladı ardından içime doğru sokup belini öne doğru iktirdi bu sırada başını omzuma doğru yasladı. “Aahhh…” Hakan olabildiğince sessiz olmaya çalışarak içime gidip gelmeye başladı, vuruşları sayesinde kapıya vuruyordu vücudum. “Mmmh, ahh.” Birkaç sefer gidip geldikten sonra koridorda babamın sesini duymuştum. “Ezgi! Gidiyoruz! Hadi!”, babamın sesi 10 adımlık mesafeden geliyordu, biz arşiv odasındaydık ve amımın içinde Hakan’ın siki vardı. İyice heyecanlanmıştım. Kapının gerisinde ayakkabı sesleri devam ediyordu, Hakan’ın umrunda olmadan amıma girip çıkmaya devam etti. Sessizce inliyordum. “Ihh… Yavaş ol duyacak…” Hakan sertçe saçlarımı eline doladı ve arkaya çekiştirdi. “Ahhh.” dudaklarını boynuma yapıştırıp emmeye başladı. Diğer boştaki elini ise açılmış tişörtümün içine doğru soktu ve sütyensiz memelerimi avuçlarının içine alıp sıkmaya başladı. Vücutlarımız bir bütün sevişiyoruk. “Aahh-Mhmm! Ufvhmm! Hadi erkeğim… Boşal artık içime, basılacağız. Daha hızlı sik beni.” Onu getirtmek için cümleler kuruyordum artık. Hakan içimde gidip gelirken dahada hızlandı, “Mmhm! Evet erkeğim. Sik beni.” En sonunda Hakan hırıltılarla sikini çıkartıp yere doğru boşalmaya başladı, içimden çıktıktan hemen sonra eteğimi ve kilodumu üzerime çekiştirdim ardından üzerimi düzeltip odadan çıktım. Nefes nefese babamı bulmak için aşağı kata indim…

[Sonraki bölümlerde işleri koparıyoruz. Hakan normalde senaryoda yoktu ama nedense gözüme hoş geldi böyle bir sahnenin yazılması. 12. bölüm yarın öğlen gelebilir.]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir